Historia

convenience

Significados de "convenience" en diccionario turco inglés : 30 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	convenience n.	kolaylık
2	Common Usage	convenience n.	elverişlilik
3	Common Usage	convenience n.	müsait oluş
4	Common Usage	convenience n.	uygun zaman
5	Common Usage	convenience n.	uygunluk
General
6	General	convenience n.	tuvalet
7	General	convenience n.	umumi tuvalet
8	General	convenience n.	külfetsizlik
9	General	convenience n.	kazanç
10	General	convenience n.	müsaitlik
11	General	convenience n.	yarar
12	General	convenience n.	hayatı kolaylaştıran şey
13	General	convenience n.	lavabo
14	General	convenience n.	çıkar
15	General	convenience n.	rahatlık
16	General	convenience n.	uygunluk
17	General	convenience n.	uygun koşul
18	General	convenience n.	uygun şart
19	General	convenience n.	halka açık tuvalet
20	General	convenience n.	lehte durum
21	General	convenience n.	avantajlı durum
22	General	convenience n.	lehte olan koşul
23	General	convenience n.	uygun koşul
24	General	convenience n.	uygun zaman, fırsat
25	General	convenience n.	fırsat
26	General	convenience v.	uydurmak
27	General	convenience v.	uyum sağlamak
28	General	convenience v.	uygun hale getirmek
29	General	convenience adj.	hızlı ve kolay hazırlanabilen
30	General	convenience adj.	pratik kullanım için tasarlanmış

Significados de "convenience" con otros términos en diccionario inglés turco: 121 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	public convenience n.	belediye tuvaleti
2	General	convenience foods n.	hazır yemek
3	General	marriage of convenience n.	formalite evliliği
4	General	public convenience n.	umumi tuvalet
5	General	great convenience n.	büyük kolaylık
6	General	convenience marriage n.	mantık evliliği
7	General	marriage of convenience n.	mantık evliliği
8	General	convenience goods n.	temel ihtiyaç malları
9	General	public convenience n.	halka açık tuvalet
10	General	sanitary convenience n.	umumi hela/tuvalet
11	General	convenience food n.	hazır yemek
12	General	convenience sampling n.	kolay ulaşılabilir durum örneklemesi
13	General	convenience [obsolete] n.	anlaşma
14	General	convenience [obsolete] n.	uyma
15	General	convenience [obsolete] n.	uyum
16	General	convenience [obsolete] n.	uygunluk
17	General	convenience [obsolete] n.	ahenk
18	General	provide convenience v.	kolaylık sağlamak
19	General	provide great convenience v.	büyük kolaylık sağlamak
20	General	make a marriage of convenience v.	mantık evliliği yapmak
21	General	as convenience adv.	uygun zamanda
22	General	for convenience adv.	kolaylık için
23	General	at your earliest convenience adv.	müsait olduğun zaman
Phrases
24	Phrases	for calculation convenience expr.	hesap kolaylığı sağlaması için
25	Phrases	at your earliest convenience expr.	ilk uygun zamanınızda
26	Phrases	at your earliest convenience expr.	ilk uygun zamanında
27	Phrases	at your earliest convenience expr.	ilk fırsatta/fırsatınızda
28	Phrases	at your convenience expr.	mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda
29	Phrases	for your convenience expr.	konforunuz düşünülerek
30	Phrases	for your convenience expr.	konforunuz için
31	Phrases	for your convenience expr.	rahatınız için
32	Phrases	at your convenience expr.	sizce ne zaman uygunsa
33	Phrases	at your convenience expr.	size uygun gelen bir zamanda
34	Phrases	for your convenience expr.	rahatınız düşünülerek
35	Phrases	for your convenience expr.	size kolaylık olması için
36	Phrases	at your convenience expr.	size uygun bir zamanda
37	Phrases	for your convenience expr.	rahatlığınız için
38	Phrases	at your convenience expr.	uygun zamanınızda
39	Phrases	at (one's) convenience expr.	uygun bir zamanında
40	Phrases	at (one's) convenience expr.	müsait olduğunda
41	Phrases	at (one's) convenience expr.	vakti olduğunda
42	Phrases	at one's convenience expr.	ne zaman isterse
43	Phrases	at one's convenience expr.	uygun/mümkün olan en kısa zamanda
44	Phrases	at one's earliest convenience expr.	ne zaman isterse
45	Phrases	at one's earliest convenience expr.	uygun/mümkün olan en kısa zamanda
46	Phrases	at somebody's convenience expr.	uygun bir zamanında/yerde
47	Phrases	at somebody's convenience expr.	müsait olduğu bir zamanda/yerde
48	Phrases	at (one's) earliest convenience expr.	ilk uygun/müsait zamanında
49	Phrases	at (one's) earliest convenience expr.	ilk fırsatta
50	Phrases	at (one's) earliest convenience expr.	müsait olur olmaz
51	Phrases	at (one's) earliest convenience expr.	yapabildiği en kısa zamanda
52	Phrases	at someone's earliest convenience expr.	ilk uygun/müsait zamanında
53	Phrases	at someone's earliest convenience expr.	ilk fırsatta
54	Phrases	at someone's earliest convenience expr.	müsait olur olmaz
55	Phrases	at someone's earliest convenience expr.	yapabildiği en kısa zamanda
56	Phrases	at your convenience expr.	istediğiniz zaman
Colloquial
57	Colloquial	at your convenience expr.	müsait olduğunuzda
58	Colloquial	at earliest convenience expr.	müsait olunduğunda
59	Colloquial	at earliest convenience expr.	ilk uygun zamanda
60	Colloquial	at earliest convenience expr.	ilk fırsatta
Idioms
61	Idioms	make a convenience of v.	yararlanmak
62	Idioms	make a convenience of v.	faydalanmak
63	Idioms	make a convenience of v.	etkilemek
64	Idioms	make a convenience of v.	empoze etmek
65	Idioms	at someone's convenience expr.	birine uygun bir zamanda
66	Idioms	at someone's convenience expr.	birine uygun bir yerde
67	Idioms	at someone's convenience expr.	birine uygun bir şekilde
Speaking
68	Speaking	at your earliest convenience expr.	müsait olduğunda
69	Speaking	at your earliest convenience expr.	müsait olacağınız en uygun zaman
70	Speaking	at your convenience expr.	müsait olduğunda
71	Speaking	for your convenience expr.	rahat hissetmeniz için
72	Speaking	please call me back at your earliest convenience expr.	lütfen beni müsait olduğun ilk fırsatta ara
Trade/Economic
73	Trade/Economic	convenience sampling n.	amaçlara uygunluk örneklemesi
74	Trade/Economic	convenience goods n.	alelade mallar
75	Trade/Economic	certificate of public convenience and necessity n.	devlet otoritesinin özel şirketlere verdiği kamu yararına çalışır belgesi
76	Trade/Economic	convenience translation n.	finansal tabloların farklı para ile ifade edilmesi
77	Trade/Economic	flag of convenience n.	gemilere asılan kayıtlı olduğu ülkenin milli bayrağı
78	Trade/Economic	certificate of public convenience and necessity n.	kamu yararına çalışır sertifikası
79	Trade/Economic	convenience goods n.	kolayda mallar
80	Trade/Economic	convenience store n.	mahalle bakkalı
81	Trade/Economic	customer convenience n.	müşteriye uygunluk
82	Trade/Economic	convenience of payment n.	ödemede uygunluk
83	Trade/Economic	convenience goods n.	rahat ulaşılabilen ürünler
84	Trade/Economic	convenience goods n.	sık sık satın alınan tüketim maddeleri
85	Trade/Economic	convenience store n.	tatillerde de açık olan ve geç saatlere kadar açık bulunan, acil ihtiyaç maddeleri bulunduran, göreceli olarak yüksek fiyattan satış yapan bir tür perakendeci
86	Trade/Economic	convenience goods n.	yanı başındaki bakkalda bulunabilen ürünler
87	Trade/Economic	convenience yield n.	uygunluk verimi
88	Trade/Economic	convenience translation n.	uygunluk çevirisi
89	Trade/Economic	convenience yield n.	uygunluk getirisi
90	Trade/Economic	maxim of convenience n.	uygunluk prensibi
91	Trade/Economic	convenience goods n.	ucuz kaliteli tüketim malları
92	Trade/Economic	at your earliest convenience expr.	sizce en uygun zamanda
Law
93	Law	balance of convenience n.	birey haklarını sınırlayan yasaların ölçülü olması
94	Law	easement of convenience n.	bir gayrimenkulden yararlanma olanağı sağlayan irtifak hakkı
95	Law	balance of convenience n.	elverişlilik dengesi
96	Law	balance of convenience n.	getirilen sınırlama ile kamuya sağlanan yarar arasında denge bulunması
97	Law	termination for convenience n.	haklı sebebe dayanmaksızın fesih
98	Law	termination for convenience n.	keyfi fesih
99	Law	termination for convenience n.	nedene bağlı olmadan sona erdirme
100	Law	termination for convenience n.	nedensiz sona erdirme
101	Law	termination for convenience n.	sebepsiz sona erdirme
Politics
102	Politics	alliance of convenience n.	çıkar ittifakı
Technical
103	Technical	convenience sampling n.	hazır örnekleme
104	Technical	convenience sampling n.	kolaylı örnekleme
105	Technical	convenience sampling n.	kolaylıkla bulunabilen örnekleme
106	Technical	convenience sampling n.	uygun örnekleme
Computer
107	Computer	convenience callback n.	kolay geri arama
Automotive
108	Automotive	remote convenience subsystem n.	uzaktan başlatma (kumanda) tali sistemi
Marine
109	Marine	flag of convenience n.	kolay bayrak
110	Marine	flag of convenience n.	kolaylık sağlayan bayrak
Psychology
111	Psychology	convenience samples n.	kolaylık örneklemleri
Food Engineering
112	Food Engineering	convenience food n.	tüketime hazır gıda
Statistics
113	Statistics	purposive cum convenience sampling n.	amaçlı kolay ulaşılabilir örneklem
114	Statistics	convenience sampling n.	elverişli örnekleme
115	Statistics	convenience sampling n.	kolayda örnekleme
116	Statistics	convenience sampling n.	kolay ulaşılabilir örnekleme
117	Statistics	convenience sampling method n.	kolayda örneklem yöntemi
118	Statistics	convenience sampling n.	uygun örnekleme
Social Sciences
119	Social Sciences	marriage of convenience n.	anlaşmalı evlilik
120	Social Sciences	convenience sampling n.	uygun örnekleme
Literature
121	Literature	plot convenience n.	hikayede anlatılan konunun bağlamına uymayan ancak hikayenin başka bir yöne gitmesini sağlayan olay veya durum