bulaşık - Turco Inglés Diccionario
Historia

bulaşık



Significados de "bulaşık" en diccionario inglés turco : 10 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
bulaşık dirty dishes n.
General
bulaşık the dishes n.
bulaşık dishes n.
bulaşık blur n.
bulaşık washing-up n.
bulaşık daub n.
bulaşık dirty adj.
bulaşık soiled adj.
bulaşık smeared over adj.
bulaşık grufted adj.

Significados de "bulaşık" con otros términos en diccionario inglés turco: 117 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
bulaşık suyu dishwater n.
bulaşık bezi dishcloth n.
General
bulaşık bezi clout n.
bulaşık damlalığı dish rack n.
bulaşık makinası dish washer n.
bulaşık damlalığı dish drainer n.
bulaşık damlalığı draining board n.
bulaşık suyu wash n.
bulaşık makinesi deterjanı dishwasher detergent n.
mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda scullery n.
bulaşık bezi swab n.
bulaşık yıkama washing n.
bulaşık teli wool n.
bulaşık yıkama dishwashing n.
bulaşık makinesi dishwasher n.
bulaşık damlalığı drainboard n.
bulaşık suyu swill n.
bulaşık makinesi dish washer n.
bulaşık bezi dishrag n.
bulaşık tası dishpan n.
bulaşık kabı dishpan n.
bulaşık teknesi kitchen sink n.
bulaşık süngeri scouring pad n.
bulaşık ovma süngeri scouring pad n.
bulaşık süngeri scouring sponge n.
bulaşık süngeri kitchen sponge n.
bulaşık bezi torchon n.
bulaşık suyu dish-water n.
bulaşık bezi washing-up cloth n.
bulaşık tası washing-up bowl n.
sıvı bulaşık deterjanı washing-up liquid n.
bulaşık yıkama wash-up n.
bulaşık suyu washing-up water n.
bulaşık teli wire wool n.
bulaşık deterjanı washing liquid n.
bulaşık yıkama washing-up n.
bulaşık makinesi dishwashing machine n.
dağ gibi bulaşık a mountain of washing up n.
bulaşık süzgeci grease trap n.
bulaşık yıkama deterjanı dish-washing detergent n.
bulaşık temizleyicisi dish cleaner n.
parlatıcı (bulaşık makinesi) rinse aid n.
üst sepet (bulaşık makinesinde) top rack n.
bulaşık deterjanı washing-up liquid (uk) n.
bulaşık sabunu washing-up liquid (uk) n.
bulaşık sabunu dishwashing soap n.
bulaşık deterjanı dishwashing liquid n.
bulaşık deterjanı dishwashing soap n.
bulaşık sabunu dish soap n.
bulaşık deterjanı dish soap n.
bulaşık sabunu dishwashing liquid n.
(bulaşık) kuruluma bezi dish towel n.
(bulaşık) kuruluma havlusu dish towel n.
bulaşık makinesi tuzu dishwasher salt n.
bulaşık tozu dishwashing powder n.
bulaşık eldiveni dishwashing gloves n.
bulaşık eldiveni dish washing gloves n.
ev işlerinde kullanılan bulaşık/çamaşır eldiveni rubber gloves n.
bulaşık teli hand scourer n.
bulaşık makinesi parlatıcısı rinse aid n.
bulaşık makinası parlatıcısı rinse aid n.
mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda back-kitchen n.
(bulaşık) kurulama bezi tea towel n.
(bulaşık) kurulama havlusu tea towel n.
bulaşık bezi dishclout n.
bulaşık kurulama bezi dishclout [uk] n.
(çamaşır-bulaşık makinesi) yıkama döngüsü cycle n.
bulaşık makinesi programı cycle n.
bulaşık yıkamak do the dishes v.
yıkamak (bulaşık) do v.
bulaşık yıkamak bubble dance v.
bulaşık yıkamak wash up v.
bulaşık yıkamak do the washing-up v.
bulaşık makinesini boşaltmak empty the dishwasher v.
bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştirmek pack the dishwasher v.
bulaşık makinesini boşaltmak unload the dishwasher v.
bulaşık makinesini doldurmak load the dishwasher v.
bulaşık suyu gibi like dish-water adj.
bulaşık makinesinde yıkanabilir dishwasher-safe adj.
bulaşık yıkamaya ait dishwashing adj.
bulaşık yıkama ile ilişkili dishwashing adj.
bulaşık yıkamada kullanılan dishwashing adj.
Colloquial
bulaşık makinesi bottlewasher n.
bulaşık yıkama işi dishes n.
Speaking
bulaşık mı yıkıyorsun? are you washing the dishes? expr.
Trade/Economic
ev tipi bulaşık makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household dishwashers n.
Industry
bulaşık deterjanı dishwashing detergent n.
bulaşık makinesi deterjanı dishwashing detergent n.
bulaşık makinesinde kullanım için tasarlanmış az köpüren deterjan dishwashing detergent n.
Technical
bulaşık su contaminated water n.
bulaşık çözelti contaminated solution n.
bulaşık teknesi kitchen sink n.
bölmeli bulaşık süzgeci baffle grease trap n.
bulaşık yüzey contaminated surface n.
bulaşık süzgüsü drainboard n.
bulaşık teli steel wool n.
ev tipi bulaşık makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household dishwashers n.
rejenerasyon ventili (bulaşık makinesi) regeneration ventil n.
Furniture
ankastre bulaşık makinesi built-in dishwasher n.
suyu üst kısmındaki metal hazneden tedarik eden eski bir tür ahşap bulaşık lavabosu dry sink n.
Medical
bulaşık hastalık korkusu fear of contagious disease n.
Gastronomy
bulaşık bezi dish cloth n.
bulaşık leğeni dish pan n.
sabunla doldurulmuş bulaşık telinden yapılan bir tür ovma teli brillo pad n.
sabunla doldurulmuş bulaşık telinden yapılan bir tür ovma teli brillo n.
kısa ahşap çubuğa bağlı pamuklu iplikten oluşan bulaşık yıkama gereci dish mop n.
kısa ahşap çubuğa bağlı pamuklu iplikten oluşan bulaşık yıkama gereci dishmop n.
bulaşık damlalığı dishrack [us] n.
bulaşık kurutma rafı dishrack [us] n.
bulaşık süzgeci cutlery drainer n.
bulaşık yıkamak wash the dishes v.
durulanmamış (bulaşık, mutfak takımı) unrinsed adj.
suyla yıkayarak temizlenmemiş (bulaşık, mutfak takımı) unrinsed adj.
Slang
dağ gibi bulaşık shit load of washing up n.
bulaşık yıkamak bust some suds v.
bulaşık yıkamak bust suds v.
British Slang
bulaşık bezi dwile n.