jail - Turco Inglés Diccionario
Historia

jail

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "jail" en diccionario turco inglés : 34 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
jail n. hapishane
jail n. hapis
jail n. cezaevi
jail n. nezarethane
jail n. nezaret
jail n. kodes
General
jail n. delik
jail n. dam
jail n. tevkifhane
jail n. tutukevi
jail n. kafes
jail n. mahpushane
jail n. mapushane
jail n. cezaevi
jail n. hapis
jail n. hapishane
jail v. cezaevine kapatmak
jail v. tutuklamak
jail v. hapsetmek
jail v. hapse atmak
jail v. hapishaneye kapatmak
Colloquial
jail n. mapus damı
jail v. kodese atmak
jail v. kodese tıkmak
jail v. hapse atmak
jail v. hapse tıkmak
Idioms
jail n. kodes
Law
jail n. cezaevi
jail n. hapishane
jail n. tutukevi
jail v. cezaevine koymak
jail v. hapsetmek
Sport
jail n. (yakan top gibi oyunlarda) topun çarptığı oyuncuların bulunduğu sınırlı alan
Wagering
jail n. yarış atının belirli bir süre başka bir parkurda koşmaması şartı

Significados de "jail" con otros términos en diccionario inglés turco: 119 resultado(s)

Inglés Turco
General
jail delivery n. hapishaneden çıkma
border jail n. sınır hapishanesi
jail lock n. bir tür asma kilit
go to jail v. içeri düşmek
go to jail v. içeri girmek
end up in jail v. hapishaneyi boylamak
go to jail v. deliğe girmek
put into jail v. deliğe tıkmak
throw someone into jail v. birini hapse atmak
put somebody in jail v. içeri atmak
go to jail v. hapishaneye girmek
get out of jail v. hapisten çıkmak
get out of jail v. cezaevinden çıkmak
be in the jail v. hapiste yatmak
escape from jail v. hapisten firar etmek
escape from jail v. hapisten kaçmak
be locked in jail v. kodese tıkılmak
lock in jail v. kodese kapatmak
lock in jail v. hapse atmak
locked in jail v. hapse atılmak
send someone to jail v. hapse yollamak
send someone to jail v. hapse göndermek
sent someone to jail v. hapse yollamak
sent someone to jail v. hapse attırmak
send someone to jail v. birini hapse göndermek
deserve to go to jail v. hapse girmeyi hak etmek
spend the night in jail v. geceyi nezarethanede geçirmek
visit someone in jail v. birini hapiste ziyaret etmek
spend a night in jail v. kodeste bir gece geçirmek
stay in prison/jail v. tutuklu kalmak
be kept in prison/jail v. tutuklu kalmak
rot in jail v. hapiste çürümek
Phrases
taking into account the time he has already spent in jail expr. cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
Colloquial
jail bird n. hapishane kuşu
jail bird n. hapishane gediklisi
nail-em-and-jail-em n. polis
nail-em-and-jail-em n. polis memuru
go to jail v. hapse girmek
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et, yakala ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. takip et suçüstü yap ve hapse at
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. hata yapmasını bekle ve içeri tık
tail 'em, nail 'em, and jail 'em expr. sıkı takibe al, suçüstü yap, hapse at
Idioms
get out of jail free card n. hiçbir ceza ödemeden kurtulma yolu
get out of jail free card n. (monopol oyununda) sıra kaybetmeden hapisten kurtulma jokeri
get out of jail free card n. kötü bir durumu affettirecek mazeret
get out of jail free card n. istenmeyen bir duruma göz yumulmasını bekleme lüksü
break jail v. hapishaneden kaçmak
bail someone out of jail v. birisini kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
bail out of jail v. birisini kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
clap someone into jail v. birini kodese tıkmak
land someone in jail v. birine hapsi boylatmak
bail out of jail v. kefaletle hapisten çıkarmak
clap someone in jail v. kodese tıkmak
clap someone into jail v. kodese tıkmak
bail someone out of jail v. kefaletle hapisten çıkarmak
bail someone out of jail v. zorda olan birine yardım etmek
bail someone out of jail v. birini zor durumdan kurtarmak
get out of jail [uk] v. yenilmekten kıl payı kurtulmak
get out of jail [uk] v. kıl payı yenmek
get out of jail [uk] v. yenilmekten son anda kurtulmak
get out of jail [uk] v. son anda yenmek
get out of jail [uk] v. yenilmemeyi başarmak
get out of jail [uk] v. zor bir durumdan don anda/kıl payı yırtmak
get out of jail [uk] v. zor bir durumu son anda /kıl payı önlemek
bail (one) out of jail v. (birini) kefaletini ödeyerek hapisten çıkarmak
bail (one) out of jail v. (birini) kefaletle hapisten kurtarmak
clap (one) in jail v. (birini) hapse/kodese tıkmak
clap (one) in jail v. birini parmaklıklar ardına kapatmak/tıkmak
clap (one) in jail v. birini hapse atmak
clap someone in jail v. birini hapse/kodese tıkmak
clap someone in jail v. birini parmaklıklar ardına kapatmak/tıkmak
clap someone in jail v. birini hapse atmak
Speaking
jail time n. hapis cezası
you're going to jail expr. hapse gireceksin
you're rotting away in jail expr. hapiste çürüyeceksin
how many of you have been in jail for any length of time? expr. kaçınız belli bir süre hapiste yattınız?
find a way to keep him out of jail expr. onu hapishanenin dışında tutmanın bir yolunu bulun
Law
jail time n. cezaevinde kaldığı süre
jail time n. cezaevinde kalacağı süre
jail-breaking n. cezaevinden kaçma
jail gang n. cezaevi çetesi
jail-breaking n. cezaevinden firar etme
jail term n. hapis cezası kararı
jail breaking n. hapisten kaçma
jail time n. hapiste kalacağı süre
jail time n. hapiste kaldığı süre
jail liberties n. hapishane civarına suçluların gezinmeleri yapılmış yer
jail breaking n. hapishaneden kaçma
jail sentence n. hapis cezası
county jail n. il hapishanesi
county jail n. şehir hapishanesi
jail delivery [us] n. tüm mahkumların yargılanıp hüküm giydiği veya tamamının serbest bırakıldığı bir hapishane boşaltma prosedürü
jail delivery n. mahkumların kaçması
jail delivery n. mahkumların zor kullanılarak kurtarılması
jail delivery commission n. tüm mahkumların yargılanıp hüküm giydiği veya tamamının serbest bırakıldığı bir hapishane boşaltma prosedürü
send to jail v. cezaevine göndermek
send to jail v. cezaevine yollamak
send to jail v. hapishaneye yollamak
send to jail v. hapishaneye göndermek
send to jail v. hapsetmek
Computer
jail breaking n. iphone gibi elektronik cihazlara üretici tarafından konulmuş yazılım kısıtlamalarının kaldırılması/aşılması
jail breaking n. yazılım kırma
Pathology
jail fever n. (eski adıyla) tifüs
Biology
jail cell n. hücre
Slang
clap somebody into jail v. deliğe tıkmak
clap somebody in jail v. içeri tıkmak
clap somebody into jail v. içeri tıkmak
clap somebody into jail v. kodese tıkmak
clap somebody in jail v. kodese tıkmak
in jail expr. içerde
on the line (l.a. county jail) expr. satılık
British Slang
jail bait n. çıtır
jail bait n. reşit olmayan çekici kız
Star Wars
accresker jail n. accresker hapishanesi
bartyn's landing's jail n. bartyn'in inişi'nin hapishanesi
city jail (mos eisley) n. şehir hapishanesi (mos eisley)
gorse city jail n. gorse şehri hapishanesi
montalvia city jail n. montalvia şehir hapishanesi
mos espa jail = mos espa jail n. mos espa hapishanesi