sözle - Turco Inglés Diccionario
Historia

sözle



Significados de "sözle" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
sözle by word of mouth adv.

Significados de "sözle" con otros términos en diccionario inglés turco: 80 resultado(s)

Turco Inglés
General
sözle sataşma verbal abuse n.
sözle saldırı broadside n.
tezahürat (sözle yapılan) cheer n.
tatlı sözle kandırma cajolery n.
e-sözleşme e-agreement n.
sözle veya fiziksel olarak yapılan öldürücü vuruş recumbentibus n.
güzel sözle razı güzel sözle eden cajoler n.
güzel sözle aldatan cajoler n.
sözle çizilmiş kinayeli resim emblem n.
sözle anlatılan hayal kırıklığı vent n.
yalnızca sözle teselli eden kimse lip comforter n.
sözle teklif etme offering n.
tatlı sözle kandırma favel [obsolete] n.
rakiplerin izleyici önünde birbirine sözle saldırması smackdown n.
birdenbire saldırmak (sözle) round on v.
sözle veya yazıyla saldırmak lash v.
tatlı sözle kandırmak cajole v.
sözle anlatmak verbalize v.
gürlemek (sözle) thunder v.
sözle ifade etmek verbalize v.
tatlı sözle kandırmak coax v.
güzel sözle aldatmak cajole v.
tezahürat yapmak (sözle) cheer v.
sözle saldırıda bulunmak assault verbally v.
sözle ifade etmek verbalise v.
(sözle vb.) karşılık vermek answer someone back v.
(sözle vb.) karşılık vermek answer back to someone v.
(sözle) karşılık vermek argue back v.
sözle anlatmak verbalise v.
tatlı sözle ikna etmek canoodle v.
fiziksel ya da sözle saldırmak lace v.
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek charm v.
tatlı sözle idare etmek mooch v.
sözle saldırmak belabor v.
sözle saldırmak belabour [uk] v.
sözle saldırmak belabour [uk] v.
sözle temin etmek compromit [obsolete] v.
sözle saldırmak pelt v.
sözle saldırmak pelter v.
sözle doldurarak (birinden) soğutmak poison v.
gerekenden çok fazla sözle ifade edilen verbose adj.
sözle anlatılan verbalized adj.
sözle anlatılamaz speechless adj.
fazla sözle ifade edilmiş redundant adj.
sözle veya yazıyla belirtilmeden ifade olunan tacit adj.
sözle anlatılmaz unspeakable adj.
sözle ifade edilen/anlatılmış uttered adj.
sözle anlatılan verbalised adj.
sözle ifade edilmemiş unarticulated adj.
sözle ifade edilmemiş unbreathed adj.
konu dışı sözle ilgili digressional adj.
birkaç sözle in a nutshell adv.
Phrasals
birine sözle saldırmak/dil uzatmak sail into v.
birine sözle karşılık vermek mouth off at someone v.
birine sözle saldırmak lash out at somebody v.
birine sözle veya şiddetle karşılık vermek lash back at someone v.
(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek lash back (at someone) v.
(birini) sözle kışkırtmak set at v.
(birini bir şey yapması için) tatlı sözle kandırmak nudge (someone) into (doing) (something) v.
tatlı sözle kandırmak talk around v.
güzel sözle aldatmak talk around v.
(birine) sözle saldırmak/dil uzatmak sail into (one) v.
(birine) sözle saldırmak wade into (one) v.
Proverb
sert sözle insan incinmez hard words break no bones
Colloquial
tatlı sözle kandırmak carney [brit] n.
sözle dayılanma smack [us] n.
sözle dayılanma smack talk [us] n.
tatlı sözle kandırmak carny [brit] v.
bir sözle at a word expr.
Idioms
'-e sözle saldırmak have a pop at v.
'-e sözle saldırmak take a pop at v.
birine sözle saldırmak/dil uzatmak sail into someone v.
birine sözle saldırmak/dil uzatmak light into someone v.
Law
sözle hakaret eden slanderer n.
sözle salıverme home parole n.
sözle hakaret oral defamation n.
çatmak (birine sözle) take a swipe at v.
Informatics
sözle giriş voice input n.
Medical
sözle yönlendirme forward guidance n.
British Slang
sözle saldırmak have a pop at (someone) v.