The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	nut	fındık	n.
	Thirdly, should the EU continue to invest in maintaining nut production? Üçüncü olarak, AB fındık üretimini sürdürmek için yatırım yapmaya devam etmeli mi? Thirdly, should the EU continue to invest in maintaining nut production? Üçüncü olarak, AB fındık üretimini sürdürmek için yatırım yapmaya devam etmeli midir? We may not be agreed on the nuts and bolts, but this is the general line that we need to bear in mind. Fındık ve cıvatalar konusunda hemfikir olmayabiliriz, ancak aklımızda tutmamız gereken genel çizgi budur. What, for example, is meant when nuts are mentioned? What products are meant by the reference to crustaceans? Örneğin fındık denildiğinde ne kastedilmektedir? Kabuklulara yapılan atıfla hangi ürünler kastedilmektedir? We do not support the extension of the marketing scheme for nuts. Fındık için pazarlama planının genişletilmesini desteklemiyoruz. First, does the European Union need to produce its own nuts? İlk olarak, Avrupa Birliği'nin kendi fındığını üretmesi gerekiyor mu? The Commission's communication was also accompanied by detailed reports on rice, nuts and milk. Komisyon'un bildirimine pirinç, fındık ve sütle ilgili ayrıntılı raporlar da eşlik etmiştir. The Commission's communication was also accompanied by detailed reports on rice, nuts and milk. Komisyon'un bildirimine pirinç, fındık ve süt ile ilgili ayrıntılı raporlar da eşlik etmektedir. Eating more nuts, legumes, plant sterols (molecules found in plants) and olive oil helps lower blood cholesterol. Daha fazla fındık, baklagiller, bitki sterolleri (bitkilerde bulunan moleküller) ve zeytinyağı yemek kan kolesterolünü düşürmeye yardımcı olur. Fats sourced from plants such as avocados, nuts, olive oil, and omega oils are good for you. Avokado, fındık, zeytinyağı ve omega yağları gibi bitkilerden elde edilen yağlar sizin için iyidir. I'm going to have a couple of beers and a banana nut muffin. Birkaç bira ve muzlu fındıklı kek alacağım. Olive oil, fish, nuts and seeds contain good fats. Zeytinyağı, balık, fındık ve tohumlar iyi yağlar içerir. Should I avoid eating nuts and seeds? Fındık ve tohum yemekten kaçınmalı mıyım? Vegetarians can get more protein by adding nuts, seeds, and beans to their diet. Vejetaryenler diyetlerine fındık, tohum ve fasulye ekleyerek daha fazla protein alabilirler. Do not limit fish, nuts, seeds and olive oil. Balık, fındık, tohum ve zeytinyağını sınırlamayın. Eat five to ten servings of fruits and vegetables daily and eat more peas, beans, and nuts. Günde beş ila on porsiyon meyve ve sebze yiyin ve daha fazla bezelye, fasulye ve fındık yiyin. Eating at least three servings of nuts per week is a good idea. Haftada en az üç porsiyon fındık yemek iyi bir fikirdir. A handful of nuts can also make a healthy, high-fiber snack. Bir avuç fındık da sağlıklı, yüksek lifli bir atıştırmalık olabilir. Be mindful of how nuts and seeds are prepared. Fındık ve tohumların nasıl hazırlandığına dikkat edin. Many other nuts, grains, and vegetables also contain high amounts of protein. Diğer birçok fındık, tahıl ve sebze de yüksek miktarda protein içerir. Nuts and seeds are combined with vegetables or with each other. Fındık ve tohumlar sebzelerle veya birbirleriyle birleştirilir. Nuts are a great snack and can be added to many meals, including salads. Fındık harika bir atıştırmalıktır ve salatalar dahil birçok öğüne eklenebilir. Nuts are a natural source of health. Fındık doğal bir sağlık kaynağıdır. The squirrel ate all the nuts. Sincap bütün fındıkları yedi. I like to eat nuts. Fındık fıstık yemeyi severim. The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts. Zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan salata eksik kalır. Tom did the same as the squirrel and ate nuts. Tom da sincap gibi yaptı ve fındık yedi. Tom knew Mary couldn't eat nuts. Tom, Mary'nin fındık yiyemediğini biliyordu. Tom likes nuts. Tom fındık sever. Tom knew Mary shouldn't eat nuts. Tom, Mary'nin fındık yememesi gerektiğini biliyordu. Tom says he can't eat nuts. Tom fındık yiyemeyeceğini söylüyor. The product may contain trace amounts of nuts and gluten. Ürün eser miktarda fındık ve gluten içerebilir. The product may contain trace amounts of nuts and gluten. Ürün eser miktarda fındık ve glüten içerebilir. Squirrels like nuts. Sincaplar fındıklardan hoşlanır. Tom did the same as the squirrel and ate nuts. Tom sincabın yaptığını yaptı ve fındıkları yedi. Neither Tom nor Mary can eat nuts. Ne Tom ne de Mary fındık yiyebilir. Tom says he can't eat nuts. Tom fındık yiyemediğini söylüyor. The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts. Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır. I think the nuts have gone rancid. Sanırım fındıklar bozulmuş. Squirrels only find a quarter of the nuts that they bury. Sincaplar gömdükleri fındıkların sadece dörtte birini bulurlar. I think the nuts have gone rancid. Sanırım fındıklar ekşimiş. Gray squirrels bury nuts, but red squirrels don't. Gri sincaplar fındıkları gömer, ama kızıl sincaplar gömmez. Tom is allergic to nuts, but not peanuts. Tom'un fındığa alerjisi var ama yer fıstığına yok. Tom took a picture of a squirrel while it was eating a nut. Tom bir sincabın fındık yerken fotoğrafını çekmiş. The guests ate all the nuts. Misafirler bütün fındıkları yedi. A coconut is not a nut. Hindistan cevizi fındık değildir. Do these cookies have nuts in them? Bu kurabiyelerde fındık var mı? Do these cookies have nuts in them? Bu kurabiyelerin içinde fındık var mı? Eat nuts and you'll live five years longer. Fındık yersen beş yıl daha uzun yaşarsın. Nuts are nutritious. Fındık besleyicidir. Mary likes nuts. Mary fındık sever. May contain nuts. Fındık içerebilir. Bob found various kinds of nuts. Bob, çeşitli fındık türleri buldu. For snacks, she eats fruit or nuts. Atıştırmalık olarak meyve ya da fındık yiyor. Tom likes nuts. Tom fındığı sever. If ifs and buts were candy and nuts, we'd all have a merry Christmas. Eğer amalar ve fakatlar şeker ve fındık olsaydı, hepimiz mutlu bir Noel geçirirdik. I like to eat nuts. Fındık yemeyi severim. Does Tom know you can't eat nuts? Tom senin fındık yiyemediğini biliyor mu? Neither Tom nor Mary can eat nuts. Ne Tom ne de Mary fındık yiyemez. Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals. E vitamini açısından zengin gıdalar arasında, koyu yeşil, yapraklı sebzeler, fasulye, fındık ve tam taneli tahıllar bulunur. Tom is allergic to nuts. Tom'un fındığa alerjisi var. Squirrels like nuts. Sincaplar fındık sever. Squirrels like nuts. Sincaplar fındıkları sever. Squirrels like to eat nuts. Sincaplar fındık yemeyi sever. Show More (61)
2	nut	kafa	n.
	Where did you last see it? Use your nut! Onu en son nerede gördün? Kafanı kullansana! Tom is a conspiracy nut. Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri. The world has gone nuts. Dünya kafayı yedi. Are they all nuts? Hepsi kafayı mı yemiş? Have you gone nuts? Kafayı mı yedin sen? Show More (2)
3	nut	somun	n.
	I can help you to loosen that nut if you want. İsterseniz o somunu gevşetmenize yardım edebilirim. Would it not be prudent to see how it works before we use a sledgehammer to crack a nut? Bir somunu kırmak için balyoz kullanmadan önce nasıl çalıştığını görmek akıllıca olmaz mı? A nut must be installed between the two discs. İki disk arasına bir somun takılmalıdır. This bolt fits this nut. Bu cıvata bu somuna uyuyor. Before you screw on the nut, put a washer on it. Somunu vidalamadan önce, üzerine bir pul takın. Show More (2)
4	nut	kabuklu yemiş	n.
	Secondly, do nuts fulfil a multifunctional role? İkinci olarak, kabuklu yemişler çok işlevli bir role sahip midir? Nuts and seeds are an important part of the food pyramid. Kabuklu yemişler ve tohumlar besin piramidinin önemli bir parçasıdır. Squirrels eat seeds and nuts, as well as insects and mushrooms. Sincaplar tohum ve kabuklu yemişlerin yanı sıra böcek ve mantar da yerler. Show More (0)
5	nut	deli	n.
	Tom has always been a health nut. Tom her zaman bir sağlık delisi olmuştur. Tom is a nut. Tom bir deli. Tom is a health nut. Tom bir sağlık delisi. Show More (0)
6	nut	kaçık	n.
	My new neighbour is a complete nut. Yeni komşum tam bir kaçık. Tom is a religious nut. Tom dindar bir kaçık. Show More (-1)
7	nut	fıstık	n.
	Macadamia nuts should never be shared with your dog. Macadamia fıstığı asla köpeğinizle paylaşılmamalıdır. Brazil nuts and pumpkin seeds are some of the richest sources of phosphorous that you should add to your diet. Brezilya fıstığı ve kabak çekirdeği, diyetinize eklemeniz gereken en zengin fosfor kaynaklarından bazılarıdır. Show More (-1)
8	nut	kafa atmak	v.
	He sneaked up from behind and nutted the kidnapper. Arkadan gizlice yaklaştı ve kaçıran kişiye kafa attı. Show More (-2)
9	nut	kuruyemiş	n.
	She's allergic to all nuts, including walnuts and peanuts. Ceviz ve yer fıstığı da dahil olmak üzere tüm kuruyemişlere alerjisi var. Show More (-2)
10	nut	çılgın	n.
	Tom is a nut. Tom bir çılgın. Show More (-2)