|
- Toxic waste is a danger for animals there.
- Zehirli atıklar oradaki hayvanlar için tehlike oluşturuyor.
- There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava.
- Ortada zehirli bir toz var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor.
- There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava.
- Zehirli tozlar var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor.
- The use of biological and toxic weapons has to be tackled.
- Biyolojik ve zehirli silahların kullanımıyla mücadele edilmelidir.
- These bacteria can be controlled by chemicals, such as methyl bromide, which is toxic.
- Bu bakteriler, zehirli olan metil bromid gibi kimyasallarla kontrol altına alınabilir.
- We also need, step by step, to stop using substances that remain toxic for long periods.
- Ayrıca uzun süre zehirli kalan maddelerin kullanımını da adım adım durdurmamız gerekiyor.
- What about the VX, a toxic chemical weapon on which further development work has been done?
- Üzerinde daha fazla geliştirme çalışması yapılan zehirli bir kimyasal silah olan VX ne olacak?
- These bacteria can be controlled by chemicals, such as methyl bromide, which is toxic.
- Bu bakteriler, zehirli olan metil bromür gibi kimyasallarla kontrol altına alınabilir.
- These wells, if I may say so, contain toxic water.
- Bu kuyular, tabiri caizse, zehirli su içeriyor.
- There is a continuing threat to other wildlife from eating toxic fish.
- Zehirli balıkların yenmesi nedeniyle diğer yaban hayatı için devam eden bir tehdit vardır.
- In times of stagnation and recession, its shackles prove to have a toxic effect on economic recovery.
- Durgunluk ve resesyon dönemlerinde, zincirlerinin ekonomik iyileşme üzerinde zehirli bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır.
- Layla was raised in a very toxic environment.
- Layla çok zehirli bir ortamda büyütüldü.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
- Istakoz tomalleyi zehirli olabilir ve en iyisi onu yememektir.
- Is hexane toxic?
- Hekzan zehirli midir?
- Some pesticides are highly toxic to bees.
- Bazı böcek zehirleri arılar için son derece zehirlidir.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki kediler için zehirlidir.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir kanalizasyon arıtma tesisi kasabanın su kaynağına zehirli kimyasallar boşalttı.
- Chocolate is toxic to many animals.
- Çikolata birçok hayvan için zehirlidir.
- Layla grew up in a toxic environment.
- Leyla zehirli bir ortamda büyüdü.
- Of course chlorine can be very toxic.
- Tabii ki klor çok zehirli olabilir.
- Modern technology has turned the simple wheat plant into a toxic monster.
- Modern teknoloji, basit buğday bitkisini zehirli bir canavara dönüştürdü.
- Cultural relativism is a toxic idea.
- Kültürel görecelilik zehirli bir fikirdir.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki, kediler için zehirlidir.
- Layla was raised in a very toxic environment.
- Leyla çok zehirli bir ortamda yetiştirildi.
- Some pesticides are highly toxic to bees.
- Bazı pestisitler arılar için oldukça zehirlidir.
- Layla was raised in a toxic environment.
- Leyla zehirli bir çevrede yetiştirildi.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- Cultural relativism is not a toxic idea.
- Kültürel görecelilik zehirli bir fikir değildir.
- Modern technology has turned the simple wheat plant into a toxic monster.
- Modern teknoloji basit buğday bitkisini zehirli bir canavara dönüştürdü.
- Daffodils contain a toxic alkaloid that may even be lethal when ingested in high quantities.
- Nergis, yüksek miktarlarda alındığında öldürücü bile olabilen zehirli bir alkaloid içerir.
- Lead is a toxic metal.
- Kurşun zehirli bir metaldir.
- This place is a lot less toxic when Tom isn't around.
- Tom yokken burası çok daha az zehirli.
Show More (29)
|
|
- She has just cut all toxic people out of her life.
- Tüm toksik insanları hayatından çıkardı.
- These substances are dangerous, they are toxic.
- Bu maddeler tehlikelidir, toksiktir.
- When they leave the body, they are often still toxic, also to the environment.
- Vücuttan ayrıldıklarında, genellikle çevre için de toksik olmaya devam ederler.
- Layla grew up in a toxic environment.
- Leyla toksik bir çevrede büyüdü.
- Layla was raised in a very toxic environment.
- Layla çok toksik bir ortamda büyütüldü.
- Layla was raised in a toxic environment.
- Layla toksik bir ortamda yetişti.
- Layla was raised in a very toxic environment.
- Leyla çok toksik bir ortamda yetiştirildi.
- Lead is a toxic metal.
- Kurşun toksik bir metaldir.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
- İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki, kediler için toksiktir.
Show More (7)
|