ucuz - Turco Inglés Diccionario
Historia

ucuz



Significados de "ucuz" en diccionario inglés turco : 70 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ucuz cheap adj.
General
ucuz dime n.
ucuz trumpery adj.
ucuz cheaper adj.
ucuz keen adj.
ucuz inexpensive adj.
ucuz dirt cheap adj.
ucuz giveaway adj.
ucuz facile adj.
ucuz catchpenny adj.
ucuz popular adj.
ucuz easy adj.
ucuz schlock adj.
ucuz cheap adj.
ucuz frugal adj.
ucuz cost-effective adj.
ucuz dirt-cheap adj.
ucuz bargain-priced adj.
ucuz cut-rate adj.
ucuz wallet friendly adj.
ucuz blue-sky adj.
ucuz low adj.
ucuz tawdry adj.
ucuz reasonably priced adj.
ucuz cheapjack adj.
ucuz cheap-jack adj.
ucuz trashy adj.
ucuz ten-cent adj.
ucuz uncostly adj.
ucuz unexpensive adj.
ucuz borax adj.
ucuz moderate adj.
ucuz mucky adj.
ucuz chinchy adj.
ucuz dime-store adj.
ucuz dog-cheap adj.
ucuz single-ale adj.
ucuz snide adj.
ucuz cheaply adv.
Colloquial
ucuz half shell [rare] n.
ucuz cheapie adj.
ucuz economic adj.
ucuz low-rent adj.
ucuz budget adj.
ucuz generic adj.
ucuz low rent adj.
ucuz pov [australia] adj.
Idioms
ucuz nickel-and-dime adj.
ucuz bargain-bin adj.
ucuz penny-ante adj.
Trade/Economic
ucuz low-priced adj.
ucuz off-brand adj.
Technical
ucuz cheap adj.
ucuz tinny adj.
Archaic
ucuz gross adj.
Slang
ucuz walmart version (of something) n.
ucuz chicken shit adj.
ucuz dreck adj.
ucuz cheapo adj.
ucuz cheezy adj.
ucuz wack (rap slang) adj.
ucuz shlock adj.
ucuz schlock adj.
ucuz el cheapo adj.
ucuz schlocky adj.
ucuz scrungy adj.
ucuz shlocky adj.
ucuz crumby adj.
ucuz crummy adj.
ucuz (something) from walmart adj.

Significados de "ucuz" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
genç turistler için ucuz otel hostel n.
ucuz dergi pulp n.
ucuz gece kulübü honky tonk n.
kiralanmış ucuz tarifeli uçak charter plane n.
çok ucuz şey snip n.
ucuz tarifeli bölme coach n.
heyecanlı ucuz roman dime novel n.
çok ucuz otel flophouse n.
ucuz edebiyat kitsch n.
ucuz kurtulma narrow escape n.
çok ucuz otel dosshouse n.
ucuz ve adi süs eşyası trifle n.
ucuz bar veya gece klubü barrelhouse n.
ucuz süs trifle n.
geceleri ucuz fiyatla gönderilen telgraf night letter n.
ucuz kağıda basılmış sansasyonel (roman/dergi) pulp n.
sudan ucuz şey bargain n.
ucuz numara cheap shot n.
ucuz ev cheesy condo n.
ucuz mal knockdown n.
ucuz giyim üretimi slopwork n.
ucuz mücevher bauble n.
sudan ucuz fiyat bargain price n.
ucuz sigara gasper n.
ucuz olan dekorasyon ya da süs gaudery n.
ucuz fiyat low price n.
ucuz mal ticareti petty trade n.
ucuz işçilik shoddy workmanship n.
ucuz şey bargain n.
düşük kaliteli ve ucuz ürünler low-end goods n.
ucuz şarap plonk n.
çok kiracılı ucuz apartman tenement n.
ucuz lokanta joint n.
ucuz kurgu pulp fiction n.
ucuz malzeme ticky tacky n.
ucuz semt tenement district n.
ucuz cicili bicili hediyelik eşya tchotchke n.
ucuz sofra şarabı jug wine n.
ucuz/dandik striptiz kulubü clip joint n.
ucuz/dandik striptiz kulubü fleshpot n.
fransa'da tatil için kiralanan ucuz yazlık kulübe gite n.
ucuz uçuş cheap flight n.
ucuz bilet cheap ticket n.
ucuz viski red eye n.
ucuz otel cheap hotel n.
ucuz pansiyon dosshouse n.
ucuz pansiyon flophouse n.
ucuz pansiyon doss-house n.
ucuz mal satan seyyar satıcı cheap jack n.
ucuz matine bargain matinee n.
ucuz şarap cheap wine n.
ses getiren ucuz roman yellowback n.
uygun/ucuz fıyat budget price n.
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği early bird dinner n.
basit/ucuz hile/numara parlor magic n.
basit/ucuz hile/numara parlor trick n.
kalitesiz kağıda basılmış ucuz dergi pulp magazine n.
kalitesiz kağıda basılmış ucuz dergi pulp n.
ucuz kredi cheap credit n.
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran greasy spoon n.
ucuz/sudan (mazeret) lame n.
melas ve atık şekerden yapılan orta amerika'ya özgü ucuz bir tür rom taffia n.
melas ve atık şekerden yapılan orta amerikaya özgü ucuz bir tür rom tafia n.
ucuz, süslü püslü elbise tawdry n.
ucuz cicili bicili hediyelik eşya chachka n.
sıkıntılı ekonomik döneme uygun ucuz, ikinci el kıyafet giyen kimse recessionista n.
ucuz taşın arkasına daha fazla parlaklık sağlamak için uygulanan kaplama chaton n.
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı cheapjack n.
ucuz mal satan dükkan ya da seyyar satıcı cheap-jack n.
ucuz veya adi şey cheese n.
ucuz malzeme ticky-tack n.
ucuz ve iddialı kimse tinhorn n.
ucuz ve gösterişli şey tinsel n.
ucuz cicili bicili hediyelik eşya tsatske n.
ucuz cicili bicili hediyelik eşya tshatshke n.
ucuz mal twofer n.
ucuz çakı barlow n.
ucuz değersiz eşya jimcrack n.
ucuz değersiz eşya falderol n.
ucuz değersiz eşya folderal n.
ucuz değersiz eşya frill n.
ucuz, kalitesiz bar dive bar n.
lav görünümünde ucuz çömlek lava ware n.
kötü ve ucuz macera blood [uk] n.
kötü ve ucuz polisiye roman blood [uk] n.
ucuz süs miniment n.
ucuz mal borax n.
ürün yelpazesindeki ucuz ürünleri satmaya odaklı şirket broadline n.
ucuz gece kulübü honkytonk n.
ucuz mekanların olduğu semt honkytonk n.
ucuz gece kulübü honky-tonk n.
ucuz mekanların olduğu semt honky-tonk n.
ucuz eğlence mekanı gaff [uk] n.
ucuz eğlence mekanı penny gaff [uk] n.
tiyatroda en ucuz koltukların olduğu üst platform gallery n.
ucuz ve gösterişli parlaklık glare n.
tiyatronun ucuz sırasında oturan izleyici groundling n.
ucuz mal off-brand n.
ucuz içki satan yer one-armed bandit [us] n.
ucuz şarapla karıştırılan tuvalet ispirtosu rubby n.
ucuz alkol karışımlarını içen kimse rubby n.
(özellikle kaçak getirilmiş gibi yapılan ucuz ve gösterişli mallar satan) seyyar satıcı dudder [dated] [uk] n.
(jamaika'da) rastafarilerin yediği ucuz, tuzsuz ve doğal bir yiyecek ital n.
ucuz giysilerde kullanılan düşük kaliteli kürk parçası plate n.
göz kamaştıran ucuz şey flamfew [obsolete] n.
ucuz şarap plunk [australia] n.
ucuz makale pulp n.
ucuz içerikli dergi pulpy n.
sökülerek yeniden örülmüş ucuz yün kumaş shoddy n.
sodyum silikatlı ucuz sabun silicated soap n.
ucuz hazır giyim slop n.
ucuz kıyafet slops n.
(britanya'da) denizcilere satılan ucuz kıyafet slops n.
ucuz giyim slopwork n.
(karnaval gibi yerlerde) şans oyunlarında ödül olarak verilen ucuz eşyalar slum n.
ucuz duygusallık içeren eser slush n.
ucuz bar snack counter n.
ucuz restoran beanery n.
ucuz kafe beanery n.
ucuz ürün tercihi substitution n.
ucuz alternatifi seçme eğilimi substitution n.
rahatlamak için ucuz mağazalardan alışveriş yapmak retail therapy v.
ucuz kurtulmak (kazadan) walk away from v.
ucuz kurtulmak get off cheap v.
ucuz kurtulmak have a narrow escape v.
oldukça ucuz olmak be on the low side v.
ucuz atlatmak get off cheap v.
ucuz kurtulmak escape (from a dangerous situation) with little or no harm v.
ucuz atlatmak get off lightly v.
ucuz kurtulmak get off lightly v.
ucuz atlatmak escape (from a dangerous situation) with little or no harm v.
dayanaksız ucuz evler inşa etmek jerry-build v.
ucuz atlatmak get off to v.
ucuz olmak be cheap v.
ucuz olmak be inexpensive v.
ucuz almak buy cheap v.
daha iyi/ucuz bir fiyat aramak look for a better price v.
ucuz alıp pahalı satmak buy cheap sell dear v.
ucuz alıp pahalı satmak buy cheap sell high v.
ucuz eğlence mekanlarına gitmek honkytonk v.
ucuz eğlence mekanlarına gitmek honky-tonk v.
(yazılı eseri) ucuz kağıda yeniden basmak pulp v.
en ucuz cheapest adj.
sade ve ucuz frugal adj.
ucuz ve pis (yer) sleazy adj.
sudan ucuz very cheap adj.
daha ucuz cheaper adj.
sudan ucuz dirt cheap adj.
çok ucuz dirt cheap adj.
ucuz (yapım) kitschy adj.
en ucuz knockdown adj.
sudan ucuz cheap as dirt adj.
ucuz fiyatlı cheap-rate adj.
çok ucuz dog cheap adj.
sudan ucuz dog cheap adj.
ucuz ve tatsız jimcrack adj.
pahalı veya ucuz olmayan mid-price adj.
ucuz ve gösterişli borax adj.
ucuz ve gösterişli mal ve mobilyalarla ilgili borax adj.
ucuz ve gösterişli mal ve mobilyalara ait borax adj.
ucuz ve şatafatlı brassy adj.
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz bridge adj.
ürün yelpazesindeki ucuz ürünleri satan işletme broadline adj.
ucuz eğlence mekanlarına özgü honkytonk adj.
ucuz eğlence mekanı dolu honkytonk adj.
ucuz eğlence mekanlarına özgü honky-tonk adj.
ucuz ve janjanlı glinty adj.
ucuz ve tatsız gimcrack adj.
aşırı ucuz overcheap adj.
sudan ucuz overcheap adj.
aşırı ucuz overfacile adj.
ucuz, iddialı ve zevksiz flash adj.
ucuz dergilere ait pulp adj.
ucuz dergilere özgü pulp adj.
ucuz kurgulu pulpy adj.
(otel, ulaşım) düşük kaliteli ve ucuz second-class adj.
en ucuz tarifeli (posta iletimi) fourth-class adj.
ucuz bir şekilde cheapishly adv.
ucuz olarak on the cheap adv.
ucuz bir şekilde cheesily adv.
ucuz fiyata at a cheap price adv.
ucuz biçimde tattily adv.
ucuz biçimde tattily adv.
ucuz biçimde tattily adv.
ucuz bir şekilde unexpensively adv.
ucuz şekilde inexpensively adv.
oldukça ucuz fiyata dirt-cheap adv.
ucuz bir fiyatla dog-cheap adv.
Phrasals
ucuz kurtulmak get off (with something) v.
ucuz yırtmak get off v.
ucuz kurtarmak get off v.
(bir şeyi) gereksiz/ucuz şeylerle doldurmak pad (something) out v.
ucuz/kalitesiz bir şeyi üretip üretip piyasaya sunmak/pompalamak pump out v.
ucuz olanı tercih etmek cheapen out v.
(daha ucuz ve az gelişmiş ülkelerin mallarını kullanarak) bir ülkenin endüstri ve üretim sektörünü zayıflatmak hollow out v.
(bir şeyden) ucuz kurtulmak walk away from (something) v.
Phrases
ucuz etin yahnisi/tiridi tatsız/yavan olur buy cheap, buy twice expr.
ucuz etin tiridi/suyu az olur buy cheap, buy twice expr.
ucuz alan pahalı alır buy cheap, buy twice expr.
ucuz alan iki kere alır buy cheap, buy twice expr.
en ucuz fiyata at the lowest price expr.
ucuz etin yahnisi yavan olur if you pay peanuts you get monkeys expr.
Proverb
ucuz etin yahnisi yavan olur a thing you don't want is dear at any price n.
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz a thing you don't want is dear at any price n.
ucuz etin yahnisi yavan olur thing you don't want is dear at any price
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz thing you don't want is dear at any price
ucuz mal alacak kadar zengin değilim i'm not rich enough to buy cheap stuff
ucuz mal alacak kadar zengin değilim i'm not rich enough to buy cheap things
ucuz etin yahnisi yavan olur cheap meat yields dilute soup
ucuz etin yahnisi yavan olur if you buy cheaply, you pay dearly
ucuz alan, pahalı alır buy cheap, buy twice
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur buy cheap, buy twice
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur cheapest is dearest
bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz something you don't want is dear at any price
ucuz etin yahnisi yavan olur something you don't want is dear at any price
Colloquial
kısa ve ucuz balayı minimoon n.
ucuz ürün cheapie n.
ucuz şey cheapie n.
ucuz malzemeyle yapılmış şey ticky–tacky n.
ucuz malzemeyle yapılmış şey ticky–tack n.
ucuz kurtulunan durum a close-run thing n.
ucuz yırtılan durum a close-run thing n.
sudan ucuz şey a steal n.
ucuz atlatılan durum a close-run thing n.
ucuz yırtılan durum a close thing n.
ucuz atlatılan durum a close thing n.
ucuz yırtılan durum a close (or near) thing n.
ucuz atlatılan durum a close (or near) thing n.
ucuz dergiler dime novel n.
ucuz roman dime novel n.
ucuz roman penny-dreadful n.
ucuz dergiler penny-dreadful n.
ucuz satan yer thrift store n.
ucuz satan yer thrift shop n.
ucuz/düşüp profilli işletme dump n.
ucuz şey thin dime n.
ucuz mücevher googaw n.
ucuz kırmızı şarap ink n.
ucuz tatlı şarap pop wine n.
ucuz meyveli şarap pop wine n.
ucuz aromalı şarap pop wine n.
ucuz domuz jambonu hang [ireland] n.
ucuz/kalitesiz şey cheapie n.
ucuz cicili bicili hediyelik eşya chotchke n.
ucuz ürünler satan mağaza five-and-ten [us] n.
fıçılanmış veya kutuya konmuş ucuz şarap goon [australia] n.
ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan dükkan variety shop n.
ucuz ve kalitesiz mekan a dive n.
kolay elde edilen ucuz ve küçük kalibreli silah saturday-night special n.
ucuz olmak be going cheap v.
ucuz bir fiyata satışta olmak be going cheap v.
sudan ucuz for cheap adj.
sudan ucuz tuppenny-ha'penny adj.
gayet ucuz low-ticket adj.
kira bedeli ucuz low-rent adj.
çok ucuz that's a steal expr.
hayat ucuz life is cheap expr.
insan hayatı ucuz life is cheap expr.
sudan ucuz! it's a steal! expr.
sudan ucuz that's a steal expr.
ucuz kurtulma near miss expr.
ucuz da olsa pahalı da olsa damn the expense expr.
Idioms
ucuz kurtulunan durum a close thing n.
ucuz kurtulunan durum a near thing n.
ucuz kurtulunan durum a near thing n.
ucuz yırtılan durum a close thing n.
ucuz yırtılan durum a near thing n.
ucuz yırtılan durum a near thing n.
ucuz atlatılan durum a close thing n.
ucuz atlatılan durum a near thing n.
ucuz atlatılan durum a near thing n.
stadyum ya da tiyatroların ucuz ama çok kötü bir görüş açısı olan oturma bölümleri the nosebleeds n.
ucuz da pahalı da olmayan şey a good five-cent cigar n.
basit/ucuz gösteri dog and pony show n.
kolayca elde edilen ve gizlenebilen ucuz silah saturday night special n.
ucuz mal catch penny n.
ucuz ürünler satan mağaza five and ten n.
ucuz viski red eye n.
ucuz ve iddialı kumarbaz tinhorn gambler n.
ucuz meyhanelerin/birahanelerin bulunduğu bölge skid row n.
ucuz eleştiri a cheap shot n.
basit/ucuz bir gösteri a dog and pony show [us] n.
genelde kızartma menüsü sunan küçük ve ucuz restoran a greasy spoon n.
küçük, ucuz ve çirkin kafe a greasy spoon n.
ucuz ve kötü kafe/restoran a greasy spoon n.
ucuz kurtulma a narrow escape n.
ucuz kurtulma a narrow squeak n.
ucuz lokanta bean wagon n.
en ucuz bottom of the line n.
ucuz işlerde çalışma flipping burgers n.
stadyumda, konser salonunda en ucuz koltuk kategorisi nosebleed seat n.
çok ucuz peanuts n.
ucuz roman penny dreadful [uk] n.
ucuz melodram/şiddet/macera romanı penny dreadful [uk] n.
bir şeyin ucuz bir kopyası the poor man's something n.
ucuz alıp pahalı satmak buy low, sell high v.
(bir şeyi) vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman almak buy straw hats in winter v.
ucuz atlatmak have a narrow escape v.
ucuz kurtulmak get off easy v.
ucuz kurtulmak have a near miss v.
ucuz atlatmak have a near miss v.
ucuz kurtulmak get off lightly v.
ucuz işlerde çalışmak flip burgers v.
ucuz atlatmak dodge a bullet v.
ucuz atlatmak get off light v.
ucuz kurtulmak get off light v.
ucuz yırtmak get off light v.
ucuz kurtarmak get off light v.
(birinin veya bir şeyi) ucuz bir kopyası olmak be a poor man's (someone or something) v.
(birinin veya bir şeyi) ucuz bir kopyası olmak be the poor man's (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ucuz bir kopyası olmak be a poor man's (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ucuz bir kopyası olmak be the poor man's (someone or something) v.
ucuz atlatmak be let off lightly v.
ucuz kurtulmak be let off lightly v.
ucuz olmamak not grow on trees v.
kalitesine göre ucuz cheap at the price adj.
sudan ucuz tuppeny adj.
sudan ucuz twopenny adj.
sudan ucuz threepenny adj.
sudan ucuz sixpenny adj.
sudan ucuz twopenny-halfpenny adj.
ucuz ve kalitesiz cheap and nasty adj.
ucuz/kötü/kalitesiz rinky-dink adj.
ucuz ama nitelikli cheap and cheerful adj.
görece ucuz cheap at the price adj.
değerinden çok ucuz cheap at twice the price [uk/australia] adj.
bedavadan ucuz cheap at twice the price [uk/australia] adj.
sudan ucuz cheap at twice the price [uk/australia] adj.
aşırı ucuz cheap at half the price adj.
çok ucuz cheap at half the price adj.
fazlasıyla/son derece ucuz cheap at half the price adj.
bedavadan ucuz cheap at half the price adj.
sudan ucuz cheap at half the price adj.
ucuz bir kopyası poor man's adj.
ucuz/aceleci ve uyduruk çim biçme hizmeti mow, blow, and go expr.
çok ucuz bir bedele for peanuts expr.
çok ucuz bir bedele for chicken feed expr.
çok ucuz as cheap as dirt expr.
sudan ucuz as cheap as dirt expr.
sudan ucuz dirt cheap expr.
ucuz ama kaliteli cheap and cheerful expr.
ucuz fakat sevimli/hoş cheap and cheerful expr.
Speaking
bu mağazadaki ürünler çok ucuz the products in this store are very affordable n.
bu mağazadaki ürünler çok ucuz the products in this store are reasonably priced n.
ucuz tavlama numaraları cheesy pickup lines expr.
ucuz yırttık that was close expr.
ucuz tarifeli uçuşunuz var mı? are there any cheap flights? expr.
ucuz tarifeli tren bileti var mı? are there any cheap train fares? expr.
ucuz atlatmış he's had a lucky escape expr.
daha ucuz bir şeyiniz var mı? do you have something cheaper? expr.
daha ucuz bir şey var mı? do you have something cheaper? expr.
Trade/Economic
çok az satılan veya asıl stoktan geriye kalan malların elden çıkartılması için ucuz fiyatla satılmaları close-out n.
en ucuz fiyat knockdown price n.
en ucuz fiyat rock bottom price n.
fiyatlar değiştiğinde tüketicilerin ucuz ürünlere rağbet göstermesi substitution bias n.
kalitesiz ve ucuz ürünleri tercih eden tüketici grubu the lowest common denominator n.
satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği load factor pricing mechanism n.
ucuz seyahat yeri economy class n.
ucuz para easy money n.
ucuz satış reyonu automatic basement n.
ucuz fiyatlı perakendeci off-price retailer n.
ucuz fiyatla birçok mal satan mağazalar variety stores n.
ucuz emek ülkesi cheap labor country n.
ucuz fiyatla birçok çeşit ürün satılan mağaza variety store n.
ucuz işçilik cheap labor n.
ucuz eşya reyonu bargain basement n.
ucuz para politikası easy money policy n.
ucuz segment low-end market n.
ucuz fiyat bargain price n.
ucuz fiyat fair price n.
ucuz para politikası cheap money policy n.
ucuz işgücü low-cost labor n.
ucuz pazar cheaper market n.
ucuz kaliteli tüketim malları convenience goods n.
ucuz para cheap money n.
ucuz konut low-cost housing n.
ucuz para soft currency n.
ucuz mal satın alan tüketici lower end of the market n.
ucuz işgücü low-cost labour n.
ucuz tarifeli bilet reduced rate ticket n.
ucuz fiyat low price n.
ucuz işgücü cheap labor n.
ucuz işgücü cheap workforce n.
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce a race to the bottom n.
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce the race to the bottom n.
ucuz tahviller penny shares n.
ucuz bar public bar [uk] n.
barda ucuz içki satılan kısım public bar [uk] n.
ucuz pub public bar [uk] n.
ucuz bar the public [uk] n.
barda ucuz içki satılan kısım the public [uk] n.
ucuz pub the public [uk] n.
ucuz satmak sell cheap v.
ucuz emek cheap labor v.
ucuz madde katarak şişirmek extend v.
çok ucuz extremely cheap adj.
ucuz imal edilmiş/yapılmış cheaply made adj.
ucuz imal edilmiş/yapılmış cheaply manufactured adj.
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasıyla ilgili bridge adj.
en pahalı ile en ucuz arasındaki ürün skalasına ait bridge adj.
ucuz ve donanımsız low-end adj.
ucuz fiyatlı perakendeciye ait off-price adj.
ucuz fiyatlı perakendeci ile ilgili off-price adj.
ucuz fiyatlı mal satan off-price adj.
ucuz (fiyat) competitive adj.
ucuz hisseye ait penny adj.
ucuz hisseyle ilgili penny adj.
(hisse) ucuz penny adj.
ucuz bir şekilde low adv.
çok ucuz dirt cheap expr.
daha ucuz fiyata at a cheaper price expr.
en ucuz fiyata at a cheapest price expr.
en ucuz fiyata at the cheapest price expr.
ucuz fiyata at a cheap expr.
ucuz fiyata at a cheap price expr.
ucuz fiyata at a cheap rate expr.
Law
ucuz eşya reyonu bargain basement n.
ucuz mal bargain carnivals n.
Politics
ucuz siyasetçi petty politician n.
ucuz siyasetçi politicaster n.
Tourism
otelden daha ucuz olan ve genelde kalabalık odalarda gençlerin kaldığı mekan youth hostel n.
ucuz tatil paketi low-end package n.
ucuz otel budget hotel n.
japonya'da ucuz bir otel tipi minshuku n.
(trenlerde vb.) en ucuz mevkiye ait veya ilgili third-class adj.
Media
geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler pops n.
geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler popular n.
aşırı derecede sansasyonel (ucuz gazete) yellow adj.
Advertising
ucuz mal commercial n.
Technical
kiralık ucuz tarifeli uçak charter plane n.
ucuz metal base metal n.
ucuz satış sale n.
ucuz satış reyonu automatic basement n.
ucuz eşya dükkanı thriftshop n.
ucuz eşya dükkanı second-hand store n.
üstü bağlanık altın tabakası ile kaplı nispeten ucuz pirinç benzeri metal filled gold n.
ucuz takı yapımında kullanılan bir alaşım similor n.
Computer
ucuz diskler yedek dizisi redundant array of inexpensive disks n.
dosyaların sabit diskten daha yavaş fakat ucuz bir depolama ortamına otomatik aktarılması hsm (hierarchical storage management abrev.
Textile
ucuz hazır giysi reach-me-down n.
giysilerdeki ucuz ve gösterişli süs veya taşlar bangle n.
Woodworking
gazete kağıdı ve diğer ucuz kağıt türlerinin yapımında kullanılmak üzere ince hamur haline getirilmiş odun wood pulp n.
Furniture
koridorlarda ve merdivenlerde kullanılan ucuz bir halı venetian carpet n.
Transportation
(uçak, tren) taşıttaki en ucuz oturma sınıfı oeconomy n.
Railway
trende en ucuz bölüm third class n.
ucuz turist pulmanı tourist car n.
ucuz turist pulmanı tourist coach n.
avrupa demiryolları işletmeleri tarafından uygulanan ucuz ulaşım olanağı sağlamayı amaçlayan bir bilet uygulaması interrail pass n.
Aeronautic
kısa mesafeli ve ucuz bir havayolu servisi air shuttle n.
ucuz katkı maddesi extender n.
ucuz tarife apex n.
Marine
gemide boş yerleri doldurmak amacı ile ucuz maliyetle taşınan yük berth cargo n.
tarihsel olarak gemi yolcuları için en ucuz tarife steerage n.
tarihsel olarak gemi yolcuları için en ucuz tarife steerage n.
Mining
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım tombac n.
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım tambac n.
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım tambak n.
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakır karışımı bir alaşım tombak n.
ucuz mücevher yapımında kullanılan bir tür bakır-çinko alaşımı guinea gold n.
renk ve parlaklık açısından altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bakır ve çinko veya kalay alaşımı oreide n.
Pharmaceutics
ağrı kesmede, vücut geliştirenlerde ağrı eşiğini artırmada ve eroine ucuz alternatif olarak kullanılan bir ilaç nubain n.
Printing
ucuz çizim kağıdı türü cartridge paper n.
Gastronomy
denatüre alkol ile kuvvetlendirilen ucuz kırmızı bir şarap red biddy n.
ucuz sofra şarabı vin ordinaire n.
ucuz şarap bombo n.
ucuz şarap ripple n.
özellikle latin amerika'da protein eksikliğiyle bağlantılı hastalıkları önlemek için kullanılan ucuz ve yüksek proteinli bir gıda incaparina n.
hızlı servis edilen ucuz yiyecek fast-food n.
ucuz likör smoke n.
Chemistry
altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bir alaşım oreide n.
Tobacco
ucuz yerli sigara biri [india] n.
Social Sciences
ingiltere'de işçi sınıfı ailelere ucuz ve yaşanabilir daireler sağlanması için inşa edilmiş kenar mahalle apartman blokları sink estate n.
Literature
ucuz ve sansasyonel romanlar ve dergiler yellow-covered literature n.
ucuz ve sansasyonel hikaye dreadful n.
ucuz kurgu yazarı fictioneer n.
ucuz edebiyata ait grub street adj.
ucuz edebiyatla ilgili grub street adj.
Art
ucuz süs whigmaleerie n.
ucuz efektler gimcrackery n.
Theatre
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi ten-twenty-thirty n.
ucuz ve genellikle melodramatik tiyatro eğlencesi sunan tiyatro ya da tur şirketi ten-twenty-thirty n.
tiyatroda en yüksekte bulunan, en ucuz fiyatlı koltuklar the gods n.
tiyatro salonunun en ucuz bölümü peanut gallery n.
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon upper balcony n.
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon family circle n.
en arkada ve yukardaki en ucuz koltukların olduğu balkon second balcony n.
new york'ta broadway dışında sahnelenen genellikle deneysel ve ucuz tiyatro oyunları off-broadway n.
Cinema
ucuz roman pulp fiction n.
Printery
daktiloda kopya yapmak için kullanılan ince ve ucuz kağıt manifold n.
Archaic
gösterişli ve ucuz elbise trumpery n.
ucuz popülarite için yapılan şey popularity n.
Slang
ucuz ve süslü hediyelik eşya chachka [yiddish] n.
ucuz kırmızı şarap red ned [aus] n.
ucuz viski redeye n.
ucuz viski red-eye n.
ucuz viski tanglefoot [usa] n.
ucuz ve düşük kalitede olan şey cheapo n.
küçük ve ucuz otomobil tin lizzy n.
ucuz yurtta kalan üniversite öğrencisi tosher n.
ucuz/kalitesiz içki conk-buster n.