ace - Turco Inglés Diccionario
Historia

ace

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "ace" en diccionario turco inglés : 58 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
ace n. as
ace n. karşılanamayan atış
ace n. birli
ace adj. birinci sınıf
General
ace n. iskambilde as
ace n. yıldız
ace n. zerre
ace n. yek
ace n. çok yetenekli kimse
ace n. az miktar
ace n. başarılı
ace n. (golfte) tek atışta deliği bulma
ace n. tek vuruşta yapılan sayı
ace n. bir alanda uzman
ace n. becerikli kimse
ace n. karşılanamayan servis (tenis)
ace v. çok başarılı olmak
ace v. mükemmel bir sonuç almak
ace adj. birinci sınıf
ace adj. en iyi
ace adj. becerikli
Colloquial
ace n. bir numara
ace n. en iyi
ace n. birinci sınıf
ace n. mükemmel
ace n. bir dolar
ace n. aptal
ace n. ahmak
ace n. salak
ace n. budala
ace n. sersem
ace n. beceriksiz
ace n. kanka
ace n. yakın arkadaş
ace v. sınavdan yüz çekmek/yıldızlı beş almak
ace v. gölgede bırakmak
ace v. alt etmek
ace v. üstün gelmek
ace v. geçmek
ace v. yenmek
Idioms
ace v. sınavdan 100 çekmek
ace v. sınavdan en yüksek notu almak
ace adj. mükemmel
Biochemistry
ace n. anjiyotensin I'i anjiyotensin ii'ye dönüştüren proteolitik enzim
Geography
ace n. teksas eyaletinde şehir
Military
ace n. çok sayıda düşman uçağı düşürmüş pilot
Sport
ace n. yıldız oyuncu
ace v. tek vuruşta sayı kazanmak
Tennis
ace n. karşılanamayan servis (tenis)
Card
ace n. as
ace n. birli
ace n. bey
Abbreviation
ace abrev. koferanslar ve etkinlikler birliği
Slang
ace n. bir nefes sigara
ace n. hap amfetamin
ace n. 1 dolar
ace n. aseksüel
ace n. aseksüel

Significados de "ace" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Geography
açe aceh

Significados de "ace" con otros términos en diccionario inglés turco: 179 resultado(s)

Inglés Turco
General
deuce ace n. iki bir (zar)
ace of spades n. maça beyi
ace of hearts n. kupa ası
deuce-ace n. üç
ambs-ace n. kötü şans
an ace up your sleeve n. avantaj olarak kullanılacak bir şey
ames-ace n. kötü şans
deuce-ace n. iki ve bir gelen zar
deuce-ace n. dü yek
have an ace in the hole v. elinde kozu olmak
have an ace up one's sleeve v. elinde kozu olmak
within an ace of prep. az kalsın
within an ace of prep. neredeyse
within an ace of prep. eli kulağında
within an ace of prep. kılpayı
Phrasals
ace in v. bir yere girebilmek
ace in v. kıl payıyla girebilmek
ace in (to something) v. bir yere girebilmek
ace in (to something) v. kıl payıyla girebilmek
ace into (something) v. (bir şeye/yere) girebilmek
ace into (something) v. (bir şeye/yere) girmeyi başarmak
ace into (something) v. (bir şeye/yere) şansı yaver gidip kabul edilmek
ace into (something) v. (bir şeye/yere) şans eseri kabul edilmek
ace into (something) v. (bir şeye/yere) girmeyi becermek
ace in (something) v. (bir şeye/yere) girebilmek
ace in (something) v. (bir şeye/yere) girmeyi başarmak
ace in (something) v. (bir şeye/yere) şansı yaver gidip kabul edilmek
ace in (something) v. (bir şeye/yere) şans eseri kabul edilmek
ace in (something) v. (bir şeye/yere) girmeyi becermek
Phrases
ace out v. birini alt etmek
ace out v. birini geçmek
Colloquial
ace boom-boom n. yakın arkadaş
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. eküri
ace boom-boom n. yakın arkadaş
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. pampa
the ace in (one's) hand n. gizli silah
the ace in (one's) hand n. koz
the ace in your hand [uk] n. gizli silah
the ace in your hand [uk] n. koz
ace it v. çok başarılı olmak
ace it v. kasıp kavurmak
ace it v. fırtına gibi esmek
ace it v. mükemmel sonuç almak
ace the test v. sınavdan 100 çekmek
ace it v. çok başarılı olmak
ace it v. ondan sorulmak
ace out v. şanslı olmak
ace out v. şansı yaver gitmek
ace (something) v. (bir şeyde) çok başarılı olmak
ace (something) v. (bir şeyde) mükemmel bir sonuç almak
ace (something) v. (bir şeyi) başarıyla geçmek/atlatmak
ace out v. kıl payı sıyrılmak/kurtulmak
ace out v. şans eseri kurtulmak/atlatmak
ace out v. son anda kurtulmak
Idioms
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. canciğer dost
ace boon-coon n. kanka
ace boon-coon n. canciğer dost
someone's ace in the hole n. insanın gizli silahı
an ace in the hole n. insanın gizli silahı
an ace in the hole n. son koz olarak saklanan as
someone's ace in the hole n. son koz olarak saklanan as
someone's ace in the hole n. son koz
an ace in the hole n. son koz
ace up (one's) sleeve n. (birinin) elindeki koz
ace up (one's) sleeve n. (birinin) gizli kozu
ace up (one's) sleeve n. (birinin) elindeki avantaj
an ace n. (bir şeyde) çok başarılı kimse
an ace n. (bir şeyin) ustası
an ace n. (bir şeyde) çok yetenekli kimse
an ace n. (bir şeyin) en iyisi
an ace n. (bir şeyde) çok başarılı kimse
an ace n. (bir şeyin) ustası
an ace n. (bir şeyde) çok yetenekli kimse
an ace n. (bir şeyde) uzaman
an ace n. (bir şeyin) en iyisi
an ace n. (bir şeyde) uzman
bate an ace [obsolete] v. en az indirimi yapmak
ace someone out v. birisini alt etmek
have an ace up one's sleeve v. gizli bir kozu olmak
play one's ace v. kozunu oynamak
come within an ace v. ramak kalmak
ace out (of something) v. şans eseri atlatmak
ace out (of something) v. şans eseri kurtulmak
be within an ace of v. ramak kalmak
come within an ace of something v. 'nın eşiğine gelmek
ace someone out v. üstesinden gelmek
be within an ace of (something) v. (bir şey) sınırına dayanmak
have an ace up your sleeve [uk] v. gizli silahı olmak
have an ace up your sleeve [uk] v. elinde bir kozu olmak
have an ace up your sleeve v. elinde kozu olmak
have an ace up your sleeve v. gizli bir kozu olmak
have an ace up your sleeve v. elinde avantaj olarak kullanılacak bir şey olmak
have an ace up your sleeve v. gizli silahı olmak
come within an ace of v. nın eşiğine gelmek
come within an ace of v. '-e ramak kalmak
come within an ace of v. ile burun buruna gelmek
have an ace up your sleeve v. gizli bir silahı olmak
have an ace up your sleeve v. elinde bir kozu olmak
have an ace up your sleeve v. elinde kozu olmak
have an ace up your sleeve v. gizli bir kozu olmak
have an ace up your sleeve v. elinde avantaj olarak kullanılacak bir şey olmak
have got an ace up (one's) sleeve v. elinde kozu olmak
have got an ace up (one's) sleeve v. gizli bir kozu olmak
play (one's) ace (card) v. en iyi kozunu oynamak
play (one's) ace (card) v. başarıyı getirecek hamleyi yapmak
play (one's) ace (card) v. en önemli/güçlü kozunu oynamak
play your ace v. kozunu oynamak
black as the ace of spades adj. kapkara
black as the ace of spades adj. kömür gibi
black as the ace of spades adj. kömür kadar siyah
black as the ace of spades adj. simsiyah
as black as the ace of spades expr. çok pis
as black as the ace of spades expr. çok kirli
black as the ace of spades expr. kapkara
as black as the ace of spades expr. leş gibi
as black as the ace of spades expr. kir pas içinde
black as the ace of spades expr. kömür kadar siyah
as black as the ace of spades expr. kapkara
black as the ace of spades expr. kömür gibi siyah
black as the ace of spades expr. simsiyah
as black as the ace of spades expr. simsiyah
within an ace of (doing) (something) expr. (bir şeyi yapmaya) çok yakın
within an ace of (doing) (something) expr. (bir şeyi) elde etmeye çok yaklaşmış
within an ace of (doing) (something) expr. neredeyse (bir şey yapmak)
within an ace of (doing) (something) expr. (bir şey yapmaya) ramak kalmış
within ames ace expr. yakınında
within ames ace expr. (bir şeye) yakın
within ames ace expr. yaklaşmakta
within ames ace expr. (bir yere) çok az var
within an ace of something expr. bir şeye çok yakın
within an ace of something expr. bir şeyi elde etmeye çok yaklaşmış
within an ace of something expr. neredeyse bir şey
within an ace of something expr. bir şeye ramak kalmış
Institutes
architects' council of europe (ace) n. avrupa mimarlar konseyi
Medical
ace inhibitor n. ace inhibitörleri
ace inhibitor n. ace inhibitörü
ace bandage n. (abd) kan akışını önleyen elastik bandaj
Pharmaceutics
ace inhibitor n. kronik kalp yetmezliğini tedavide kullanılan kan basıncını düşürücü bir ilaç
Social Sciences
ace (asexual) n. aseksüel
grey ace n. gri aseksüel
Military
allied command europe (ace) n. nato'nun büyük stratejik karargahı
ace information flow system n. ace bilgi akış sistemi
commander ace rapid reaction corps n. avrupa müttefik komutanlığı süratli reaksiyon kolordu komutanı
ace rapid reaction centre n. avrupa müttefik komutanlığı süratli reaksiyon merkezi
Sport
american council on exercise (ace) n. amerikan egzersiz konseyi
Volleyball
serving an ace n. servis kullanma
serve an ace v. servis kullanmak
Card
ace of diamonds n. karo ası
ace of spades n. maça ası
ace of clubs n. sinek ası
ace high straight n. floş royal
Archaic
deuce-ace n. talihsizlik
deuce-ace n. şanssızlık
deuce-ace n. uğursuzluk
deuce-ace n. kötü şans
deuce-ace n. kötü talih
Slang
ace boon coon n. en iyi arkadaş
ace in the hole n. son koz
ace in the hole n. sona bırakılan koz
ace boon coon n. yakın arkadaş
ace a test v. testten yüksek puan almak
ace out v. gölgede bırakmak
ace out v. alt etmek
ace out v. üstün gelmek
ace out v. geçmek
ace out v. yenmek
ace out v. keklemek
ace out v. katakulli yapmak
ace out v. kandırmak
ace an exam v. sınavdan çok yüksek bir not almak
ace! expr. harika!
British Slang
ace! expr. harika!
Modern Slang
ace deuce n. ann arbour, michigan
ace lesbian n. bir kadına romantik/duygusal olarak çekim hisseden ama cinsel çekim hissetmeyen lezbiyen
ace ring n. genellikle sağ elin orta parmağına takılan ve kişinin aseksüel olduğunu gösteren siyah (genelde hematit) yüzük
ace lesbian n. aseksüel lezbiyen