in the dark - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
in the dark karanlıkta adv.
  • So you are saying you would keep the Irish people in the dark and bully them into voting 'yes'.
  • Yani İrlanda halkını karanlıkta tutacağınızı ve 'evet' oyu vermeleri için zorlayacağınızı söylüyorsunuz.
  • These clauses are nothing other than a resounding shot in the dark.
  • Bu maddeler karanlıkta yankılanan bir atıştan başka bir şey değildir.
  • These clauses are nothing other than a resounding shot in the dark.
  • Bu hükümler karanlıkta yankılanan bir atıştan başka bir şey değildir.
Show More (127)
in the dark karanlıkta kalmış expr.
  • In practice, the vast majority of MEPs, and even entire parliamentary groups, will be kept in the dark.
  • Uygulamada, milletvekillerinin büyük çoğunluğu ve hatta tüm parlamento grupları karanlıkta kalacaktır.
  • The light went out and we were left in the dark.
  • Işık söndü ve biz karanlıkta kaldık.
  • We shouldn't be here in the dark.
  • Burada karanlıkta kalmamalıyız.
Show More (2)
in the dark habersiz adv.
  • It isn't fair to keep Tom in the dark.
  • Tom'u habersiz bırakmak adil değil.
  • Don't keep me in the dark about it.
  • Beni bu konuda habersiz bırakma.
Show More (-1)