play to - Turco Inglés Diccionario
Historia

play to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "play to" en diccionario turco inglés : 7 resultado(s)

Inglés Turco
General
play to v. vurgulamak
play to v. yaltaklanmak
play to v. -e oynamak
play to v. üzerinde durmak
play to v. gözüne girmeye çalışmak
play to v. tepesini attırmak
play to v. kızdırmak (yaramazlıkla)

Significados de "play to" con otros términos en diccionario inglés turco: 158 resultado(s)

Inglés Turco
General
play to a full house v. kapalı gişe oynamak
play to the crowd v. tribünlere oynamak
play to the grandstand v. sahnelemek
play up to v. kuyruk sallamak
begin to play v. vizyona girmek
play to the grandstand v. sahneye koymak
play to the audience v. tribünlere oynamak
not to play the game v. mızıkçılık etmek
cause to play v. oynatmak
want to play v. oynamak istemek
not to play by the same rules v. aynı kurallara uymamak
play hard to get v. ağırdan satmak
play hard to get v. kendini ağırdan satmak
play up to v. -e yaltaklanmak
go to play golf v. golfe gitmek
go to play golf v. golf oynamaya gitmek
know how to play things on piano v. piyanoda bir şeyler çalmayı bilmek
Phrasals
play to someone v. birine oynamak/çalmak
Phrases
when the band begins to play expr. işler ciddiye bindiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler ciddileştiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler kritik bir hale geldiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler karıştığında
when the band begins to play expr. olay/işler çıkmaza girdiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler patlak verdiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler içinden çıkılmayacak hale geldiğinde
when the band begins to play expr. olay/işler son kerteye geldiğinde
Colloquial
play up to v. dalkavukluk etmek
play up to v. gözüne girmeye çalışmak
play up to v. yaranmaya çalışmak
play up to v. yaltaklanmak
fair play to you [uk] expr. aferin sana
fair play to you [uk] expr. bravo sana
fair play to you [uk] expr. helal olsun sana
fair play to expr. aferin
fair play to expr. bravo
Idioms
a part to play n. görevi/sorumluluğu/ üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
a part to play n. oynayacak/alacak bir rol
play one's cards close to one's chest v. açık davranmamak
play one's cards close to one's vest v. açık davranmamak
play second fiddle to someone v. birisinin gölgesinde kalmak
play to the gallery v. halkın gönlünü kazanmaya çalışmak
play hard to get v. gösterip de vermemek
play to one's strengths v. güçlü yönlerini açığa çıkarmak
give full play to one's imagination v. hayal dünyasının gelişmesine izin vermek
play to one's strengths v. güçlü (iyi) yönlerini öne çıkarmak
play one's cards close to one's chest v. gizli tutmak
give full play to one's imagination v. hayal ettiklerinin gerçekleşmesine olanak sağlamak
play hard to get v. kendini ağırdan satmak
play hard to get v. naz yapmak
play one's cards close to one's vest v. kapalı oynamak
play one's cards close to one's chest v. kapalı oynamak
play one's cards close to one's chest v. ne planladığını anlatmamak
play hard to get v. nazlanmak
play one's cards close to one's vest v. ne planladığını anlatmamak
play hard to get v. kendini naza çekmek
play to the gallery v. seyirci üzerinde parlak etki bırakmaya çalışmak
play to the beat v. ritme göre çalmak
play one's cards close to one's vest v. saman altından su yürütmek
play to the beat v. ritme ayak uydurarak çalmak
play one's cards close to one's chest v. saman altından su yürütmek
play to the gallery v. tribünlere oynamak
play to the cheap seats v. yaptıkların ve söylediklerin hakkında samimi yorumlarda bulunacak kişilere yakın olmak
play hard to get v. yüz vermemek
play down to someone v. (seyircileri vb) aşağılamak
have (something) to play with v. kullanımında bol miktarda (bir şey) olmak
have (something) to play with v. yeterde artar bile bir durumda olmak
have (something) to play with v. emrinde/idaresinde bol miktarda (bir şey) olmak
have (something) to play with v. elinde bol miktarda (bir şey) olmak
have money, time to play with v. bir şey yapmak için çok paraya, zamana sahip olmak
have money, time to play with v. bir şey yapmak için elinde bolca para, vakit olmak
have money, time to play with v. bir şey, yapmak için harcayacak çok parası, vakti olmak
have money, time to play with v. yapmak için kullanacak çok parası, vakti olmak
have a part to play v. görevi/sorumluluğu/ üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
have a part to play v. oynayacak/alacak bir rolü olmak
have a part to play (in something) v. (bir şeyde) görevi/sorumluluğu/üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
have a part to play (in something) v. (bir şeyde) oynayacak/alacak bir rolü olmak
have money to play with v. çok parası olmak
have money to play with v. harcayacak bolca parası olmak
have time to play with v. çok zamanı olmak
have time to play with v. harcayacak bolca zamanı olmak
play your cards close to your chest v. açık davranmamak
play your cards close to your chest v. gizli tutmak
play your cards close to your chest v. kapalı oynamak
play your cards close to your chest v. ne planladığını anlatmamak
play your cards close to your chest v. saman altından su yürütmek
play your cards close to your vest v. açık davranmamak
play your cards close to your vest v. gizli tutmak
play your cards close to your vest v. kapalı oynamak
play your cards close to your vest v. ne planladığını anlatmamak
play your cards close to your vest v. saman altından su yürütmek
keep/hold/play your cards close to your chest v. açık davranmamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. gizli tutmak
keep/hold/play your cards close to your chest v. kapalı oynamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. ne planladığını anlatmamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. saman altından su yürütmek
play (something) close to (one's) chest v. açık davranmamak
play (something) close to (one's) chest v. kapalı oynamak
play (something) close to (one's) chest v. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to (one's) chest v. saman altından su yürütmek
play (something) close to the vest v. açık davranmamak
play (something) close to the vest v. kapalı oynamak
play (something) close to the vest v. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to the vest v. saman altından su yürütmek
play (something) close to one's vest v. açık davranmamak
play (something) close to one's vest v. kapalı oynamak
play (something) close to one's vest v. ne planladığını anlatmamak
play (something) close to one's vest v. saman altından su yürütmek
play cards close to chest v. açık davranmamak
play cards close to chest v. kapalı oynamak
play cards close to chest v. ne planladığını anlatmamak
play cards close to chest v. saman altından su yürütmek
play down to (someone) v. (birini) aşağılamak
play down to (someone) v. (birinin) seviyesine inmek
play down to (someone) v. (birinin) seviyesinde oynamak
play it close to one's chest v. açık davranmamak
play it close to one's chest v. kapalı oynamak
play it close to one's chest v. ne planladığını anlatmamak
play it close to one's chest v. saman altından su yürütmek
play second fiddle to v. -in gölgesinde kalmak
play second fiddle to v. -in astı olmak
play second fiddle to v. -in altında olmak
play second fiddle to v. -den geri planda kalmak
play to win v. kazanmak için oynamak
play to your strengths v. güçlü yönlerini açığa çıkarmak
play to your strengths v. güçlü (iyi) yönlerini öne çıkarmak
play up to (one) v. (birine) oynamak
play up to (one) v. (birinin) gözüne girmeye çalışmak
play up to (one) v. (birine) yaranmaya çalışmak
play up to (one) v. (birine) yaltaklanmak
keep/hold/play your cards close to your chest v. niyetini gizlemek
keep/hold/play your cards close to your chest v. niyetini belli etmemek
play to the score v. skora göre taktiğini değiştirmek
Speaking
I don't want to play this game anymore expr. artık bu oyunu oynamak istemiyorum
I want to play a game expr. bir oyun oynamak istiyorum
we always play to win expr. daima kazanmak için oynuyoruz
which game do you want to play? expr. hangi oyunu oynamak istiyorsunuz?
which game do you want to play? expr. hangi oyunu oynamak istiyorsun?
I want to play again expr. tekrar oynamak istiyorum
I want to play again expr. yeniden oynamak istiyorum
I'm a person who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven biriyim
I'm a person who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven birisiyim
I'm someone who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven biriyim
I'm someone who likes to play sports expr. ben spor yapmasını seven birisiyim
Computer
f2p (free to play) n. oynaması ücretsiz olan video oyunu
you are not authorized to play this game expr. bu oyunu oynamaya yetkin yok
how to play expr. nasıl oynanır
Football
get a chance to play v. forma şansı yakalamak
get a chance to play v. forma şansı bulmak
allow the first aiders to enter the field of play v. sağlık görevlilerini oyun alanına çağırmak
allow play to continue v. pozisyonu avantaja bırakmak
allow the first aiders to enter the field of play v. sağlık görevlilerini oyun alanına davet etmek
throw things on to the field of play v. sahaya yabancı madde atmak
Music
play up to v. sahnede başkasına yardımcı rol oynamak
Slang
play to the gallery v. tribünlere oynamak
l2p (learn to play) expr. öğren de gel
l2p (learn to play) expr. önce oynamayı öğren
l2p (learn to play) expr. git oynamayı öğren
l2p (learn to play) expr. oynamayı öğren