elektrikle - Turco Inglés Diccionario
Historia

elektrikle



Significados de "elektrikle" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
elektrikle by electricity adv.
Electric
elektrikle electrify expr.

Significados de "elektrikle" con otros términos en diccionario inglés turco: 178 resultado(s)

Turco Inglés
General
elektrikle idam electrocution n.
elektrikle ışıklandırma electric lighting n.
elektrikle ısıtma electric heating n.
elektrikle çözümleme electrolyzing n.
elektrikle çözümleme electrolysing n.
elektrikle aydınlatma electric lighting n.
elektrikle tahrik electric driving n.
elektrikle çalışmayan daktilo manual n.
elektrikle idam etmek electrocute v.
elektrikle çözümlemek electrolyse v.
elektrikle çözümlemek electrolyze v.
elektrikle öldürmek electrocute v.
elektrikle çalışıtırılmış electrified adj.
elektrikle çözümlenmiş electrolysed adj.
elektrikle ilgili electric adj.
elektrikle çalışan power operated adj.
elektrikle ilgili electrical adj.
elektrikle çözümlenmiş electrolyzed adj.
elektrikle çalışmayan nonelectric adj.
elektrikle unsurlarına ayrılabilemeyen nonelectrolyte adj.
elektrikle çalışmayan nonelectrical adj.
elektrikle idam edilmiş electrocuted adj.
elektrikle çalışan electric adj.
elektrikle çalışmayan unelectrified adj.
elektrikle çalıştırılmamış unelectrified adj.
Law
elektrikle idam eden infaz memuru electrocutioner n.
Technical
elektrikle ateşleme electric ignition n.
elektrikle yapılmış klişe electrotype n.
elektrikle çekme electric traction n.
elektrikle endüstriyel ısıtma tesisatı industrial electro-heating installation n.
elektrikle kaplama electroplating n.
elektrikle çalışan tekerlekli sandalye electric wheelchair n.
elektrikle ısıtılarak eritilen kaynak eleclrothermic electrode n.
elektrikle ısıtılan tel electrically heated wire n.
elektrikle besleme electrical supply n.
elektrikle çalışmayan devre dışı bırakma cihazı non-electrical disable device n.
elektrikle ısıtılan battaniye electrically heated blanket n.
elektrikle çalışan karayolu taşıtları electrically propelled road vehicles n.
elektrikle çalışan sintine pompası electrically operated bilge pump n.
elektrikle çalışan aspiratör electrically powered suction equipment n.
elektrikle çalışan asansör electrical lifts n.
elektrikle ısıtılan cihazlar electrically heated apparatus n.
elektrikle çalıştırılan hastane karyolası electrically operated hospital bed n.
elektrikle devinimli bırakıntı electrophoretic deposition n.
elektrikle aydınlatma electric lighting n.
elektrikle cer electric traction n.
elektrikle alkali temizleme electrolytic alkaline cleaning n.
elektrikle lehimleme electric soldering n.
elektrikle çalıştırılan yağ valfi electrically operated oil valve n.
elektrikle ısıtmalı kazan electrically heated boiler n.
elektrikle işletme electric propulsion n.
elektrikle çalışmayan otomatik gecikme cihazı non-electrical automatic delay device n.
elektrikle çalışan ticari mutfak makinesi electrically operated commercial kitchen machine n.
elektrikle çalışan ticari amaçlı durulama eviyesi commercial electric rinsing sink n.
elektrikle yürütme electric propulsion n.
elektrikle güç verilmiş açık tutma düzeneği/cihazı electrically powered hold-open device n.
elektrikle çalışan su vanası electrically operated water valve n.
elektrikle çalışan su damıtma cihazı electrically-operated water distilling apparatus n.
elektrikle çalışan laboratuvar cihazları electrically powered laboratory equipment n.
elektrikle ısıtma electroheating n.
elektrikle ışık yayan görüntü electroluminescent display n.
elektrikle beslenen raylı sistemler electrical supply track systems n.
elektrikle çalışmayan otomatik kontrol cihazı non-electrical automatic control device n.
elektrikle çalıştırma electric drive n.
elektrikle geçişme electroosmosis n.
elektrikle asitli temizleme electrolytic acid cleaning n.
elektrikle ısıtılan yastık electric heating pad n.
elektrikle çalışan elektrikli sandalyelerin enerji tüketimi energy consumption of electric wheelchairs n.
elektrikle ayrışım electrolysis n.
elektrikle biriktirme electrodeposition n.
hız ayarlı elektrikle çalıştırılan sistem adjustable speed electric drive system n.
hızı ayarlanabilen elektrikle tahrikli sistem adjustable speed electric drive system n.
statik elektrikle tutuşma electrostatic ignition n.
elektrikle çalışan küçük döner eğe burr n.
statik elektrikle düz yüzeye yapıştırılabilen, üzerinde resim veya mesaj olan tabaka cling n.
pres makinesinin elektrikle ısıtılan çukur metal levhası shoe n.
elektrikle irtibat sağlamak bond v.
elektrikle doldurmak veya şarj etmek electrify v.
elektrikle kutuplanmış electropolar adj.
elektrikle hareketlendirilen electric-actuated adj.
elektrikle çalıştırılan electrically operated adj.
elektrikle kutup haline gelmiş electropolar adj.
elektrikle hareket eden electrically driven adj.
elektrikle ısıtılan electrically heated adj.
elektrikle ısıtılan electrothermic adj.
elektrikle çalıştırılan power-operated adj.
elektrikle çalışmayan unpowered adj.
elektrikle çalışan power adj.
Computer
elektrikle silinebilir programlanabilir salt okunur bellek electrically erasable programmable read only memory n.
Electric
elektrikle çalışmayan aygıt nonelectric n.
elektrikle çalışmayan aygıt nonelectrical n.
elektrikle çalışan araç için havai kablolardan güç alan, metalden imal edilmiş akım toplama cihazı trolley shoe n.
elektrikle ayırma electrolysis n.
elektrikle ısıtmalı kazan electrically heated boiler n.
elektrikle ısıtılır kalıp electrically heated form n.
elektrikle ayrışım electrolysis n.
elektrikle geçişme electrical osmosis n.
elektrikle asitli temizleme electrolytic acid cleaning n.
elektrikle tahrik electric driving n.
elektrikle ateşleme electric ignition n.
elektrikle aydınlatma electric lighting n.
elektrikle ısıtma electric heating n.
elektrikle çekme electric traction n.
elektrikle işleme electric propulsion n.
elektrikle alkalili temizleme electrolytic alkaline cleaning n.
elektrikle lehimleme electric soldering n.
elektrikle beslenen raylı sistem electrical supply track system n.
elektrikle yazılmış yazı electrograph n.
elektrikle kaplama electrodeposition n.
elektrikle cer electric traction n.
elektrikle ışıklandırma electric lighting n.
elektrikle hareket ettirme electric drive n.
elektrikle meydana gelen mekanik hareket electro-motion n.
elektrikle ısı üretme çalışmaları electrothermics n.
elektrikle üretilen ısının tedavi amacıyla kullanılması electrothermy n.
uzak noktalara elektrikle doğru zamanı ileten bir cihaz chronopher n.
elektrikle ayrıştırmak electrolyse v.
elektrikle ayrıştırmak electrolyze v.
statik elektrikle yakarak tahrip etmek zap v.
elektrikle yüklü electrically charged adj.
elektrikle çalışan electrically driven adj.
elektrikle hareket eden electrically driven adj.
elektrikle mıknatıslanır electromagnetic adj.
elektrikle işleyen electrically driven adj.
elektrikle ayrıştırılabilir electrolyzable adj.
elektrikle mekanik hareket üreten electro-motive adj.
elektrikle ısı elde etmeye ait electrothermal adj.
camın ipeğe sürtünmesinden elde edilen elektrikle yüklü vitre-o-electic adj.
Mechanic
elektrikle şekillendirme electroforming n.
elektrikle kalaylama electrotinning n.
Automotive
elektrikle çalışan karayolu taşıtı electrically propelled road vehicle n.
elektrikle çalışan electrically operated n.
elektrikle çalışan parça electrical consumer n.
elektrikle kumanda devresi electric control line n.
elektrikle hareket ve iletişim teknolojileri e-mobility n.
elektrikle arkadan tahrikli düzen electric rear axle drive n.
elektrikle çalışan karayolu taşıtları electrically propelled road vehicles n.
elektrikle çalışan karayolu taşıtları electrically-propelled road vehicles n.
elektrikle çalışan taşıtlar electrically propelled vehicles n.
elektrikle ısıtmalı jikle düzeni electric assist choke n.
elektrikle katedilen menzil all-electric range n.
sadece elektrikle giden otomobil pure-electric car n.
elektrikle tahrik edilen electrically activated adj.
Railway
elektrikle çalışan lokomotif trolley locomotive n.
Medical
elektrikle uyarma tedavisi electric stimulation therapy n.
elektrikle deriden sinir uyarımı tens (transcutaneous electrical nerve stimulation) n.
elektrikle uyarma electric stimulation n.
galvanik elektrikle ısıtılan bir tel vasıtasıyla tedavi etme galvanocautery n.
elektrikle deriden sinir uyarımı transcutaneous electrical nerve stimulation (tens) n.
dokuyu elektrikle yakma yöntemi electrocoagulation n.
elektrikle hastalık tedavisi electropathy n.
elektrikle hastalık tedavisinde uzmanlaşmış kimse electrotherapist n.
Psychology
beynin elektrikle uyarılması electrical brain stimulation n.
deri içinden elektrikle sinir uyarımı transcutaneous electrical nerve stimulation n.
Printing
elektrikle gravür yapma sanatı electro-engraving n.
elektrikle metal oyma yöntemi electro-etching n.
galvanik elektrikle rölyef oyma tekniği electro-tint n.
Physics
elektrikle ilgilenen bilim dalı electrology n.
ısı ve elektrikle ilgili thermovoltaic adj.
elektrikle kutuplanmış electro-polar adj.
elektrikle kutup haline getirilmiş electro-polar adj.
mıknatıslarla üretilen elektrikle nitelendirilen magneto-electric adj.
Marine Biology
elektrikle balıkçılık electro-fishing n.
Environment
elektrikle balık numunesi alma sampling of fish with electricity n.
Military
delikli elektrikle ateşleyici flash vented electric squib n.
kapalı uçlu elektrikle ateşleyici closed and electric squib n.
birbirinden bağımsız iki ateşleme sisteminden oluşup hem elektrikle hem de elektriksiz çalışabilen düzenek dual-firing circuit n.
Music
elektrikle çalışan bir tür org telharmonium n.
elektrikle sesi kuvvetlendirmek electrify v.
elektrikle çalışan bir tür org olan telharmoniuma ait telharmonic adj.
elektrikle çalışan bir tür org olan telharmonium ile ilgili telharmonic adj.
Photography
fotoğrafları elektrikle ileten bir aygıt markası telephoto® n.
içindeki alüminyum veya magnezyum dilimleri elektrikle tutuşturulduğunda kısa süreliğine yüksek yoğunluklu ışık patlaması üreten ampul flash bulb n.
içindeki alüminyum veya magnezyum dilimleri elektrikle tutuşturulduğunda kısa süreliğine yüksek yoğunluklu ışık patlaması üreten ampul flashbulb n.
Printery
elektrikle yapılmış klişe electrotype n.
elektrikle klişe yapmak electrotype v.
Abbreviation
elektrikle programlanabilir-salt okunur bellek earom (electrically alterable read-only memory) n.
Electricity
statik elektrikle statically adv.