su içinde - Turco Inglés Diccionario

su içinde

Significados de "su içinde" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
su içinde afloat adj.

Significados de "su içinde" con otros términos en diccionario inglés turco: 48 resultado(s)

Turco Inglés
General
su içinde bitki yetiştirme hydroponics n.
su içinde yetiştirme aquaculture n.
su içinde nefes tutma rekoru record of holding breath underwater n.
su içinde nefes tutma rekoru record for underwater breath holding n.
su içinde nefes tutma rekoru underwater breath holding record n.
şişme su küresi içinde su üstünde gitme oyunu aqua zorbing n.
el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak tread water v.
su içinde yüzmek (bir şey) be awash v.
kar, su, çamur içinde yürümek wade v.
ağnamak (çamur/su vb içinde) wallow (in) v.
(su vb içinde) bata çıka yürümek wade v.
sos veya et suyu yapmak için pişirilmiş et kalıntılarını şarap veya su içinde koyarak sulandırmak deglaze v.
çakıl ve kumu su dolu kap içinde döndürerek (değerli mineralleri) ayrıştırmak pan out v.
su içinde kalmış spouty adj.
su içinde olan streamful adj.
Phrasals
su/bir sıvı içinde kalmak drip with (something) v.
su/bir sıvı içinde kalmak drip with something v.
(su/bir sıvı) içinde kalmak drip with v.
Idioms
bir su kütlesinin içinde/içine in the drink expr.
Technical
içinde su dolaştırarak bir şeyi soğutmak veya sıcaklığını sabit tutmak için kullanılan bir su hacmi water jacket n.
su içinde kür wet curing n.
su içinde yetiştirme aquaculture n.
su içinde kür immersion curing n.
su içinde kazı wet cut n.
yağ içinde su emülsiyonu water-in-oil emulsion n.
su terazisi içinde hareket eden baloncuk blister n.
su içinde sugeçirmez immersion proof adj.
yağ içinde su wo (water-in-oil) abrev.
Marine
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz decompression n.
geminin su içinde yüzen kısmı hull n.
içinde su olan havuz wet dock n.
küreklerin teknenin yanında su içinde yüzmesine izin vermek trail oars v.
Medical
su içinde uygulama in drinking water use n.
Gastronomy
kaynar su içinde pişirmek poach v.
Chemistry
(alkol veya amonyaklı su içinde) amonyum karbonat çözeltisi volatile salt n.
(alkol veya amonyaklı su içinde) amonyum karbonat çözeltisi sal volatile n.
Marine Biology
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları mussel shrimp n.
çift kabuklu bir kabuk içinde karides benzeri gövdesi olan küçük tuzlu ve tatlı su kabukluları seed shrimp n.
Botanic
turuncu-sarı doğurgan kısmı ve beyaz veya pembemsi sapları olup yarısı su içinde bulunan 3-8 cm yüksekliğinde bir mantar mitrula elegans n.
Agriculture
su içinde bitki yetiştirme tray agriculture n.
toprak kullanmadan mineralli su içinde bitki yetiştirme hydroponics n.
Environment
içinde kaya tuzu, alçıtaşı gibi evaporit yataklarının bulunduğu bir su kütlesi dead sea n.
içinde kaya tuzu, alçıtaşı vb. evaporit yataklarının bulunduğu bir su kütlesi dead sea n.
(su kanalı) toprakta açılan bir oyuk ve içinde arasından su sızabilecek taşlardan oluşan blind adj.
Geography
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü lake michigan n.
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in üçüncü en büyüğü ve tamamı abd sınırları içinde kalan en büyük tatlı su gölü michigan lake n.
(avustralya çöllerinde) içinde su bulunan kaya oyuğu gnamma hole n.
Sport
el ve ayakları hafifçe hareket ettirerek su içinde dik durma treading water n.