sallanan - Turco Inglés Diccionario
Historia

sallanan



Significados de "sallanan" en diccionario inglés turco : 40 resultado(s)

Turco Inglés
General
sallanan wobbler n.
sallanan rocking adj.
sallanan shaking adj.
sallanan lurching adj.
sallanan unsteady adj.
sallanan wobbly adj.
sallanan vacillating adj.
sallanan pendulous adj.
sallanan wavering adj.
sallanan tipsy adj.
sallanan swung adj.
sallanan rocky adj.
sallanan swinging adj.
sallanan oscillatory adj.
sallanan oscillating adj.
sallanan shaky adj.
sallanan fluttery adj.
sallanan nonsteady adj.
sallanan tilting adj.
sallanan swaying adj.
sallanan annuent adj.
sallanan underhung adj.
sallanan vacillatory adj.
sallanan wabbly adj.
sallanan waggly adj.
sallanan palsied adj.
sallanan firmless [obsolete] adj.
sallanan oscillational adj.
sallanan shattery adj.
sallanan shauchly adj.
sallanan shittle adj.
sallanan shuddering adj.
sallanan shuddersome adj.
sallanan shuttle [dialect] adj.
sallanan shuttlecock adj.
sallanan stirious adj.
Technical
sallanan oscillatory adj.
sallanan underslung adj.
Marine
sallanan rockered adj.
Slang
sallanan rolling adv.

Significados de "sallanan" con otros términos en diccionario inglés turco: 84 resultado(s)

Turco Inglés
General
sallanan kişi wabbler n.
sallanan sandalye rocking chair n.
sallanan koltuk rocker n.
sallanan at rocker n.
sallanan bir tür çocuk sandalyesi shoofly n.
kavisli ayak (beşik veya sallanan sandalye altındaki) rocker n.
sallanan diş wobbly tooth n.
sallanan diş loose tooth n.
sallanan diş dangling tooth n.
aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi double dutch n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak bobbing head doll n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak wobbler n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak bobblehead doll n.
genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak nodder n.
(giysiye takılan/giysinin üzerinden) sallanan etiket swing tag n.
sallanan sandalye cane rocker n.
bir tür sallanan sandalye glider n.
(buz saçağı, saç örgüsü gibi) sallanan veya sarkan şey tangle [scottish] n.
sallanan filiz/yaprak tress n.
sallanan kimse waggler n.
sallanan şey waggler n.
ağacın sallanan gevşek dalı widow-maker n.
sallanan kimse veya şey wriggler n.
sallanan şey dangle n.
sallanan süs dangle n.
sallanan dekor dangle n.
sallanan şey loll n.
sallanan çerçevelerle donatılmış tekne rocker pit n.
sallanan çerçevelerle donatılmış tekne rocker vat n.
sallanan at rocking horse n.
çubuktan sallanan kısa halat pendent n.
çubuktan sallanan çelik halat pendent n.
sallanan süs eşyası pendicle n.
sallanan kimse flutterer n.
ipte sallanan elma, vişne veya diğer yuvarlak meyveleri ısırmaya veya yakalamaya çalışmak bob at an apple v.
sallanan sandalyede ileri geri hareket etmek rock v.
sallanan (sağlam olmadığı için) unsteady adj.
en çok sallanan wobbliest adj.
daha çok sallanan wobblier adj.
sallanan (diş) loose adj.
değnekle sallanan baculine adj.
asılı durup sallanan underhung adj.
(sağlam olmadığı için) sallanan unfirm adj.
kolayca sallanan versatile adj.
(yapı, mobilya) sallanan bockedy [irish] adj.
neşeyle sallanan (kuyruk) merry adj.
gevşek şekilde sallanan loose-fitting adj.
ileri geri sallanan dingle-dangle [obsolete] adj.
havada sallanan pensible [obsolete] adj.
havada sallanan pensile adj.
bir yandan öbür yana sallanan rolling adj.
askıdan sallanan sling adj.
havada sallanan poised adj.
sallanan bir şekilde waveringly adv.
Idioms
birinin tepesinde/üstünde sallanan demokles'in kılıcı the sword of damocles hangs over someone's head expr.
Speaking
babaannem sallanan sandalyede oturmayı çok sever my grandma likes to sit in the rocking chair expr.
babaannem sallanan sandalyede oturmayı çok sever my grandmother loves to sit in the rocking chair expr.
Politics
mensuplarının evlenmediği, ibadet sırasında yaptıkları dans nedeniyle shakers (sallanan insanlar) adını alan bir hristiyan mezhebi united society of believers in christ's second appearing n.
mensuplarının evlenmediği, ibadet sırasında yaptıkları dans nedeniyle shakers (sallanan insanlar) adını alan bir hristiyan mezhebi shakers n.
Technical
sallanan oluk swinging launder n.
tekrarlayan bir saatin çarpma mekanizmasını engellemek için sallanan çentikli bir yay veya bir kol racktail n.
sallanan omurgalı tekne rocker n.
sallanan nesne rocker n.
sallanan çerçevelerle donatılmış tekne rocker n.
sallanan çubuk rocker n.
asılı durup sallanan underslung adj.
Mechanic
valflerin çalışması için iki veya daha fazla eklem yerine sahip sallanan plaka wrist plate n.
pistonunu dönen veya sallanan bir diskin oluşturduğu döner motor disk engine n.
Textile
elbisede sallanan kısım lap n.
Furniture
sırt kısmı düz yapılmış kolçaksız sallanan sandalye lady's rocking chair n.
sallanan windsor sandalye windsor rocker [us/canada] n.
bir tür sallanan sandalye boston rocker n.
kavisli sallanan sandalye ayağı runner n.
düz platform üzerinde sallanan sandalye platform game n.
Marine
demir atmışken gelgit ile sallanan tide-rode adj.
Botanic
uzun saplı oval başakçıkları rüzgarda sallanan briza cinsi çeşitli çimlere verilen ad mountain flax n.
sukot kutlamaları esnasında sallanan bitki demeti lulav n.
buketten sallanan çiçek shower n.
büyük, koyu yeşil yaprakları ve sallanan, yuvarlak yeşil çiçekleri olan yaprak döken bir bitki green hellebore n.
büyük, koyu yeşil yaprakları ve sallanan, yuvarlak yeşil çiçekleri olan yaprak döken bir bitki bear's-foot n.
büyük, koyu yeşil yaprakları ve sallanan, yuvarlak yeşil çiçekleri olan yaprak döken bir bitki helleborus viridis n.
Sport
üst üste dizili sallanan jimnastik halkaları traveling rings n.
sağdan sola doğru sallanan right-handed adj.
Theatre
gök gürültüsüne benzer bir ses oluşturmak için sallanan büyük metal levha thunder sheet n.