dağılmış - Turco Inglés Diccionario
Historia

dağılmış



Significados de "dağılmış" en diccionario inglés turco : 33 resultado(s)

Turco Inglés
General
dağılmış strewn adj.
dağılmış untidy adj.
dağılmış diffuse adj.
dağılmış spread adj.
dağılmış dissipated adj.
dağılmış effuse adj.
dağılmış distributed adj.
dağılmış decayed adj.
dağılmış overstrewn adj.
dağılmış disperse adj.
dağılmış dissipate [obsolete] adj.
dağılmış dissolved adj.
dağılmış pandiculated adj.
dağılmış scattery adj.
dağılmış seminate adj.
dağılmış sporty adj.
dağılmış spread-out adj.
Colloquial
dağılmış gone moggy [south africa] adj.
dağılmış in a dwaal expr.
Idioms
dağılmış all sixes and nines adj.
dağılmış shot to pieces expr.
dağılmış at the high port expr.
dağılmış in shreds expr.
Trade/Economic
dağılmış scattered adj.
Computer
dağılmış distributed adj.
Medical
dağılmış disseminated adj.
Biochemistry
dağılmış dispersed adj.
Slang
dağılmış shot to the curb v.
dağılmış trashed adj.
dağılmış who shot john [us] expr.
Modern Slang
dağılmış all dicked up adj.
dağılmış all jammed up adj.
dağılmış all fucked up adj.

Significados de "dağılmış" con otros términos en diccionario inglés turco: 120 resultado(s)

Turco Inglés
General
dağılmış veri tabanları distributed databases n.
parçaları dağılmış görünüş exploded view n.
kağıt tomarından dışarıya dağılmış kağıtlar casse paper n.
bir düzleme dağılmış belirli sayıdaki noktanın veya cismin her birine uzaklığının toplamı minimum olacak şekilde yerleştirilmiş nokta median point n.
etrafa dağılmış miktar scatter n.
düzensiz dağılmış grup sprawl n.
her yere dağılmış şey strew n.
düzensiz bir şekilde etrafa dağılmış olmak straggle v.
rüzgardan dağılmış windblown adj.
parçalara ayrılıp dağılmış disintegrated adj.
-den dikkati dağılmış distracted by adj.
dikkati dağılmış éperdu adj.
dikkati dağılmış éperdue adj.
saçları rüzgardan dağılmış (kimse) windblown adj.
(boşanma nedeniyle) dağılmış broken adj.
eşit dağılmış küçük parçacıklara indirgenen homogenized adj.
eşit dağılmış küçük parçacıklara indirgenen homogenised adj.
dağılmış (grup) disbanded adj.
seyrek dağılmış open adj.
dikkati ve ilgisi dağılmış disoriented adj.
dikkati dağılmış distraughted adj.
dağılmış bir vaziyette scatteredly adv.
dağılmış halde distributively adv.
Phrases
düzensiz dağılmış ever which way expr.
düzensiz dağılmış every which where expr.
Colloquial
dağılmış aile broken home n.
şapka takmaktan kaynaklı dağılmış saç hat hair n.
ağzı burnu dağılmış/kırılmış bruised and battered adj.
üzüntüden dağılmış (all) tore up adj.
üzüntüden dağılmış (all) torn up adj.
(bir şeye) üzülmekten dağılmış all tore up (about something) adj.
(bir şeye) üzülmekten dağılmış all tore up (about something) adj.
Idioms
dağılmış halde a hot mess [us] n.
dağılmış hikaye kudzu plot n.
dört bir yana dağılmış olmak be scattered to the four winds v.
dört bir tarafa dağılmış olmak be scattered to the four winds v.
dağılmış görünmek look as if (one) has been pulled through a hedge backward v.
dağılmış görünmek look as if (one) has been pulled through a hedge backwards v.
dört yana dağılmış scattered from here to breakfast adj.
her yere dağılmış scattered from here to breakfast adj.
dört bir yanına dağılmış scattered from here to breakfast adj.
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış scattered from here to breakfast adj.
bir daha toplanması zor olacak/uzun süre alacak şekilde dağılmış scattered from here to breakfast adj.
dört bir yana dağılmış all over the lot adj.
sağa sola saçılmış/dağılmış all over the lot adj.
bir çok yere dağılmış all over the lot adj.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop [uk] adj.
dört bir yana dağılmış all over the lot adj.
sağa sola saçılmış/dağılmış all over the lot adj.
bir çok yere dağılmış all over the lot adj.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop [uk] adj.
hallaç pamuğu gibi etrafa dağılmış halde all over the place like a mad woman's custard [uk] expr.
etrafa dağılmış halde all over the place like a mad woman's custard [uk] expr.
geniş bir alana dağılmış all over the map expr.
planlaması, düşünceleri, iletişimi dağılmış all over the map expr.
planlaması, düşünceleri, iletişimi her yöne dağılmış all over the map expr.
planlaması, düşünceleri, iletişimi dört bir yana dağılmış all over the map expr.
Trade/Economic
dağılmış gecikme distributed lay n.
orta gelirlilerin yaşadığı bölgelere dağılmış ve düşük gelirlilere verilen (toplu konutlar) scatter-site adj.
Politics
çeşitli adaylara az miktarda dağılmış (oylar) scattering adj.
Technical
dağılmış sabit distributed constant n.
dağılmış devre distributed network n.
dağılmış radyasyon backscatter n.
dağılmış kapasite distributed capacitance n.
düzgün dağılmış yük uniform load n.
düzgün (dağılmış) yük uniform load n.
sıvılarda dağılmış parçacıklar particles dispersed in liquids n.
üniform olmayan halde dağılmış yük unequally distributed load n.
üniform dağılmış sürsaj uniformly distributed surcharge n.
ortama dağılmış maddeden oluşan sistem disperse system n.
bir başka maddenin içine koloidal şekilde dağılmış madde dispersing phase n.
ortama dağılmış maddeden oluşan sistem dispersoid n.
manyetize çelik çubuğun ekseni boyunca dağılmış bir dizi kutup consequent points n.
(dağılım sisteminde) ortama dağılmış damlacık ve parçacıklar evresi internal phase n.
bağımsız özdeşçe dağılmış independent identically distributed adj.
bağlanmamış ve dağılmış (kağıt) wild adj.
bağımsız özdeşçe dağılmış iid (independent identically distributed) abrev.
Computer
dağılmış parametreli dizge distributed parameter system n.
dağılmış işletim sistemleri  distributed operating systems  n.
dağılmış bilgi işlem decentralized data processing n.
dağılmış sistemler distributed systems n.
bağımsız özdeşçe dağılmış independent identically distributed adj.
dikey dağılmış vertical distributed adj.
Informatics
dağılmış parametreli sistem distributed parameter system n.
Electric
dağılmış devre distributed network n.
dağılmış kapasite distributed capacitance n.
dağılmış sabit distributed constant n.
Textile
dağılmış yağ miktarı scattered oil n.
Construction
dağılmış yük distributed load n.
Optics
kırılarak dağılmış (ışık yansıması) diffuse adj.
Statistics
bağımsız özdeşçe dağılmış iid (independent identically distributed) abrev.
Physics
dağılmış madde dispersion n.
Chemistry
gazın içine dağılmış akışkan parçacıklarından oluşan asıltı fog n.
Biology
ökaryotik hücrelerin sitoplazmasına dağılmış halde bulunan ve aktin içeren ipliksi proteinler microfilament n.
gövde boyunca dağılmış alg hücrelerine sahip olan homoeomerous adj.
sarısı homojen dağılmış (yumurta) homolecithal adj.
(yumurta) sarısı eşit dağılmış isolecithal adj.
Zoology
abd'nin doğusunda engebeli zeminde geniş bir alana dağılmış olan yılan türü banded rattlesnake (crotalus horridus horridus) n.
abd'nin doğusunda engebeli zeminde geniş bir alana dağılmış olan yılan türü timber rattlesnake n.
dar ağızlı kara kurbağalarını ve hypopachus cinsi kurbağaları içeren, dünyanın pek çok yerine dağılmış bir familya microhylidae n.
dar ağızlı kara kurbağalarını ve hypopachus cinsi kurbağaları içeren, dünyanın pek çok yerine dağılmış bir familya brevicipitidae n.
dar ağızlı kara kurbağalarını ve hypopachus cinsi kurbağaları içeren, dünyanın pek çok yerine dağılmış bir familya family brevicipitidae n.
dar ağızlı kara kurbağalarını ve hypopachus cinsi kurbağaları içeren, dünyanın pek çok yerine dağılmış bir familya family microhylidae n.
Geography
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu east indies n.
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu east india n.
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu east indies n.
Art
(yazılı yapıtlar) dağılmış kalıntılar ve parçalar disjecta membra n.
Archaic
dikkati dağılmış bestraught adj.
Ornithology
sarısı düzensiz bir şekilde dağılmış (kuş yumurtası) heterolecithal adj.
Slang
dağılmış görünmek look as if (one) has been dragged through a hedge backward v.
dağılmış görünmek look as if (one) has been dragged through a hedge backwards v.
dağılmış görünmek look like (one) has been dragged through a hedge backward v.
dağılmış görünmek look like (one) has been dragged through a hedge backwards v.
(üzüntüden, alkolden) dağılmış/dağıtmış tore down adj.
yakası paçası dağılmış rasty adj.
yakası paçası dağılmış scrungy adj.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the show expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the shop expr.
kafası dağılmış/dağınık all over the show expr.