meat - Turco Inglés Diccionario
Historia

meat

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "meat" en diccionario turco inglés : 41 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
meat n. et
General
meat n. yenecek et
meat n. öz
meat n. zevk
meat n. et
meat n. önemli konu
meat n. insanlar veya hayvanlar tarafından tüketilen şey
meat n. gıda
meat n. besin
meat n. yiyecek
meat n. bir kabuklu yemişin, meyvenin veya yumurtanın yenebilir kısmı
meat n. günlük öğün
meat n. akşam yemeği
meat n. düşündürücü şey
meat n. düşünülecek şey
meat n. kıssadan hisse
meat n. katılaşmış madde
meat n. içerik
meat n. mankafa
meat n. mal
meat n. kaslı ve aptal erkek
meat n. totem
meat n. totem yapan kabile ve kabile üyesi
meat v. besin sağlamak
meat v. yiyecek vermek
meat adj. dolgun
meat adj. özlü
Automotive
meat n. öz
Gastronomy
meat n. et
Sport
meat n. (kriket, golf, beysbol gibi spor dallarında) sopanın vuruşta en etkili noktası
Archaic
meat n. av hayvanları
meat n. av
Slang
meat n. penis
meat n. cinsel organ
meat n. cinsel bölge
meat n. seksüel/cinsel olarak düşünülen insan
meat n. seksi parça
meat n. seksi şey
meat n. vücut
meat n. et parçası
British Slang
meat n. cinsel organ

Significados de "meat" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
fish meat n. balık eti
minced meat n. kıyma
ground meat n. kıyma
General
lean meat n. yağsız (et)
meat and vegetable stew n. türlü
meat industry and trade n. et endüstrisi ve ticareti
meat and rice croquettes n. kadınbudu
pieces of grilled meat on a stick n. çöp kebabı
split aubergines with meat filling n. karnıyarık
small pieces of casseroled meat n. kuşbaşı
fried meat n. kavurma
stew meat n. yahni
meat pastry n. pufböreği
meat cleaver n. et baltası
preserve of dried meat n. pastırma
sauteed meat n. et sote
cut of meat n. kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası
cold meat n. söğüş
meat of a walnut n. ceviz içi
meat pasty n. mantı
variety meat n. değişik et
rabbit meat n. tavşan eti
pastry with meat or cheese filling n. poğaça
turkey meat n. hindi eti
boiled meat n. söğüş
pancake with spicy meat filling n. lahmacun
meat stew with onions n. yahni
meat products n. et ürünleri
meat packing n. toptan kasap işi
dish of meat n. et yemeği
boneless meat n. lop et
sliced meat on a vertical spit n. döner kebap
meat loaf n. rulo köfte
aubergine wrapped around pieces of meat and roasted n. patlıcan kebabı
rare meat n. kanlı et
processed meat n. işlenmiş et
fat meat n. yağlı et
meat stall n. et askısı
meat mincer n. kıyma makinesi
meat plant n. et fabrikası
red meat n. kırmızı et
meat doner n. et döner
canned meat n. konserve et
frozen meat n. dondurulmuş et
recovered meat n. normal kasap bıçağıyla alanımayıp özel yöntemlerle alınan et
game meat n. av etleri
game meat n. av ürünleri
meat and meat products n. et ve et ürünleri
meat and meat products n. et ve et mamulleri
meat face n. surat şeklinde hazırlanmış domuz jambonu
meat axe n. kasap satırı
meat safe n. et dolabı
meat locker n. et saklanan yer
pound of meat n. yarım kilo et (453.59 gram)
ox meat n. öküz eti
meat counter n. et reyonu
meat cleaver attack n. satırlı saldırı
meat cleaver fight n. satırlı kavga
quail meat n. bıldırcın eti
a meat market n. et pazarı
a slice of cold meat n. bir dilim soğuk et
horse meat n. at eti
meat tenderiser (uk) n. et tokmağı
meat tenderizer n. et tokmağı
meat mallet n. et döveceği
meat tenderiser (uk) n. et döveceği
meat mallet n. et tokmağı
meat tenderizer n. et döveceği
piece of meat n. et parçası
meat section n. et reyonu
meat on the bone n. kemikli et
bone-in meat n. kemikli et
dried deer meat n. kurutulmuş geyik eti
deer meat n. geyik eti
hamburger meat n. hamburger eti
dark meat n. kümes hayvanlarının but kısmı
street-meat vendor n. seyyar sosisçi
cow meat n. inek eti
organ meat n. (iç organlardan) sakatat
organ meat n. organ eti
meat free monday n. etsiz pazartesi
deli meat n. şarküteri et
meat–ax n. kasap satırı
meat–ax n. bir soruna yönelik sert hamle
meat–ax n. (bütçe) sert kesinti
baked meat [obsolete] n. fırında pişirilmiş yiyecek
baked meat [obsolete] n. etli turta
one's meat n. yapmaktan veya kullanmaktan keyif alınan şey
one's meat n. yetenekli olunan şey
meat and potatoes n. en önemli veya esasi kısım
meat and potatoes n. öz
meat and potatoes n. esas nitelik
meat grinder n. zayıflatan, ezen veya imha eden şey
meat grinder n. tahrip edici askeri harekat veya taktik manevra
meat grinder n. yıkıcı etkileri olabilen süreç veya sistem
meat house n. et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı
meat house n. et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer
meat market n. çok sayıda erkek bulunan yer veya durum
meat market n. çok sayıda kaslı erkeğin bulunduğu yer
meat offering n. yiyecek ikramı
meat offering n. tuz, yağ ve undan yapılmış çörek ikramı
meat packer n. kesim ve et işleme işi
meat-eater n. et yiyici
lunch meat n. sosis
lunch meat n. jambon
lunch meat n. salam
lunch meat n. dilimlenerek soğuk servis edilen et ürünleri
lunch meat n. salam-sosis grubu ürünler
luncheon meat n. sosis
luncheon meat n. jambon
luncheon meat n. salam
luncheon meat n. dilimlenerek soğuk servis edilen et ürünleri
luncheon meat n. salam-sosis grubu ürünler
butcher's meat n. kasaplık et
dog's meat n. köpeklere uygun et
dog's meat n. artık
dog's meat n. sakatat
dog's meat n. leş
mammoth meat n. mamut eti
flesh meat n. (deniz ürünleri hariç) hayvan eti
flesh meat n. kuş eti
elephant meat n. fil eti
sell meat v. et satmak
mince meat v. et kıymak
cut meat v. et kesmek
roast meat v. et kızartmak
fry meat v. et kızartmak
eat meat v. et yemek
not add any chopped onions to butcher’s meat v. kasaptaki ete soğan doğramamak
attack someone with meat cleaver v. birine satırla saldırmak
grind the meat v. kıyma yapmak
mince the meat v. kıyma yapmak
meat–ax v. öldürmek amacıyla saldırmak
meat–ax v. keserek devirmek
meat–ax v. yok etmek
meat–ax v. mahvetmek
meat eating adj. et yiyen
kept for meat adj. kasaplık
filled with ground meat adj. kıymalı
meat-eating adj. etcil
meat-eating adj. etobur
meat free adj. etsiz
meat-and-potatoes adj. büyük önemi olan
meat-and-potatoes adj. esasi
meat-and-potatoes adj. temel
meat-and-potatoes adj. bir şeyin ana unsurları ile ilgili
meat-and-potatoes adj. bir şeyin temel yönlerini vurgulayan
meat-and-potatoes adj. gerçekçi
meat-and-potatoes adj. pratik
meat-and-potatoes adj. sade
meat-and-potatoes adj. süslü veya egzotik yiyecekler yerine et ve patatesten meydana gelen basit yemekler veren veya bu yemekleri tercih eden
meat-and-potatoes adj. sıradan
meat-and-potatoes adj. alışılagelmiş
meat-and-potatoes adj. günlük
meat-and-potatoes adj. gündelik
meat- pref. yol veya kanal anlamına gelen bir ön ek
Phrases
this meat is off expr. bu et bozulmuş
this meat is spoiled expr. bu et bozulmuş
after meat, mustard expr. geçti bor'un pazarı sür eşeğini niğde'ye
after meat, mustard expr. atı alan üsküdar’ı geçti
after meat, mustard expr. o tren kaçtı
after meat, mustard expr. artık çok geç
Proverb
cheap meat yields dilute soup ucuz etin yahnisi yavan olur
the nearer the bone, the sweeter the meat kemik ne kadar yakınsa et o kadar tatlıdır
the nearer the bone, the sweeter the meat her şey sonuna doğru daha güzeldir
god sends meat and the devil sends cooks tanrı eti, şeytansa aşçıları gönderir
god sends meat and the devil sends cooks iyilikler tanrıdan kötülükler ise şeytandan gelir
god sends meat and the devil sends cooks tanrıdan iyilik şeytandan kötülük gelir
god sends meat and the devil sends cooks tanrı iyilik şeytan kötülük verir
Colloquial
meat and drink to n. hayat kaynağı
dead meat n. ölü
meat and drink to n. yaşam kaynağı
fresh meat n. yeni gelen
fresh meat n. yeni gelenler
meat sweats n. çok/bol miktarda et yedikten sonra dökülen ter
mystery meat n. ne olduğu belirsiz et
mystery meat n. ne olduğu anlaşılamayan et ürünü
mystery meat n. ne olduğu bilinmez et
have one's meat and one's manners [ireland] v. teklifi geri çevrildiğinde hiçbir şey kaybetmemek
fat and firm (meat) expr. buz gibi
so cold you could hang meat expr. buz gibi
meat and drink to expr. ekmeği suyu
what's that got to do with the price of meat? expr. ne alaka?
what's that got to do with the price of meat? expr. ne alakası var?
what's that got to do with the price of meat? expr. alakaya çay demle?
what's that got to do with the price of meat? expr. ne ilgisi var?
what's that got to do with the price of meat? expr. kel alaka?
Idioms
meat market n. et pazarı
meat market n. genelev
meat market n. kerhane
meat market n. kırmızıfener
meat market n. umumhane
meat market n. podyum
meat market n. sergi
strong meat n. aşırı davranış
strong meat n. aşırı görüntü
the meat and potatoes of something n. bir şeyin özü
dead meat n. bitmiş
the meat and potatoes of something n. bir şeyin asıl unsurları
the meat and potatoes of something n. birşeyin temeli
one man's meat is another man's poison n. birine yarar ötekine zarar
strong meat n. hazmedilmesi güç davranış
dead meat n. ölmüş
easy meat n. kolay lokma
easy meat n. çantada keklik
easy meat n. çocuk oyuncağı
the meat of the matter n. konunun özü
the meat of the matter n. konunun can alıcı/en önemli noktası
the meat of the matter n. konunun temeli
the meat of the matter n. işin aslı
the meat of the matter n. konunun ana noktası
the meat of the matter n. konunun en/asıl önemli kısmı
meat on (one's) bones n. yağ
meat on (one's) bones n. kilo
meat on (one's) bones n. et
roast-meat clothes [obsolete] n. en güzel kıyafetler
roast-meat clothes [obsolete] n. şık kıyafetler
roast-meat clothes [obsolete] n. bayramlıklar
the meat in the sandwich n. arada kalan taraf
the meat in the sandwich n. arada kalıp zor duruma düşen kişi
the meat in the sandwich n. bir anlaşmazlığın arasında kalan kişi
go to meat v. yemeğe gitmek
be the meat in the sandwich v. arada kalmak
be the meat in the sandwich v. arada zor duruma düşen olmak
be easy meat v. kolay lokma olmak
be meat and drink to somebody v. (birisi için) çok kolay ve hoşa giden bir şey olmak
put (some) meat on (one's) bones v. kilo almak
put (some) meat on (one's) bones v. zayıflıktan çıkmak
be meat and drink v. ekmeği suyu olmak
be meat and drink v. hayat kaynağı olmak
be meat and drink v. yaşam kaynağı olmak
be meat and drink v. peynir ekmek gibi olmak (?)
be meat and drink to v. -in ekmeği suyu olmak
be meat and drink to v. '-in hayat kaynağı olmak
be meat and drink to v. için teşvik edici olmak
be meat and drink to v. için haz/keyif kaynağı olmak
be meat and drink to (someone) v. (biri) için çok kolay ve hoşa giden bir şey olmak
be meat and drink to (someone) v. (biri) için çok çekici/cazip bir şey olmak
be meat and drink to (someone) v. (biri) için çok eğlenceli/zevkli olmak
eat the meat and spit out the bones v. işe yarayan bilgileri işe yaramayan bilgilerden ayıklamak/ayırmak
eat the meat and spit out the bones v. gerekliyle gereksizi ayırmak
eat the meat and spit out the bones v. gerekliyi gereksizden ayırmak
one man's meat is another man's poison expr. birinin çok beğendiği şey başka biri için zehir olabilir
like a blind dog in a meat market expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
so cold you could hang meat expr. çok soğuk
like a blind dog in a meat market expr. tamamen kontrolden çıkmış
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok çekici/cazip
meat and drink to (one) expr. (birinin) ekmeği, suyu
meat and drink to (one) expr. (birinin) haz/keyif kaynağı
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok eğlenceli/zevkli
meat and drink to (one) expr. (biri) için çok tatmin edici
it is meat and drink to me [uk] expr. benim için çok çekici/cazip bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. bana çok haz/keyif veren bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. benim için çok eğlenceli/zevkli bir şey
it is meat and drink to me [uk] expr. benim çok hoşuma giden bir şey
so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr. buz gibi
so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr. çok soğuk
so cold (that) you could hang meat (in it/there) expr. dondurucu derecede soğuk
Speaking
I don't eat meat expr. et yemiyorum ben
Trade/Economic
meat-packing n. kesim, işleme ve perakendecilere dağıtım ayakları bulunan et toptancılığı
meat consumption n. et tüketimi
Law
meat cleaver n. satır
Politics
red meat n. belirli bir grubun duygularını, özellikle de partizan duyguların pekiştirmeyi amaçlayan söylem
red meat rhetoric n. dinleyicileri heyecanlandıran konuşma
red meat rhetoric n. kışkırtıcı dil ya da söylem
international meat council n. uluslararası et konseyi
Institutes
meat and fish authority n. et ve balık kurumu
directorate general of meat and milk board n. et ve süt kurumu genel müdürlüğü
directorate general of meat and milk institution n. et ve süt kurumu genel müdürlüğü
Industry
meat-packer n. kesim ve et işleme işi
meat-packing business n. kesim, işleme ve perakendecilere dağıtım ayakları bulunan, gelecekte satılmak üzere etin ambalajlandığı toptancılık
Technical
trestle with meat hooks n. et kancası askı suportu
meat cutting machine n. et kesme makinesi
meat hook n. el kancası
meat hanger n. et kanca askı putreli
meat safe n. telli dolap
Mining
meat earth n. bitki küfü
meat earth n. humus
Food Engineering
tinned meat n. et konservesi
tinned meat n. konserve et
frozen mussel meat n. dondurulmuş midye eti
mock meat n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
meat grinder n. et kıyma makinesi
meat substitute n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
meat broth product n. et suyu ürünü
meat and fish products n. et ve balık-ürünleri
meat analogue n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
meat alternative n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
faux meat n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
free fatty acids content of meat and meat products n. et ve et ürünlerinde serbest yağ asitleri içeriği
preparation of meat and meat products n. et ve et ürünlerinin hazırlanması
muscle tissue of meat n. et kas dokusu
meat and meat products n. et ve et ürünleri
imitation meat n. et olmamasına karşın gıdaya et kokusu ve tadı veren katkı maddesi
imported meat n. ithal et
minced meat n. kıyma
ground meat n. kıyma
meat packing n. kesim ve et işleme
dry-aged meat n. kemik üzerinde dinlendirilerek bekletilmiş et
dry-aged meat n. kurutularak bekletilmiş et
dry-aged meat n. kurutularak yaşlandırılmış et
concentrated meat broth n. konsantre et suyu
meat ball n. köfte
mechanical deboned meat n. mekanik olarak sıyrılmış et
mussel meat n. midye eti
meat packing industry n. mezbaha endüstrisi
mechanically recovered meat n. normal kasap bıçağıyla alınmayan ancak bazı mekanik yöntemlerle alınan et
variety meat n. özel et parçaları
bovine meat n. sığır eti
tough meat n. sert et
cured meat n. tütsülenmiş et
cultured meat n. yapay et
clean meat n. yapay et
in vitro meat n. yapay et
vat-grown meat n. yapay et
lab-grown meat n. yapay et
cell-based meat n. yapay et
clean meat n. yapay et
cultivated meat n. yapay et
synthetic meat n. yapay et
slaughter-free meat n. yapay et
cultivated meat n. kültür eti
Gastronomy
raw meat n. pişmemiş et
raw meat n. çiğ et
roasted minced meat n. alman bifteği
game meat n. av eti
eggplant puree with yoghurt served with seasoned ground meat n. alinazik
meat balls with potato and eggplants n. bahçıvan köftesi
spiced meat balls n. baharatlı köfte
thick soup with meat, bones, tomato paste and mint n. börek çorbası
white meat n. beyaz et
deep fried water thin dough with raw minced meat filling n. çiğ börek
grilled small pieces of meat on wooden skewers n. çöp şiş
tomatoes stufferl with minced meat n. domates dolması
pork meat n. domuz eti
meat on spit, grilles on vertical charcoal fire n. döner kebap
meat dishes n. et yemekleri
meat dish n. et yemeği
artichoke rice, minced meat, onion, parsley and lemon juice topped with egg and lemon sauce n. enginar dolması
canned meat n. et konservesi
meat and two veg n. et ve patates ek olarak bir sebzeden yapılan geleneksel ingiliz yemeği
chick peas with meat n. etli nohut
white cabbage stew with meat n. etli kapuska
burghul pilaf with meat and chickpeas n. etli bulgur pilavı
turkish pizza with ground meat n. etli pide
meat and rice wrapped in cabbage leaves n. etli lahana sarma
purslane with meat n. etli semizotu
green peas with meat n. etli bezelye
vine leaves with meat and rice stuffing n. etli yaprak dolması
leeks with meat n. etli pırasa
meat pasty n. etli mantı
green beans with meat n. etli taze fasulye
okra with meat n. etli bamya
rice and minced meat stuffed bell peppers n. etli biber dolması
meat poisoning n. etten zehirlenme
smoked (fish/meat) n. füme
stuffed eggplants with meat n. etli patlıcan dolması
okra with meat n. etli taze bamya
meat pie n. etli börek
leek stew with meat n. etli pırasa
meat pie n. etli, kıymalı börek
spinach and rice with minced meat n. etli ıspanak
smoked meat n. füme balık
quickbread with ground meat layer on top n. etli ekmek
pilaf with meat n. etli pilav
white bean stew with meat n. etli kuru fasulye
peppers stuffed with minced meat and rice n. etli biber dolması
smoked meat n. füme et
artichokes with meat n. etli enginar
beurek with lamb meat n. gül börek
boiled meat n. haşlanmış et
thick soup of chickens, wheat, meat tomato and onion n. halim aşı
bread made with chard onion, meat, corn and anchovies n. hamsikoli
dark soup of home made fettuchini, lentils and minced meat n. hamurlu çorba
grilled meat balls n. ızgara köfte
italian meat salad n. İtalyan et salatası
fist sized burghull balls filled with seasond minced meat n. içli köfte
lobster meat baked in the shell n. istakoz thermidor
grilled meat n. ızgara et
lamb meat balls in gravy n. izmir köftesi
a dish made of burghul minced onions and ground red meat n. içli köfte
cabbage cooked with meat n. kapuska
meat and peas enveloped in paper n. kağıt kebabı
pocket of pide filled with seasmed minced meat n. kapalı kıymalı pide
eggplants with minced meat n. karnıyarık
whole slitted aubergines with seasoned minced meat filling n. karnıyarık
cabbage stew with meat and tomato sauce n. kapuska
meat grinder n. kıyma makinesi
boneless chicken meat n. kemiksiz tavuk eti
grilled meat restaurant n. kebapçı
minced meat stuffed with eggs n. kıyma sarması
dish of apricots and meat chunks n. kayısı yahnisi
meat grinder n. kıyma makinası
minced meat in savoury pastry n. kıymalı börek
skewed red, white meat products and vegetables cooked n. kebab
bourek with minced meat n. kıymalı börek
braised lamb meat cubes browned in its own fat n. kavurma
ground meat n. kıyma
roasted meat n. kızarmış et
goat’s meat n. keçi eti
maccaroni with minced meat n. kıymalı makarna
deep fried meat n. kavurma
meat cleaver n. kasap satırı
minced meat n. kıyma
grilled meat and doner serving restaurant n. kebapçı
lasagna with minced meat n. kıymalı lazanya
meat cut into morsel sized pieces n. kuşbaşı et
braised sacrifical ram’s meat n. kurban kavurması
meat cubes n. kuşbaşı et
meat balls n. köfte
canned meat n. konserve et
meat filled dumplings boiled in stock n. kulak çorbası
meat ball n. köfte
meat cooked in underground pit oven n. kuyu kebabı
a pizza with spicy meat filling n. lahmacun
very thin turkish pizza covered with seasoned minced meat and onions n. lahmacun
charcoal-broiled meat n. mangalda ızgara et
dish with squre noodles and seasoned minced meat, garnished with parsley n. lokum pilavı
vegetables fried in oil and cooked with minced meat and tomato sauce n. musakka
meat pie with seasoned minced meat parsley and walnuts n. nokul
ground meat and burghul burger n. oruk
a dish made of ground meat and vegetables n. oturtma
meat and shallots stew seasoned garlic vinegar and cumin n. papaz yahnisi
whole aubergines fried and slitted with seasoned minced meat n. patlıcan karnıyarık
aubergines with minced meat n. patlıcan musakka
eggplant stewed with meat n. patlıcan güveç
deep fried water thin dough with cheese or minced meat filling n. puf böreği
meat balls in tomato sauce n. salçalı köfte
roast meat n. rosto
small rolls of pastry filled with meat n. sigara böreği
vegetables and meat cubes first fried and then cooked in its own gravy, shaken at intervals n. silkme
cold meat n. soğuk et
boiled meat served cold n. söğüş et
grilled meat on skewers n. şiş kebap
soy meat n. soyadan yapılmış et
grilled meat balls on skewers n. şişte köfte
meat stew n. tas kebabı
savoury pastry with meat stuffing n. talaş kebabı
puff pastry with meat kebap filling n. talaş böreği
boiled minced meat sauce poured on diced stale bread n. tirit
minced meat in pastry dough with spiced yoghourt n. tatar böreği
lentils with meat n. etli yeşil mercimek
meat and rice wrapped in vine leaves n. yaprak sarması
full-fat ground meat n. yağlı kıyma
meat balls stuffed with egg n. yumurta köftesi
jerked meat n. şeritler halinde kesilip güneşte kurutulan et (biftek)
white meat n. özellikle pişirildiğinde açık renk kalan (dana veya domuz) et
white meat n. kümes hayvanlarının etinin pişirildiğinde beyaz kalan kısmı
white meat n. domuz yağı
white meat n. tuzlanmış yağlı domuz eti
white meat n. (kümes hayvanlarının) göğüs eti
meat [south/midland] n. domuz eti
meat [south/midland] n. domuz pastırması
meat biscuit n. et suyu veya öğütülmüş et ile undan oluşan ve bisküvi halinde servis edilen besleyici bir yiyecek
meat thermometer n. etin ne kadar piştiğini denetlemek için rostonun ortasına yerleştirilen termometre
mechanically recovered meat n. bazen sosis ve hamburger gibi et ürünlerinin imalatında kullanılan, hayvandan elde edilen kıkırdak ve yağın oluşturduğu karışım
middling meat n. tuzlanmış domuz eti
mince-meat n. kıyma
mince-meat n. ince kıyılmış et
mince-meat n. ince kıyılmış haşlanmış et, elma gibi malzemelerin iç yağı, baharat ve kuru üzümle karışımı
broken meat n. et parçaları
loose-meat sandwich n. kavrulmuş kıymayla yapılan hamburger
meat pounder n. et döveceği
chickpea stew with meat sauce n. etli nohut
crab meat n. yengeç eti
sausage meat n. sosis eti
sausage meat n. sosis harcı
sausage meat n. sosis yapımında kullanılan baharatlı kıyma
coconut meat n. hindistan cevizinin yenebilir beyaz kısmı
shell meat n. kabuklu deniz mahsulü yemeği
side meat [dialect] n. tuzlanmış domuz eti
side meat [dialect] n. tuzlanmış domuz pastırması
side of meat n. pançeta
side of meat n. hayvanda karın boşluğu bölümü
spoon-meat n. sıvı yiyecek
spoon-meat n. kaşık ile tüketilmesi gereken gıda
meat free meal v. etsiz yemek
with meat adj. etli
with ground meat adj. kıymalı
the meat is cold expr. et soğukmuş
mrm (mechanically recovered meat) abrev. bazen sosis ve hamburger gibi et ürünlerinin imalatında kullanılan, hayvandan elde edilen kıkırdak ve yağın oluşturduğu karışım
Biology
meat eater n. etçil
meat eater n. et yiyen
Marine Biology
white meat n. beyaz et
orange meat n. turuncu et
Botanic
adder's-meat n. bir tür bitki
adder's-meat n. büyük stellaria
Agriculture
meat and meat products n. et ve et ürünleri
meat cow n. et ineği
Breeding
live stock and dead meat n. canlı ve kesilmiş hayvan
meat type breeder chicken n. damızlık etçi civciv
meat meal n. et unu
meat quality n. et kalitesi
meat committee n. et komitesi
meat mincing machine n. et kıyma makinesi
meat council n. et konseyi
meat board n. et konseyi
meat hook n. hayvan cesetlerini veya büyük et parçalarını asmaya yarayan kanca
butcher meat n. kasaplık et
Military
meat can n. aş kabı