1 |
flock |
sürü (koyun/keçi/kuş vb) |
n. |
|
- A flock of small birds is flying over my house.
- Evimin üzerinde küçük kuşlardan oluşan bir sürü uçuyor.
- The whole UK flock was nearly wiped out last year because of the discovery of BSE in sheep.
- Koyunlarda BSE'nin keşfedilmesi nedeniyle geçen yıl tüm Birleşik Krallık sürüsü neredeyse yok oldu.
- Oriental honey buzzards, a whole flock of them.
- Doğuya özgü bal akbabaları, hem de bir sürü.
- Oriental honey buzzards, a whole flock of them.
- Doğuya özgü akbabalardan oluşan bir sürü.
- I saw a flock of birds flying aloft.
- Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
- How many sheep are there in this flock?
- Bu sürüde kaç tane koyun var?
- How many rams are there in the flock?
- Sürüde kaç tane koç var?
- A sheep dog drives the flock to the pasture.
- Bir çoban köpeği sürüyü otlağa götürüyor.
- A sheep dog drives the flock to the pasture.
- Bir çoban köpeği sürüyü çayıra götürür.
- How many rams are there in the flock?
- Sürüde kaç koç var?
- A flock of birds is flying.
- Bir kuş sürüsü uçuyor.
- On his way home from work, Mark spotted a flock of seagulls.
- Mark işten eve dönerken bir martı sürüsü gördü.
Show More (9)
|
2 |
flock |
kabartmalı tüy |
n. |
|
- I want to buy enough flock to cover that wall.
- O duvarı kaplayacak kadar kabartmalı tüy almak istiyorum.
Show More (-2)
|
3 |
flock |
kalabalık |
n. |
|
- A flock of children is playing hide and seek.
- Bir çocuk kalabalığı saklambaç oynuyor.
Show More (-2)
|
4 |
flock |
cemaat |
n. |
|
- Father Beocca's flock always attends Sunday mass.
- Peder Beocca'nın cemaati her zaman Pazar ayinine katılır.
Show More (-2)
|
5 |
flock |
(yastık dolgusu) pamuk |
n. |
|
- I think the flock in my pillow needs a change.
- Sanırım yastığımdaki pamukların değişmesi gerek.
Show More (-2)
|
6 |
flock |
akın etmek |
v. |
|
- People are going to flock to technology stores tomorrow.
- İnsanlar yarın teknoloji mağazalarına akın edecek.
Show More (-2)
|
7 |
flock |
topluluk |
n. |
|
- There's a black sheep in every flock.
- Her toplulukta bir yüz karası vardır.
Show More (-2)
|
8 |
flock |
üşüşmek |
v. |
|
- Boys flocked to the attractive woman like flies around a honeypot.
- Erkekler çekici kadına bal küpünün etrafındaki sinekler gibi üşüştüler.
Show More (-2)
|