|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
açlık sınırında |
the hunger threshold n.
|
|
2 |
General |
hindistan'ın en uç doğu kısmında, myanmar sınırında yer alan eyalet |
nagaland n.
|
|
3 |
General |
uygunsuzluk sınırında olan davranış |
gaminess n.
|
|
4 |
General |
uygunsuzluk sınırında olan konuşma |
gaminess n.
|
|
5 |
General |
iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi |
peel n.
|
|
6 |
General |
iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi |
peel tower n.
|
|
7 |
General |
sınırında olmak |
verge v.
|
|
8 |
General |
'nın sınırında yaşamak |
live on the border of v.
|
|
9 |
General |
sınırında olmak |
touch v.
|
|
10 |
General |
ufuk sınırında tutmak |
horizon v.
|
|
11 |
General |
sınırında olmak |
coast [obsolete] v.
|
|
12 |
General |
fakirlik sınırında |
marginal adj.
|
|
13 |
General |
liman sınırında |
harborside adv.
|
|
Phrasals |
|
14 |
Phrasals |
kıyısında/sınırında olmak |
border on something v.
|
|
15 |
Phrasals |
kıyısında/sınırında olmak |
border upon something v.
|
|
16 |
Phrasals |
sınırında olmak |
trench on v.
|
|
17 |
Phrasals |
sınırında olmak |
trench upon v.
|
|
18 |
Phrasals |
(bir şeyin) sınırında olmak |
verge upon (something) v.
|
|
19 |
Phrasals |
(bir şeyin) sınırında olmak |
verge on (something) v.
|
|
|
20 |
Phrasals |
(bir şey) sınırında tutmak |
keep within (something) v.
|
|
21 |
Phrasals |
(bir şey) sınırında/sınırı içerisinde kalmak |
remain within (something) v.
|
|
Phrases |
|
22 |
Phrases |
açlık sınırında/eşiğinde |
on the brink of starvation expr.
|
|
Colloquial |
|
23 |
Colloquial |
ülkenin sınırında ıssız bir bölgede yaşayan, avcılık veya ticaretle uğraşan öncü kimse |
mountain man n.
|
|
24 |
Colloquial |
açlık sınırında olmak |
be on the breadline v.
|
|
Idioms |
|
25 |
Idioms |
açlık sınırında yaşamak |
live on the breadline v.
|
|
26 |
Idioms |
bir şeyin sınırında olmak |
border on something v.
|
|
27 |
Idioms |
bir şeyin sınırında olmak |
border upon something v.
|
|
28 |
Idioms |
sınırında olmak |
be on the fringe v.
|
|
29 |
Idioms |
sabrın sınırında olmak |
be at the end of one's rope v.
|
|
30 |
Idioms |
sabrının sınırında olmak |
be at the end of one's tether v.
|
|
31 |
Idioms |
sabrının sınırında olmak |
be at the end of one's rope v.
|
|
32 |
Idioms |
sabrın sınırında olmak |
be at the end of one's tether v.
|
|
33 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında olmak |
be at the end of (one's) tether v.
|
|
34 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında olmak |
be at the end of your tether v.
|
|
35 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında olmak |
be at (one's) wits' end v.
|
|
36 |
Idioms |
(bir şey yapmanın) sınırında olmak |
be on the brink of (doing something) v.
|
|
37 |
Idioms |
(bir şeyin) sınırında olmak |
be on the edge of (something) v.
|
|
38 |
Idioms |
bir şeyin sınırında olmak |
be on the threshold of something v.
|
|
39 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında olmak |
be at your wits' end v.
|
|
|
40 |
Idioms |
hız sınırında |
flat out like a lizard drinking [australia] adv.
|
|
41 |
Idioms |
(bir şeyin) sınırında/eşiğinde |
on the borderline expr.
|
|
42 |
Idioms |
(birinin) tahammülünün sonunda/sınırında |
at (one's) wits' end expr.
|
|
43 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında |
at your wits' end expr.
|
|
44 |
Idioms |
sabrının sonunda/sınırında |
at the end of (one's) rope expr.
|
|
45 |
Idioms |
sabrının sonunda/sınırında |
at the end of (one's) tether expr.
|
|
46 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında |
at the end of rope expr.
|
|
47 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında |
at the end of your tether expr.
|
|
48 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında |
at wits' end expr.
|
|
49 |
Idioms |
tahammülünün sonunda/sınırında |
at wit's end expr.
|
|
50 |
Idioms |
açlık sınırında |
on the breadline expr.
|
|
51 |
Idioms |
(bir şeyin) sınırında |
on the threshold of (something) expr.
|
|
Law |
|
52 |
Law |
abd'de kölelik karşıtı bir eyaletin sınırında olan ve iç savaş öncesi köleliği destekleyen eyalet |
border state n.
|
|
Telecom |
|
53 |
Telecom |
şebeke sınırında bulunma |
availability at the network boundary n.
|
|
Marine |
|
54 |
Marine |
geminin yaz yükleme sınırında baş bodoslaması ile kıç bodoslaması arasındaki mesafe |
length between perpendiculars n.
|
|
Psychology |
|
55 |
Psychology |
sosyal kabul edilebilirliğin sınırında olduğu düşünülen kimse |
marginal n.
|
|
56 |
Psychology |
bilincin sınırında olan |
marginal adj.
|
|
Biology |
|
57 |
Biology |
büyüme halkasının dış sınırında nispeten sürekli bir tabaka olarak ortaya çıkan parankima dokusu |
terminal parenchyma n.
|
|
Botanic |
|
58 |
Botanic |
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki |
caucasian elm (zelkova carpinifolia) n.
|
|
59 |
Botanic |
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki |
caucasian zelkova n.
|
|
60 |
Botanic |
güneydoğu avrupa sınırında ve güneybatı asya’da yetişen bir bitki |
zelkova n.
|
|
61 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç veya çalı |
madrona (arbutus xalapensis) n.
|
|
62 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç veya çalı |
madrone (arbutus xalapensis) n.
|
|
63 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen arbutus cinsi bir ağaç |
madrono (arbutus xalapensis) n.
|
|
64 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç |
madrona n.
|
|
65 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç |
madrone n.
|
|
66 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi ağaç |
madrono n.
|
|
67 |
Botanic |
meksika sınırında yetişen, fundagiller familyasından arbutus cinsi bir ağaç |
arbutus xalapensis n.
|
|
Social Sciences |
|
68 |
Social Sciences |
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderili kimse |
ute n.
|
|
69 |
Social Sciences |
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderililer |
utes n.
|
|
70 |
Social Sciences |
tibet ve burma sınırında çin'in güneybatısındaki dağlık bölgelerde yaşayan halkların bir üyesi |
lolo n.
|
|
71 |
Social Sciences |
etiyopya sınırında ve kenya'daki baringo gölü bölgesinde yaşayan nilotik bir halk |
suk n.
|
|
Linguistics |
|
72 |
Linguistics |
günümüzde utah ve kolorado-new mexico sınırında yaşayan kızılderililerin dili |
ute n.
|
|
73 |
Linguistics |
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri |
kuki n.
|
|
74 |
Linguistics |
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri |
kuki-chin n.
|
|
75 |
Linguistics |
batı burma, bangladeş ve hindistan'ın doğu sınırında konuşulan kamarupan dilleri |
chin n.
|
|
76 |
Linguistics |
kamerun ile nijerya sınırında konuşulan bir çad dili grubu |
biu-mandara n.
|
|
History |
|
77 |
History |
(i̇skoç-i̇ngiliz sınırında) müstahkem çiftlik evi |
bastle n.
|
|
78 |
History |
kuzey nepal'in tibet sınırında tarihi bir himalaya krallığı |
mustang n.
|
|
Geography |
|
79 |
Geography |
kaliforniya-nevada sınırında bir göl |
tahoe n.
|
|
|
80 |
Geography |
kaliforniya-nevada sınırında bir göl |
tahoe lake n.
|
|
81 |
Geography |
kaliforniya-nevada sınırında bir göl |
lake tahoe n.
|
|
82 |
Geography |
new mexico-colorado sınırında, sangre de cristo dağları'ndan doğuya doğru uzanan sırt |
raton n.
|
|
83 |
Geography |
new york'un kuzeyinde abd-kanada sınırında bulunan göl |
champlain n.
|
|
84 |
Geography |
new york'un kuzeyinde abd-kanada sınırında bulunan göl |
champlain lake n.
|
|
85 |
Geography |
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl |
lake albert n.
|
|
86 |
Geography |
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl |
lake albert nyanza n.
|
|
87 |
Geography |
himalayalar'da yer alan, tibet ve nepal sınırında bir dağ |
changtzu n.
|
|
88 |
Geography |
hindistan-myanmar sınırında bir bölge |
naga hills n.
|
|
89 |
Geography |
kamerun'un kuzeybatı sınırında volkanik göl |
nios n.
|
|
90 |
Geography |
tibet ve nepal sınırında, merkez himalayalar'da yer alan dağ |
nuptse n.
|
|
91 |
Geography |
çek sınırında yükselen ve brzeg yakınlarındaki oder nehrine akan güneybatı polonya nehri |
nysa n.
|
|
92 |
Geography |
zambiya ve zimbabve sınırında bir baraj gölü |
kariba n.
|
|
93 |
Geography |
zambiya ve zimbabve sınırında bir baraj gölü |
kariba lake n.
|
|
94 |
Geography |
kırgızistan ve çin sınırında tanrı dağları'nda bir dağ |
khan tengri n.
|
|
95 |
Geography |
rusya ile çin sınırında bir nehir |
ussuri n.
|
|
96 |
Geography |
guatemala-meksika sınırında bir nehir |
usumacinta n.
|
|
97 |
Geography |
kongo demokratik cumhuriyeti'nin güneydoğusundaki zambiya sınırında yer alan bir bölge |
katanga n.
|
|
98 |
Geography |
meksika'nın kuzeybatısında abd sınırında şehir |
tijuana n.
|
|
99 |
Geography |
çin sınırında bir kuzey vietnam bölgesi |
tonkin n.
|
|
100 |
Geography |
güney kore sınırında bulunan bir kuzey kore şehri |
kaesong n.
|
|
101 |
Geography |
slovakya ile polonya sınırında uzanan bir sıradağ |
beskids n.
|
|
102 |
Geography |
bosna hersek sınırında bulunan bir hırvat bölgesi |
krajina n.
|
|
103 |
Geography |
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir |
madeira n.
|
|
104 |
Geography |
kuzeybatı brezilya'nın bolivya sınırında, manaus yakınlarında kuzeydoğusundaki amazon nehri'ne dökülen bir nehir |
madeira river n.
|
|
105 |
Geography |
güneybatı brezilya'nın bolivya sınırında bir eyalet |
mato grosso n.
|
|
106 |
Geography |
güneybatı brezilya'nın bolivya sınırında yer alan bir eyalet |
matto grosso n.
|
|
107 |
Geography |
güneybatı brezilya'nın paraguay ve bolivya ile olan sınırında yer alan bir eyalet |
mato grosso do sul n.
|
|
108 |
Geography |
mare imbrum'un kuzey sınırında yer alan bir dağ sırası |
jura n.
|
|
109 |
Geography |
hindistan'ın en doğusunda, myanmar sınırında yer alan bir eyalet |
manipur n.
|
|
110 |
Geography |
fransa-italya sınırında akdeniz'e yakın bir konumda olan, alpler'in güneyinde bir sıradağ |
maritime alps n.
|
|
111 |
Geography |
almanya ile çekya sınırında ormanlık bir dağlık bölge |
böhmer wald n.
|
|
112 |
Geography |
almanya'nın polonya ile sınırında yer alan ve baltık denizi'ne kıyısı olan bir eyaleti |
mecklenburg-west pomerania n.
|
|
113 |
Geography |
almanya'nın polonya ile sınırında yer alan ve baltık denizi'ne kıyısı olan bir eyaleti |
mecklenburg-westernpomerania n.
|
|
114 |
Geography |
abd ile kanada sınırında olup kuzey vermont ve güney quebec eyaletlerinde yer alan bir göl |
memphremagog n.
|
|
115 |
Geography |
hindistan ve tibet sınırında bir dağ sırası |
himalaya n.
|
|
116 |
Geography |
uganda ve kongo sınırında bulunan sığ bir göl |
mobuto lake n.
|
|
117 |
Geography |
monako'nun fransa sınırında bir komün |
monte carlo n.
|
|
118 |
Geography |
himalayalar'ın nepal-tibet sınırında bir dağ |
lhotse n.
|
|
119 |
Geography |
abd'nin meksika sınırında bir nehir |
río bravo n.
|
|
120 |
Geography |
abd'nin meksika sınırında bir nehir |
rio grande n.
|
|
121 |
Geography |
italya-isviçre sınırında yer alan bir dağ geçidi |
great saint bernard pass n.
|
|
122 |
Geography |
brezilya'nın bolivya sınırında yer alan bir eyalet |
rondônia n.
|
|
123 |
Geography |
brezilya ve paraguay sınırında yer alan büyük bir şelale |
guaira falls n.
|
|
124 |
Geography |
kuzey italya'nın isviçre sınırında yer alan bir bölge |
lombardia n.
|
|
125 |
Geography |
(kuzey-güney kore sınırında) silahsızlandırılmış köy |
panmunjom n.
|
|
126 |
Geography |
(kuzey-güney kore sınırında) silahsızlandırılmış köy |
panmunjeom n.
|
|
127 |
Geography |
kanada sınırında yer alan bir abd eyaleti |
peace garden state n.
|
|
128 |
Geography |
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe |
the cheviot hills n.
|
|
129 |
Geography |
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe |
the cheviots n.
|
|
130 |
Geography |
karadağ ile arnavutluk sınırında bir göl |
scutari n.
|
|
131 |
Geography |
karadağ ile arnavutluk sınırında bir göl |
scutari lake n.
|
|
132 |
Geography |
fransa'nın belçika sınırında bir şehir |
sedan n.
|
|
133 |
Geography |
alaska ve kanada sınırında yer alan bir dağ |
mount st elias n.
|
|
Football |
|
134 |
Football |
sarı kart ceza sınırında |
misses next match if booked n.
|
|
Music |
|
135 |
Music |
teksas ve meksika sınırında ortaya çıkan popüler bir dans müziği tarzı |
conjunto n.
|
|
Entomology |
|
136 |
Entomology |
abd'nin güneybatısı ve meksika sınırında yer alan bir çekirge türü |
lubber grasshopper (brachystola magna) n.
|
|