|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
bir bölgedeki kuşlara yapılan aynı zamanlı saldırı |
epornitic n.
|
|
2 |
General |
kralın bölgedeki temsilcisi |
bailiff n.
|
|
3 |
General |
bölgedeki ülkeler |
countries in the region n.
|
|
4 |
General |
bölgedeki cazibe merkezi |
regional destination n.
|
|
5 |
General |
belirli bir bölgedeki hedef istihbaratını içeren dosya |
target dossier n.
|
|
6 |
General |
bölgedeki iş ya da politikalardan kişisel çıkar elde etmek için bir yere yerleşen kimse |
carpetbagger n.
|
|
7 |
General |
bir ülke veya bölgedeki en büyük şehir |
primate city n.
|
|
8 |
General |
belçika, lüksemburg ve hollanda'yı kapsayan coğrafi bölgedeki ülkelere ait veya ilgili (özellikle sanatçılar ve sanat eserlerinde kullanılır) |
netherlandish n.
|
|
9 |
General |
keşif yapılmamış bir bölgedeki bir grup kasaba |
block (canada) n.
|
|
10 |
General |
(bir bölgedeki) aktif insan gücü |
pool n.
|
|
11 |
General |
bölgedeki av hayvanlarının tahmini veya sayımı |
inventory n.
|
|
12 |
General |
ücra bölgedeki yeryüzü şekli |
outlier n.
|
|
13 |
General |
kendi kilisesi ve cemaati olan bir bölgedeki doğumların, vaftiz törenlerinin, evliliklerin ve ölümlerin kayıtlı olduğu kitap |
parish register n.
|
|
14 |
General |
bir bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirmek |
rezone v.
|
|
Phrasals |
|
15 |
Phrasals |
birisini (kuzeydeki/yukarı bölgedeki) evine davet etmek |
ask someone up v.
|
|
16 |
Phrasals |
yukarı bölgedeki evine davet etmek |
ask up v.
|
|
Idioms |
|
17 |
Idioms |
1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı) |
po' boy n.
|
|
Trade/Economic |
|
18 |
Trade/Economic |
kiraları yükseltmek (bir bölgedeki) |
push up the rents n.
|
|
19 |
Trade/Economic |
kiraları arttırmak (bir bölgedeki) |
push up the rents n.
|
|
|
20 |
Trade/Economic |
tek bir bölgedeki yoğunluğun azalması |
deconcentration n.
|
|
21 |
Trade/Economic |
bir bölgedeki ekonomik faaliyet aralığı |
oeconomy n.
|
|
Law |
|
22 |
Law |
belirli bir bölgedeki tüm doğum, evlilik ve ölüm bilgilerinin yer aldığı resmi kütük |
births, marriages, and deaths n.
|
|
Technical |
|
23 |
Technical |
bir bölgedeki yağış miktarını gösteren bir cihaz |
rain gauge n.
|
|
Construction |
|
24 |
Construction |
bir bölgedeki konut fiyatlarını belirtmek için kullanılan bir ifade |
median multiple n.
|
|
25 |
Construction |
bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirme |
rezone n.
|
|
26 |
Construction |
bölgedeki gecekonduları yeni yapılar inşa etmek için ortadan kaldırma |
clearance n.
|
|
Transportation |
|
27 |
Transportation |
aynı fiyatların uygulandığı, aynı bölgedeki bir grup nakliye limanı |
range n.
|
|
28 |
Transportation |
ırksal entegrasyonu sağlanmış sınıflar oluşturmak için çocukların otobüsle bir okuldan farklı bir bölgedeki bir okula taşınması |
bussing n.
|
|
Traffic |
|
29 |
Traffic |
haritası çıkarılmış bir bölgedeki ızgara çizgilerini takip eden belediye yolu |
grid road [canada] n.
|
|
Marine |
|
30 |
Marine |
bermuda'dan florida'ya kadar olan bölgedeki mercan kayalıklarda yaşayan bir balık türü |
reef squirrelfish (holocentrus coruscus) n.
|
|
Mining |
|
31 |
Mining |
bir bölgedeki asıl/ana mineral kaynağı |
mother lode n.
|
|
Medical |
|
32 |
Medical |
bilek bağ doku ve eklemini çevreleyen bölgedeki lifli dokunun burkulması veya yırtılması |
turf toe n.
|
|
33 |
Medical |
belirli bir bölgedeki derinin aşırı hassasiyeti |
hyperesthesia n.
|
|
34 |
Medical |
vilayet hükümeti tarafından belirli bir coğrafi bölgedeki sağlık hizmetlerinin halka ulaştırılması ve yönetilmesi için oluşturulmuş idari yapı |
rha (regional health authority) abrev.
|
|
Pathology |
|
35 |
Pathology |
primer bölgedeki kanser hücrelerinin yayılması ve sekonder bölgelerde mikroskobik tümörler oluşturması |
micrometastasis n.
|
|
Biology |
|
36 |
Biology |
dna'nın kalıt bölgedeki yapısal genlerin faaliyetlerini düzenleyen kromozomal segmenti |
operator n.
|
|
37 |
Biology |
aynı bölgedeki farklı organizmaların sergilediği renk adaptasyonu |
synaposematism n.
|
|
Zoology |
|
38 |
Zoology |
belirli bir bölgedeki kuş nüfusu |
avifauna n.
|
|
Botanic |
|
39 |
Botanic |
oregon'dan kaliforniya'ya uzanan bölgedeki dağlık arazilerde yetişen, pembe çiçekli ve yapraksı saplı yeri saran bir bitki |
mountain pride (penstemon newberryi) n.
|
|
|
Forestry |
|
40 |
Forestry |
ormanlık bir bölgedeki ağaçların çoğunun veya tamamının yeniden yetiştirme amacıyla kesilmesi |
clearcutting n.
|
|
41 |
Forestry |
ormanlık bir bölgedeki ağaçların çoğunun veya tamamının yeniden yetiştirme amacıyla kesilmesi |
clearfelling n.
|
|
42 |
Forestry |
belirli bir bölgedeki yangınlardan sorumlu görevli |
fire warden n.
|
|
43 |
Forestry |
belirli bir bölgedeki yangınlardan sorumlu görevli |
forest fire fighter n.
|
|
Social Sciences |
|
44 |
Social Sciences |
mahallenin/yörenin insanı olarak bölgedeki evlerin güvenliğinden sorumlu olma |
neighborhood crime watch n.
|
|
45 |
Social Sciences |
mahallenin/yörenin insanı olarak bölgedeki evlerin güvenliğinden sorumlu olma |
neighborhood watch n.
|
|
46 |
Social Sciences |
mahallenin/yörenin insanı olarak bölgedeki evlerin güvenliğinden sorumlu olma |
crime watch n.
|
|
47 |
Social Sciences |
(genellikle abd ve kanada'da) ırksal entegrasyonu sağlanmış sınıflar oluşturmak için çocukları otobüsle bir okuldan farklı bir bölgedeki bir okula taşımak |
bus [us/canada] v.
|
|
Literature |
|
48 |
Literature |
bir bölgedeki yer adları |
troponomy n.
|
|
Linguistics |
|
49 |
Linguistics |
bir bölgedeki yer adları |
troponymy n.
|
|
History |
|
50 |
History |
m.s. 500-1400 arası alaska'dan grönland'a kadar olan bölgedeki eskimo kültürüne ait |
thule n.
|
|
51 |
History |
kiracının kendi evinin ve müştemilatın ısınma ihtiyacını karşılamak için yaşadığı bölgedeki odunlardan makul miktarda toplama hakkı |
firebote n.
|
|
52 |
History |
on aileden oluşan idari bölgedeki her bir erkeğin diğerlerinin iyi ahlakından sorumlu olduğu bir anglo sakson sistemi |
free-borough men n.
|
|
Religious |
|
53 |
Religious |
(metodist kilisesi'nde) piskoposun belirli bir bölgedeki kilise ve vaizlerin gözetimi için görevlendirdiği papaz |
presiding elder n.
|
|
Environment |
|
54 |
Environment |
belirli bir coğrafi bölgedeki organizma topluluğunu oluşturan çok sayıda organizma |
association n.
|
|
55 |
Environment |
orman sınırın altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanların tümü |
montane n.
|
|
56 |
Environment |
bitki türlerinin bir bölgedeki sayısını, dağılımını ve ilişkilerini inceleyen alan |
floristics n.
|
|
57 |
Environment |
belirli bir bölgedeki kuş nüfusu |
ornis n.
|
|
58 |
Environment |
bölgedeki biyotik gelişimi sırasında birbirini takip eden ekolojik topluluklar silsilesi |
sere n.
|
|
59 |
Environment |
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlara ait veya ilişkin |
montane adj.
|
|
60 |
Environment |
orman sınırının altındaki nemli ve serin yüksek yamaçlarla karakterize edilen ve yaprak dökmeyen büyük ağaçların baskın olduğu biyocoğrafi bölgedeki bitki ve hayvanlardan oluşan |
montane adj.
|
|
Geography |
|
61 |
Geography |
belirli bir bölgedeki hava kaynağı |
air shed n.
|
|
62 |
Geography |
belçika, lüksemburg ve hollanda'yı kapsayan coğrafi bölgedeki ülkelere ilişkin |
netherlandic n.
|
|
63 |
Geography |
bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması |
topographic adolescence n.
|
|
64 |
Geography |
bölgedeki akarsu erozyonu üzerinden kısa bir süre geçmiş olması |
topographic youth n.
|
|
65 |
Geography |
bir bölgedeki hayvan ve bitki dağılımını inceleyen bilim dalı |
chorology n.
|
|
66 |
Geography |
(özellikle porto riko'da) karstik bir bölgedeki tekil, dik kenarlı ve konik bir kireçtaşı tepesi |
pepino n.
|
|
67 |
Geography |
uzak bölgedeki istasyon |
outstation n.
|
|
68 |
Geography |
uzak bölgedeki posta kutusu |
outstation n.
|
|
Meteorology |
|
69 |
Meteorology |
bölgedeki en düşük sıcaklık |
the lowest temperature in the region n.
|
|
70 |
Meteorology |
bölgedeki en yüksek sıcaklık |
the highest temperature in the region n.
|
|
Geology |
|
71 |
Geology |
belirli yer veya bölgedeki kaya birimleri dizisi |
section n.
|
|
Military |
|
72 |
Military |
belirli bir coğrafi bölgedeki müttefik deniz kuvvetlerinin kontrolü altındaki tüm ticari gemilerden sorumlu deniz komutanı |
operational control authority n.
|
|
73 |
Military |
bir bölgedeki orduyu çekmek |
demilitarise v.
|
|
74 |
Military |
bir bölgedeki orduyu çekmek |
demilitarize v.
|
|
Ornithology |
|
75 |
Ornithology |
kanada'nın britanya kolombiyası eyaletinden, abd'nin kaliforniya eyaletinin kuzeyine kadar uzanan bölgedeki balta girmemiş ormanlara özgü benekli baykuşun kuzeye özgü alt türü |
northern spotted owl (strix occidentalis subsp. caurina) n.
|
|
Reptiles |
|
76 |
Reptiles |
belirli bir bölgedeki sürüngen yaşamı |
herpetofauna n.
|
|