frequency - English Turkish Sentences
English Turkish
frequency sıklık n.
  • The Commission welcomes the proposed frequency of data provision, which is to be every second year.
  • Komisyon, iki yılda bir yapılması önerilen veri sağlama sıklığını memnuniyetle karşılamaktadır.
  • We can see that the frequency of these disasters is increasing, even if they are not all such serious ones.
  • Hepsi bu kadar ciddi olmasa da bu felaketlerin sıklığının arttığını görebiliyoruz.
  • Recently, there has been a marked increase in the frequency of accidents involving lighter commercial vehicles.
  • Son zamanlarda hafif ticari araçların karıştığı kazaların sıklığında belirgin bir artış görülmektedir.
Show More (11)
frequency frekans n.
  • The effects of loud but low frequency noise on the behaviour of whales and their internal organs are wide-ranging.
  • Yüksek ancak düşük frekanslı gürültünün balinaların davranışları ve iç organları üzerindeki etkileri geniş kapsamlıdır.
  • We need uniform electrification, especially in relation to voltage and frequency.
  • Özellikle voltaj ve frekans konusunda tek tip elektrifikasyona ihtiyacımız var.
  • This frequency has definite effects on the human being.
  • Bu frekansın insan üzerinde kesin etkileri vardır.
Show More (9)