|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
tek kullanımlık mendil olarak kullanılan katmanlı ince kağıt |
kleenex n.
|
|
2 |
General |
jokey kıyafeti giymiş tek elinde metal bir halka bulunan ve aslen ön bahçede bağlama kazığı olarak kullanılan küçük (siyahi) adam heykeli |
lawn jockey n.
|
|
3 |
General |
incil'i imanın tek kuralı olarak kabul eden kimse |
biblist n.
|
|
4 |
General |
(bilet, hisse) tek bir birim olarak işlem gören kısım |
block n.
|
|
5 |
General |
ayağını güneşlik olarak kullanan tek ayaklı etiyopyalı ünlü yaratık |
monopode n.
|
|
6 |
General |
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatma şeklinde yapılan atış |
multiplex n.
|
|
7 |
General |
dedektif olarak seçilen kişinin sözde cinayetin işlendiği odadaki oyuncuları tek tek sorguya çekerek katili bulmaya çalıştığı bir salon oyunu |
murder n.
|
|
8 |
General |
sınırlı görüş olması haline navigasyonda tek çare olarak kullanılan cihaz |
instrument n.
|
|
9 |
General |
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi |
parcel n.
|
|
10 |
General |
devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek |
go steady v.
|
|
11 |
General |
tek parça olarak birleştirmek |
combine into one v.
|
|
12 |
General |
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatmak |
multiplex v.
|
|
13 |
General |
tek varlık olarak görülen |
entitative adj.
|
|
14 |
General |
evlilik sistemi olarak tek kocalılığı uygulayan |
monandric adj.
|
|
15 |
General |
duygusal olarak yalnızca tek bir erkeğe bağlı |
one-man adj.
|
|
16 |
General |
duygusal olarak yalnızca tek bir kadına bağlı |
one-woman adj.
|
|
17 |
General |
(jonglörlükte) tek elle birden çok sayıda topu eşzamanlı olarak fırlatma şeklinde yapılan atış ile ilişkili |
plex adj.
|
|
18 |
General |
tek taraflı olarak |
unilaterally adv.
|
|
|
19 |
General |
tek heceli olarak |
monosyllabically adv.
|
|
20 |
General |
tek başına olarak |
singlehandedly adv.
|
|
21 |
General |
tek aileli olarak |
uniparentally adv.
|
|
22 |
General |
tek atalı olarak |
uniparentally adv.
|
|
23 |
General |
tek taraflı olarak |
ex parte adv.
|
|
24 |
General |
tek sorumlusu biz olarak |
under our sole responsibility adv.
|
|
25 |
General |
tek vücut olarak |
in a body adv.
|
|
26 |
General |
tek cins olarak |
unisexually adv.
|
|
27 |
General |
tek sesli olarak |
monophonically adv.
|
|
Phrasals |
|
28 |
Phrasals |
tek taraflı olarak hiçe saymak |
rip up v.
|
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
tek sorumluluk sahibi taraf olarak |
under our sole responsibility expr.
|
|
30 |
Phrases |
tek vücut olarak |
as one expr.
|
|
Colloquial |
|
31 |
Colloquial |
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir bir eylem |
bit n.
|
|
32 |
Colloquial |
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir sunum/bölüm |
bit n.
|
|
33 |
Colloquial |
tek parça olarak |
in one piece expr.
|
|
Idioms |
|
34 |
Idioms |
devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek |
go steady (with somebody) [old-fashioned] v.
|
|
Trade/Economic |
|
35 |
Trade/Economic |
bir kararın tek bir sonucu olması ve o sonucun da tam olarak bilinmesi |
certainty n.
|
|
36 |
Trade/Economic |
genellikle tek sahibi olan ve yasal olarak tescillenmemiş işletme |
unincorporated business n.
|
|
Law |
|
37 |
Law |
yasal olarak uygulanabilir olmayan bir vaade dayalı, tek taraflı sözleşme |
nudum pactum n.
|
|
Politics |
|
38 |
Politics |
aynı kişi tarafından kanuni olarak tek bir seçimde farklı yerlerde oy kullanılması |
multiple voting n.
|
|
|
39 |
Politics |
tüm federal acil durum hazırlığı ve uygulamaları hususunda tek hesap verilebilirlik noktası olarak çalışan birleşik devletler'e bağlı bağımsız bir kurum |
federal emergency management agency n.
|
|
Technical |
|
40 |
Technical |
hermetik olarak kapatılmış tek durumlu elektrik rölesi |
hermetically sealed monostable electrical relay n.
|
|
41 |
Technical |
tek eksenli olarak sıkıştırılan |
uniaxial compressive n.
|
|
42 |
Technical |
standart ekipmana göre daha kompakt olarak tek ünite halinde tasarlanmış yüksek duyarlılıklı ses ekipmanı seti |
midi system n.
|
|
43 |
Technical |
birden fazla dergiden elde edilen matrislerin otomatik olarak tek bir satıra yazılabileceği dizgi veya fotodizgi makinesi |
mixer n.
|
|
Computer |
|
44 |
Computer |
birkaç adımdan oluşup tek mantıksal birim olarak gerçekleştirilen program uygulaması |
job n.
|
|
45 |
Computer |
tek birim olarak çalışan birbiriyle bağlantılı ve dengeli bilgisayar seti |
metacomputer n.
|
|
46 |
Computer |
ardışık ayraçları tek olarak düşün |
treat consecutive delimiters as one expr.
|
|
47 |
Computer |
tek alan olarak |
as single field expr.
|
|
Architecture |
|
48 |
Architecture |
saman olarak kullanılan tek yıllık bir yabani ot |
bottom house n.
|
|
Woodworking |
|
49 |
Woodworking |
yatay olarak enine kesen tek bıçaklı testere makinesi |
single blade horizontal cross-cut sawing machine n.
|
|
Traffic |
|
50 |
Traffic |
çift yönlü trafiğin geçici olarak tek şeritten gerçekleştirilmesi |
contraflow [uk] n.
|
|
Railway |
|
51 |
Railway |
onarım sırasında rayları geçici olarak tek bir tarafa çeviren mekanizma |
shoefly n.
|
|
Marine |
|
52 |
Marine |
tek parça olarak davranan |
monolithic adj.
|
|
Medical |
|
53 |
Medical |
tümör hücresinin füzyonu ile b hücresinin tek bir klonundan kalıtımsal olarak elde edilen ve ilaç olarak kullanılması hedeflenen bir protein |
monoclonal antibody n.
|
|
54 |
Medical |
tek bir sesi farklı perdelere ait iki ses olarak duyma |
diplacusis n.
|
|
Psychology |
|
55 |
Psychology |
algısal alandaki benzer şekilde hareket eden veya çalışan unsurların tek birim olarak algılandığını savunan gestalt ilkesi |
common fate n.
|
|
Optics |
|
56 |
Optics |
tek ışınlı lazeri hedef lense yönlendirip mikron ölçekli parçacıkları üç boyutlu olarak avlayıp görüntüleme ve işleme tekniği |
optical tweezers n.
|
|
Printing |
|
57 |
Printing |
iki resmi tek bir resim olarak görülecek şekilde birleştirme |
montage printing n.
|
|
58 |
Printing |
yayında tek birim olarak değerlendirilen karşılıklı iki sayfa |
double spread n.
|
|
Geometry |
|
59 |
Geometry |
geometrik olarak uzun bir şeridin bir ucunu 180 derece bükerek diğer ucu ile birleştirilmesiyle elde edilen tek taraflı yüzey |
möbius band n.
|
|
Logic |
|
60 |
Logic |
matematiksel veya mantıksal bir ifadenin tek birim olarak işlem görmesi için gruplarken kullanılan sembol çiftinden biri |
parenthesis n.
|
|
Statistics |
|
61 |
Statistics |
tek olarak bağlanmış blok tasarımı |
singly linked block design n.
|
|
Physics |
|
62 |
Physics |
tek boyutlu kafese uzamsal olarak yerleştirilmiş zaman periyotlu dalga |
breather n.
|
|
Chemistry |
|
63 |
Chemistry |
olmesartan ile birleştiğinde ön ilaç olarak kullanılan tek değerlikli bir organik grup |
medoxomil n.
|
|
Biology |
|
64 |
Biology |
tek atadan üretilmiş klon grubundaki genetik olarak özdeş yeni bireylerden her biri |
ramet n.
|
|
65 |
Biology |
inorganik bileşiklerin oksidasyonundan enerji elde eden ve büyüme için tek karbon kaynağı olarak karbondioksit kullanan kemosentetik organizma |
chemolithoautotroph n.
|
|
66 |
Biology |
inorganik bileşiklerin oksidasyonundan enerji elde eden ve büyüme için tek karbon kaynağı olarak karbondioksit kullanan kemosentetik organizma |
chemolithotroph n.
|
|
67 |
Biology |
grup oluşturulurken yazar tarafından tür veya alt takson olarak belirlenen tek örnek |
holotype n.
|
|
68 |
Biology |
tek bir atadan üreyip genetik olarak aynı bireylerden oluşan grup |
genet n.
|
|
69 |
Biology |
tek bir progenitörden türeyip genetik olarak özdeş olan hücre veya organizma grubu |
clone n.
|
|
Marine Biology |
|
70 |
Marine Biology |
tek cins olarak okçu balığını içeren balık familyası |
toxotidae n.
|
|
71 |
Marine Biology |
beyaz nokta olarak bilinen tek hücreli parazit |
ich n.
|
|
72 |
Marine Biology |
beyaz nokta olarak bilinen tek hücreli parazit |
ichtyophthirius n.
|
|
Astronomy |
|
73 |
Astronomy |
tek bir sistemin parçası olarak görülen, birbirine yakın konumlanmış yıldız grubu |
multiple star n.
|
|
74 |
Astronomy |
bazı kozmoloji teorilerine göre büyük patlamanın bir sonucu olarak evrende var olduğu düşünülen uzay-zamandaki tek boyutlu bozukluk |
cosmic string n.
|
|
75 |
Astronomy |
dünya yaşamını tek kıstas olarak kabul eden |
geocentric adj.
|
|
Zoology |
|
76 |
Zoology |
tek toynaklılar ve çift toynaklılar olarak ikiye ayrılan, tırnakları toynak biçiminde gelişen memeli hayvanlar |
ungulata n.
|
|
77 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
mastotermes darwiniensis n.
|
|
78 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
giant northern termite n.
|
|
|
79 |
Zoology |
hamam böcekleri ve termitler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülen ve yaşayan fosil olarak adlandırılan, avustralya'ya özgü tek yaşayan bir termit |
darwin termite n.
|
|
Botanic |
|
80 |
Botanic |
hindistan'da yiyecek olarak yetiştirilen tek yıllık bir çim |
natchnee n.
|
|
81 |
Botanic |
doğu kuzey amerika'da adventif olarak yetişen, içi boş sapları ve koyu pembe çiçekleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi |
none-so-pretty (silene armeria) n.
|
|
82 |
Botanic |
doğu kuzey amerika'da adventif olarak yetişen, içi boş sapları ve koyu pembe çiçekleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi |
lobel's catchfly n.
|
|
83 |
Botanic |
doğu kuzey amerika'da adventif olarak yetişen, içi boş sapları ve koyu pembe çiçekleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi |
flybane n.
|
|
84 |
Botanic |
doğu kuzey amerika'da adventif olarak yetişen, içi boş sapları ve koyu pembe çiçekleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi |
garden catchfly n.
|
|
85 |
Botanic |
doğu kuzey amerika'da adventif olarak yetişen, içi boş sapları ve koyu pembe çiçekleri olan tek yıllık bir avrupa bitkisi |
sweet william catchfly n.
|
|
86 |
Botanic |
doğu abd'de yaygın olarak yetişen, parlak kırmızı çiçekleri olan tek veya iki yıllık bir bitki |
nosebleed (castilleja coccinea) n.
|
|
87 |
Botanic |
abd ve güney kanada’da yaygın olarak görülen, iri yapraklı, tek yıllık, avrupa kökenli bir bitki |
nettleleaf goosefoot (chenopodium murale) n.
|
|
88 |
Botanic |
abd ve güney kanada’da yaygın olarak görülen, iri yapraklı, tek yıllık, avrupa kökenli bir bitki |
nettle-leaved goosefoot n.
|
|
89 |
Botanic |
saman olarak kullanılan tek yıllık yabani bir ot |
texas millet (panicum texanum) n.
|
|
90 |
Botanic |
saman olarak kullanılan tek yıllık yabani bir ot |
goose grass n.
|
|
91 |
Botanic |
tek tür olarak su çarkı bitkisini içeren bir cins |
aldrovanda n.
|
|
92 |
Botanic |
tek tür olarak su çarkı bitkisini içeren bir cins |
genus aldrovanda n.
|
|
93 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
alexandrian clover n.
|
|
94 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
berseem n.
|
|
95 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
egyptian clover n.
|
|
96 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
trifolium alexandrinum n.
|
|
97 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
berseem clover n.
|
|
98 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
bersim n.
|
|
99 |
Botanic |
nil vadisi ve abd'nin güneybatısındaki alkali topraklarda yem bitkisi olarak yetiştirilen etli tek yıllık bir yonca |
bersine n.
|
|
100 |
Botanic |
dekoratif olarak yetiştirilen ve çayırlarda yetişen tek veya çok yıllık bir bitki cinsi |
alopecurus n.
|
|
101 |
Botanic |
dekoratif olarak yetiştirilen ve çayırlarda yetişen tek veya çok yıllık bir bitki cinsi |
genus alopecurus n.
|
|
102 |
Botanic |
kuzey amerika'da yaygın olarak yetişen ince yaprakları olan tek yıllık bir ot |
common ragweed (ambrosia artemisiifolia) n.
|
|
103 |
Botanic |
kuzey amerika'da yaygın olarak yetişen ince yaprakları olan tek yıllık bir ot |
annual ragweed n.
|
|
104 |
Botanic |
kuzey amerika'da yaygın olarak yetişen ince yaprakları olan tek yıllık bir ot |
low ragweed n.
|
|
105 |
Botanic |
eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, meyvesi sebze olarak kullanılan otsu tek yıllık bir asma |
bitter melon (momordica charantia) n.
|
|
106 |
Botanic |
eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, meyvesi sebze olarak kullanılan otsu tek yıllık bir asma |
bitter gourd n.
|
|
107 |
Botanic |
eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, meyvesi sebze olarak kullanılan otsu tek yıllık bir asma |
balsam pear n.
|
|
108 |
Botanic |
eski dünya'nın tropik bölgelerine özgü, meyvesi sebze olarak kullanılan otsu tek yıllık bir asma |
balsam apple n.
|
|
109 |
Botanic |
saman olarak kullanılan kaba bir tek yıllık ot |
cockspur grass (echinochloa crusgalli) n.
|
|
110 |
Botanic |
saman olarak kullanılan kaba bir tek yıllık ot |
barnyard grass (echinochloa crusgalli) n.
|
|
111 |
Botanic |
saman olarak kullanılan kaba bir tek yıllık ot |
barn grass (echinochloa crusgalli) n.
|
|
112 |
Botanic |
saman olarak kullanılan kaba bir tek yıllık ot |
barnyard millet (echinochloa crusgalli) n.
|
|
113 |
Botanic |
mahmuzotu cinsine ait süs bitkisi olarak yetiştirilen çeşitli tek yıllık bitkilere verilen ad |
bee larkspur n.
|
|
114 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
bendy (abelmoschus esculentus) n.
|
|
115 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
okra (abelmoschus esculentus) n.
|
|
116 |
Botanic |
meyveleri sebze olarak yenen, gösterişli çiçekli, uzun, tek yıllık bir bitki |
okro (abelmoschus esculentus) n.
|
|
117 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
mad apple (datura stramonium) n.
|
|
118 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimsonweed (datura stramonium) n.
|
|
119 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jamestown weed (datura stramonium) n.
|
|
120 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimson (datura stramonium) n.
|
|
121 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimpsonweed (datura stramonium) n.
|
|
122 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
jimpson (datura stramonium) n.
|
|
123 |
Botanic |
muhtemelen asya'ya özgü olup dünyanın birçok yerinde yaygın olarak yetiştirilen, kötü kokulu yaprakları ve boru şekilli büyük beyaz veya mor çiçekleri olan datura cinsi tek yıllık zehirli tropik bir bitki |
apple of peru (datura stramonium) n.
|
|
124 |
Botanic |
avrupa'ya özgü olup kuzey amerika'da yaygın olarak yetiştirilen, kamelina benzeri çiçekli tek yıllık bir akdeniz bitkisi |
madwort (camelina sativa) n.
|
|
125 |
Botanic |
avrupa'ya özgü olup kuzey amerika'da yaygın olarak yetiştirilen, kamelina benzeri çiçekli tek yıllık bir akdeniz bitkisi |
gold of pleasure (camelina sativa) n.
|
|
126 |
Botanic |
meksika ve amerika'da yaygın olarak yetiştirilen, büyük taneler veren tek yıllık uzun bir tahıl bitkisi |
maize (zea mays) n.
|
|
127 |
Botanic |
meksika ve amerika'da yaygın olarak yetiştirilen, büyük taneler veren tek yıllık uzun bir tahıl bitkisi |
indian corn (zea mays) n.
|
|
128 |
Botanic |
meksika ve amerika'da yaygın olarak yetiştirilen, büyük taneler veren tek yıllık uzun bir tahıl bitkisi |
corn (zea mays) n.
|
|
129 |
Botanic |
genellikle yeşil ve olgunlaşmamışken sebze olarak kullanılan acı meyveleri olan tek yıllık otsu bir sarmaşık |
bitter gourd n.
|
|
130 |
Botanic |
genellikle yeşil ve olgunlaşmamışken sebze olarak kullanılan acı meyveleri olan tek yıllık otsu bir sarmaşık |
karela n.
|
|
131 |
Botanic |
genellikle yeşil ve olgunlaşmamışken sebze olarak kullanılan acı meyveleri olan tek yıllık otsu bir sarmaşık |
ampalaya [philippines] n.
|
|
132 |
Botanic |
genellikle yeşil ve olgunlaşmamışken sebze olarak kullanılan acı meyveleri olan tek yıllık otsu bir sarmaşık |
momordica charantia n.
|
|
133 |
Botanic |
özellikle abd'nin güneyinde gıda ve yem maddesi olarak yetiştirilen tek yıllık bir bitki |
black-eyed pea n.
|
|
134 |
Botanic |
özellikle abd'nin güneyinde gıda ve yem maddesi olarak yetiştirilen tek yıllık bir bitki |
vigna unguiculata n.
|
|
135 |
Botanic |
özellikle abd'nin güneyinde gıda ve yem maddesi olarak yetiştirilen tek yıllık bir bitki |
vigna sinensis n.
|
|
136 |
Botanic |
özellikle abd'nin güneyinde gıda ve yem maddesi olarak yetiştirilen tek yıllık bir bitki |
cowpea plant n.
|
|
137 |
Botanic |
avrupa'ya özgü, süs olarak yetiştirilen, tek yıllık yaygın bir bahçe bitkisi |
marigold n.
|
|
138 |
Botanic |
avrupa'ya özgü, süs olarak yetiştirilen, tek yıllık yaygın bir bahçe bitkisi |
pot marigold n.
|
|
139 |
Botanic |
avrupa'ya özgü, süs olarak yetiştirilen, tek yıllık yaygın bir bahçe bitkisi |
scotch marigold n.
|
|
140 |
Botanic |
avrupa'ya özgü, süs olarak yetiştirilen, tek yıllık yaygın bir bahçe bitkisi |
calendula officinalis n.
|
|
141 |
Botanic |
nemli yerlerde yetişen, salatada yeşillik olarak kullanılan ve bazı bölgelerde zararlı olabilen tek veya iki yıllık bir tere |
marsh cress n.
|
|
142 |
Botanic |
nemli yerlerde yetişen, salatada yeşillik olarak kullanılan ve bazı bölgelerde zararlı olabilen tek veya iki yıllık bir tere |
rorippa islandica n.
|
|
143 |
Botanic |
nemli yerlerde yetişen, salatada yeşillik olarak kullanılan ve bazı bölgelerde zararlı olabilen tek veya iki yıllık bir tere |
yellow watercress n.
|
|
144 |
Botanic |
nemli yerlerde yetişen, salatada yeşillik olarak kullanılan ve bazı bölgelerde zararlı olabilen tek veya iki yıllık bir tere |
yellow water cress n.
|
|
145 |
Botanic |
avrupa ve afrika'ya özgü olup amerika'da da yetişen, eskiden müshil, idrar söktürücü ve antisifilitik ilaç olarak kullanılan tek yıllık bir bitki |
mercurialis annua n.
|
|
146 |
Botanic |
avrupa ve afrika'ya özgü olup amerika'da da yetişen, eskiden müshil, idrar söktürücü ve antisifilitik ilaç olarak kullanılan tek yıllık bir bitki |
boys-and-girls n.
|
|
147 |
Botanic |
avrupa ve afrika'ya özgü olup amerika'da da yetişen, eskiden müshil, idrar söktürücü ve antisifilitik ilaç olarak kullanılan tek yıllık bir bitki |
herb mercury n.
|
|
148 |
Botanic |
avrupa ve afrika'ya özgü olup amerika'da da yetişen, eskiden müshil, idrar söktürücü ve antisifilitik ilaç olarak kullanılan tek yıllık bir bitki |
herbs mercury n.
|
|
149 |
Botanic |
saman olarak kullanılan tek yıllık bir yabani ot |
bottom grass n.
|
|
150 |
Botanic |
abd'de ve kuzey afrika'nın büyük bir kısmında yaygın olarak yetişen, silaj olarak kullanılan ve tohumlarından yağ elde edilen tek yıllık bir ayçiçeği |
mirasol n.
|
|
151 |
Botanic |
abd'de ve kuzey afrika'nın büyük bir kısmında yaygın olarak yetişen, silaj olarak kullanılan ve tohumlarından yağ elde edilen tek yıllık bir ayçiçeği |
common sunflower n.
|
|
152 |
Botanic |
tek tür olarak şili çalısını içeren bir cins |
guevina n.
|
|
153 |
Botanic |
tek tür olarak şili çalısını içeren bir cins |
genus guevina n.
|
|
154 |
Botanic |
hindistan, endonezya ve abd'nin sıcak bölgelerinde yem olarak yetiştirilen, çinlilerinse yemeklerinde kullandıkları tek yıllık çalımsı bir bitki |
phaseolus aureus n.
|
|
155 |
Botanic |
hindistan'a özgü olup sıcak bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen, maş fasulyesine akraba olan tüylü tek yıllık bir fasulye |
woolly pyrol n.
|
|
156 |
Botanic |
hindistan'a özgü olup sıcak bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen, maş fasulyesine akraba olan tüylü tek yıllık bir fasulye |
phaseolus mungo n.
|
|
157 |
Botanic |
hindistan'a özgü olup sıcak bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen, maş fasulyesine akraba olan tüylü tek yıllık bir fasulye |
urd bean n.
|
|
158 |
Botanic |
hindistan'a özgü olup sıcak bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen, maş fasulyesine akraba olan tüylü tek yıllık bir fasulye |
urd n.
|
|
159 |
Botanic |
güney avrupa'da yaygın olarak yetiştirilen çiçekli tek yıllık bir bitki |
rocket larkspur n.
|
|
160 |
Botanic |
güney avrupa'da yaygın olarak yetiştirilen çiçekli tek yıllık bir bitki |
consolida ambigua n.
|
|
161 |
Botanic |
güney avrupa'da yaygın olarak yetiştirilen çiçekli tek yıllık bir bitki |
delphinium ajacis n.
|
|
Social Sciences |
|
162 |
Social Sciences |
cinsel ilişkiden kaçınmanın tek etkili doğum kontrol yöntemi olarak öğretildiği cinsel eğitim |
abstinence only education n.
|
|
Linguistics |
|
163 |
Linguistics |
mantıksal önermede hem özne hem de yüklem olarak tek başına kullanılabilen terim |
categorem n.
|
|
164 |
Linguistics |
mantıksal önermede hem özne hem de yüklem olarak tek başına kullanılabilen terim |
categoreme n.
|
|
165 |
Linguistics |
tek bir vuruşla steno olarak temsil edilen kelime |
grammalog n.
|
|
166 |
Linguistics |
hem özne hem de yüklem olarak tek başına kullanılabilen bir ifade türü |
substantive n.
|
|
167 |
Linguistics |
iki hecenin tek bir hece olarak telaffuzu |
synaeresis n.
|
|
168 |
Linguistics |
mantıksal önermede hem özne hem de yüklem olarak tek başına kullanılabilen |
categorematic adj.
|
|
169 |
Linguistics |
tek bir ünlü ses olarak telaffuz edilen (ünlü) |
monophthongal adj.
|
|
170 |
Linguistics |
tek ses çıkaran iki harf olarak |
digraphically adv.
|
|
171 |
Linguistics |
soluklanmalardan arınmış ve vurguyu tek bir işaret ile ifade eden yunanca vurgu işaretleri sistemine ilişkin olarak |
monotonically adv.
|
|
History |
|
172 |
History |
birleşik krallık ve izlanda arasında tek taraflı olarak avlanma sınırı ihlalinden kaynaklanan üç anlaşmazlıktan her biri |
cod war n.
|
|
Religious |
|
173 |
Religious |
moravya ve bohemya'daki reformcu john hus'un çalışmalarından kaynaklanıp incil'i inanç ve ibadetin tek kuralı olarak kabul eden bir hristiyan mezhebinin üyesi |
herrnhuter n.
|
|
174 |
Religious |
tek bir kişi olarak var olan |
unipersonal adj.
|
|
Military |
|
175 |
Military |
göreceli olarak kısa bir zaman diliminde, özellikle de askeri uçak kazası, kasırga, sel, deprem veya silahlı saldırı gibi yerel lojistik destek kapasitesini aşan tek bir olayda verilen çok sayıdaki zayiat |
mass casualty n.
|
|
176 |
Military |
suçlunun ceza olarak üzerinde tek ayak durduğu kazık |
picket n.
|
|
Art |
|
177 |
Art |
genel olarak tek bir temaya dayalı beste |
fantasy n.
|
|
Music |
|
178 |
Music |
genel olarak tek bir temaya dayalı beste |
fantasia n.
|
|
179 |
Music |
genel olarak tek bir temaya dayalı beste |
fantasia n.
|
|
Painting |
|
180 |
Painting |
modelin dış hatlarının çoğunlukla siyah olarak seçilen tek bir renkle çoğaltılması ile yapılan resimler |
silhouettes n.
|
|
181 |
Painting |
modelin dış hatlarının çoğunlukla siyah olarak seçilen tek bir renkle çoğaltılması şeklinde çalışan portre ressamı |
silhouettist n.
|
|
Theatre |
|
182 |
Theatre |
(kadın karaktere komut olarak) tek başına oyna |
sola adv.
|
|
Photography |
|
183 |
Photography |
(hızlı harekette) tek bir noktayı statik olarak fotoğraflamak |
freeze v.
|
|
184 |
Photography |
(hızlı hareket halindeki bir şeyi) statik olarak tek bir nokta şeklinde fotoğraflamak |
freeze v.
|
|
Archaic |
|
185 |
Archaic |
periyodik olarak su ile kaplanan, ağaçsız, genellikle ot, su kamışı ve diğer tek çenekli bitkilerle kaplı arazi |
marish n.
|
|