tamamlayan - Turco Inglés Diccionario
Historia

tamamlayan



Significados de "tamamlayan" en diccionario inglés turco : 8 resultado(s)

Turco Inglés
General
tamamlayan completer n.
tamamlayan complementary adj.
tamamlayan adjunct adj.
tamamlayan wrap-up adj.
tamamlayan completory adj.
Technical
tamamlayan supplementary adj.
Computer
tamamlayan completed by expr.
Chemistry
tamamlayan complement n.

Significados de "tamamlayan" con otros términos en diccionario inglés turco: 56 resultado(s)

Turco Inglés
General
tamamlayan sözcük expletive n.
daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme follow-on operational test and evaluation n.
tamamlayan faktör complementary factor n.
birbirini tamamlayan ya da birbirine uyan bir çift şeyden her biri companion n.
önceden gelenleri tamamlayan capper n.
bir bütünü renklendiren ve tamamlayan unsur thread n.
birbirini tamamlayan parçalardan oluşan bir birim veya grup ensemble n.
birbirini tamamlayan veya görünüm olarak birbiri ile uyumlu veya benzer olan ikili match n.
tamamlayan şey complement [rare] n.
döngüyü tamamlayan kimse circuiteer n.
tamamlayan şey domino n.
derinin işlenmesini tamamlayan kimse dresser n.
yüksek kariyerli, başarılı ve birbirini tamamlayan çift power couple n.
bir mili dört dakikadan kısa sürede tamamlayan koşucu four-minute man n.
birbirini tamamlayan eşya takımı suit n.
birbirini tamamlayan mutually complementary adj.
birbirini tamamlayan complementary adj.
birbirini tamamlayan matchy-matchy adj.
bir uğraşı tamamlayan victorious adj.
birbirini tamamlayan farklı parçaları bir araya getiren mix-and-match adj.
(üst üste dizildiğinde) birbirini tamamlayan superimposable adj.
Idioms
birbirini tamamlayan ikili the old one-two (punch) n.
birbirinden farklı fakat birbirini tamamlayan parçaları (kıyafet, eşya) seçip bir araya getirerek uyumlu/düzenli bir takım oluşturmak mix and match v.
birbirini tamamlayan hand-in-glove adj.
Trade/Economic
birbirini tamamlayan mallar goods complementary n.
normal ticari kredileri tamamlayan resmi hükümet kredileri mixed credits n.
kendi kendini tamamlayan self-contained adj.
Law
resmi yasaların eksiklerini tamamlayan içtihat kararları ve adilane emsaller equity n.
Industry
çıraklığı tamamlayan işçi improver [uk] n.
stajı tamamlayan çalışan improver [uk] n.
Technical
kendisini tamamlayan herhangi bir şey integer n.
mücevher yataklarındaki delikleri tamamlayan kimse broacher n.
Textile
giysileri fisto ile tamamlayan kimse scalloper n.
Architecture
parapet veya galeriyi sarmal süsle tamamlayan mimari unsur console n.
Dentistry
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş crownwork n.
kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş jacket crown n.
Math
logaritmayı on sayısına tamamlayan fark arithmetical complement of a logarithm n.
bir sayıyı 10'un kuvveti olan en yakın sayıya tamamlayan fark arithmetical complement of a number n.
Physics
mikrofizikte bir fenomenin eksiksiz tanımının yapılması için birbirini tamamlayan iki farklı teoriye ihtiyaç duyulduğu ilkesi complementarity n.
Biology
molekülün kendisini tamamlayan başka bir molekülle etkileşime girebilirliği recognition n.
yaşam döngüsünü tamamlayan fazlardan her biri generation n.
yaşam döngülerini tek bir konakta tamamlayan asalak hayvanlara ait veya ilişkin monogenetic adj.
embriyo dönemini tamamlayan postembryonic adj.
embriyonik dönemi tamamlayan postembryonic adj.
embriyo dönemini tamamlayan postembryonal adj.
embriyonik dönemi tamamlayan postembryonal adj.
Biochemistry
kendisini tamamlayan bir maddeye bağlanmak recognize v.
kendisini tamamlayan bir maddeye bağlanmak recognise v.
Astronomy
ömrünü tamamlayan uzay aracının başka bir uzay aracıyla veya dünya ile çarpışmaması için güvenli şekilde yerleştirildiği yörünge graveyard orbit n.
Zoology
yaşam döngüsünü okyanusun derinliklerinde tamamlayan (hayvan) holobenthic adj.
Education
abd'de hukuk fakültesini tamamlayan öğrencilere verilen derece juris doctor n.
doktora eğitimini tamamlayan kimse ph.d. n.
Sport
(dağcılıkta) önemli bir tırmanışı tamamlayan kimse ascensionist n.
Music
mevcut entervale eklenince diyatonik derece aralığını bir oktava tamamlayan enterval complement n.
kendinden öncekini tamamlayan kısa müzik pasajı consequent n.