etkiler - Turco Inglés Diccionario
Historia

etkiler



Significados de "etkiler" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
etkiler impressions n.
etkiler effects n.
etkiler implications n.
Cinema
etkiler effects n.

Significados de "etkiler" con otros términos en diccionario inglés turco: 110 resultado(s)

Turco Inglés
General
olumsuz etkiler negative impacts n.
dış etkiler external effects n.
psikolojik etkiler psychological influences n.
farklı etkiler differential/different effects n.
aynı etkiler same effects n.
benzer etkiler similar effects n.
uzun dönemdeki etkiler long-term effects n.
fiziksel etkiler physical effects n.
fiziki etkiler physical effects n.
sosyal ve ekonomik etkiler social and economic effects n.
uzun vadeli etkiler long-term effects n.
fizyolojik etkiler physiological effects n.
zararlı etkiler damaging effects n.
doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı natural magic n.
teatral etkiler theatrics n.
aşırı alkol tüketiminden sonra görülen nahoş fiziksel etkiler (baş ağrısı, uyuşukluk, mide bulantısı) holdover n.
zamanla biriken zararlı etkiler insidiousness n.
bazı etkiler yaratmak için bir şey eklemek ya da serpiştirmek lace v.
Colloquial
aşırıya kaçma sonrası oluşan etkiler the morning after n.
Idioms
mesajı aktarım şekli mesajın algılanma şeklini etkiler the medium is the message expr.
Speaking
beni nasıl etkiler? how does it affect me? expr.
Trade/Economic
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler external economies n.
döneme özgü etkiler period-specific effects n.
döneme özgü etkiler period- specific effects n.
dinamik etkiler dynamic effects n.
farklı gruplara eşit şekilde davranıldığı görüntüsü veren tarafsız uygulamaların, gerçekte bir grubu diğerine karşı kayıran veya diğer gruba nazaran mağdur eden etkiler doğurması ve bu olumsuz etkilerin işletme gerekleri ile açıklanamaması disparate impact n.
küreselleştirici etkiler globalizing effects n.
mali olmayan nicel etkiler quantified non-financial impacts n.
küreselleştiren etkiler globalizing effects n.
nitel etkiler qualitative impacts n.
nicel mali etkiler quantified financial impacts n.
yan etkiler side effects n.
zamana bağlı uzun süreli etkiler hysteresis n.
zincirleme etkiler successive effects n.
Politics
mali etkiler financial implications n.
Technical
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive influences n.
aşındırıcı ve çürütücü etkiler corrosive and erosive effects n.
çevresel etkiler environmental influences n.
dış etkiler extraneous effects n.
içyapısal etkiler microstructural effects n.
mekanik etkiler mechanical influences n.
mekanik etkiler mechanical effects n.
öztezleşen etkiler autocatalytic effects n.
otokatalitik etkiler autocatalytic effects n.
öztezleştiren etkiler autocatalytic effects n.
rastgele etkiler modeli random effects model n.
Computer
görsel etkiler visual effects n.
zararlı ve istenmeyen etkiler yaratması için tasarlanmış bilgisayar programı malevolent program n.
Telecom
bilgisayar oyunlarındaki görsel etkiler eye candy n.
çevresel etkiler environmental effects n.
önemli olumsuz etkiler significant negative effects n.
Radio
elektriksel olmayan etkiler non-electrical influences n.
Construction
sertleşmiş harcın kapiler etkiler esnasında su emme katsayısının tayini determination of water absorption coefficient during capillary action of hardened mortar n.
Marine
bölgesel ekonomik etkiler regional economic effect n.
Medical
zihinsel bozuklukların tedavisinde ilaçların neden olduğu etkiler ve ilaçlar üzerine araştırma neuropsychopharmacology n.
advers etkiler adverse effects n.
ağır etkiler severe effects n.
bilinmeyen genetik etkiler unknown genetic effects n.
ciddi yan etkiler serious side effects n.
düşük ekstrapiramidal yan etkiler low extrapyramidal side effects n.
diyabet karşıtı etkiler antidiabetic effects n.
dolaşım düzenleyici etkiler procirculatory effects n.
endokrin ve metabolik etkiler endocrine and metabolic effects n.
endokrin ve antikolinerjik yan etkiler endocrine and anticholinergic side effects n.
fizyolojik etkiler görülene kadar kadar bir hastayı salsilik asit veya bileşikleri ile tedavi etme salicylise n.
etkiler ve semptomlar effects and symptoms n.
fizyolojik etkiler görülene kadar bir hastayı salsilik asit veya bileşikleri ile tedavi etme salicylize n.
geri dönüşlü toksik etkiler reversible toxicity effects n.
hafif etkiler mild effects n.
genetik etkiler reproductive effects n.
hafif etkiler mild effects n.
ilaca bağlı yan etkiler drug-related adverse effects n.
istenmeyen etkiler undesirable effects n.
istenmeyen yan etkiler unwanted side-effects n.
implantasyon sonrası lokal etkiler local effects after implantation n.
kanserin olduğu yer dışında oluşturduğu uzak etkiler paraneoplastic syndromes n.
klinik etkiler clinical effects n.
koruyucu etkiler protective effects n.
opioidlere bağlı yan etkiler opioid-related side effects n.
nörolojik yan etkiler neurologic side effects n.
potansiyel ciddi yan etkiler potential serious side effects n.
post operatif yan etkiler post-operative side effects n.
radyasyonun neden olduğu genetik etkiler genetic disorders n.
sağlığa olan gecikmiş etkiler delayed health effect n.
sağlığa olumsuz etkiler adverse health effect n.
sistemik yan etkiler systemic adverse effects n.
sistemik etkiler systemic effects n.
toksikolojik etkiler toxicological effect n.
tedavi ile ortaya çıkan yan etkiler treatment-emergent adverse events n.
tedaviye bağlı yan etkiler treatment-related side effects n.
ters etkiler adverse effects n.
yan etkiler adverse effects n.
(morfin gibi ilaçlarda) immünolojik etkiler ve önem immunopharmacology n.
istenmeyen etkiler adverse effects n.
Psychology
istenmeyen etkiler yaratan uyarıcı negative stimulus n.
insan davranışını belirleyen düşünce eğilimleri, örtülü etkiler ve sorgulanmayan varsayımlar zeitgeist n.
Pharmaceutics
başka bir maddeninkine benzer farmakolojik etkiler gösteren madde mimetic n.
gelincikte bulunup opyuma benzer etkiler gösteren kimyasal bir bileşik rhoeadine n.
etkileşime girip sağlığa zararlı etkiler oluşturmadığı veya birbirlerinin aktivitelerini azaltmadığı için birlikte uygulanabilen (ilaç tedavileri) compatible adj.
Food Engineering
iç etkiler intrinsic parameters n.
Statistics
sabit etkiler modeli fixed effects model n.
rasgele etkiler modeli random effects model n.
Biology
biyolojik etkiler biological effects n.
orta veya yüksek dozlarda tehlikeli olabilen maddelerin düşük dozda faydalı etkiler yarattığı doz-yanıt ilişkisi hormesis n.
Environment
çevresel etkiler environmental effects n.
doz sonucundaki etkiler dose response n.
makrosismik etkiler macroseismic effects n.
Geology
buzul etkiler yaratmak glaciate v.
Cinema
etkiler ses yolu effects track n.
etkiler kuşağı effects track n.