pratik - Turco Inglés Diccionario
Historia

pratik



Significados de "pratik" en diccionario inglés turco : 43 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
pratik practice n.
pratik practical adj.
General
pratik experience n.
pratik exercitation n.
pratik practical experience n.
pratik application n.
pratik praxis n.
pratik practice n.
pratik run-through n.
pratik practick [obsolete] n.
pratik active adj.
pratik convenient adj.
pratik workable adj.
pratik banausic adj.
pratik pragmatical adj.
pratik workaday adj.
pratik functional adj.
pratik rough and ready adj.
pratik businesslike adj.
pratik down to earth adj.
pratik applied adj.
pratik pragmatic adj.
pratik no-nonsense adj.
pratik utilitarian adj.
pratik ready-made adj.
pratik applicatory adj.
pratik earthy adj.
pratik extensional adj.
pratik hands-on adj.
pratik hard-boiled adj.
pratik hardheaded adj.
pratik meat-and-potatoes adj.
pratik clever [uk] adj.
pratik practic adj.
pratik pullman adj.
pratik in- pref.
Trade/Economic
pratik practice n.
Industry
pratik workaday adj.
Technical
pratik handy adj.
pratik practical adj.
Latin
pratik practica n.
pratik practicus adj.
pratik practicum adj.

Significados de "pratik" con otros términos en diccionario inglés turco: 180 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
pratik yapmak practise v.
pratik olmayan impractical adj.
General
pratik uygulama practical application n.
pratik zeka ingenuity n.
teorik pratik theoretical practice n.
pratik olmama impracticality n.
pratik iş görme usulü rule of thumb n.
pratik yapan kimse practitioner n.
pratik olmama impracticability n.
pratik yapma practicing n.
pratik kullanım practical use n.
pratik ingilizce practical english n.
pratik beceri practical skill n.
pratik zeka quick-wit n.
pratik eğitim hands on training n.
pratik amaçlı uygulama practice implementation n.
uzun süreli alıştırma/pratik long-term practice n.
pratik rehber practical guide n.
pratik yapma practising n.
pratik çalışma practical work n.
pratik ipuçları practical hints n.
pratik kullanım ipuçları practical hints for use n.
pratik amaç practical purpose n.
ideal ya da ahlaki boyutundan ziyade faydacı ve pratik yönü ağır basan realistic n.
genel olarak kabul görmüş pratik kural thumb rule n.
belirli bir konuda pratik bilgi sağlayan öğretici yayın tutorial n.
pratik akıl practical reason n.
pratik olmama unworkability n.
pratik yapma brushup n.
pratik süreci brushup n.
pratik uzlaşma horse trade n.
pratik olmayan şey impracticability n.
pratik olmama impracticableness n.
pratik olmayan şey impracticality n.
pratik zeka ingenie [obsolete] n.
pratik bilgiden ziyade spekülatif ya da teorik bilgiye dayanan bilgelik sapience [obsolete] n.
ön sayfa gibi başlıca sayfalarda birincil önemdeki hikayeleri diğerlerinden ayıran pratik çizgi fold n.
pratik akıl yürütme parsimony n.
pratik yapma practic n.
pratik olan şey practicability n.
hemşirelik bakımında pratik deneyimi olup hemşirelik diploması olmayan kimse practical nurse n.
pratik olma practicalism n.
idealistten ziyade pratik yaklaşan kimse pragmatic n.
pratik giyim ürünü pull-on n.
teori ve pratik arasındaki fark slippage n.
pratik tertibat subtlety n.
pratik davranmamak be impractical v.
pratik yapmak dust off v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both one's feet on the ground v.
pratik kazandırmak give someone practice v.
pratik kazandırmak enable someone to gain hands-on experience v.
pratik ihtiyaçlara ayak uydurmak temporize v.
pratik ihtiyaçlara ayak uydurmak temporise v.
pratik zeka ile uydurmak hatch v.
geliştirirken pratik zekasını kullanmak concoct v.
pratik veya mantıksal yollarla hesaplamak gauge v.
pratik hale getirmek practicalize v.
pratik hale getirmek practicalise v.
pratik zekalı ingenious adj.
pratik olmayan unpractical adj.
pratik olmayan impracticable adj.
pratik yapmış practiced adj.
pratik (kimse) practical adj.
pratik olmayan unworkable adj.
pratik olmayan non-practical adj.
pratik yapmış practised adj.
beceri, maharet ve pratik zeka içeren tactical adj.
pratik olmayan nonpractical adj.
pratik olarak uygulanabilir applicate adj.
aşırı pratik ultraconvenient adj.
aşırı pratik ultrapractical adj.
pratik olmayan unbusinesslike adj.
pratik zekalı enginous adj.
pratik olmayan unpracticable [obsolete] adj.
pratik uygulaması az olan lofty adj.
pratik olmayan ideal adj.
pratik zekalı ingenious [obsolete] adj.
etraflıca pratik edilmiş down pat adj.
pratik kullanım için tasarlanmış convenience adj.
pratik olmayan finespun adj.
pratik olmayan romantic adj.
pratik değer taşımayan school adj.
pratik işlerde usta olan prudent adj.
(özellik) pratik olmayan spurious adj.
pratik bilgi sahibi street smart adj.
pratik bilgi sahibi street-smart adj.
pratik olarak as a rule of thumb adv.
pratik olarak practically adv.
pratik bir şekilde practically adv.
pratik olarak applicatively adv.
pratik anlamda in practical terms adv.
pratik ihtiyaçlar doğrultusunda temporizingly adv.
pratik ihtiyaçlar doğrultusunda temporisingly adv.
pratik bir biçimde applicatorily adv.
pratik bir şekilde practicably adv.
pratik olarak practicably adv.
Phrasals
pratik yapmak go through v.
(bir şey) üzerinde pratik yapmak train on (something) v.
(bir şeyde) pratik yapmak keep up with (something) v.
(bir alanda) pratik yapmak train in (something) v.
(bir şey) üzerinde alıştırma/pratik yapmak work on (something) v.
Phrases
pratik anlamda as a practical matter expr.
Proverb
pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır an ounce of common sense is worth a pound of theory
pratik çözümler teoride kalan çözümlerden daha yararlıdır ounce of common sense is worth a pound of theory
Colloquial
pratik düşünce tarzı a practical turn of mind n.
pratik zihin a practical turn of mind n.
pratik zeka a practical turn of mind n.
pratik bakış açısı a practical turn of mind n.
pratik kafa yapısı a practical turn of mind n.
yürüyüşlere götürülen granola benzeri pratik tatlı atıştırmalık scroggin [new zealand] n.
çok pratik superconvenient adj.
pratik olgunlaştırır practice makes perfect expr.
pratik mükemmelleştirir practice makes perfect expr.
pratik, pratik, pratik practice, practice, practice expr.
işin sırrı çok pratik yapmakta practice, practice, practice expr.
çok pratik yapmak practice, practice, practice expr.
Idioms
pratik yemek short order n.
pratik zeka sharp wit n.
pratik yaparak öğrenmek pick up v.
pratik zekalı olmak have a quick mind v.
bir konuda pratik sahibi olmak get (something) down to a science v.
bir konuda pratik sahibi olmak have/get something down to a science v.
bir işte uzmanlaşmak/pratik kazanmak have something down to a T v.
bir şeyi yapmada uzman olmak/deneyim sahibi olmak/pratik sahibi olmak/iyi olmak have something down to a T v.
bir konuda pratik sahibi olmak have something down to a science v.
gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek have both feet on the ground v.
uzmanlaşmak/pratik kazanmak have down to a t v.
uzman olmak/deneyim sahibi olmak/pratik sahibi olmak have down to a t v.
pratik (yemekler) short order adj.
pratik olmayan in the clouds adv.
hiç pratik olmayan airy-fairy expr.
mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen with both feet on the ground expr.
Trade/Economic
pratik uygulamalar practical implications n.
pratik kapasite practical capacity n.
pratik olmayan impractical adj.
Law
(dava) özel olarak, pratik amaçlı tartışmak bolt v.
Politics
pratik imtihan practical examination n.
Technical
sanat ve bilimin pratik amaçlara uygulanması technicals n.
acil onarımlar için kullanılan pratik tel veya benzeri araç number eight wire n.
aydınlatmanın pratik birimi foot-candle n.
değişken akımh bir devrede pratik volt-ampere n.
pratik kapasite practical capacity n.
pratik manyetik flüks veya akı birimi volt-second n.
pratik tatbikat practical applications n.
pratik kılavuz practical guidance n.
pratik uygulamalar practical applications n.
pratik elastisite limiti practical limit of elasticity n.
Computer
pratik eğitim hands on training n.
Informatics
pratik deneyim hands-on experience n.
Medical
klinik pratik clinical practice n.
tıbbi pratik medical practice n.
Anatomy
anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması applied anatomy n.
anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması clinical anatomy n.
Psychology
oyunla pratik kazanma teorisi practice theory of play n.
pratik zeka practical intelligence n.
pratik yapma limiti practice limit n.
pratik yapma etkisi practice effect n.
Logic
eylemin sebebi olarak değerlendirilen pratik durum veya koşulun yorumlanması hypothesis n.
Education
ingiltere'de matematik, fen, dil gibi alanlarda tamamlayıcı teori ve pratik çalışmalar içeren bir okul programı nuffield teaching project n.
psikolojide pratik uygulamalar practical applications in psychology n.
yoğun pratik {yabancı dil eğitiminde sadece öğrenilen dilde eğitim alınması} immersion n.
pratik ve akademik çalışmaların art arda dönemlerde dönüşümlü yapıldığı ders sandwich course n.
Religious
pratik teoloji case divinity n.
Philosophy
pratik ateizm apatheism n.
pratik ateizm pragmatic atheism n.
pratik ateizm practical atheism n.
pratik materyalizm practical materialism n.
pratik aklı saf akılla birleştirerek kant sistemini mükemmelleştirmeyi amaçlayan idealist bir felsefe fichteanism n.
pratik bilgelik practical wisdom n.
pratik akıl yürütme practical wisdom n.
Environment
pratik başlık quick doff hood n.
Geology
pratik olarak ötektik oranlarda mineral içeren anchieutectic adj.
Military
pratik yabancı dil talimnameleri spoken language manuals n.
Boxing
boksörün kendi gölgesi ile dövüştüğü boks pratik antrenmanı shadow boxing n.
Abbreviation
ulusal müfredatın uygulanması hakkında kanunen zorunlu olmayan pratik öneriler nsg (nonstatutory guidelines) n.
Archaic
ofis, okul, fabrika veya laboratuvar dışındaki pratik uygulamaya ayrılmış alan field n.
pratik yapılmamış unbreathed adj.
Slang
günlük hayatta/pratik bilgi konusunda başarılı olan kişi street smarts n.
Modern Slang
afrikalı pratik zekası african ingenuity n.
Star Wars
pratik ışın kılıcı teknikleri kitabı book of practical lightsaber technique n.