Tureng - sky - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	sky	gökyüzü	n.
	The Single Sky does not mean that flight plans are going to be decided by the Commission. Tek Gökyüzü, uçuş planlarına Komisyon tarafından karar verileceği anlamına gelmez. We believe that the creation of the Single Sky will respond to the increasing demand for air safety. Tek Gökyüzünün oluşturulmasının hava güvenliğine yönelik artan talebe cevap vereceğine inanıyoruz. No one can have the sky to himself. Hiç kimse gökyüzünü kendine ayıramaz. The sky is to be divided into functional blocks that will be sold separately to service providers. Gökyüzü, servis sağlayıcılara ayrı ayrı satılacak işlevsel bloklara bölünecektir. The sky is to be divided into functional blocks that will be sold separately to service providers. Gökyüzü, hizmet sağlayıcılara ayrı ayrı satılacak işlevsel bloklara bölünecektir. It is the fact that the present position is simply unsatisfactory that prompted our desire for a Single Sky. Tek Gökyüzü arzumuzu harekete geçiren şey, mevcut durumun tatmin edici olmamasıdır. I believe that the Single Sky will bring an efficient, effective system for the European citizens. Tek Gökyüzü'nün Avrupa vatandaşları için verimli ve etkili bir sistem getireceğine inanıyorum. To do this, we must provide the same level of security, for a single sky, and a single certification in a single market. Bunu yapmak için tek bir gökyüzü ve tek bir pazarda tek bir sertifikasyon için aynı düzeyde güvenlik sağlamalıyız. There has been mention of the Single Sky and responsibility for Eurocontrol. Tek Gökyüzü ve Eurocontrol sorumluluğundan bahsedilmiştir. This is the imperative force underlying the present Single Sky proposal. Bu, mevcut Tek Gökyüzü önerisinin altında yatan zorunlu güçtür. This is the imperative force underlying the present Single Sky proposal. Bu, mevcut Tek Gökyüzü teklifinin altında yatan zorunlu güçtür. No one can have the sky to himself. Gökyüzü kimsenin tekelinde olamaz. The Single Sky, the European Sky, is in my opinion certainly no privatisation via the backdoor. Tek Gökyüzü, Avrupa Gökyüzü, bence kesinlikle arka kapıdan özelleştirme değildir. A Single Sky will be a major contribution to reducing pollution, emissions and wasted fossil fuel. Tek Gökyüzü, kirliliğin, emisyonların ve fosil yakıt israfının azaltılmasına büyük katkı sağlayacaktır. The single sky is losing one of its major distinguishing characteristics. Tek gökyüzü en önemli ayırt edici özelliklerinden birini kaybediyor. The cooling earth, opened like a flower to the sky. Soğuyan toprak, bir çiçek gibi gökyüzüne açıldı. He thinks I waste time taking photographs of the sky. Gökyüzünün fotoğrafını çekerek zaman kaybettiğimi düşünüyor. The eagle is his spirit animal, a messenger between earth and sky. Kartal onun totem hayvanıdır, yeryüzü ve gökyüzü arasında bir habercidir. They began to see something like smoke between the sky and the earth. Gökyüzü ile yeryüzü arasında duman gibi bir şey görür oldular. The cooling earth, opened like a flower to the sky. Soğuyan toprak, gökyüzüne bir çiçek gibi açıldı. The eagle is his spirit animal, a messenger between earth and sky. Onun totem hayvanı kartaldır, yeryüzü ile gökyüzü arasındaki habercidir. He looked into the sky and at the stars. O gökyüzüne ve yıldızlara baktı. Sometimes you can see the ISS in the sky. Bazen gökyüzünde ISS'yi görebilirsiniz. The sky looks angry. Gökyüzü fırtınalı görünüyor. The kite disappeared into the sky. Uçurtma gökyüzünde gözden kayboldu. They looked up at the sky. Gökyüzüne baktılar. Judging by the sky, we'll have beautiful weather. Gökyüzüne bakarsak, bugün hava güzel olacak. Clouds formed in the sky. Gökyüzünde bulutlar oluştu. The sky's the limit. Sınır gökyüzüdür. The sky misted over. Gökyüzü sislendi. It will be cold and the sky will be overcast. Hava soğuk olacak ve gökyüzü kapalı olacak. Tom didn't have the courage to try sky diving. Tom'un gökyüzü dalışını deneyecek cesareti yoktu. The sky darkened. Gökyüzü karardı. The sky cleared up. Gökyüzü açık. The sky is serene. Gökyüzü sakin. I looked at the sky. Gökyüzüne baktım. A UFO is flying in the sky. Bir UFO gökyüzünde uçuyor. The sky in this photo is very saturated. Bu fotoğraftaki gökyüzü çok doygun. He was looking at the sky. Gökyüzüne bakıyordu. I can touch the sky with you. Seninle gökyüzüne dokunabilirim. The sun is in the sky. Güneş gökyüzünde. They are using a telescope to look at the sky. Onlar gökyüzüne bakmak için bir teleskop kullanıyor. The sky has brightened. Gökyüzü aydınlandı. There is no one who is born under an unlucky star, there are only people who cannot read the sky. Şanssız bir yıldızın altında doğmuş olan kimse yoktur, sadece gökyüzünü okuyamayan insanlar vardır. After a rainy morning the clouds were suddenly parted and a double rainbow appeared in the sky. Yağmurlu bir sabahın ardından bulutlar aniden dağıldı ve gökyüzünde çifte gökkuşağı belirdi. The hunter explored the appearance of the sky. Avcı gökyüzünün görünümünü araştırdı. The night sky is so beautiful. Gece gökyüzü çok güzel. The sky became as dark as if the sun had sunk. Gökyüzü sanki güneş batmış kadar karanlık oldu. She looked up at the sky. O gökyüzüne baktı. The sky promises fair weather. Gökyüzü güzel hava vadediyor. I couldn't see any stars in the sky. Gökyüzünde hiç yıldız göremedim. Look up at the sky. Gökyüzüne bak. From the look of the sky, it may rain in the afternoon. Gökyüzünün görünüşüne bakılırsa, öğleden sonra yağmur yağabilir. Little by little, the sky is clearing up. Yavaş yavaş gökyüzü açılıyor. Why is the sky blue? Gökyüzü niçin mavidir? If the universe is full of stars, why doesn't the light from all of them add up to make the whole sky bright all the time? Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden hepsinden gelen ışık toplanıp tüm gökyüzünü her zaman parlak yapmıyor? The sun is in the sky. Güneş gökyüzündedir. A cloud is an accumulation of water vapour in the sky. Bulut, gökyüzünde biriken su buharıdır. Suddenly, the clouds darkened the sky. Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. There are no stars in the sky tonight. Bu gece gökyüzünde hiç yıldız yok. He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti. Suddenly clouds obscured the sky. Aniden bulutlar gökyüzünü kararttı. The clouds hang in the sky. Bulutlar gökyüzünde asılı durur. Horus was the god of the sky, war and hunting. Horus gökyüzünün, savaşın ve avcılığın tanrısıydı. Tom is looking up into the sky. Tom gökyüzüne bakıyor. Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky. Clyde Tombaugh gökyüzünün %65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını incelemek için binlerce saat harcadı. The bird is in the sky. Kuş gökyüzünde. As time went on, the sky grew darker and darker. Vakit geçtikçe gökyüzü daha da karardı. The sky is overcast today. Gökyüzü bugün kapalı. The sky is strewn with stars. Gökyüzü yıldızla kaplı. Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object. Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu. There are billions of stars in the sky. Gökyüzünde milyarlarca yıldız var. The stars shone in the sky. Gökyüzünde yıldızlar parlıyordu. The sky became darker and darker. Gökyüzü gittikçe karardı. There were a lot of stars seen in the sky. Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı. The sky is strewn with stars. Gökyüzü yıldızlarla dolu. Tom looked up at the sky. Tom gökyüzüne baktı. The balloon is rising into the sky. Balon gökyüzüne doğru yükseliyor. The sun and moon are often in the sky together. Güneş ve ay çoğu kez gökyüzünde birliktedir. The sky is red. Gökyüzü kırmızı. There's not a cloud in the sky. Gökyüzünde tek bir bulut bile yok. Stars shine above in the sky. Yıldızlar gökyüzünde parıldıyorlar. Black clouds spread over the sky. Kara bulutlar gökyüzüne yayıldı. I saw something strange in the sky. Gökyüzünde garip bir şey gördüm. Little by little, the sky is clearing up. Yavaş yavaş, gökyüzü açılıyor. Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall. Gökyüzüne bakılırsa, akşam olmadan bir sağanak yağmur yağabilir. Show More (83)
2	sky	gök	n.
	Terrorists do not fall from the sky. Teröristler gökten zembille inmez. It was as if all the clouds had come down from the sky and covered the village. Sanki bütün bulutlar gökten inmiş ve köyün üzerini örtmüştü. The cooling earth, opened like a flower to the sky. Soğuyan toprak göğün altında bir çiçek gibi açıyordu. They began to see something like smoke between the sky and the earth. Gök ile yer arasında dumana benzer bir şey görmeye başladılar. The eagle is his spirit animal, a messenger between earth and sky. Yerle gök arasında elçi olan kartal onun ruh hayvanıdır. There is no cloud in the sky. Gökte hiç bulut yok. Mount Etna has erupted, sending lava and ash plumes into the Sicilian sky. Etna, Sicilya göğüne lav ve duman göndererek püskürdü. The sky today is blue, without a cloud. Gök bugün mavi, bulutsuz. Show More (5)
3	sky	hava sahası	n.
	Today we are going to deal with a legislative package aimed at establishing the Single European Sky. Bugün Tek Avrupa Hava Sahası'nın oluşturulmasını amaçlayan bir yasama paketini ele alacağız. Early this evening, we discussed the Single European Sky. Bu akşam erken saatlerde Tek Avrupa Hava Sahası'nı görüştük. There has been mention of the Single Sky and responsibility for Eurocontrol. Tek Hava Sahası ve Eurocontrol sorumluluğundan bahsedilmiştir. The United Kingdom is a strong supporter of the Single European Sky concept. Birleşik Krallık Tek Avrupa Hava Sahası konseptinin güçlü bir destekçisidir. Show More (1)
4	sky	sema	n.
	The question regarding the safety of Europe's skies is being considered in terms of immediate and urgent measures. Avrupa semalarının güvenliğine ilişkin soru, acil ve ivedi tedbirler açısından değerlendiriliyor. At last we can create a truly uniform European area of safety in the European skies. Nihayet Avrupa semalarında gerçek anlamda tek tip bir Avrupa güvenlik alanı oluşturabiliriz. Show More (-1)