frequency - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
frequency sıklık n.
  • The technical equipment seems to go missing with alarming frequency.
  • Teknik ekipmanlar endişe verici bir sıklıkta kayboluyor gibi görünüyor.
  • The high frequency of car accidents on our block is disturbing.
  • Mahallemizdeki araba kazalarının sıklığı rahatsız edici.
  • We can see that the frequency of these disasters is increasing, even if they are not all such serious ones.
  • Hepsi bu kadar ciddi olmasa da bu felaketlerin sıklığının arttığını görebiliyoruz.
Show More (13)
frequency frekans n.
  • Whales communicate at such a high frequency that humans can not hear them.
  • Balinalar, insanların duyamayacağı kadar yüksek bir frekansta iletişim kurarlar.
  • The effects of loud but low frequency noise on the behaviour of whales and their internal organs are wide-ranging.
  • Yüksek ancak düşük frekanslı gürültünün balinaların davranışları ve iç organları üzerindeki etkileri geniş kapsamlıdır.
  • We need uniform electrification, especially in relation to voltage and frequency.
  • Özellikle voltaj ve frekans konusunda tek tip elektrifikasyona ihtiyacımız var.
Show More (10)