bed in - Turco Inglés Diccionario
Historia

bed in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "bed in" en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)

Inglés Turco
Phrasals
bed in v. (parça) birbirine tam olarak yerleştirmek
bed in v. (parça) birbirine tam yerleşmek
Idioms
bed in v. alışmak
bed in v. uyum sağlamak
bed in v. intibak etmek

Significados de "bed in" con otros términos en diccionario inglés turco: 122 resultado(s)

Inglés Turco
General
built-in bed n. ranza
breakfast in bed n. yatakta kahvaltı
be in bed v. yatmak
rule a country while lying sick in bed v. hasta yatağından ülkeyi yönetmek
cuddle up together in bed v. koyun koyuna yatmak
lie in the bed v. yatağa uzanmak
die in one's bed v. eceliyle ölmek
die in one's bed v. yatağında ölmek
be good in bed v. iyi sevişmek
be good in bed v. yatakta iyi olmak
catch her husband in bed with another woman v. kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak
find her husband in bed with another woman v. kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak
sick in bed with the flu v. gripten yatmak
sick in bed with the flu v. gripten yatağa düşmek
turn in the bed v. yatakta dönmek
stay in bed late v. yataktan geç kalkmak
curl up in bed v. yatağa kıvrılmak
be caught smoking in bed v. yatakta sigara içerken yakalanmak
Phrases
I should have stayed in bed expr. bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
I should have stayed in bed expr. yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
I should have stayed in bed expr. yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
I should have stayed in bed expr. zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
I should have stayed in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
I should have stayed in bed expr. zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
I should have stayed in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
I should have stayed in bed expr. keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
I should have stood in bed expr. bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I should have stood in bed expr. bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
I should have stood in bed expr. yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
I should have stood in bed expr. yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
I should have stood in bed expr. zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
I should have stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
I should have stood in bed expr. zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
I should have stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
I should have stood in bed expr. keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
should have stood in bed expr. bugün evden hiç çıkmamalıymışım
should have stood in bed expr. bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
should have stood in bed expr. yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
should have stood in bed expr. yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
should have stood in bed expr. zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
should have stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
should have stood in bed expr. zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
should have stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
should have stood in bed expr. keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
I shoulda stayed in bed expr. bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stayed in bed expr. bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stayed in bed expr. yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stayed in bed expr. yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
I shoulda stayed in bed expr. zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
I shoulda stayed in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
I shoulda stayed in bed expr. zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
I shoulda stayed in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
I shoulda stayed in bed expr. keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
I shoulda stood in bed expr. bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stood in bed expr. bugün yataktan hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stood in bed expr. yatağımdan hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stood in bed expr. yataktan çıkmama/kalkmama değmedi
I shoulda stood in bed expr. zahmet edip de gitmeme/yapmama değmedi
I shoulda stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım da olurdu
I shoulda stood in bed expr. zahmet edip gelmesem de/yapmasam da olurmuş
I shoulda stood in bed expr. yataktan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım daha iyi olurdu
I shoulda stood in bed expr. keşke yatağımdan hiç çıkmasaydım/kalkmasaydım
Proverb
as you make your bed, so you must lie in it kendi düşen ağlamaz
you sleep in the bed you make kendi düşen ağlamaz
(one) has made (one's) bed and (one) will have to lie in it kendi düşen ağlamaz
(one) made (one's) bed and (one) has to lie in it kendi düşen ağlamaz
(one) made (one's) bed and (one) must lie in it kendi düşen ağlamaz
you have made your bed and must lie in it kendi düşen ağlamaz
you've made your bed, now lie in it kendi düşen ağlamaz
you've made your bed, now lie in it kendin ettin kendin buldun
Colloquial
in bed with (one's) boots on adj. sızmış
in bed with (one's) boots on adj. giysileri bile çıkaramadan sızmış
in bed adv. yatakta, yatak döşek yatıyor halde, yatıyor durumda/vaziyette
in bed adv. uyuyor/yatmış/uyumuş olma
in bed adv. yatakta
in bed adv. sevişirlerken
in bed with expr. gizli işbirliği halinde
Idioms
sick in bed v. hastalıktan yatmak
be in bed with somebody v. (olumsuz anlamda) biriyle işbirliği yapmak
sick in bed v. yatağa düşmek
sick in bed v. yataklara düşmek
sick in bed v. (hastalıktan) yataklara düşmek
sick in bed v. (hastalıktan) yatağa düşmek
be in bed with v. ile iş birliği yapmak
be in bed with somebody/something v. biriyle/bir şeyle iş birliği yapmak (uygunsuz şekilde)
be in bed with somebody/something v. biriyle/bir şeyle beraber hareket etmek (uygunsuz şekilde)
be in bed with somebody/something v. birine/bir şeye yardım ve yataklık yapmak
be in bed with somebody/something v. biriyle/bir şeyle yakın ilişkide olmak (uygunsuz şekilde)
be in bed with (someone) v. (biriyle) gizli ilişkisi olmak
be in bed with (someone) v. (biriyle) gizlice iş birliği yapmak
be in bed with (someone) v. (biriyle) gizli bir ilişki/iş birliği içinde olmak
die in your bed v. eceliyle ölmek
die in your bed v. huzur içinde ölmek
die in your bed v. yatağında ölmek
die in your bed v. yaşlanıp ölmek
die in your bed v. doğal sebeplerden ölmek
make one's bed and lie in it v. ektiğini biçmek
make one's bed and lie in it v. ettiğini bulmak
make one's bed and lie in it v. yaptıklarının cezasını çekmek/sonuçlarına katlanmak
couldn't lie straight in bed expr. hiç dürüst değil
have made one's bed and have to lie in it expr. ne ekersen onu biçersin
should have stayed in bed expr. (ne kötü bir gün) keşke yataktan hiç çıkmasaydım
couldn't lie straight in bed expr. üçkağıtçının teki
Speaking
I thought you were still in bed expr. hala yatakta olduğunu sanıyordum
have made one's bed and have to lie in it expr. mademki yatağını yaptın içinde yatacaksın
you've made your bed and you'll have to lie in it expr. kendi düşen ağlamaz
have made one's bed and have to lie in it expr. mademki yaptın sonuçlarına katlanacaksın
I caught him in bed with another girl expr. onu yatakta başka bir kızla yakaladım
you made your bed now lie in it expr. kendi düşen ağlamaz
when I was in my bed expr. yatağımdayken
don't smoke in bed expr. yatakta sigara içme
his bed is in front of the window expr. yatağı pencerenin önünde
her bed is in front of the window expr. yatağı pencerenin önünde
Technical
reduced in a fixed bed adj. sabit bir yatakta indirgenmiş
Slang
gib (good in bed) n. yatakta iyi
gib (good in bed) n. yatakta profesyonel
gib (good in bed) n. iyi sevişen
gib (good in bed) n. muamelesi iyi
in bed with (one's) boots on adj. çok sarhoş
in bed with (one's) boots on adj. zom
in bed with (one's) boots on adj. küfelik
in bed with (one's) boots on adj. dut gibi sarhoş