stack - Turco Inglés Diccionario
Historia

stack

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "stack" en diccionario turco inglés : 70 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
stack n. yığın
General
stack n. tınaz
stack n. çatmak (tüfekleri)
stack n. çatılmış bir grup (silah)
stack n. çatmak (silah)
stack n. egzoz
stack n. çatı
stack n. ekin yığını
stack n. kitap rafı
stack n. dokurcun
stack n. ortak anten
stack n. sap
stack n. yığın (üst üste konulmuş şeylerin oluşturduğu)
stack n. istif
stack n. kitap rafları
stack n. çok sayıda olan şey
stack n. büyük miktar
stack n. büyük ölçü
stack n. büyük oran
stack n. vernik kurutma fırını
stack n. vernik kurutma fırını bacası
stack v. yüklemek
stack v. istif etmek
stack v. çatmak
stack v. yığmak
stack v. (hile hurdayla) şişirmek
stack v. (adaletsizce) yönlendirmek
stack v. (yay kasanını) germek
stack v. (yay kasanını) yükselterek daraltmak
stack v. yığın yapmak
stack v. yığılmak
stack v. istiflenmek
stack v. birikmek
stack v. kümelenmek
stack v. yığın oluşturmak
stack v. grup oluşturmak
stack v. bir araya gelmek
Technical
stack n. baca
stack n. destek bellek
stack n. ek bellek
stack n. gövde
stack n. küme
stack n. tınaz
stack n. yığın
stack n. yığıt
stack n. yiğit
stack n. ster
stack n. bir yakacak odun ölçü birimi
stack n. muf fırınlarının yerleştirildiği tezgah dizisi
stack n. montajlı kalandır silindiri
stack v. baca donatmak
stack v. kümelemek
stack v. yığmak
Computer
stack n. geçici hafıza
stack n. geçici bellek
stack n. geçici bellek prensibine sahip veri yapısı
stack n. yığın kodlaması
stack n. yığıt bilgisayar hafızası
stack expr. yığınla
Aeronautic
stack n. iniş sırası için havaalanının üzerinde daire çizen uçak grubu
stack v. (havaalanına yaklaşan uçağı) telsizle yönlendirmek
Tobacco
stack n. dizi
stack n. istif
Geography
stack n. taşlı adacık
Sport
stack n. (vücut geliştirmede) besin takviyesi karışımı
stack n. (vücut geliştirmede) anabolik stereoid karışımı
Card
stack n. (bir oyuncuya tek seferde satılan) sabit çip miktarı
stack n. kart oyuncusuna ait çip stoku
stack v. (kartları/kart destesini) hile amaçlı gizlice düzenlemek
stack v. (poker) rakip oyuncunun tüm parasını almak

Significados de "stack" con otros términos en diccionario inglés turco: 291 resultado(s)

Inglés Turco
General
chimney stack n. baca
stack gas n. baca gazı
a stack of rifles n. bir tüfek çatısı
vent stack n. hava borusu
vent stack n. sıhhi tesisata ait havalık
vent stack n. havalık
chimney stack n. fabrika bacası
stack light n. çoklu renkte ışık üreten sinyal lambası
book stack n. tavana kadar kitaplık
file stack n. dosya yığını
chimney stack n. baca gövdesi
rock-a-stack n. renkli halkalar (oyuncak)
stack-guard n. branda
stack-guard n. koruma brandası
stack up v. düzenli yığmak
stack arms v. tüfek çatmak
stack the deck v. zar tutmak
blow one's stack v. heyheyleri tutmak
blow one's stack v. tepesi atmak
blow one's stack v. zıvanadan çıkmak
blow one's stack v. çılgına dönmek
stack them up and wrap rubber bands around them v. üst üste yığıp lastik bantlarla sarmak
stack [australia] [us] v. çarpmak
stack [australia] [us] v. düşmek
stack [australia] [us] v. çarpışmak
stack [australia] [us] v. çakılmak
stack [australia] [us] v. kaza yapmak
stack of adj. yığını
Phrasals
stack up v. birikmek
stack up v. yığılmak
stack up v. çoğalmak
stack up v. kıyaslamak
stack up v. karşılaştırmak
stack up v. mukayese etmek
stack up v. bir anlam ifade etmek
stack up v. mantıklı olmak
stack away v. gelecek için saklamak
stack away v. gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak
stack away v. ileride kullanmak için saklamak
stack away v. ileride kullanmak üzere bir kenara koymak
stack up against v. ile karşılaştırıldığında (iyi/kötü vs.) görünmek
stack up v. yığılmak
stack away v. zulada saklamak
stack (something) against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak
stack (something) against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) başarısına bir engel teşkil etmek
stack (something) against (something) v. (bir şeyin) önüne (bir şey) yığmak
stack something against someone or something v. bir yığını birine/bir şeye dayamak
stack something against someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye karşı yığmak
stack up to someone or something v. benzer (biriyle/bir şeyle) kıyaslandığında yeterince iyi olmak
stack up to someone or something v. benzer (biriyle/bir şeyle) mukayese edildiğinde onun kadar iyi olmak/ona yetişmek
stack up to someone or something v. (birine/bir şeye) benzer olmak
stack up to someone or something v. (biri/bir şey) kadar iyi olmak
stack up to someone or something v. (biri/bir şey) kadar saygıdeğer/değerli olmak
stack against v. -e karşı yığmak
stack against v. -e dayamak
stack against v. -in başarısına bir engel teşkil etmek
stack off v. (pokerde) her şeyini masaya yatırmak
stack up to v. kadar iyi olmak
stack up to v. -e benzer olmak
stack up to v. kadar saygıdeğer/değerli olmak
Idioms
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak
blow one's stack v. balatayı yakmak
blow one's stack v. balatayı sıyırmak
blow one's stack v. çılgına dönmek
blow one's stack v. çileden çıkmak
blow one's stack v. dinden imandan çıkmak
blow one's stack v. deliye dönmek
stack the deck v. hile yapmak
stack the cards v. hile yapmak
stack the deck v. hileye başvurmak
stack the cards against v. engellemek
stack the odds against v. engellemek
blow one's stack v. itidalini kaybetmek
swear on a stack of bibles v. incil üzerine yemin etmek
swear on a stack of bibles v. incil'in üzerine yemin etmek
blow one's stack v. öfkeye kapılmak
blow one's stack v. kafası atmak
blow one's stack v. kızmak
blow one's stack v. öfkelenmek
blow one's stack v. küplere binmek
blow one's stack v. şalterleri atmak
blow one's stack v. sinirlenmek
blow one's stack v. şalteri atmak
blow one's stack v. tepesi atmak
swear on a stack of bibles v. (annenin mezarı vb.) üzerine yemin etmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. desteyi (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the deck in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the deck in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in (someone's or something's) favor v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the cards (against someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı hile yapmak
blow (one's) stack v. sinirlenmek
blow (one's) stack v. küplere binmek
blow (one's) stack v. itidalini kaybetmek
blow (one's) stack v. öfkelenmek
blow (one's) stack v. kızmak
blow (one's) stack v. öfkeye kapılmak
blow (one's) stack v. çileden çıkmak
blow (one's) stack v. tepesi atmak
blow (one's) stack v. zıvanadan çıkmak
blow (one's) stack v. şalteri atmak
stack the deck (against) (someone or something) v. (birine/bir şeye karşı) hile yapmak
stack the deck (against) (someone or something) v. (birini/bir şeyi) oyuna getirmek
stack the deck (against) (someone or something) v. (birine/bir şeye karşı) haksız avantaj sağlamak
stack the deck (against) (someone or something) v. hile yaparak (birine/bir şeye karşı) avantaj sağlamak
stack the deck (against) (someone or something) v. (birine/bir şeye) çalım atmak
stack the deck (against) (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı hile yapmak
stack the odds against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) oyuna getirmek
stack the odds against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something) v. hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something) v. (birine/bir şeye) çalım atmak
stack the odds against (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine çevirmek
stack z's v. kestirmek
stack z's v. biraz uyumak
as black as a stack of black cats expr. kapkara
black as a stack of black cats expr. kömür kadar siyah
black as a stack of black cats expr. kömür gibi siyah
black as a stack of black cats expr. kapkara
as black as a stack of black cats expr. simsiyah
black as a stack of black cats expr. simsiyah
Technical
main stack n. ana tesisat kolonu
stack temperature n. baca gazı sıcaklığı
stack effect n. baca etkisi
stack draught n. baca çekişi
heating stack loss n. bacadaki ısı kayıpları
stack-gas loss n. bacadan ısı kaybı
by-pass stack n. baypas bacası
stack damper n. baca şiberi
stack losses n. baca kayıpları
stack cover n. baca fistanı
stack-gas losses n. baca kayıpları
stack flue n. baca kanalı
stack gas n. baca gazı
concrete stack n. beton baca
steel stack n. çelik baca
dual stack n. çift yığın
control stack n. denetim kümesi
control stack n. denetim yığını
smoke stack n. duman bacası
rectifier stack n. doğrultucu grubu
sieve stack n. elek dizisi
exhaust stack n. egzoz çıkış borusu
stack wax n. gevşek mum
air-stack n. hava bacası
vent stack n. havalık
vent stack n. havalandırma bacası
stack welding n. istif kaynağı
protocol stack n. iletişim kuralı yığını
stack moulding n. istifli kalıplama
stack cutting n. istif kesme
stack pointer n. küme göstericisi
stack machine n. küme istemli makine
stack machine n. kümesel makine
plate stack n. levha yığını
plate stack n. levha istifi
waste stack n. pissu kolonu
stove stack n. soba bacası
last in first out stack n. son giren ilk çıkar yığıtı
pushdown stack n. son giren ilk çıkar yığıtı
brick stack n. tuğla baca
stack flame cutting n. yalazlı katman kesme
blast furnace stack n. yüksek fırın bacası
stack memory n. yığıt bellek
stack machine n. yığıt makinası
stack pointer n. yığıt işaretçisi
stack machine n. yığıt makinesi
Computer
control stack n. denetim kümesi
control stack n. denetim yığını
stack of forms n. form yığını
pushout stack n. ilk giren ilk çıkar yığıtı
push up stack n. ilk giren ilk çıkar yığıtı
first in first out stack n. ilk giren ilk çıkar yığıtı
pushdown stack n. son giren ilk çıkar yığıtı
last in first out stack n. son giren ilk çıkar yığıtı
stack segment n. yığıt bölütü
stack dump n. yığın dökümü
stack machine n. yığıt makinesi
stack trace n. yığın izleme
stack scale n. yığınlama ölçeği
stack backtrace n. yığın geri izleme
stack traceback n. yığın izleme
stack backtrace n. yığın izleme
execution stack n. yürütme yığını
stack fault n. yığın hatası
stack traceback n. yığın geri izleme
stack memory n. yığın bellek
call stack n. çağrı yığını
call stack window n. çağrı yığını penceresi
push-down stack n. son ilk dizelge
push-down stack n. aşağı itimli liste
stack bypass expr. yığın atla
call stack expr. yığın çağır
stack and scale to expr. yığınla ve ölçekle
stack underflow expr. yığın boş
stack overflow expr. yığın doldu
Informatics
protocol stack n. protokol yığıtı
pushdown stack n. son giren ilk çıkar yığıtı
data stack n. veri yığını
stack trace n. yığın izleme
stack backtrace n. yığın izleme
stack traceback n. yığın izleme
stack pointer n. yığıt göstergesi
stack pushing n. yığıta koyma
stack popping n. yığıttan alma
Telecom
module soft stack n. gevşek yığın
soft stack n. gevşek yığıt
module soft stack n. gevşek istif
protocol stack n. protokol kümesi
module hard stack n. sert istif
module hard stack n. sert yığın
stack structure n. yığma yapı
Electric
rectifier stack n. doğrultucu grubu
Construction
chimney stack n. birden fazla duman borusu bulunan bileşik baca
chimney stack n. baca fabrikası
guyed steel stack n. gergili çelik baca
tolerance stack-up n. kot zinciri
Automotive
center stack display n. orta konsol ekranı
stack interchange n. katlı kavşak
tire stack n. lastik bariyer
center stack n. merkezi küme
center stack n. orta konsol
applied decorative trim-center stack n. orta konsol giydirme
fuel cell stack n. yakıt pili kümesi
fuel stack n. yakıt pili kümesi
fuel cell stack subsystem n. yakıt pili kümesi tali sistemi
Aeronautic
air stack n. iniş sırası için havaalanının üzerinde daire çizen uçak grubu
Food Engineering
stack gas n. baca gazı
stack type sifter n. katlı tip elek
Botanic
first in first out stack n. ilk giren ilk çıkar yığıtı
Agriculture
stack-yard n. balya istifleme alanı
Tobacco
stack detector n. dizilme detektörü
Environment
stack effluents n. baca atıkları
stack emissions n. baca emisyonları
stack overflow n. yığın taşması
Military
cross stack n. çapraz istif
row stack n. sıra istif
stack of arms n. (çarpı işareti şeklinde yerleştirilen) tüfek yığını
stack arms v. tüfek çatmak
Card
stack the deck v. kartları hile amacıyla belirli bir sıraya dizmek
Printery
breaker-stack n. ofset pres
single stack calender n. tek istifli kalender
Slang
stack [australia] n. kaza
stack [australia] n. çarpışma
stack [australia] n. düşüş
stack [australia] n. çakılma
blow one's lid/stack v. çılgına dönmek
blow one's lid/stack v. deliye dönmek
blow one's lid/stack v. şalteri atmak
blow one's lid/stack v. şalterleri atmak
British Slang
stack it v. yuvarlanıp düşmek