sınırında - Turco Inglés Diccionario
Historia

sınırında



Significados de "sınırında" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
sınırında bordering on adj.

Significados de "sınırında" con otros términos en diccionario inglés turco: 136 resultado(s)

Turco Inglés
General
açlık sınırında the hunger threshold n.
hindistan'ın en uç doğu kısmında, myanmar sınırında yer alan eyalet nagaland n.
uygunsuzluk sınırında olan davranış gaminess n.
uygunsuzluk sınırında olan konuşma gaminess n.
iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi peel n.
iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi peel tower n.
sınırında olmak verge v.
'nın sınırında yaşamak live on the border of v.
sınırında olmak touch v.
ufuk sınırında tutmak horizon v.
sınırında olmak coast [obsolete] v.
fakirlik sınırında marginal adj.
liman sınırında harborside adv.
Phrasals
kıyısında/sınırında olmak border on something v.
kıyısında/sınırında olmak border upon something v.
sınırında olmak trench on v.
sınırında olmak trench upon v.
(bir şeyin) sınırında olmak verge upon (something) v.
(bir şeyin) sınırında olmak verge on (something) v.
(bir şey) sınırında tutmak keep within (something) v.
(bir şey) sınırında/sınırı içerisinde kalmak remain within (something) v.
Phrases
açlık sınırında/eşiğinde on the brink of starvation expr.
Colloquial
ülkenin sınırında ıssız bir bölgede yaşayan, avcılık veya ticaretle uğraşan öncü kimse mountain man n.
açlık sınırında olmak be on the breadline v.
Idioms
açlık sınırında yaşamak live on the breadline v.
bir şeyin sınırında olmak border on something v.
bir şeyin sınırında olmak border upon something v.
sınırında olmak be on the fringe v.
sabrın sınırında olmak be at the end of one's rope v.
sabrının sınırında olmak be at the end of one's tether v.
sabrının sınırında olmak be at the end of one's rope v.
sabrın sınırında olmak be at the end of one's tether v.
tahammülünün sonunda/sınırında olmak be at the end of (one's) tether v.
tahammülünün sonunda/sınırında olmak be at the end of your tether v.
tahammülünün sonunda/sınırında olmak be at (one's) wits' end v.
(bir şey yapmanın) sınırında olmak be on the brink of (doing something) v.
(bir şeyin) sınırında olmak be on the edge of (something) v.
bir şeyin sınırında olmak be on the threshold of something v.
tahammülünün sonunda/sınırında olmak be at your wits' end v.
hız sınırında flat out like a lizard drinking [australia] adv.
(bir şeyin) sınırında/eşiğinde on the borderline expr.
(birinin) tahammülünün sonunda/sınırında at (one's) wits' end expr.
tahammülünün sonunda/sınırında at your wits' end expr.
sabrının sonunda/sınırında at the end of (one's) rope expr.
sabrının sonunda/sınırında at the end of (one's) tether expr.
tahammülünün sonunda/sınırında at the end of rope expr.
tahammülünün sonunda/sınırında at the end of your tether expr.
tahammülünün sonunda/sınırında at wits' end expr.
tahammülünün sonunda/sınırında at wit's end expr.
açlık sınırında on the breadline expr.
(bir şeyin) sınırında on the threshold of (something) expr.
Law
abd'de kölelik karşıtı bir eyaletin sınırında olan ve iç savaş öncesi köleliği destekleyen eyalet border state n.
Telecom
şebeke sınırında bulunma availability at the network boundary n.
Marine
geminin yaz yükleme sınırında baş bodoslaması ile kıç bodoslaması arasındaki mesafe length between perpendiculars n.
Psychology
sosyal kabul edilebilirliğin sınırında olduğu düşünülen kimse marginal n.
bilincin sınırında olan marginal adj.
Biology
büyüme halkasının dış sınırında nispeten sürekli bir tabaka olarak ortaya çıkan parankima dokusu terminal parenchyma n.
Botanic
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki caucasian elm (zelkova carpinifolia) n.
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki caucasian zelkova n.
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki zelkova n.
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç veya çalı madrona (arbutus xalapensis) n.
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç veya çalı madrone (arbutus xalapensis) n.
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç madrono (arbutus xalapensis) n.
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç madrona n.
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç madrone n.
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç madrono n.
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi bir ağaç arbutus xalapensis n.
Social Sciences
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderili kimse ute n.
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderililer utes n.
tibet ve burma sınırında çin'in güneybatısındaki dağlık bölgelerde yaşayan halkların bir üyesi lolo n.
etiyopya sınırında ve kenya'daki baringo gölü bölgesinde yaşayan nilotik bir halk suk n.
Linguistics
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderililerin dili ute n.
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri kuki n.
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri kuki-chin n.
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri chin n.
kamerun ile nijerya sınırında konuşulan bir çad dili grubu biu-mandara n.
History
(i̇skoç-i̇ngiliz sınırında) müstahkem çiftlik evi bastle n.
kuzey nepal'in tibet sınırında tarihi bir himalaya krallığı mustang n.
Geography
kaliforniya-nevada sınırında bir göl tahoe n.
kaliforniya-nevada sınırında bir göl tahoe lake n.
kaliforniya-nevada sınırında bir göl lake tahoe n.
new mexico-colorado sınırında, sangre de cristo dağları'ndan doğuya doğru uzanan sırt raton n.
new york'un kuzeyinde abd-kanada sınırında bulunan göl champlain n.
new york'un kuzeyinde abd-kanada sınırında bulunan göl champlain lake n.
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl lake albert n.
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl lake albert nyanza n.
himalayalar'da yer alan, tibet ve nepal sınırında bir dağ changtzu n.
hindistan-myanmar sınırında bir bölge naga hills n.
kamerun'un kuzeybatı sınırında volkanik göl nios n.
tibet ve nepal sınırında, merkez himalayalar'da yer alan dağ nuptse n.
çek sınırında yükselen ve brzeg yakınlarındaki oder nehrine akan güneybatı polonya nehri nysa n.
zambiya ve zimbabve sınırında bir baraj gölü kariba n.
zambiya ve zimbabve sınırında bir baraj gölü kariba lake n.
kırgızistan ve çin sınırında tanrı dağları'nda bir dağ khan tengri n.
rusya ile çin sınırında bir nehir ussuri n.
guatemala-meksika sınırında bir nehir usumacinta n.
kongo demokratik cumhuriyeti'nin güneydoğusundaki zambiya sınırında yer alan bir bölge katanga n.
meksika'nın kuzeybatısında abd sınırında şehir tijuana n.
çin sınırında bir kuzey vietnam bölgesi tonkin n.
güney kore sınırında bulunan bir kuzey kore şehri kaesong n.
slovakya ile polonya sınırında uzanan bir sıradağ beskids n.
bosna hersek sınırında bulunan bir hırvat bölgesi krajina n.
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir madeira n.
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir madeira river n.
güneybatı brezilya'nın bolivya sınırında bir eyalet mato grosso n.
güneybatı brezilya'nın bolivya sınırında yer alan bir eyalet matto grosso n.
güneybatı brezilya'nın paraguay ve bolivya ile olan sınırında yer alan bir eyalet mato grosso do sul n.
mare imbrum'un kuzey sınırında yer alan bir dağ sırası jura n.
hindistan'ın en doğusunda, myanmar sınırında yer alan bir eyalet manipur n.
fransa-italya sınırında akdeniz'e yakın bir konumda olan, alpler'in güneyinde bir sıradağ maritime alps n.
almanya ile çekya sınırında ormanlık bir dağlık bölge böhmer wald n.
almanya'nın polonya ile sınırında yer alan ve baltık denizi'ne kıyısı olan bir eyaleti mecklenburg-west pomerania n.
almanya'nın polonya ile sınırında yer alan ve baltık denizi'ne kıyısı olan bir eyaleti mecklenburg-westernpomerania n.
abd ile kanada sınırında olup kuzey vermont ve güney quebec eyaletlerinde yer alan bir göl memphremagog n.
hindistan ve tibet sınırında bir dağ sırası himalaya n.
uganda ve kongo sınırında bulunan sığ bir göl mobuto lake n.
monako'nun fransa sınırında bir komün monte carlo n.
himalayalar'ın nepal-tibet sınırında bir dağ lhotse n.
abd'nin meksika sınırında bir nehir río bravo n.
abd'nin meksika sınırında bir nehir rio grande n.
italya-isviçre sınırında yer alan bir dağ geçidi great saint bernard pass n.
brezilya'nın bolivya sınırında yer alan bir eyalet rondônia n.
brezilya ve paraguay sınırında yer alan büyük bir şelale guaira falls n.
kuzey italya'nın isviçre sınırında yer alan bir bölge lombardia n.
(kuzey-güney kore sınırında) silahsızlandırılmış köy panmunjom n.
(kuzey-güney kore sınırında) silahsızlandırılmış köy panmunjeom n.
kanada sınırında yer alan bir abd eyaleti peace garden state n.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviot hills n.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviots n.
karadağ ile arnavutluk sınırında bir göl scutari n.
karadağ ile arnavutluk sınırında bir göl scutari lake n.
fransa'nın belçika sınırında bir şehir sedan n.
alaska ve kanada sınırında yer alan bir dağ mount st elias n.
Football
sarı kart ceza sınırında misses next match if booked n.
Music
teksas ve meksika sınırında ortaya çıkan popüler bir dans müziği tarzı conjunto n.
Entomology
abd'nin güneybatısı ve meksika sınırında yer alan bir çekirge türü lubber grasshopper (brachystola magna) n.