magic - Turco Inglés Diccionario

magic

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "magic" en diccionario turco inglés : 31 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
magic n. sihirbazlık
The old man is very good at magic.
Yaşlı adam, sihirbazlık yapmakta çok usta.

More Sentences
magic n. büyü
The magic of the old city fascinated the group.
Şehrin büyüsü, grubu kendinden geçirdi.

More Sentences
magic n. sihir
Some people still believe in magic.
Bazı insanlar hala sihre inanıyor.

More Sentences
magic adj. sihir
It was almost as if it were magic.
Neredeyse sihir gibiydi.

More Sentences
General
magic adj. sihirli
According to the legend, the magic staff has unlimited power.
Efsaneye göre, sihirli asanın sınırsız gücü var.

More Sentences
magic adj. büyülü
A magic army, a hundred thousand strong, surrounds the walls.
Yüz bin kişiden oluşan, büyülü bir ordu duvarları kuşattı.

More Sentences
Psychology
magic n. büyü
It does not have to be magic.
Büyü olması şart değil.

More Sentences
General
magic n. gözbağı
magic n. büyücülük
magic n. hokkabazlık
magic n. gözbağcılık
magic n. istidraç
magic n. füsun
magic n. cincilik
magic n. sihirbazlık numarası
magic n. olağanüstü etki
magic n. olağanüstü güç
magic v. sihir gibi bir etki yapmak
magic v. sihirli bir şekilde sebep olmak
magic v. sihirli bir şekilde ortadan kaybolmak
magic adj. sihirle ilgili
magic adj. büyücülükte kullanılan
magic adj. tılsımlı
Colloquial
magic adj. harika
magic adj. hayret verici
magic adj. heyecan verici
Medical
magic n. majik
History
magic n. japonların ikinci dünya savaşı öncesi ve sırasında abd'li kriptologlarca deşifre edilmiş mesajları
Religious
magic adj. doğaüstü güçler ile ilgili
magic adj. sihir ile ilgili
magic adj. doğaüstü güçler tarafından meydana getirilmiş

Significados de "magic" con otros términos en diccionario inglés turco: 173 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
without magic adj. büyüsüz
General
magic wand n. sihirli değnek
Where's your magic wand?
Sihirli değneğin nerede?

More Sentences
black magic n. kara büyü
According to Jason Brown, Banyuwangi is a centre of black magic in Indonesia.
Jason Brown'a göre Banyuwangi, Endonezya'da bir kara büyü merkezidir.

More Sentences
magic potion n. iksir
It's a magic potion.
Bu sihirli bir iksirdir.

More Sentences
magic lamp n. sihirli lamba
A genie appeared when Aladdin rubbed the magic lamp.
Alaaddin, sihirli lambayı ovuşturduğu zaman bir cin çıktı.

More Sentences
magic trick n. sihirli numara
He impressed me with his magic tricks.
O beni sihirli numaralarla etkiledi.

More Sentences
magic trick n. sihirbazlık numarası
Tom showed me a magic trick.
Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.

More Sentences
magic mushroom n. sihirli mantar
Magic mushrooms could one day be used to treat depression.
Sihirli mantarlar bir gün depresyon tedavisinde kullanılabilir.

More Sentences
do magic v. büyü yapmak
I can do magic.
Büyü yapabilirim.

More Sentences
believe in magic v. büyüye inanmak
I don't believe in magic.
Büyüye inanmam.

More Sentences
do magic v. sihir yapmak
I can do magic.
Sihir yapabilirim.

More Sentences
Idioms
a magic wand n. sihirli bir değnek
We know we shall not be able to make all the difficulties simply disappear by waving a magic wand.
Sihirli bir değnek sallayarak tüm zorlukları ortadan kaldıramayacağımızı biliyoruz.

More Sentences
a magic wand n. sihirli değnek
Tom bought his magic wand at a magic wand shop.
Tom sihirli değneğini bir sihirli değnek dükkanından aldı.

More Sentences
magic bullet (a quick solution to a problem) n. sihirli değnek
There is no magic bullet.
Sihirli değnek yok.

More Sentences
Psychology
black magic n. kara büyü
There's a black magic witch doctor who loves to drink breast milk.
Anne sütü içmeyi seven bir kara büyü büyücüsü var.

More Sentences
Literature
ministry of magic n. sihir bakanlığı
The Ministry of Magic does not wish me to tell you this.
Sihir Bakanlığı bunu size söylememi istemiyor.

More Sentences
General
black magic n. kötü bir amaç için yapılan büyü
magic formula n. sihirli formül teorisi
magic eye n. göz ışıtacı
magic number n. büyülü sayı
magic carpet n. sihirli halı
islamic magic n. islami büyü
magic square n. sihirli kare
magic marker n. keçeli kalem
magic squares n. sihirli kareler
ethiopian magic scrolls n. etiyopya sihir süsleri
magic-mole n. sihirli köstebek
magic lantern n. projeksiyon makinesi
aladdin and the magic lamp n. alaaddin'in sihirli lambası
aladdin's magic lamp n. alaaddin'in sihirli lambası
magic ring n. sihirli yüzük
magic potion n. sihirli iksir
magic ball n. sihirli top
dark magic n. kara büyü
magic realism n. büyülü gerçekçilik
magic spell n. büyü
magic ball n. sihirli küre
magic mushrooms n. sihirli mantar
parlor magic n. basit/ucuz hile/numara
magic liquid n. sihirli sıvı
magic carpet n. uçan halı
celestial magic n. ruhların gezegenler üzerinde, gezegenlerin de insanlar üzerinde etkisine sebep olduğuna inanılan doğaüstü güç
natural magic n. doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı
demonic magic n. şeytani büyü
magic eye n. eski radyolarda frekansın netliğine göre ışık veren gösterge/lamba
magic eye n. eski radyolardaki ışıklı frekans ayarı göstergesi
magic eye n. eski radyoların üzerindeki katot lambası/ışıtacı
magic eye n. eski radyoların üzerinde radyo fonksiyonlarının durumunu gösteren ışıklı göz
magic eye n. radyo ışığı/lambası
magic circle n. sabır küpü
magic music n. volümü artıp azalan müzik ile oynanan sıcak-soğuk oyunu
magic cube n. sabır küpü
magic circle n. rubik küp
magic word n. lütfen kelimesi
magic cube n. zeka küpü
magic circle n. zeka küpü
magic circle n. geleneksel olarak sihirbazlık numaralarının sırlarını paylaşmayı yasaklamış olan, ingiltere menşeli bir sihirbazlar derneği
magic cube n. rubik küp
magic circle n. komplo düzenleyen bir grup nüfuzlu kimse
folk magic n. büyü veya ritüellere başvurma
folk magic n. kocakarı büyüleri
superstitious magic n. sihir
superstitious magic n. kötü büyü
superstitious magic n. şeytan çağırma
superstitious magic n. büyü
sympathetic magic n. sempatik büyü
sympathetic magic n. taklit büyüsü
sympathetic magic n. benzeme büyüsü
give a magic touch v. renk getirmek
give a magic touch v. renk katmak
practise magic v. büyü yapmak
practise magic v. sihir yapmak
full of magic adj. sihir/büyü dolu
without magic adj. büyüsüz
like magic adv. aniden
like magic adv. çok hızlıca
Phrasals
magic away v. yok etmek
magic away v. kaşla göz arasında yok etmek
magic away v. ortadan kaldırmak
Colloquial
a magic moment n. büyüleyici bir an
a magic moment n. sihirli bir an
a magic solution n. sihirli çözüm
magic mushrooms n. hayal gördüren mantarlar
magic mushrooms n. halüsinasyon gördüren mantarlar
magic mushrooms n. psikedelik mantarlar
magic up v. sihirle oluşturmak
magic up v. açıklanamayan bir yolla oldurmak
magic up v. sihirle yaratmak
Idioms
a magic touch n. sihirli dokunuş
a magic carpet n. çabuk ve erişimi kolay taşıma aracı
magic bullet n. şıp diye/parmağını şaklatarak sorunu çözecek şey
magic bullet n. sihirli değnek
magic bullet n. sihirli ilaç/tedavi
a magic touch n. sihirli dokunuş
the magic touch n. sihirli dokunuş
work like magic v. mucize gibi olmak
work like magic v. mucize gibi gelmek
wave a magic wand v. kolayca sonuçlandırmak
wave a magic wand v. tereyağından kıl çeker gibi çözmek
have no magic wand (to do something) v. (bir şeyi gerçekleştirmek/yapmak için) sihirli bir değneği olmamak
work its magic v. hünerini göstermek
work one's magic v. yeteneğini konuşturmak
work one's magic v. hünerini göstermek
work its magic v. yeteneğini konuşturmak
weave (one's) magic v. yeteneğini/becerisini konuşturmak
have a magic touch v. (bir konuda) özel bir yeteneği olmak
have a magic touch v. sihirli bir dokunuşu olmak
have the magic touch v. sihirli bir dokunuşu olmak
have the magic touch v. (bir konuda) özel bir yeteneği olmak
weave your magic v. yeteneğini/becerisini konuşturmak
wave one's (magic) wand (and do something) v. sihirli değneğiyle dokunup (bir şey) yapmak
wave a (magic) wand (and do something) v. sihirli değnekle dokunup (bir şey) yapmak
as if by magic adv. şaşılacak biçimde
as if by magic adv. şaşırtıcı biçimde
Speaking
my magic expr. benim büyüm
what's the magic word? expr. burada ne söylüyorduk/diyorduk?
what's the magic word? expr. sihirli kelime neydi?
what's the magic word? expr. çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade
Politics
magic bullet theory n. sihirli kurşun teorisi
Tourism
magic carpet n. yürüyen merdiven şeklindeki basit bir kayak teleferiği
Technical
magic acid n. büyü asidi
magic number n. büyülü sayı
magic cool zone n. sihirli soğutma bölgesi
Computer
magic match n. sihirli eşleşme
magic number n. sihirli sayı
Automotive
magic sky control n. sihirli gökyüzü kontrolü
magic vision control n. sihirli görüş kontrolü
magic body control n. sihirli gövde kontrolü
Psychology
magic helper n. büyülü yardımcı
white magic n. beyaz büyü
Math
magic square n. büyülü dördül
magic square n. sihirli kare
Statistics
magic square design n. sihirli kare tasarımı
Physics
magic number n. büyülü sayı
Chemistry
magic number n. bağları kuvvetli veya son derece stabil olan atom çekirdeklerinin nötron veya proton sayıları
Botanic
rosepink magic lily n. pembe zıpçıktı
pink magic lily n. pembe zıpçıktı
magic lily n. nergisgiller familyasından yaygın olarak süsleme için yetiştirilen batı yarımküreye özgü ılıman ve tropik bir bitki cinsi
Literature
aladdin and his magic lamp n. alaaddin'in lambası
aladdin and his magic lamp n. alaaddin'in sihirli lambası
aladdin and his magic lamp n. alaaeddin'in lambası
aladdin and his magic lamp n. alaaeddin'in sihirli lambası
Sport
magic number n. lider takımın şampiyon olması veya rövanş maçını garantileyebilmesi için alması gereken galibiyet sayısı ile ikinci sıradaki takımın sahip olması gereken mağlubiyet sayısı
Cinema
magic lantern n. büyülü fener
Photography
magic lantern n. sihirbaz feneri
Mythology
magic circle n. büyücülerin güç toplamak ve kötü ruhlardan korunmak için kullandıkları çember
Ornithology
magic humming bird (iache magica) n. yumuşak tüylü beyaz sorguçları olan meksika'ya özgü bir arıkuşu
Slang
tragic magic [dated] n. fensiklidinle (pcp) karıştırılmış krek kokain
tragic magic [dated] n. fensiklidinle (pcp) karıştırılmış taş kokain
tragic magic [dated] n. eroin
tragic-magic n. eroin
puff the magic dragon v. esrar içmek
pure fucking magic adj. olağanüstü
pure fucking magic adj. akılalmaz
pure fucking magic adj. büyüleyici
pure fucking magic adj. harika
pure fucking magic adj. büyük hayranlık uyandıran
pure fucking magic adj. akla hayale sığmaz
pure fucking magic adj. muhteşem
pure fucking magic adj. inanılmaz
pfm (pure fucking magic) adj. akla hayale sığmaz
pfm (pure fucking magic) adj. inanılmaz
pfm (pure fucking magic) adj. büyüleyici
pfm (pure fucking magic) adj. büyük hayranlık uyandıran
pfm (pure fucking magic) adj. akılalmaz
pfm (pure fucking magic) adj. olağanüstü
pfm (pure fucking magic) adj. harika
pfm (pure fucking magic) adj. muhteşem
pfm (pure fucking magic) adj. sihir gibi
British Slang
magic mushrooms n. büyülü mantar
magic mushrooms n. sihirli mantar
magic mushroom n. sihirli mantar
magic mushroom n. büyülü mantar