değerlendirilen - Turco Inglés Diccionario
Historia

değerlendirilen



Significados de "değerlendirilen" en diccionario inglés turco : 6 resultado(s)

Turco Inglés
General
değerlendirilen evaluated adj.
değerlendirilen utilized adj.
değerlendirilen utilised adj.
değerlendirilen up adj.
değerlendirilen rev (reviewed) abrev.
Trade/Economic
değerlendirilen appraisee n.

Significados de "değerlendirilen" con otros términos en diccionario inglés turco: 46 resultado(s)

Turco Inglés
General
değerlendirilen (kimse) evaluatee n.
birlikte boş zaman değerlendirilen kişi time killer n.
olası sonucu açısından değerlendirilen plan veya seçenek bet n.
kusur olarak değerlendirilen derin oluk veya delik gouge n.
ortaya çıkacak sonuca veya yaratılan etkiye göre değerlendirilen önem consequence [obsolete] n.
inşa edilmeden önce planlarına göre değerlendirilen (yeni bina) off-plan adj.
onun katları üzerinden değerlendirilen round adj.
başka bir şeye veya kimseye oranla değerlendirilen comparative adj.
ilk izlenime göre değerlendirilen prima facie adj.
Idioms
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg on which to hang (something) n.
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg on which to hang something n.
fikir belirtmek için fırsat olarak değerlendirilen şey a peg to hang (something) on n.
akıllıca yatırım yapılmış/değerlendirilen para smart money n.
Formal
değerlendirilen kimse appraisee n.
Trade/Economic
borç verilecek veya yatırım yapılacak bir meta olarak değerlendirilen sermaye money n.
Law
halihazırda mahkemede değerlendirilen dava case at bar n.
Mining
(ışıltı ve ışık yansıtma özelliklerine göre değerlendirilen) mineral yüzey parlaklığı luster n.
(ışıltı ve ışık yansıtma özelliklerine göre değerlendirilen) mineral yüzey parlaklığı lustre n.
Printing
yayında tek birim olarak değerlendirilen karşılıklı iki sayfa double spread n.
Logic
eylemin sebebi olarak değerlendirilen pratik durum veya koşulun yorumlanması hypothesis n.
Biochemistry
kas, kalp, karaciğer dokusunda bulunan tatlı, beyaz, kristalli ve eskiden glikoz izomeri olarak değerlendirilen bir madde muscle sugar n.
Marine Biology
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı nerka (oncorhynchus nerka) n.
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı sockeye n.
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı red salmon n.
bazı sınıflandırmalarda takım olarak da değerlendirilen bir deniz tulumlusu sınıfı ascidiaceae n.
bazı sınıflandırmalarda takım olarak da değerlendirilen bir deniz tulumlusu sınıfı class ascidiaceae n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık barramundi (lates calcarifer) n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık begti (lates calcarifer) n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık cock–up (lates calcarifer) n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık cockup (lates calcarifer) n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık giant perch (lates calcarifer) n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık giant sea perch n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık giant seaperch n.
avustralya ve yeni gine'de spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen turuncu veya kırmızı benekli büyük kemikli bir tatlı su balığı barramundi n.
avustralya ve yeni gine'de spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen turuncu veya kırmızı benekli büyük kemikli bir tatlı su balığı saratoga n.
centropomidae familyasına ait spor ve sofra balığı olarak değerlendirilen kemikli bir balık barramunda (lates calcarifer) n.
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı oncorhynchus nerka n.
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı blueback salmon n.
kırmızı etli ve besin kaynağı olarak değerlendirilen bir pasifik somon balığı sockeye salmon n.
Botanic
kendi kendine oluşan ve tahıl ürünlerinde yabani ot olarak değerlendirilen bir yulaf wild oat (avena fatua) n.
kendi kendine oluşan ve tahıl ürünlerinde yabani ot olarak değerlendirilen bir yulaf wild oat grass (avena fatua) n.
Education
dışarıda değerlendirilen external adj.
okul dışında değerlendirilen external adj.
Card
toplu halde değerlendirilen bir grup teklif bidding n.
Slang
biri tarafından çöpe atılan fakat başkası tarafından alınıp başka bir amaç için değerlendirilen şey mongo n.
çöpten alınıp değerlendirilen/dönüştürülen şey mongo n.