refined - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
refined rafine adj.
  • A diet too high in refined sugar can cause obesity.
  • Rafine şeker oranı çok yüksek olan bir diyet obeziteye neden olabilir.
  • It has identified additives on which more refined data is necessary.
  • Daha rafine verilerin gerekli olduğu katkı maddelerini belirlemiştir.
  • It has identified additives on which more refined data is necessary.
  • Bu raporda daha rafine verilerin gerekli olduğu katkı maddeleri belirlenmiştir.
Show More (2)
refined kibar adj.
  • They said the meeting is only for refined people.
  • Toplantının sadece kibar insanlar için olduğunu söylediler.
  • She is a very refined lady.
  • Çok kibar bir kadındır.
  • She's elegant and refined.
  • Zarif ve kibar biri.
Show More (1)
refined zarif adj.
  • She is a very refined lady.
  • Çok zarif bir hanımefendi.
  • The new model was larger, faster and more refined than its predecessor.
  • Yeni model, selefinden daha büyük, daha hızlı ve daha zarifti.
  • His speech is very refined.
  • Konuşması çok zarif.
Show More (0)
refined incelikli adj.
  • The internal combustion engines became much more refined over the years.
  • İçten yanmalı motorlar yıllar içinde çok daha incelikli hale geldi.
Show More (-2)