a break - Turco Inglés Diccionario
Historia

a break



Significados de "a break" con otros términos en diccionario inglés turco: 319 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
have a break v. ara vermek
General
a sharp break n. keskin bir dönüş
a short break n. kısa bir ara
take a break v. mola vermek
break a promise v. dönmek
take a break v. aralık vermek
break oneself of a habit v. bırakmak
break up a home v. yuva bozmak
break a promise v. sözünden dönmek
break a safe v. kasa soymak
take a short break v. nefes almak
have a break v. ara vermek
take a break v. ara vermek
make a break v. fasıla vermek
break a habit v. kötü alışkanlıktan kurtulmak
break oneself of a habit v. kurtulmak
break a promise v. sözünü tutmamak
have a break v. mola vermek
give somebody a break v. şans tanımak
break a promise v. sözünde durmamak
break out into a sweat v. ter basmak
take a break v. paydos etmek
break a record v. rekor kırmak
break a spell v. büyüyü bozmak
take a short break v. birkaç günlük bir tatile çıkmak
break a siege v. çemberi yarmak
break rudely in a conversation v. hariçten gazel okumak
give a break v. huzur vermek
break up a family v. yuva yıkmak
break the terms of a contract v. sözleşme hükümlerini ihlal etmek
break a rule v. kuralı çiğnemek
have a break v. teneffüse çıkmak
take a break v. teneffüse çıkmak
break a record v. rekora imza atmak
have a nervous break down v. sinir krizi geçirmek
go for a commercial break v. reklama girmek
break a lance v. kapışmak
break a lance v. yarışmaya girişmek
break into a conversation v. tartışmada araya girmek
break into a conversation v. tartışmayı bölmek
break into a conversation v. sözü kesmek
break into a conversation v. söze karışmak
break a seal v. mührü kırmak
break a seal v. mühür kırmak
break out a sail v. yelken açmak
break a will v. bir vasiyeti bozmak
break a strike v. grevi dağıtmak
break a will v. vasiyeti ihlal etmek
stay friends after a break up v. ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak
stay friends after a break up v. ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak
take a break in the relationship v. ilişkiye ara vermek
break a heart v. kalp kırmak
break a fast v. oruç bozmak
break a code v. kod kırmak
break a code v. şifre kırmak
break a contract v. sözleşmeyi bozmak
break a drug addiction v. uyuşturucu kullanmayı bırakmak
break a drug addiction v. uyuşturucuyu bırakmak
take a fifteen minute break v. on beş dakika ara vermek
take a fifteen minute break v. on beş dakika mola vermek
break a journey v. seyahat sırasında mola vermek
give a break v. mola vermek
break a code v. şifreyi çözmek
break up a dog fight v. kavga eden köpekleri ayırmak
break a walnut v. ceviz kırmak
use a break v. ara vermek
break a new record v. yeni bir rekor kırmak
break a domestic record v. içeride rekor kırmak
break a mirror v. bir ayna kırmak
break a bone v. kemik kırmak
break a strike v. grevi kırmak
break in on a conversation v. bir sohbeti bölmek
break a brick v. tuğla kırmak
break a code v. kodlanmış mesajı anlaşılabilir metne dönüştüren bir yöntem bulmak
break a deer v. hisseleri belirleyip sahiplerine taksim etmek
break a jest v. şaka yapmak
break a lance v. at üzerinde mızrak oyununa yarışmaya girişmek
break a path v. engelleri aşmak
break upon a wheel v. tekerleğe bağlayıp çekerek idam etmek
break upon a wheel v. tekerleğe bağlayıp çekerek işkence etmek
break a lance v. yarışmaya katılmak
without a break adv. ara vermeden
without a break adv. mola vermeden
without a break adv. durup dinlenmeden
after a short break adv. kısa bir aradan sonra
without a break adv. durmaksızın
Phrases
break into a run expr. koşmaya başlamak
Proverb
why break the habit of a lifetime can çıkar huy çıkmaz
why break the habit of a lifetime huylu huyundan vazgeçmez
why break the habit of a lifetime yedisinde neyse yetmişinde de aynı
why break the habit of a lifetime? can çıkmadıkça huy çıkmaz
never give a sucker an even break uyandırma kerizi
never give a sucker an even break kerizi yolmak sevaptır
Colloquial
a big break n. büyük bir çıkış/atılım
give (one) a break v. şans/fırsat tanımak
give (one) a break v. imkan/olanak tanımak
give (one) a break v. şans/fırsat vermek
give (one) a break v. imkan/olanak vermek
break a leg v. bacağını kırmak
give me a break expr. hadi canım
give me a break expr. hadi canım sen de
give me a break expr. yok daha neler
give me a break expr. vay canına
give me a break expr. vay anasını
give me a break expr. inanmam
give me a break expr. inanılır gibi/şey değil
give me a break expr. nasıl yani
give me a break expr. bir huzur ver
give me a break expr. düş yakamdan
give me a break expr. hadi be
give me a break expr. saçmalama
give me a break expr. yok daha neler
cut me a break! expr. üstüme gelme!
give me a break expr. üstüme gelme!
gimme a break expr. üstüme gelme!
give me a break! expr. bana bu kadar sert davranma!
give me a break! expr. bana bir şans daha ver!
give me a break! expr. bana bu kadar acımasız davranma!
give me a break! expr. beni rahat bırak!
give me a break! expr. bir rahat ver!
give me a break! expr. git başımdan!
give me a break! expr. yeter!
give me a break! expr. haydi oradan!
give me a break! expr. yapma ya!
give me a break! expr. inanmıyorum!
give me a break! expr. buna kim inanır?
give me a break! expr. haydi canım!
give me a break! expr. olmaz öyle şey!
give me a break! expr. olacak şey değil!
gimme a break! expr. bana bu kadar sert davranma!
gimme a break! expr. bana bir şans daha ver!
gimme a break! expr. bana bu kadar acımasız davranma!
gimme a break! expr. beni rahat bırak!
gimme a break! expr. bir rahat ver!
gimme a break! expr. git başımdan!
gimme a break! expr. yeter!
gimme a break! expr. haydi oradan!
gimme a break! expr. yapma ya!
gimme a break! expr. inanmıyorum!
gimme a break! expr. buna kim inanır?
gimme a break! expr. haydi canım!
gimme a break! expr. olmaz öyle şey!
gimme a break! expr. olacak şey değil!
gmab (give me a break) expr. haydi canım sen de
gmab (give me a break) expr. yok daha neler
gmab (give me a break) expr. vay canına
gmab (give me a break) expr. vay anasını
gmab (give me a break) expr. inanmam
gmab (give me a break) expr. inanılır gibi/şey değil
gmab (give me a break) expr. nasıl yani
gmab (give me a break) expr. haydi be
gmab (give me a break) expr. daha neler
gmab (give me a break) expr. inanmıyorum
gmab (give me a break) expr. inanılmaz
Idioms
a nice break n. şans
a big break n. şans
a clean break n. tam anlamıyla ayrılma
a nice break n. talih
a big break n. talih
a clean break n. tamamen ayrılma
a clean break n. (geçmişe vb.) sünger çekme
break into a smile v. kendini tutamayıp gülmek/gülümsemek
catch a break v. fırsat/şans yakalamak
catch a break v. (fırsat) eline geçmek
catch a break v. fırsatını elde etmek
catch a break v. (şans) yüzüne gülmek
catch a break v. şansı dönmek
catch a break v. özel/iyi bir indirim almak/yakalamak
catch a break v. fazladan/ekstra bir indirim daha almak
catch a break v. özel/iyi bir anlaşma yapmak
catch a break v. rahat bir nefes almak
catch a break v. rahatlamak
catch a break v. ipucu yakalamak
catch a break v. bir sorunu çözme fırsatı yakalamak
catch a break v. sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak
catch a break v. bir rahatlama yakalamak
catch a break v. rahatlamak
catch a break v. rahat bir nefes almak
catch a break v. kuraklık vs. biraz kırılmak
catch a break v. başı beladan çıkmak/kurtulmak
get a break v. fırsat/şans yakalamak
get a break v. (fırsat) eline geçmek
get a break v. fırsatını elde etmek
get a break v. (şans) yüzüne gülmek
get a break v. şansı dönmek
get a break v. özel/iyi bir indirim almak/yakalamak
get a break v. fazladan/ekstra bir indirim daha almak
get a break v. özel/iyi bir anlaşma yapmak
get a break v. rahat bir nefes almak
get a break v. rahatlamak
get a break v. ipucu yakalamak
get a break v. bir sorunu çözme fırsatı yakalamak
get a break v. sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak
get a break v. bir rahatlama yakalamak
get a break v. rahatlamak
get a break v. rahat bir nefes almak
get a break v. kuraklık vs. biraz kırılmak
get a break v. başı beladan çıkmak/kurtulmak
break a sweat v. alın teri dökmek
break a habit v. alışkanlığı bırakmak
break a habit v. alışkanlıktan kurtulmak
cut someone a break v. birisinin üzerine gitmemek
cut someone a break v. birisini rahat bırakmak
catch a break v. bir şans yakalamak
break a lance with v. boy ölçüşmek
make a clean break v. defteri kapamak
break into a gallop v. dört nala koşmak
break a sweat v. çabalamak
break into a gallop v. dört nala koşmaya başlamak
break a sweat v. emek vermek
break a sweat v. fiziksel olarak kendini zorlamak
break a story v. haberi patlatmak
make a clean break v. geride bırakmak
break a butterfly on a wheel v. ezmek
make a clean break v. geçmişte bırakmak
break a butterfly on a wheel v. gereğinden daha sert davranmak
catch a break v. eline fırsat geçirmek
break out in a rash v. isilik olmak
make a break for it v. kaçma girişiminde bulunmak
make a break for it v. kaçmayı denemek
make a break for it v. kaçmaya çalışmak
make a break in v. mola vermek
break out in a cold sweat on v. korkudan ürpermek
break a law v. kanuna karşı gelmek
break a law v. kanunu çiğnemek
have a big break v. şansı yüzüne gülmek
have a nice break v. şans yüzüne gülmek
break a leg v. şeytanın bacağını kırmak
break out in a cold sweat v. soğuk ter dökmek
have a lucky break v. şans yüzüne gülmek
break out in a rash v. sivilce çıkarmak
break out in a cold sweat v. soğuk terler dökmek
have a nice break v. şansı yüzüne gülmek
break a butterfly on a wheel v. sert önlemler almak
have a lucky break v. şansı yüzüne gülmek
get a lucky break v. talihi yüzüne gülmek
have a nice break v. talih yüzüne gülmek
break a sweat v. ter dökmek
have a lucky break v. talih yüzüne gülmek
make a clean break v. yeni bir sayfa açmak
make a break in v. (bir şeyi yapmaya) ara vermek
break a law v. yasaya karşı gelmek
break a law v. yasayı çiğnemek
break a story v. haberi duyuran ilk kanal/gazete olmak
break a butterfly on a wheel v. orantısız güç kullanmak/uygulamak
break a lance v. meydan okumak
break a lance v. çatışmak
break a lance v. karşı karşıya gelmek
break a lance v. dalaşmak
break a lance v. karşı savaş açmak
break a code v. kodu kırmak
break a code v. şifreyi kırmak
break a code v. şifreyi çözmek
break a habit v. bir alışkanlıktan/huydan/bağımlılıktan vazgeçmek
break a habit v. bir alışkanlığı/huyu/bağımlılığı bırakmak
break a habit v. bir alışkanlıktan/huydan/bağımlılıktan kurtulmak
break a/the spell v. büyü bozmak
break a/the spell v. laneti bozmak
break a/the spell v. büyüyü bozmak
break a/the spell v. büyüsünü kaçırmak
break a story v. haberi ortaya çıkarmak
cut (one) a break v. (birinin) üzerine gitmemek
cut (one) a break v. (birini) rahat bırakmak
cut (one) a break v. (birine) müsamaha göstermek
cut (one) a break v. (birine) hoşgörülü davranmak
cut a break v. üzerine gitmemek
cut a break v. rahat bırakmak
give someone a break v. birine bir şans tanımak
give someone a break v. birine bir şans/fırsat vermek
make a break for v. kaçma girişiminde bulunmak
make a break for v. '-e doğru koşmak
make a break for v. '-e doğru akın etmek
make a break for (someone or something) v. fırlayıp (birine/bir şeye) doğru koşmak
make a break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru fırlamak
make a break for (someone or something) v. (birine/bir şeye) koşmak
make a break for (someone or something) v. hızla (birine/bir şeye) gitmek
make a clean break (from/with someone or something) v. (biri/bir şey) defterini kapamak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geride bırakmak
make a clean break (from/with someone or something) v. (birini/bir şeyi) geçmişte bırakmak
step on a crack, break your mother's back expr. çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade)
Speaking
give him a break expr. adama bir rahat ver
shall we have a break? expr. ara verelim mi?
give me a break! expr. beni rahat bırak!
you owe it to yourself to take a break expr. bir molayı hak ettin
you deserve a break expr. bir molayı hak ettin
gimme a break! expr. beni rahat bırak!
you need to take a break expr. biraz ara vermelisin
break a leg! expr. bol şanslar!
cut me a break! expr. beni rahat bırak!
let's take a break expr. hadi bir ara verelim
let's have a tea break expr. hadi bir çay molası verelim
break a leg! expr. göreyim seni!
break a leg! expr. iyi şanslar!
just give him a break expr. onu biraz rahat bırak
I gave myself a break expr. mola verdim kendime
we'll have a little break expr. küçük bir mola vereceğiz
I'm taking a break expr. mola veriyorum
I gave myself a break expr. kendime bir mola verdim
we need a break expr. mola vermemiz gerekiyor
can you break a hundred? expr. yüzlük bozabilir misin?
we will take a break expr. ara vereceğiz
Trade/Economic
break a strike n. bir grevin dağılması
break a contract v. anlaşmayı ihlal etmek
break a contract v. sözleşmeye uymamak
Law
break a house v. hırsızlık amacıyla bir yere girmek
Politics
break a cease fire v. ateşkesi bozmak
Media
after a short commercial break n. kısa bir reklam arası
after a short ad break n. kısa bir reklam arası
Computer
lines with arrows signify a column break expr. oklu satırlar sütun kesmelerini gösterir
Transportation
break out a cargo v. yükü depodan çıkarmak
Marine
break out a flag v. bayrağı açmak
Agriculture
break up the ground around a tree v. boğaz açmak
Military
break out a flag v. bayrak toparının ipini çekerek bayrağı açmak
Sport
break a record v. rekor kırmak
Theatre
break a leg n. iyi şanslar
Slang
get a break v. fırsat yakalamak
get a break v. şans yakalamak
give me a break! expr. bırak şimdi bu ayakları!
break a leg! expr. şeytanın bacağını kır artık!