| 1 |
partition |
bölme |
n. |
|
- There are only plywood partitions between the rooms.
- Odalar arasında sadece kontrplak bölmeler var.
- There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine.
- Arap ülkelerinde Filistin'in bölünmesinden önce Yahudiler vardı.
- There were Jews in Arab countries before the partition of Palestine.
- Filistin'in bölünmesinden önce Arap ülkelerinde Yahudiler vardı.
Show More (0)
|
| 2 |
partition |
bölmek |
v. |
|
- If the Annan plan is adopted, it will be partitioned through the back door.
- Annan planı kabul edilirse, el altından bölünmüş olacaktır.
- In the same way, the research world is partitioned.
- Aynı şekilde araştırma dünyası da bölünmüş durumda.
- If the Annan plan is adopted, it will be partitioned through the back door.
- Annan planı kabul edilirse, o gizli kapaklı yollarla bölünmüş olacaktır.
Show More (0)
|
| 3 |
partition |
bölünme |
n. |
|
- The protester called for the partition of the country into two independent states.
- Protestocu, ülkenin iki bağımsız devlete bölünmesi çağrısında bulundu.
Show More (-2)
|
| 4 |
partition |
bölüm |
n. |
|
- If you're not using a flash drive or optical drive, the correct partition is selected and formatted for you automatically.
- Flash sürücü veya optik sürücü kullanmıyorsanız, doğru bölüm sizin için otomatik olarak seçilir ve biçimlendirilir.
Show More (-2)
|
