noktalar - Turco Inglés Diccionario
Historia

noktalar



Significados de "noktalar" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
noktalar points n.
noktalar spots n.
Computer
noktalar dots n.

Significados de "noktalar" con otros términos en diccionario inglés turco: 123 resultado(s)

Turco Inglés
General
ince noktalar the niceties n.
olumsuz noktalar üzerinde duran kimse critic n.
dikkat edilecek noktalar points to consider n.
güçlendirilmesi gereken temel noktalar principle factors in need of strengthening n.
tarihsel olarak çeşitli noktalar arasında tarifeye göre yolculuk yapan büyükçe at arabası stagecoach n.
güvenlikle ilgili noktalar safety concerns n.
(güneşteki) karanlık noktalar dark spots n.
eksik noktalar missing points n.
tüm noktalar all the points n.
bütün noktalar all the points n.
tuzak noktalar pitfalls n.
çeşitli noktalar various spots n.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point n.
(özellikle kanada'da) paranın sahici olduğunu belirten yuvarlak ve renkli noktalar planchette n.
sesli işaretler, noktalar veya harfler eklemek vowel v.
(kenarda veya levhada) diş gibi noktalar kesmek indent v.
ateş çizelgesinde keskin yüksek ve düşük noktalar arasında geçiş yapmak spike v.
noktalar halinde oluşturmak spot v.
(kitap sayfasının dış kenarlarına) noktalar şeklinde boya püskürtmek sprinkle v.
bir doğru üzerindeki iki ana noktayı birleştiren tüm noktaları içeren (noktalar kümesi) convex adj.
temel noktalar ile ilgili foundational adj.
Colloquial
baş döndürücü noktalar dizzy heights [uk] n.
en yüksek noktalar dizzy heights [uk] n.
baş döndürücü noktalar dizzying heights n.
en yüksek noktalar dizzying heights n.
tehlikeli noktalar here be dragons expr.
Idioms
bir belgenin satır aralarındaki önemli noktalar fine print n.
bir belgenin satır aralarındaki önemli noktalar small print n.
bir konuya ait tüm ayrıntılar/gerçekler/noktalar chapter and verse n.
(argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak could drive a truck through (something) [us] v.
(argümanda, anlaşmada) at oynatacak noktalar olmak can drive a truck through (something) [us] v.
can alıcı noktalar vurgulamak hit the high points v.
can alıcı noktalar üzerinde durmak hit the high points v.
Trade/Economic
yüksek fiyatlı ara noktalar higher rate intermediate points n.
Law
bilindiği kabul edilen noktalar constructive notice n.
esaslı/temel unsurlar/noktalar essentialia negotii (essential aspects/basic terms) n.
Media
bir programdan sonra yayınlanan önemli noktalar listesi billboard n.
Technical
(topoğrafya ölçümünde) kavisli noktalar arasındaki düz kısım tangent n.
titreşen plaka veya telde diğer kısımlar titreşim halindeyken hareketsiz kalan çizgi veya noktalar nodal line n.
a noktasından b noktasına geçmek için uğranılan noktalar waypoint n.
altı parçalı noktalar sextuple points n.
beş katlı noktalar quintuple points n.
çapraz noktalar diametrically opposed points n.
eşlenik noktalar conjugate points n.
konjuge noktalar conjugate points n.
noktalar arası iletişim kuralı point-to-point protocol n.
noktalar arası iletişim kuralı ppp n.
sertleşmemiş noktalar soft spots n.
viskometrik sabit noktalar viscometric fixed points n.
yedi parçalı noktalar septuple points n.
yumuşak noktalar soft spots n.
posta pullarındaki ince çizgi veya noktalar ağı burelage n.
posta pullarındaki ince çizgi veya noktalar ağı burele n.
kenarında kabartmalı noktalar olan engrailed adj.
Computer
arkadaki noktalar points of backward space n.
baklava noktalar diamond dots n.
basit noktalar basic dots n.
boşluklar ve üç noktalar spaces and ellipses n.
büyük noktalar large dots n.
diğer noktalar more dots n.
doğrudaş noktalar collinear points n.
kesikli noktalar cutout dots n.
küçük noktalar small dots n.
önemli noktalar highlights n.
öndeki noktalar points of forward space n.
popüler noktalar hotspots n.
son noktalar endpoints n.
uzak noktalar far dots n.
yakın noktalar close dots n.
Informatics
noktalar arası uzaklık dot pitch n.
Textile
küçük noktalar şeklinde yapılan bir dikiş şekli moss-stitch n.
Construction
su sızıntısı meydana gelen noktalar points of water leakage n.
Woodworking
özodununda çürük noktalar bulunan (kereste) druxy adj.
Dyeing
çeşitli renkli noktalar ve desen vasıtasıyla oluşan renk nonsolid color n.
çeşitli renkli noktalar ve desen vasıtasıyla oluşan renk nonsolid colour n.
Automotive
ön kör noktalar front end blind spots n.
sert noktalar hard spots n.
sürücüleri uyarmak için yolun kenarına yapılmış sert noktalar jiggle-bars n.
Railway
demir yolunda çarpışmayı önleyici, yön değiştirici noktalar catch points n.
belirli noktalar arasında hareket eden trenlere dair bilgi veren cihaz describer [uk] n.
Aeronautic
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse commuter n.
Marine
yelkenlere kumanda eden iplerin geçtiği noktalar sheeting points n.
Medical
duyarlı noktalar sensitive points n.
numune almada dikkat edilmesi gereken noktalar sampling considerations n.
Pathology
kızamıkta döküntü başlamadan önce yanaklar ve dudaklardaki mukoza zarında görülen kırmızı halkayla çevrili küçük mavimsi beyaz noktalar koplic spots n.
Optics
temel noktalar principal points n.
Printing
(braille) kağıdın her iki yanına basılmış ve noktalar birbirinin üstüne gelmeyecek şekilde ayarlanmış interpoint adj.
Food Engineering
faktoriyel noktalar factorial points n.
Math
belirli bir noktayı küçük bir mesafeden çevreleyen noktalar kümesi neighborhood n.
doğrudaş noktalar collinear points n.
doğrusal noktalar collinear points n.
düzlemdeş noktalar coplanar points n.
harmonik noktalar harmonie points n.
harmonik noktalar harmonic points n.
maksimum ve minimum noktalar extrema n.
sabit noktalar zayıf konverjans teoremi weak convergence theorem of fixed points n.
simetrik noktalar symmetric points n.
(belirli) noktalar kümesi locus n.
karmaşık sayıların düzlemdeki noktalar kullanılarak temsil edildiği bir diyagram argand diagram n.
metrik uzayı noktalar ekleyerek tamamlama completion n.
(dairede) evrik noktalar inverse points n.
Geometry
sıralı noktalar row of points n.
düzlemde her noktanın kutupsal koordinat dizisine sahip olduğu bir noktalar grubu polar coordinate system n.
üzerindeki noktalar tek parametrenin fonksiyonu olan (eğri) unicursal adj.
geometrik noktalar trices suf.
Statistics
seçilmiş noktalar yöntemi method of selected points n.
Biochemistry
kör noktalar blind spots n.
Marine Biology
erkeklerin anal yüzgeçlerinde bulunan noktalar egg spots n.
çeşitli deniz balıkları üzerinde bulunan ışıklı noktalar photophore n.
Astronomy
gök cisminin yörüngesine kütlesinden en yakın veya en uzak noktalar apse n.
Botanic
patates yumrularının üzerinde kabuklu siyah noktalar oluşması şeklinde gözlemlenen bir hastalığa sebep olan bir mantar rhizoctinia solani n.
patates yumrularının üzerinde kabuklu siyah noktalar oluşması şeklinde gözlemlenen bir hastalığa sebep olan bir mantar pellicularia filamentosa n.
patates yumrularının üzerinde kabuklu siyah noktalar oluşması şeklinde gözlemlenen bir hastalığa sebep olan bir mantar potato fungus n.
Literature
hikayede gidişata ters düşen ve mantığa uymayan noktalar/tutarsızlık plot hole n.
hikayede gidişata ters düşen ve mantığa uymayan noktalar/tutarsızlık plothole plot error n.
Geography
sınır noktalar boundary points n.
Meteorology
nötr noktalar neutral points n.
Military
hassas noktalar vulnerabilities n.
zayıf noktalar vulnerabilities n.
ülke sınırlarındaki dışa doğru uzanan noktalar flanks of a frontier n.
Painting
noktalar ile resim yapma tekniği stipple n.
noktalar ile resim yapan ressam stippler n.
Entomology
parlak kırmızı renkli, üst kanatlarında siyah noktalar bulunan küçük ve yuvarlak böcek türlerinin ortak adı ladyclock (coccinellidae) n.