sway - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
sway sallanmak v.
  • Both Tom and Mary swayed to the music.
  • Hem Tom hem de Mary müzikle sallandılar.
  • Tom is swaying slightly with the music.
  • Tom müzikle birlikte hafifçe sallanıyor.
  • Tom is swaying slightly with the music.
  • Tom müzikle hafifçe sallanıyor.
Show More (1)
sway sallanmak (bir yandan öbür yana) v.
  • The bamboo trees swayed in the wind.
  • Bambu ağaçları rüzgârda sallanıyordu.
Show More (-2)
sway etkilemek v.
  • I'm not easily swayed by an apology.
  • Bir özürle kolayca etkilenmem ben.
Show More (-2)
sway etkilemek n.
  • This urban myth continues to hold sway in local communities.
  • Bu şehir efsanesi yerel toplulukları etkilemeye devam etmektedir.
Show More (-2)
sway sallanma n.
  • She felt sick from the sway of the boat.
  • Teknenin sallanmasından midesi bulanıyordu.
Show More (-2)