thief - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
thief hırsız n.
  • The thief could've swallowed a small flash drive.
  • Hırsız küçük bir flash sürücüyü yutmuş olabilir.
  • Stanzler needs a thief to steal a flash drive from this man.
  • Stanzler'ın bu adamdan bir flash bellek çalması için bir hırsıza ihtiyacı var.
  • A professional thief can jimmy a car door in no time.
  • Profesyonel bir hırsız bir arabanın kapısını hemen açabilir.
Show More (225)
thief hırsızlık n.
  • Tom has been accused of being a jewel thief.
  • Tom mücevher hırsızlığı ile suçlanıyor.
  • The accused thief is on trial now.
  • Hırsızlıkla suçlanan kişi şu anda yargılanıyor.
  • Stop thief!
  • Hırsızlığı bırak!
Show More (0)