| 1 |
rift |
uçurum |
n. |
|
- It is this attitude that is widening the rift between those of us in this House and our constituents beyond it.
- İşte bu tutum, bu Meclisteki bizler ile Meclis dışındaki seçmenlerimiz arasındaki uçurumu derinleştirmektedir.
- This enlargement will heal a rift between Western, Central and Eastern Europe.
- Bu genişleme Batı, Orta ve Doğu Avrupa arasındaki uçurumu iyileştirecektir.
- We must heal the rift between Europeans starting with what unites us.
- Avrupalılar arasındaki uçurumu bizi birleştiren şeylerden başlayarak iyileştirmeliyiz.
- A deep rift opened up between them.
- Aralarında derin bir uçurum açıldı.
Show More (1)
|
| 2 |
rift |
çatlak |
n. |
|
- The healing of this rift is a jewel in the crown of the present European Union and also of the acceding countries.
- Bu çatlağın giderilmesi, mevcut Avrupa Birliği'nin ve aynı zamanda Birliğe katılan ülkelerin en kıymetli önceliğidir.
- The healing of this rift is a jewel in the crown of the present European Union and also of the acceding countries.
- Bu çatlağın giderilmesi, mevcut Avrupa Birliği'nin ve aynı zamanda Birliğe katılan ülkelerin tacındaki bir mücevherdir.
- The last thing we want to see is a new rift between East and West.
- Görmek istediğimiz son şey Doğu ve Batı arasında yeni bir çatlağın oluşmasıdır.
Show More (0)
|
| 3 |
rift |
yarık |
n. |
|
- It is clear that such a position would open a rift in our institutional structure.
- Böyle bir tutumun kurumsal yapımızda bir yarık açacağı açıktır.
- It is clear that such a position would open a rift in our institutional structure.
- Böyle bir pozisyonun kurumsal yapımızda bir yarık açacağı açıktır.
- I have spoken of rifts.
- Yarıklardan bahsetmiştim.
Show More (0)
|
