Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
su içinde
su içinde
Historia
Frases
Significados de
"su içinde"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
su içinde
afloat
adj.
Significados de
"su içinde"
con otros términos en diccionario inglés turco: 48 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
su içinde bitki yetiştirme
hydroponics
n.
2
General
su içinde yetiştirme
aquaculture
n.
3
General
su içinde nefes tutma rekoru
record of holding breath underwater
n.
4
General
su içinde nefes tutma rekoru
record for underwater breath holding
n.
5
General
su içinde nefes tutma rekoru
underwater breath holding record
n.
6
General
şişme su küresi içinde su üstünde gitme oyunu
aqua zorbing
n.
7
General
el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak
tread water
v.
8
General
su içinde yüzmek (bir şey)
be awash
v.
9
General
kar, su, çamur içinde yürümek
wade
v.
10
General
ağnamak (çamur/su vb içinde)
wallow (in)
v.
11
General
(su vb içinde) bata çıka yürümek
wade
v.
12
General
sos veya et suyu yapmak için pişirilmiş et kalıntılarını şarap veya su içinde koyarak sulandırmak
deglaze
v.
13
General
çakıl ve kumu su dolu kap içinde döndürerek (değerli mineralleri) ayrıştırmak
pan out
v.
14
General
su içinde kalmış
spouty
adj.
15
General
su içinde olan
streamful
adj.
Phrasals
16
Phrasals
su/bir sıvı içinde kalmak
drip with (something)
v.
17
Phrasals
su/bir sıvı içinde kalmak
drip with something
v.
18
Phrasals
(su/bir sıvı) içinde kalmak
drip with
v.
Idioms
19
Idioms
bir su kütlesinin içinde/içine
in the drink
expr.
Technical
20
Technical
içinde su dolaştırarak bir şeyi soğutmak veya sıcaklığını sabit tutmak için kullanılan bir su hacmi
water jacket
n.
21
Technical
su içinde kür
wet curing
n.
22
Technical
su içinde yetiştirme
aquaculture
n.
23
Technical
su içinde kür
immersion curing
n.
24
Technical
su içinde kazı
wet cut
n.
25
Technical
yağ içinde su emülsiyonu
water-in-oil emulsion
n.
26
Technical
su terazisi içinde hareket eden baloncuk
blister
n.
27
Technical
su içinde sugeçirmez
immersion proof
adj.
28
Technical
yağ içinde su
wo (water-in-oil)
abrev.
Marine
29
Marine
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz
decompression
n.
30
Marine
geminin su içinde yüzen kısmı
hull
n.
31
Marine
içinde su olan havuz
wet dock
n.
32
Marine
küreklerin teknenin yanında su içinde yüzmesine izin vermek
trail oars
v.
Medical
33
Medical
su içinde uygulama
in drinking water use
n.
Gastronomy
34
Gastronomy
kaynar su içinde pişirmek
poach
v.
Chemistry
35
Chemistry
(alkol veya amonyaklı su içinde) amonyum karbonat çözeltisi
volatile salt
n.
36
Chemistry
(alkol veya amonyaklı su içinde) amonyum karbonat çözeltisi
sal volatile
n.
Marine Biology
37
Marine Biology
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları
mussel shrimp
n.
38
Marine Biology
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları
seed shrimp
n.
Botanic
39
Botanic
turuncu-sarı doğurgan kısmı ve beyaz veya pembemsi sapları olup yarısı su içinde bulunan 3-8 cm yüksekliğinde bir mantar
mitrula elegans
n.
Agriculture
40
Agriculture
su içinde bitki yetiştirme
tray agriculture
n.
41
Agriculture
toprak kullanmadan mineralli su içinde bitki yetiştirme
hydroponics
n.
Environment
42
Environment
içinde kaya tuzu, alçıtaşı gibi evaporit yataklarının bulunduğu bir su kütlesi
dead sea
n.
43
Environment
içinde kaya tuzu, alçıtaşı vb. evaporit yataklarının bulunduğu bir su kütlesi
dead sea
n.
44
Environment
(su kanalı) toprakta açılan bir oyuk ve içinde arasından su sızabilecek taşlardan oluşan
blind
adj.
Geography
45
Geography
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü
lake michigan
n.
46
Geography
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü
michigan lake
n.
47
Geography
(avustralya çöllerinde) içinde su bulunan kaya oyuğu
gnamma hole
n.
Sport
48
Sport
el ve ayakları hafifçe hareket ettirerek su içinde dik durma
treading water
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of su içinde
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy