position - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

position

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "position" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 82 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
position n. mevki
position n. pozisyon
position n. konum
position n. durum
position n. makam
General
position n. görüş
position n. iddia
position n. hal
position n. vaziyet
position n. tutum
position n. toplumsal seviye
position n. sosyal pozisyon
position n. meram
position n. duruş
position n. mertebe
position n. fikir
position n. yerleştirme
position n. statü
position n. toplumsal durum
position n. koyma
position n. vazife
position n. paye
position n. sav
position n. durum
position n. görevi
position n. yer
position n. unvan
position n.
position n. görev
position n. memuriyet
position n. mahal
position n. postür
position n. dikey yönlü aranjman
position n. (saat hareketliliğinin devam edebileceği) dikey yönlü ayarlama
position n. avantaj durumu
position n. avantaj noktası
position n. (briç gibi oyunlarda) kart dizilimi
position n. (satranç gibi oyunlarda) taş dizilimi
position v. yerini belirlemek
position v. konumlanmak
position v. durmak (bir yerde)
position v. koymak
position v. yerleştirmek
Trade/Economic
position n. görev
position n. hizmet
position n.
position n. kanı
position n. kadro
position n. kişisel görüş
position n. mevki
position n. memuriyet
position n. pozisyon
position n. reklam alanı
position n. reklam yeri
position n. borsa simsarına ait envanter
position n. kıymetli evrak alım-satım taahhüdü
position v. konumlandırmak
position v. (ürün veya hizmeti) belirli bir piyasaya uyarlayarak pazarlamak
position v. (ürün veya hizmeti) rakiplerinden farklı kılarak pazarlamak
Law
position n. mevki
position n. yargı
Politics
position n. düşünce
Technical
position n. durum
position n. konum
position v. konumlamak
position v. konumuna getirmek
position v. pozisyonlandırmak
position v. yerleştirmek
Automotive
position n. pozisyon
Medical
position n. ameliyat pozisyonu
Linguistics
position n. yer
position n. (yunanca veya latince ölçüde) kısa sesi iki sessiz veya çift ünsüzün takip etmesi
Military
position n. konum
position n. mevzi
Sport
position n. durum
position n. pozisyon
position v. (oyuncuyu) sahanın belirli bir yerine yerleştirmek
position v. (sahada) konumlanmak
Music
position n. klasik balenin temelini oluşturan adım ve hareketler
position n. akort dizilimi
position n. (telli çalgıda) sap üzerinde tellere el ile bastırılan nokta
position n. trombon sürgüsünde yer alan yedi derecelik uzatmaların her biri

Sens de "position" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
genupectoral position n. diz göğüs pozisyonu
military position n. askeri makam
vacant position n. münhal kadro
favorable position n. elverişli pozisyon
initial position n. başlangıç konumu
having position n. pozisyon alma
next available position counter n. ilk boş yer sayacı
key position n. anahtar konum
upright position n. dik pozisyon
war of position n. mevzi savaşı
official position n. koltuk
upright position n. ayakta dik duruş pozisyonu
missionary position n. misyoner pozisyonu
difficult position n. açmaz
vacant position n. boş kadro
vacant position n. açık pozisyon
geographical position n. bir bölgenin coğrafi özelliklerinin bulunduğu yere göre tanımlanması
position of a notary public n. noterlik
managerial position n. yönetim mevkii
prone position n. yüzükoyun pozisyon
geographical position n. coğrafi konum
trendelenburg's position n. trendelenburg pozisyonu
key position n. kilit yeri
resting position n. dinlenme pozisyonu
idle position n. rölanti durumu
erect position n. ayakta dik duruş pozisyonu
method of false position n. yanılma yöntemi
key position n. kilit noktası
exposed position n. açık mevzi
lithotomy position n. litotomi pozisyonu
a man in my position n. benim durumumda olan bir adam
key position n. yetkili mevki
knee chest position n. diz göğüs pozisyonu
vacant position n. açık kadro
key position n. önemli yer
change of position n. pozisyonu değiştirme
position finding n. yer bulma
mid position n. orta nokta
erect sitting position n. dik oturuş pozisyonu
assembly position n. toplanma yeri
key position n. çok önemli durum
present position n. şimdiki nokta
position paper n. hatırlatıcı not
position paper n. anımsatıcı not
the position where one belongs to n. ait olduğu makam
leading position n. lider konum
geographic position n. coğrafik konum
physical position n. fiziksel konum
physical position n. fiziki konum
strategic position n. stratejik konum
lower-position n. alt pozisyon
on-position n. işleme durumu
virtual role-position n. virtüellik
on-position n. akımlı durum
home position n. başkonum
legal position n. hukuki durum
change of position n. görev değişikliği
off-position n. kapalı durum
units position n. virgül konumu
sexual position n. cinsel pozisyon
better position n. daha iyi pozisyon
better position n. daha iyi konum
dominant position n. hakim durum
abuse of a dominant position n. hakim durumun suistimali
side-lying position n. yan yatış pozisyonu
privileged position n. ayrıcalıklı konum
one-down position n. bir alt konum
one-down position n. bir alt pozisyon
appropriate position n. uygun pozisyon
proper position n. uygun pozisyon
financial position n. mali durum
recovery position n. kurtarma pozisyonu
lotus position n. bağdaş pozisyonu
sex position n. seks pozisyonu
position paper n. makale
commentary position n. spiker anlatım yeri
commentary position n. spiker masası
compromising position n. uygunsuz durum
prostrate position n. yüzükoyun pozisyon
key position n. kilit mevkii
relative position n. göreli konum
social position n. sosyal mevki
social position n. sosyal statü
social position n. sosyal pozisyon
compromising position n. uzlaşmacı durum.
firm position n. katı tutum
firm position n. katı duruş
head position n. baş duruşu
temporary position n. geçici pozisyon
start position n. başlangıç konumu
sleeping position n. uyku pozisyonu
dominant position n. baskın konum
initial position n. başlangıç konumu
hobble position n. ellerin ve ayakların arkadan bağlanarak kişinin etkisiz hale getirildiği vücut pozisyonu
flat position n. düz pozisyon
unfavorable position n. elverişsiz pozisyon
unfavorable position n. rekabet üstünlüğü olmama
unfavorable position n. rekabette dezavantajlı olma
open position n. (bale, modern dans veya caz dansında) ayakların birbirinden ayrı durduğu bir pozisyon
false position n. ters durum
false position n. bireyin prensip ve çıkarları dışında davranmak zorunda kalması
favorable position n. üstün pozisyon
favorable position n. rekabette güçlü olma
favourable position n. elverişli pozisyon
favourable position n. üstün pozisyon
favourable position n. rekabette güçlü olma
stress position n. stres pozisyonu
stress position n. tutuklulara uygulanan duruş temelli bir tür işkence
I position n. ben pozisyonu
secure one's position v. yerini sağlama almak
have position v. pozisyon almak
lose one’s position v. yerinden olmak
reach the highest position v. başa geçmek
position oneself to do something v. zemin hazırlamak (bir şey yapabilmek için)
secure one's position v. yerini sağlamlaştırmak
assign to a lower position v. daha alt göreve atamak
undermine somebody's position v. ayağının altına karpuz kabuğu koymak
be in a position to v. durumda olmak
jockey for position v. bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak
change position v. pozisyon değiştirmek
take a position v. bir taraf seçmek (bir tartışmada vb)
dislocate the position of the rival v. rakibin pozisyonunu bozmak
lose one's position v. yerinden olmak
strengthen one's position v. konumunu güçlendirmek
strengthen one's position v. durumunu kuvvetlendirmek
put (someone) in a dangerous position v. ateşe atmak
(one's financial position) improve v. durumu düzeltmek
switch to off position v. kapalı konuma getirmek
lose one's position v. yerini kaptırmak
reach the position v. konuma gelmek
position oneself to do something v. -e uygun pozisyona girmek
be in the lower position v. bir alt kademede olmak
have an important position v. önemli bir yere sahip olmak
occupy an important position v. önemli bir yere sahip olmak
be in the position of v. durumunda olmak
be put in an awkward position v. zor duruma düşürülmek
be put in an awkward position v. zor durumda bırakılmak
put in a difficult position v. zor duruma sokmak
be on the highest position v. üst sırada yer almak
keep the leading position v. liderliği elinde tutmak
have designs on someone's position v. birinin yerinde gözü olmak
be in the position of v. yeteneğinde olmak
be in the leading position v. lider konumunda olmak
take up a position v. bir göreve gelmek
take up a position v. bir göreve başlamak
be in the right position v. doğru pozisyonda olmak
be in position v. yerlerini almak
position the crane v. vinci konumlandırmak
discharge from an office or position v. görevden/mevkiden almak
sit in a cross-legged position v. bağdaş kurarak oturmak
switch the main power to the off position v. elektrik şalterini kapatmak/indirmek
move into proper position for use v. kullanım için uygun konuma getirmek
soften one's position v. pozisyonunu düşürmek
pre-position v. önceden yerleştirmek
pre-position v. önceden konuşlandırmak
pre-position v. önceden konumlandırmak
out of position adj. yerinde değil
out of position adj. yerinden çıkmış
high position adj. yüksek konumda
off-position adj. boşta
off-position adj. hareketsiz
off-position adj. dinlenme durumunda
in position adv. tam yerinde
in a false position adv. sahte bir vaziyette
in the original position adv. yerli yerinde
in fixed position adv. sabit pozisyonda
in position adv. tam uygun durumda
in the leading position adv. lider konumda
lop (line of position) abrev. atış hattı
lop (line of position) abrev. gözetleme hattı
lop (line of position) abrev. mevzi hattı
lop (line of position) abrev. top-hedef hattı
pos. (position) abrev. pozisyon
Phrasals
jockey something into position v. (ata/bisiklete) pozisyon aldırmak
Phrases
be caught in a compromising position expr. uygunsuz durumda yakalanmak
be caught in a compromising position expr. uygunsuz pozisyonda yakalanmak
Colloquial
cowgirl position n. erkeğin sırt üstü uzandığı, kadınınsa ata biner gibi erkeğin üstünde olduğu seks pozisyonu
cowgirl position n. cowgirl pozisyonu
missionary position n. erkeğin üste bulunup kadınla yüz yüze olduğu bir seks pozisyonu
be in a position to do something about v. bir konuda bir şeyler yapabilecek durumda olmak
put yourself in his position expr. kendini onun yerine koy
assume the position expr. arkanı dön
assume the position expr. kelepçe pozisyonu al
assume the position expr. ellerini arkanda birleştir
Idioms
jockeying for position n. bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışma
jockeying for position n. atak yapma
jockeying for position n. daha iyi bir yere gelmeye çalışma
assume the position v. görevi/makamı devralmak/üstlenmek
assume the position v. sorumluluğu/görevi yüklenmek
assume the position v. sorumluluğu/görevi üzerine almak
jockey for position v. atak yapmak
jockey for position v. daha iyi bir yere gelmeye çalışmak
take up a position v. görüşünü açıklamak
make someone's position clear v. hangi tarafta/görüşte olduğunu netleştirmek
place someone in an awkward position v. müşkül duruma sokmak
place someone in an awkward position v. müşkül durumda bırakmak
place someone in an awkward position v. müşkül duruma düşürmek
put someone in an awkward position v. müşkül duruma düşürmek
put someone in an awkward position v. müşkül durumda bırakmak
put someone in an awkward position v. müşkül duruma sokmak
place oneself in someone else's position v. kendini başka birisinin yerine koymak
take up a position v. tavrını ortaya koymak
take up a position v. tavır koymak
take up a position v. tavrını belli etmek
be in pole position v. (yarış vb kazanmak için) avantajlı olmak
be caught in a compromising position v. uygunsuz durumda (seks yaparken) yakalanmak
put someone in an awkward position v. zor durumda bırakmak
put someone in an awkward position v. zor duruma sokmak
place someone in an awkward position v. zor durumda bırakmak
place someone in an awkward position v. zor duruma sokmak
come in (a certain position) v. (birinci/ikinci vb) olarak bitirmek
jockey into position v. pozisyon almak/aldırmak
jockey into position v. bir pozisyon için rekabet etmek
jockey into position v. bir pozisyon için yarışmak
jockey into position v. bir pozisyona oynamak
come to the position with (something) v. (bir şeyle) bir iş pozisyonuna katkı sağlamak
come to the position with (something) v. bir iş pozisyonu için işe yarar bir beceri sunmak
come to the position with (something) v. bir pozisyona (bir şeyle, vasıfla, yetenekle) gelmek
jockey into position v. yarışta atına iyi bir pozisyon aldırmak
jockey into position v. yarışta atını iyi bir konuma getirmek
jockey into position v. yarışta atını üst sıralamalara çıkarmak
jockey into position v. yarışta atını atağa geçirmek
jockey into position v. atağa geçmek
jockey into position v. atak yapmak
jockey into position v. bir görev/konum için yarışmak
make (one's) position clear v. hangi tarafta/görüşte olduğunu netleştirmek
make (one's) position clear v. duruşunu/tarafını açıkça ortaya koymak/belirtmek
make (one's) position clear v. fikrini/görüşünü/niyetini açıkça ortaya koymak
make (one's) position clear v. fikrini/görüşünü/niyetini açıkça belirtmek
make position clear v. hangi tarafta/görüşte olduğunu netleştirmek
place (one) in an awkward position v. (birini) müşkül duruma düşürmek
place (one) in an awkward position v. (birini) müşkül durumda bırakmak
place (one) in an awkward position v. (birini) müşkül duruma sokmak
place (one) in an awkward position v. (birini) zor durumda bırakmak
place (one) in an awkward position v. (birini) zor duruma sokmak
put (one) in an awkward position v. (birini) müşkül duruma sokmak
put (one) in an awkward position v. (birini) müşkül durumda bırakmak
put (one) in an awkward position v. (birini) müşkül duruma düşürmek
put (one) in an awkward position v. (birini) zor durumda bırakmak
put (one) in an awkward position v. (birini) zor duruma sokmak
put in an awkward position v. zor duruma düşürmek
put in an awkward position v. zor durumda bırakmak
put in an awkward position v. müşkül duruma sokmak
put in an awkward position v. müşkül duruma düşürmek
put in an awkward position v. müşkül durumda bırakmak
in scoring position expr. sayı pozisyonunda
in scoring position expr. gol pozisyonunda
in scoring position expr. sayı almaya yakın
in scoring position expr. puan kazanmaya yakın
in scoring position expr. başarıya çok yakın
in scoring position expr. başarıyı elde etmek üzere
in scoring position expr. başarmak üzere
within scoring position expr. başarmaya çok yakın
within scoring position expr. başarma yolunda/yoluna
in pole position expr. ilk sırada
in pole position expr. ön sırada
in pole position expr. yarışın başlangıcında ilk sırasında/en önde
in pole position [uk] expr. avantajlı durumda/konumda
in pole position [uk] expr. güçlü durumda/konumda
Speaking
I don't know if you are the right person for this position expr. bu görev için doğru kişi olup olmadığından emin değilim
I'm in a very vulnerable position expr. oldukça savunmasız bir durumdayım
you're in no position to bargain expr. pazarlık yapacak konumda değilsin
Trade/Economic
sought-after position n. tercih edilen iş pozisyonu
open position value n. açılan pozisyon değeri
open position n. açık pozisyon
open position n. açık pozisyon
short position n. açık pozisyon
no trade position n. analizlerde dış ticaretin olmadığı durum
vacant position n. boş kadro
short position n. borsada alivre satılan ve henüz teslim edilmeyen hisse senetlerinin durumu
quick position n. bir firmanın likidite durumu
vacant position n. boşalan kadro
current position n. cari pozisyon
current position n. cari likidite durumu
position held n. çalışılan pozisyon
equilibrium trade position n. denge ticaret durumu
open position n. döviz alım satımıyla uğraşan kurumların aynı yabancı para üzerinden aldıkları ve sattıkları miktarları denkleştirmeden dolayısıyla bir kur riski altına girmeleri
foreign exchange position n. döviz pozisyonu
industrial position n. endüstriyel konum
short position n. eksik pozisyon
industrial position n. endüstriyel pozisyon
financial position n. finansal yapı
financial position n. finansal durum
quick position n. firmanın likidite durumu
long position n. fazla pozisyon
covered position n. güvenceli pozisyon
date position entered n. giriş tarihi
position oriented roles n. göreve ilişkin roller
strong market position n. güçlü piyasa konumu
overall position n. genel durum
tariff position n. gümrük tarife pozisyonu
position paper n. görüş belgesi
position title n. görev ünvanı
customs tariff statistics position n. gümrük tarife istatistik pozisyonu
line position n. hiyerarşik konum
administrative position n. idari pozisyon
job position n. iş pozisyonu
privileged position n. imtiyazlı durum
position of affairs n. işlerin durumu
bottom-line position n. kabul edilen en alt teklif
table of cadre/position n. kadro cetveli
short position n. kısa pozisyon
short position n. kısa pozisyon
key position n. kilit pozisyon
hedge position n. koruma amaçlı pozisyon
changes in financial position n. mali durumdaki değişiklikler
liquidity position n. likidite durumu
financial position n. mali durum
special position allowance n. makam tazminatı
current position n. likidite durumu
leading position n. lider konum (firma vb)
liquid position n. likidite durumu
financial position n. mali yapı
bank current position n. likidite durumu
position papers n. mütalaa belgesi
current position n. mevcut pozisyon
cash position n. nakit durumu
manager position n. müdür pozisyonu
optimal work-leisure position n. optimal çalışma boş zaman pozisyonu
net monetary position profit n. net parasal pozisyon karı
net international investment position n. net uluslararası yatırım pozisyonu
net monetary position n. net parasal pozisyon
net imf position n. net imf pozisyonu
net monetary position loss n. net parasal pozisyon zararı
net monetary position n. net parasal durum
net exchange position n. net döviz pozisyonu
long position n. pozisyon fazlası
long position n. pozisyon fazlası
limit position n. pozisyon limiti
position bookkeeping n. pozisyon muhasebesi
position trading n. pozisyon alma
position trader n. pozisyon işlemcileri
competitive position n. rekabetçi konum
fixed-position layout n. sabit yerleşim planı
selector position n. seçici pozisyonu
capital position statement n. sermaye durumu cetveli
strategic position analysis n. stratejik konum analizi
swap position n. swap pozisyonu
preferred position n. tercih edilen konum
square position n. tam pozisyon
illiquid position n. tespit olunmamış likidite durumu
no-trade position n. ticaret yokluğu durumu
preferred position n. tercih edilen yer
long position n. uzun pozisyon
long position n. uzun vadeli durum
nation's payment position n. ülkenin ödemeler durumu
international investment position n. uluslararası yatırım pozisyonu
nation's pajment position n. ülkenin ödemeler durumu
foreign exchange net general position n. yabancı para net genel pozisyonu
foreign exchange net general position n. yabancı para net genel pozisyon
long position n. (borsada) alış pozisyonu
short position n. (borsada) satış pozisyonu
the position of the product in the market n. (ürünün) pazardaki yeri
line position n. yetki
leader-position power n. yönetim pozisyonu gücü
market position n. (ürünün) pazardaki yeri
first lien position n. öncelik hakkı bulunan kredi veren kimse
first lien position n. öncelikli kreditör
foreign position n. döviz yükümlülüklerinin toplam miktarı
taking no position v. görüş belirtmemek
fulfill the position v. pozisyonu doldurmak
close out position v. pozisyon kapatmak
Law
fortify a position v. tahkimat yapmak
Politics
official position of the european parliament n. avrupa parlamentosu'nun resmi görüşü/duruşu
privileged position n. ayrıcalıklı durum
foreign reserve position n. döviz rezervi pozisyonu
financial position n. finansal durum
abuse of dominant position n. hakim durumun kötüye kullanılması
privileged position n. imtiyazlı durum
geopolitical position n. jeopolitik konum
council common position n. konsey ortak tutumu
joint position n. ortak tutum
common position n. ortak tutum
reserve position n. rezerv pozisyonu
international reserve position n. uluslararası rezerv pozisyonu
indispensable position n. vazgeçilmez konum
hold a mediatory position v. arabulucu rol üstlenmek
depose from an official position v. resmi mevkiden indirmek
Industry
benchmark position [new zealand] n. karşılaştırmalı değerlendirme pozisyonu
position audit n. bir kuruluşun güçlü ve zayıf yönlerine yönelik sistematik değerlendirme
Advertising
island position n. ada reklam alanı
side position n. aracın iki yanında ayrılan reklam afişi alanı
island position n. ada pozisyonu
island position n. çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı
island position n. çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı
full position n. en üstteki reklam alanı
brand position n. marka konumu
full position n. olası müşterilerin dikkatini çekebilecek reklam alanı
head-on-position n. trafiğin tam akış yönüne karşı dikilen reklam standı
Technical
overhead-position welding n. alttan kaynaklama
position of the center of gravity n. ağırlık merkezinin yeri
stroke position sleeve n. ayar lokması
on-position n. açık durum
open position n. açık konum
angular position n. açısal konum
on-position n. akımlı durum
home position n. başkonum
starting position n. başlama durumu
initial position n. başlangıç konumu
spinning start position n. başlangıç eğirme yüksekliği pozisyonu
cpa -connector position assurance n. bağlantı elemanı konum güvenliği
neutral position n. boş vites gösterge kontağı
idle position n. boşta durum
tolerances of form and position n. biçim ve konum toleransları
ring rail position n. bilezik sehpası pozisyonu
starting position of the ring rail n. bilezik sehpası başlangıc pozisyonu
block position n. blok konumu
winding position n. bobinleme ünitesi
position of longitudinal and transverse joints n. boyuna ve enine eklerin konumu
two-position control n. çift duruşlu denetim
on-position n. çalışma durumu
multi-position switch n. çok konumlu anahtar
crosswise position n. çapraz konum
working position n. çalışma konumu
end position sensor n. devre sonu kaptörü
equilibrium position n. denge pozisyonu
clutch pedal lower position n. debriyaj pedalı
pulse position modulation n. darbe- durum modülasyonu
position of the fulcrum n. destek noktası
punch position n. delgi konumu
fixed position welding n. değişmez konumlu kaynaklama
pulse position modulation n. darbe konum kiplenimi
end position sensor n. devre sonu algılayıcısı
change position n. değişme pozisyonu
rotational position sensing n. dönel konum algılama
direct position n. doğrudan konum
underwinding position n. dip sarım pozisyonu
vertical position welding n. dikey konumlu kaynaklama
underwinding position n. dip sarım konumu
gear position detent n. dişli pozisyon kilidi
rudder position instrument n. dümen pozisyonu aleti
rudder position sensor n. dümen pozisyon sensörü
manual lever position n. el levyesi konumu
electrode position n. elektrot konumu
spinning position n. eğirme ünitesi
electrical position transducer n. elektrikli konum transdüseri
manual valve lever position sensor n. el levyesi konum sensörü
thrust position trip n. eksenel kayma emniyeti
egr valve position n. egr valf konumu
axial position n. eksen konumu
curvilinear position coordinates n. eğrisel pozisyon kordinatları
electrical position transmitter n. elektrikli konum transmiteri
synchro-position offset n. eş pozisyonlama kaydırması
central position n. eksantrik rodların tam ortasında bulunduğu durum
throttle position sensor n. gaz kelebeği pozisyon sensörü
throttle position n. gaz konumu
brush position n. fırça konumu
fibre position n. fiber konumu
fibre position n. fiberin konumu
extended position n. gergin konum (çekici ile römorkun frenlemede gergin konumda kalması)
position of the sun n. güneşin konumu
air position indicating radar n. hava durum gösterge radarı
throttle position sensor n. hızlanma algılayıcısı
zero position n. hareketsiz durum
armed position n. hazır durum
position tolerance n. izin verilebilir pozisyon sapması
sign position n. işaret pozisyonu
sign position n. işaret konumu
service position n. işletme konumu
measurement at the operator's position of noise emitted by earth-moving machinery n. inşaat ve kazı makineleri tarafından yayılan gürültünün operatör pozisyonunda ölçülmesi
operating position n. işletme hali
original position n. ilk vaziyet
starting position n. ilk hareket durumu
two-position action controller n. iki konumlu regülatör
on-position n. işleme durumu
two-position controller n. iki konumlu regülatör
blade position n. kanat pozisyonu
doors in a closed position n. kapalı konumdaki kapılar
cam system initial position n. kam değiştirme tertibatı temel ayarı
steady state position error n. kalıcı konum hatası
camshaft position sensor n. kam mili pozisyon sensörü
cam position n. kam pozisyonu
closed position n. kapalı konum
static state position error n. kalıcı konum hatası
camshaft position n. kam mili konumu
clutch pedal position (cpp) n. kavrama pedalı konumu
off-position n. kapalı durum
ctp -closed throttle position switch n. kapalı gaz konumu anahtarı
breaker position indicator n. kesici konum göstergesi
measurement at the operators position of noise emitted by earth-moving machinery n. kazı makinelerinden yayılan dış gürültünün operatör mahallinde ölçülmesi
position finder n. kestirme aleti
welding position n. kaynak konumu
locking position n. kilitli konum
position control system n. konum denetim sistemi
present position entering n. koordinatların pilot tarafından girilmesi
crankshaft position n. krank mili konumu
position weld n. konumlu kaynak
position sensor n. konum duyucusu
position overshoot n. konum aşılması
position indicator n. konum göstergesi
position switch n. konum anahtarı
position stabilization time n. konum kararlılık süresi
position transducer n. konum transdüseri
position change n. konum değişmesi
control position n. kontrol konumu
position finding n. konum bulma
code position n. kod konumu
position code n. konum kodu
position read out n. konum okuma
position fixing equipment n. konum belirleme donanımı