özlü - Turco Inglés Diccionario
Historia

özlü



Significados de "özlü" en diccionario inglés turco : 50 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
özlü concise adj.
General
özlü stiff adj.
özlü laconic adj.
özlü compendious adj.
özlü pithy adj.
özlü terse adj.
özlü juicy adj.
özlü summary adj.
özlü tenacious adj.
özlü kernelled adj.
özlü starchy adj.
özlü lush adj.
özlü kerneled adj.
özlü capsule adj.
özlü laconical adj.
özlü sappy adj.
özlü sententious adj.
özlü compact adj.
özlü succulent adj.
özlü substantial adj.
özlü meat adj.
özlü loamy adj.
özlü meaty adj.
özlü succinct adj.
özlü racy adj.
özlü brief adj.
özlü lapidary adj.
özlü pulpy adj.
özlü aggregate adj.
özlü fat adj.
özlü fleshy adj.
özlü basic adj.
özlü neat adj.
özlü telegrammic adj.
özlü thumbnail adj.
özlü material [obsolete] adj.
özlü marrowy adj.
özlü compendiarious adj.
özlü condensed adj.
özlü press [obsolete] adj.
özlü succose adj.
özlü succous adj.
özlü succulently adj.
Technical
özlü sappy adj.
özlü cored adj.
Food Engineering
özlü viscous adj.
özlü consistent adj.
Botanic
özlü medullate adj.
Literature
özlü epigrammatic adj.
özlü epigrammatical adj.

Significados de "özlü" con otros términos en diccionario inglés turco: 120 resultado(s)

Turco Inglés
General
en özlü kısım quintessence n.
özlü söz saying n.
özlü söz apophthegm n.
özlü söz motto n.
özlü söz maxim n.
özlü söz laconism n.
özlü anlatım laconism n.
özlü söz apothegm n.
özlü söz aphorism n.
özlü budak intergrown knot n.
özlü toprak plastic soil n.
özlü sözler words of wisdom n.
bitki özlü şampuan herbal essence shampoo n.
güzel ve özlü sözler words to live by n.
özlü esprili cümle veya şaka one-liner n.
özlü sözler wise sayings n.
özlü söz wise saying n.
çok özlü iksir polyjuice potion (harry potter) n.
kısa ve özlü ifade laconic n.
özlü sözler laconics n.
özlü söz laconicism n.
özlü söz laconism n.
özlü ve zarif tarz atticism n.
özlü sözler yazan kimse maximist n.
özlü söz kullanan kimse maximist n.
özlü söz tutkunu kimse maximist n.
özlü söz word n.
özlü söz mot [obsolete] n.
dize veya özlü söz içeren bir kağıda sarılmış şekerleme motto n.
dize veya özlü söz içeren bir kağıda sarılmış şekerleme motto kiss n.
özlü ifade one-liner n.
özlü söz impresa [obsolete] n.
özlü söz posy n.
kısa ve özlü olma sententiosity n.
özlü söz smartism n.
özlü söz proverb n.
özlü sözler eden kimse proverbialist n.
özlü söz soothsay n.
bitkinin özlü meyvesi succulence n.
bitkinin özlü meyvesi succulency n.
bitkinin özlü meyvesi succulent n.
kısa ve özlü bir şekilde ifade etmek mouth v.
kısa ve özlü (söz) terse adj.
kısa ve özlü sententious adj.
kısa ve özlü tight adj.
kısa ve özlü pithy adj.
kısa ve özlü brief but to the point adj.
bitki özlü herbal adj.
en özlü kısımla ilgili quintessential adj.
(söz) kısa ve özlü terse adj.
kısa ve özlü telegraphical adj.
kısa ve özlü close adj.
(söylem) özlü serried adj.
(yazı veya konuşma) özlü short-winded adj.
kısa ve özlü bir şekilde tersely adv.
özlü bir şekilde starchily adv.
kısa ve özlü bir şekilde sententiously adv.
özlü bir şekilde compendiously adv.
özlü bir şekilde succulently adv.
özlü bir şekilde laconically adv.
özlü olarak juicily adv.
kısa ve özlü bir şekilde pithily adv.
özlü bir biçimde sappily adv.
özlü bir biçimde compactly adv.
kısa ve özlü olarak sententiously adv.
en özlü biçimde quintessentially adv.
Idioms
kısa ve özlü/etkili ceza a short, sharp shock [brit] n.
başkasının söylediği bir özlü sözü bilmeden daha tanınmış/başka bir kişiye mal etme churchillian drift n.
Technical
boru şeklindeki özlü elektrot tubular cored electrode n.
büyük özlü çok yönlü lifler large-core multimode fibres n.
boru şeklinde özlü elektrotlar tubular cored electrodes n.
boru şeklinde özlü elektrot tubular cored electrode n.
boru biçiminde özlü elektrot tubular cored electrode n.
özlü tel flux-cored wire n.
özlü kaynak teli flux cored welding wire n.
özlü tel cored wire n.
özlü tel besleme cored wire feeding n.
özlü toprak fat soil n.
özlü iplik core yarn n.
özlü tel katımı cored wire addition n.
özlü tel elektrot flux-cored electrod n.
özlü iplik core n.
sert özlü iplik hard core yarn n.
yüksek mukavemetli çeliklerin tozaltı ark kaynağı için tel ve boru biçiminde özlü elektrotlar ve elektrot toz kombinasyonları wire and tubular cored electrodes and electrode-flux combinations for submerged arc welding of high strength steels n.
yumuşak özlü iplik soft core yarn n.
kömür özlü carbonaceous adj.
Telecom
paket özlü şebeke packet core network n.
Automotive
özlü tel elektrot flux cored electrode n.
özlü telle ark kaynağı flux cored arc welding n.
Food Engineering
özlü akış viscous flow n.
Gastronomy
güveç kabı veya maya özlü ekmeğe sürmelik marmite n.
Statistics
aşırı-özlü model hard-core model n.
Botanic
malezya'ya özgü, özlü gövdesinden nişasta benzeri bir tür hint irmiği elde edilen bir palmiye true sago palm (metroxylon sagu) n.
özlü budak pith knot n.
liquidambar cinsine ait, dikenli yuvarlak meyveli ve kokulu bitki özlü bir kuzey amerika ağacı bilsted n.
liquidambar cinsine ait, dikenli yuvarlak meyveli ve kokulu bitki özlü bir kuzey amerika ağacı liquidambar styraciflua n.
liquidambar cinsine ait, dikenli yuvarlak meyveli ve kokulu bitki özlü bir kuzey amerika ağacı sweet gum tree n.
liquidambar cinsine ait, dikenli yuvarlak meyveli ve kokulu bitki özlü bir kuzey amerika ağacı sweet gum n.
liquidambar cinsine ait, dikenli yuvarlak meyveli ve kokulu bitki özlü bir kuzey amerika ağacı satin walnut n.
özlü çanakeğrelti black tree fern n.
özlü çanakeğrelti mamaku n.
özlü çanakeğrelti mamakau n.
özlü çanakeğrelti mamako n.
özlü çanakeğrelti cyathea medullaris n.
özlü çanakeğrelti sago fern n.
özlü çanakeğrelti silver tree fern n.
sarımsı odunlu veya sarı özlü çeşitli ağaçlara verilen ad yellowwood tree n.
avustralasya ve güneydoğu çin'de yetişen çeşitli özlü bitkileri içeren bir familya goodenia family n.
avustralasya ve güneydoğu çin'de yetişen çeşitli özlü bitkileri içeren bir familya goodeniaceae n.
avustralasya ve güneydoğu çin'de yetişen çeşitli özlü bitkileri içeren bir familya family goodeniaceae n.
bal özlü nectared adj.
bal özlü nectarial adj.
bal özlü nectaried adj.
Literature
özlü söz kullanma epigram n.
özlü söz yazma epigrammatism n.
edebi eserin başında kullanılan bir özlü söz epigraph n.
Linguistics
özlü sınav pure test n.
Archaic
bal özlü nectareal adj.
bal özlü nectarean adj.
bal özlü nectarine adj.