Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
#dead
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"#dead"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Chat Usage
1
Chat Usage
#dead
expr.
gülmekten ölüyorum
2
Chat Usage
#dead
expr.
gülmekten öldüm
Slang
3
Slang
#dead
n.
#öldüm
4
Slang
#dead
n.
aşırı komik olduğu düşünülen şeyi göstermek için kullanılan bir hashtag
Sens de
"#dead"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
dead body
n.
ceset
2
Common Usage
arise from dead
v.
dirilmek
3
Common Usage
dead-end
adj.
çıkmaz
4
Common Usage
dead
adj.
ölü
5
Common Usage
dead
adj.
cansız
General
6
General
dead sound
n.
tok ses
7
General
the dead
n.
ölüler
8
General
dead center
n.
tam orta
9
General
dead water
n.
dümen suyu
10
General
dead end street
n.
çıkmaz sokak
11
General
the quick and the dead
n.
diriler ve ölüler
12
General
dead sea sparrow
n.
küçük serçe
13
General
dead water
n.
durgun su
14
General
dead end
n.
açmaz
15
General
dead birth
n.
ölü doğum
16
General
dead end
n.
küldösak
17
General
dead zone unit
n.
ölü bölge birimi
18
General
the dead of winter
n.
kışın ortası
19
General
the dead of winter
n.
kara kış
20
General
dead calm
n.
ölçülebilir bir rüzgarın olmaması hali
21
General
dead letter
n.
sahibine ulaştırılamayan mektup
22
General
a dead weight
n.
gülle gibi
23
General
dead center
n.
tam merkez
24
General
dead eye
n.
boğata
25
General
the dead
n.
mevta
26
General
dead language
n.
ölü dil
27
General
dead sleep
n.
derin uyku
28
General
dead season
n.
durgun mevsim
29
General
dead letter
n.
geçersiz yasa
30
General
the dead of winter
n.
karakış
31
General
dead shot
n.
keskin nişancı
32
General
dead march
n.
cenaze marşı
33
General
the dead of night
n.
gecenin körü
34
General
the dead
n.
ölü
35
General
dead end
n.
çıkmaz
36
General
dead ringer
n.
tıpatıp benzeri
37
General
dead end
n.
çıkmaz sokak
38
General
a dead ringer
n.
tıpatıp benzeri
39
General
dead weight
n.
yüksüz ağırlık
40
General
dead freight
n.
safra yükü
41
General
(battery) going dead
n.
pil bitmesi
42
General
dead man
n.
ölü adam
43
General
dead end
n.
kör baca
44
General
dead end
n.
boru son ucu
45
General
dead end
n.
kör uç
46
General
dead sand
n.
yanık kum
47
General
dead knot
n.
ayrık budak
48
General
dead stock
n.
hareket görmeyen stok
49
General
dead stock
n.
demirbaş
50
General
dead point
n.
ölü nokta
51
General
dead rock
n.
çürük kaya
52
General
dead knot
n.
ölü budak
53
General
dead load
n.
özyük
54
General
dead load
n.
ölü yük
55
General
dead load
n.
hareketsiz yük
56
General
dead lime
n.
sönmüş kireç
57
General
dead leg
n.
çalışmayan bacak
58
General
dead heat
n.
berabere biten yarış
59
General
dead-man's float
n.
yüzükoyun yüzme pozisyonu
60
General
dead-end street
n.
çıkmaz sokak
61
General
dead-end kid
n.
sokak çocuğu
62
General
dead-nettle
n.
ballıbaba
63
General
dead on arrival
n.
ambulansla hastaneye yetiştirilemeden vefat eden kimse
64
General
dead on arrival
n.
yolda hayatını kaybeden kimse
65
General
the world of the dead
n.
cehennem
66
General
the world of the dead
n.
ölüler diyarı
67
General
dead letter
n.
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu
68
General
living dead
n.
yaşayan ölü
69
General
dead silence
n.
ceset sessizliği
70
General
dead silence
n.
ölüm sessizliği
71
General
dead sea scrolls
n.
kumran metinleri
72
General
dead center
n.
birşeyin tam ortası
73
General
dead flower
n.
solmuş çiçek
74
General
dead colors
n.
sönük renkler
75
General
dead hero
n.
ölü kahraman
76
General
burning of dead body
n.
cesedin yakılması
77
General
burning a dead body
n.
cesedin yakılması
78
General
incineration of a dead body
n.
cesedin yakılması
79
General
three dead bodies
n.
üç ceset
80
General
dead body
n.
cansız beden
81
General
dead letter box
n.
mesaj ve çeşitli dokümanların değiş-tokuş edildiği gizli yer
82
General
dead drop
n.
mesaj ve çeşitli dokümanların değiş-tokuş edildiği gizli yer
83
General
dead on arrival
n.
hastaneye giderken yolda hayatını kaybeden kişi
84
General
dead on arrival
n.
hastaneye yetiştirilemeden yolda ölen veya hastaneye ölü gelen
85
General
a dead month
n.
ölü bir ay
86
General
doa (dead on arrival)
n.
olay yerine varıldığında/veya hastaneye getirildiğinde hastanın/yaralının çoktan yaşamını yitirdiğini belirten bir kısaltma
87
General
dead monkey
n.
ölü maymun
88
General
walking dead
n.
yürüyen ölü
89
General
walking dead
n.
aylak
90
General
walking dead
n.
zombi
91
General
day of the dead
n.
(meksika) ölüler günü festivali
92
General
dead river
n.
ölü nehir
93
General
dead pool
n.
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun
94
General
dead bush
n.
ölü çalı
95
General
dead body bather
n.
gassal
96
General
dead dog
n.
ölü köpek
97
General
dead dog
n.
köpek ölüsü
98
General
a dead dog
n.
kullanışsız, değersiz şey
99
General
dead ender
n.
zorluklara rağmen bir amaç uğruna mücadele eden kimse
100
General
dead president
n.
ölü başkan
101
General
dead
n.
ölüler
102
General
dead
n.
ölü
103
General
dead
n.
derin sessizlik
104
General
dead
n.
ağır kasvet
105
General
dead
n.
ceset
106
General
dead
n.
ölü beden
107
General
dead [dialect] [uk]
n.
ölüm
108
General
dead
n.
büyük karanlık zamanı
109
General
dead
n.
ayaz soğuğu yaşanan dönem
110
General
dead ender
n.
gelecekten umudu olmayan kimse
111
General
dead ender
n.
ümitsiz vaka
112
General
dead ender
n.
okulu bırakan kimse
113
General
dead ender
n.
ilerleme sağlamayan durum
114
General
dead ender
n.
çıkmaz
115
General
dead hand
n.
ölülerin yaşayanlar üzerindeki baskısı
116
General
dead hand
n.
geçmişin günümüz üzerindeki baskısı
117
General
dead hand of the past
n.
geçmişte yaşananların baskıcı etkisi
118
General
dead heart [australia]
n.
avustralya'nın ücra iç bölgeleri
119
General
dead horse
n.
peşinen ödenmiş iş
120
General
dead horse
n.
avans ücreti
121
General
dead horse
n.
eski borç
122
General
dead lift
n.
mekanik yardım olmaksızın doğrudan kaldırma
123
General
dead mail
n.
adres sorunu nedeniyle teslim ve iade edilemeyen posta
124
General
dead person
n.
ölü insan
125
General
dead person
n.
ölü kimse
126
General
dead set
n.
av köpeğinin avını işaret pozisyonu
127
General
dead set
n.
amaca yönelik kararlı ve gayretli çaba
128
General
dead set
n.
bir hedefi aklına koymuş olma
129
General
dead set
n.
istikrarlı düşmanca tutum
130
General
dead set
n.
kararlı saldırı
131
General
dead set
n.
gayretli çaba
132
General
dead soul
n.
ölü kimse
133
General
dead soul
n.
ölmüş kimse
134
General
dead weight
n.
ağır yük
135
General
dead weight
n.
ağır sorumluluk
136
General
dead zone
n.
ölü dönem
137
General
dead zone
n.
ölü evre
138
General
dead zone
n.
ölü mekan
139
General
dead-air space
n.
hava sirkülasyonu olmayan havasız alan
140
General
dead-letter office
n.
alıcısına teslim edilemeyen postaların açılıp iade edilmek üzere gönderildiği posta departmanı
141
General
dead pan
n.
donuk yüz
142
General
dead pan
n.
duygusuz davranış
143
General
dead pan
n.
ifadesiz sunum
144
General
dead-tree
n.
devrilmemiş ölü ağaç
145
General
dead-end
n.
çıkmaz sokak
146
General
dead-end
n.
durma noktası
147
General
be dead beat
v.
kolunu kıpırdatacak hali olmamak
148
General
be dead on one's feet
v.
ayakta uyumak
149
General
reach dead end
v.
çözümsüzlüğe ulaşmak
150
General
come to a dead stop
v.
tamamen durmak
151
General
be remembered after one is dead
v.
adı kalmak
152
General
become dead tired
v.
hurdahaş olmak
153
General
drop dead
v.
düşüp ölmek
154
General
come to a dead end
v.
çıkmaza girmek
155
General
be dead certain
v.
kalıbını basmak
156
General
be dead and buried
v.
toprağa girmek
157
General
stop dead
v.
birdenbire durmak
158
General
lament for the dead
v.
ağıt yakmak
159
General
shoot dead
v.
öldürmek
160
General
wait for a dead man's shoes
v.
miras beklemek
161
General
torture to dead
v.
derisini yüzmek
162
General
remembered after one is dead
v.
adı kalmak
163
General
rise from the dead
v.
hortlamak
164
General
be dead set on something
v.
kafasına koymak
165
General
come to dead end
v.
açmaza girmek
166
General
come to dead end
v.
açmaza düşmek
167
General
come to dead end
v.
açmaza sürüklemek
168
General
come to dead end
v.
açmaza getirmek
169
General
lead into a dead end
v.
açmaza sürüklemek
170
General
lead into a dead end
v.
açmaza getirmek
171
General
come to a dead end
v.
açmaza girmek
172
General
reach a dead end
v.
açmaza girmek
173
General
lead into a dead end
v.
çıkmaza sokmak
174
General
go dead
v.
(telefon hattı) kesilmek
175
General
be found dead
v.
ölü bulunmak
176
General
be dead tired
v.
yorgun düşmek
177
General
be dead set on
v.
engel tanımamak
178
General
be born dead
v.
ölü doğmak
179
General
shoot somebody dead
v.
silahla öldürmek
180
General
shoot somebody dead
v.
vurarak öldürmek
181
General
shoot somebody dead
v.
ateş ederek öldürmek
182
General
be back from the dead
v.
ölümden dönmek
183
General
return from the dead
v.
ölümden dönmek
184
General
(battery) go dead
v.
pil bitmek
185
General
leave dead
v.
ölüme terk etmek
186
General
think someone is dead
v.
öldüğünü sanmak
187
General
leave someone dead
v.
ölüme terk etmek
188
General
wash dead
v.
ölü yıkamak
189
General
capture dead
v.
ölü olarak ele geçirmek
190
General
be caught dead
v.
ölü olarak ele geçirilmek
191
General
be captured dead
v.
ölü ele geçirilmek
192
General
be caught dead
v.
ölü ele geçirilmek
193
General
be captured dead
v.
ölü olarak ele geçirilmek
194
General
flog a dead horse
v.
boşa uğraşmak
195
General
feel dead on one's feet
v.
hali olmamak
196
General
feel dead
v.
hali olmamak
197
General
feel dead
v.
kolunu kaldıracak hali olmamak
198
General
feel dead on one's feet
v.
kolunu kaldıracak hali olmamak
199
General
cut somebody dead
v.
görmezlikten gelmek
200
General
wait for dead men's shoes
v.
mirasa konmayı beklemek
201
General
make a dead set at
v.
kancayı takmak
202
General
make a dead-set at
v.
saldırmak
203
General
bleed to dead
v.
kan kaybından ölmek
204
General
bring to a dead end
v.
ölü noktaya getirmek
205
General
pretend to be dead
v.
ölü numarası yapmak
206
General
pretend to be dead
v.
ölü taklidi yapmak
207
General
sham dead
v.
ölü taklidi yapmak
208
General
give ghusl to the dead body
v.
ölüye gusül abdesti aldırmak
209
General
look dead
v.
ölü gibi görünmek
210
General
(telephone) to go dead
v.
telefonunun şarjı bitmek
211
General
find the body/dead body
v.
cesedi bulmak
212
General
(for lights) to go dead
v.
(elektrikler) kesilmek
213
General
(for lights) to go dead
v.
ışıklar kesilmek
214
General
(for lights) to go dead
v.
ışıklar gitmek
215
General
burn a dead body
v.
ceset yakmak
216
General
burn a dead body
v.
ölü yakmak
217
General
find a dead body
v.
ceset bulmak
218
General
be found dead in one’s pool
v.
havuzunda ölü bulunmak
219
General
leave someone for dead
v.
birini ölüme terk etmek
220
General
be pronounced dead
v.
öldüğü ilan edilmek
221
General
be pronounced dead
v.
öldüğü duyurulmak
222
General
be pronounced dead
v.
ölü ilan edilmek
223
General
one’s dead body (to be) found
v.
cesedi bulunmak
224
General
find one's dead body
v.
birinin cesedini bulmak
225
General
see a dead body
v.
bir ceset görmek
226
General
be presumed dead
v.
öldüğü tahmin edilmek
227
General
bring the dead back to life
v.
ölüleri hayata döndürmek
228
General
be half dead with a bullet hole in one's shoulder
v.
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak
229
General
play dead
v.
ölü numarası yapmak
230
General
be found dead at her/his home
v.
evinde ölü bulunmak
231
General
be found dead at her/his apartment
v.
dairesinde ölü bulunmak
232
General
be found dead in her/his apartment
v.
dairesinde ölü bulunmak
233
General
be found dead at her/his flat
v.
dairesinde ölü bulunmak
234
General
be found dead in her/his home
v.
evinde ölü bulunmak
235
General
be found dead at her/his house
v.
evinde ölü bulunmak
236
General
be found dead in her/his flat
v.
dairesinde ölü bulunmak
237
General
be found dead in her/his house
v.
evinde ölü bulunmak
238
General
pretend dead
v.
ölü numarası yapmak
239
General
pretend dead
v.
ölü taklidi yapmak
240
General
dead run
v.
elinden geldiği kadar hızlı ve acele bir şekilde koşmak
241
General
come back from the dead
v.
ölümden dönmek
242
General
be dead
v.
ölmek
243
General
dead [obsolete]
v.
ölmek
244
General
dead [obsolete]
v.
vefat etmek
245
General
dead [obsolete]
v.
rahmetli olmak
246
General
dead [dialect]
v.
kesmek
247
General
dead [dialect]
v.
duygusuzlaştırmak
248
General
dead [dialect]
v.
köreltmek
249
General
dead [dialect]
v.
yok etmek
250
General
dead end
v.
çıkmaza girmek
251
General
dead-heat
v.
(yarışı) başa baş bitirmek
252
General
as good as dead
adj.
ölmüş gibi
253
General
dead
adj.
aşırı
254
General
dead tired
adj.
yorgun
255
General
dead alive
adj.
ruhsuz
256
General
dead beat
adj.
bitkin
257
General
dead
adj.
acımasız
258
General
dead drunk
adj.
zilzurna sarhoş
259
General
dead
adj.
sönük
260
General
dead
adj.
çok
261
General
dead
adj.
uyuşuk
262
General
dead tired
adj.
bitkin
263
General
dead
adj.
ölü (renk)
264
General
dead calm
adj.
sütliman
265
General
dead
adj.
unutulmuş
266
General
dead
adj.
çıkmaz
267
General
dead
adj.
solgun
268
General
dead against
adj.
muhalif
269
General
as good as dead
adj.
ölmüş sayılır
270
General
dead
adj.
hareketsiz
271
General
dead drunk
adj.
kütük gibi
272
General
dead
adj.
müteveffa
273
General
dead drunk
adj.
körkütük sarhoş
274
General
dead tired
adj.
yorgun argın
275
General
dead
adj.
kullanılmayan
276
General
dead
adj.
adem
277
General
dead alive
adj.
sıkıcı
278
General
dead
adj.
mort
279
General
dead
adj.
dermansız
280
General
dead drunk
adj.
küfelik
281
General
dead beat
adj.
leşi çıkmış
282
General
dead drunk
adj.
bulut gibi sarhoş
283
General
dead
adj.
keskin
284
General
dead
adj.
sönmüş
285
General
dead
adj.
kuru
286
General
dead beat
adj.
çok yorgun
287
General
dead
adj.
ölü
288
General
dead slow
adj.
nerdeyse durmuş
289
General
dead slow
adj.
çok yavaş
290
General
dead slow
adj.
nerdeyse hiç hareket etmeyen
291
General
dead lucky
adj.
çok şanslı
292
General
dead
adj.
gerilimsiz
293
General
dead
adj.
sağır
294
General
dead
adj.
bozuk
295
General
dead
adj.
akımsız
296
General
dead
adj.
kör
297
General
dead-pan
adj.
ifadesiz
298
General
dead-end
adj.
sefil
299
General
dead-end
adj.
geleceği olmayan
300
General
dead-pan
adj.
sönük
301
General
dead-drunk
adj.
küfelik
302
General
dead-beat
adj.
bitkin bir halde
303
General
dead set against
adj.
-e tamamen karşı
304
General
dead-pan
adj.
cansız
305
General
dead-set on
adj.
azimli
306
General
dead-set
adj.
istekli
307
General
dead set against
adj.
-e muhalif
308
General
dead-end
adj.
perişan
309
General
dead-beat
adj.
bitkin
310
General
dead-beat
adj.
perişan
311
General
dead-pan
adj.
anlamsız
312
General
un-dead
adj.
ölümsüz
313
General
dead born
adj.
ölü doğmuş
314
General
dead in the field
adj.
hastaneye yetiştirilemeden yolda ölen veya hastaneye ölü gelen
315
General
dead in the field
adj.
hastaneye giderken yolda hayatını kaybeden
316
General
dead-boring
adj.
ölesiye sıkıcı
317
General
long dead
adj.
ölüp gitmiş
318
General
brain dead
adj.
beyin ölümü gerçekleşmiş
319
General
brain-dead
adj.
beyin ölümü ile nitelenen
320
General
brain-dead
adj.
akılsız
321
General
brain-dead
adj.
sönük
322
General
drop-dead
adj.
değiştirilmesi mümkün olmayan (teslim tarihi)
323
General
dead
adj.
bitkin
324
General
dead
adj.
çok yorgun
325
General
dead
adj.
tükenmiş
326
General
dead
adj.
artık çalışmayan
327
General
dead
adj.
artık üretim yapmayan
328
General
dead
adj.
eskimiş
329
General
dead
adj.
modası geçmiş
330
General
dead
adj.
tedavülden kalkmış
331
General
dead
adj.
geçersiz
332
General
dead
adj.
feshedilmiş
333
General
dead
adj.
yanıt vermeyen
334
General
dead
adj.
esnek olmayan
335
General
dead
adj.
suda batan
336
General
dead
adj.
durgun
337
General
dead
adj.
devretmeyen
338
General
dead
adj.
çalışmayan
339
General
dead
adj.
dönmeyen
340
General
dead
adj.
teslim ve iade edilemez (posta)
341
General
dead
adj.
aromasız
342
General
dead
adj.
tadı tuzu olmayan
343
General
dead
adj.
boğuk
344
General
dead
adj.
körelmiş
345
General
dead
adj.
kısık
346
General
dead
adj.
tam
347
General
dead
adj.
kesin
348
General
dead
adj.
azami çaba gerektiren
349
General
dead
adj.
kaçınılmaz
350
General
dead
adj.
hatasız
351
General
dead
adj.
kesin
352
General
dead
adj.
ölüme mahkum
353
General
dead
adj.
talihsiz
354
General
dead
adj.
ölü gibi
355
General
dead
adj.
geri alınamaz
356
General
dead
adj.
ani
357
General
dead
adj.
tam
358
General
dead
adj.
mutlak
359
General
dead
adj.
eksiksiz
360
General
dead
adj.
bütün
361
General
dead
adj.
terk edilmiş
362
General
dead
adj.
yankısız
363
General
dead
adj.
beyin ölümü gerçekleşmiş
364
General
dead
adj.
ölüme benzeyen
365
General
dead
adj.
ölümü andıran
366
General
dead
adj.
ölüm gibi
367
General
dead set
adj.
hareketsiz dururken burnuyla avını gösteren (köpek)
368
General
dead-and-alive
adj.
ruhsuz
369
General
dead-and-alive
adj.
donuk
370
General
dead-alive
adj.
ruhsuz
371
General
dead-alive
adj.
donuk
372
General
dead-hearted
adj.
donuk
373
General
dead-hearted
adj.
ruhsuz
374
General
dead-hearted
adj.
kayıtsız
375
General
dead-on
adj.
hatasız
376
General
dead-on
adj.
doğru
377
General
dead-on
adj.
mutlak
378
General
dead–alive
adj.
ruhsuz
379
General
dead–alive
adj.
donuk
380
General
at dead of night
adv.
gece yarısı
381
General
dead
adv.
tam
382
General
dead ahead
adv.
dosdoğru
383
General
dead on time
adv.
tam vaktinde
384
General
dead
adv.
aniden
385
General
dead
adv.
büsbütün
386
General
at dead of night
adv.
el ayak çekilince
387
General
in the dead of winter
adv.
karakışta
388
General
dead
adv.
zilzurna
389
General
dead
adv.
tamamen
390
General
dead set
adv.
kesinlikle
391
General
dead
adv.
doğrudan
392
General
dead
adv.
direkt
393
General
dead
adv.
düpedüz
394
General
dead-on
adv.
kesin ve isabetli
395
General
dead-on
adv.
tam yerinde olan
396
General
dead
adv.
doğrudan
397
General
dead
adv.
direkt
398
General
dead
adv.
düpedüz
Phrases
399
Phrases
drop-dead
adj.
en uç sınırı teşkil eden
400
Phrases
drop-dead
adj.
en uç olasılık olan
401
Phrases
dead on end
expr.
doğrudan doğruya
402
Phrases
humanity is not dead
expr.
insanlık ölmedi
403
Phrases
it is useless to flog a dead horse
expr.
olmayacak duaya amin demek
404
Phrases
dead or alive
expr.
ölü ya da diri
405
Phrases
better dead than red
expr.
kızıl/komünist olmaktansa ölürüm daha iyi anlamında bir soğuk savaş dönemi sloganı
406
Phrases
let go of the dead
expr.
ölenle ölünmez
407
Phrases
dead on end
expr.
tam karşısında
Proverb
408
Proverb
dead mice feel no cold
acı patlıcanı kırağı çalmaz
409
Proverb
a living dog is better than a dead lion
aslanın ölüsünden tilkinin dirisi yeğdir
410
Proverb
dead mice feel no cold
ölmüş eşek kurttan korkmaz
411
Proverb
dead men tell no tales
ölüler konuşmaz
412
Proverb
it's ill waiting for dead men's shoes
mirasa konmak için ölmesini beklemek
413
Proverb
it's ill waiting for dead men's shoes
ölmeden mezara koymak
414
Proverb
it's ill waiting for dead men's shoes
ölmeden mezara sokmak
415
Proverb
it's ill waiting for dead men's shoes
birinin malında gözü olmak
416
Proverb
dead men tell no tales
ölüler sır vermez
417
Proverb
never speak ill of the dead
ölenin arkasından konuşulmaz
418
Proverb
never speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşma
419
Proverb
never speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşulmaz
420
Proverb
never speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söylenmez
421
Proverb
never speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söyleme
422
Proverb
never speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söyleme
423
Proverb
better a live coward than a dead hero
ölü bir kahraman olmaktansa, canlı bir korkak olmayı yeğlerim
424
Proverb
three may keep a secret if two of them are dead
iki kişinin bildiği sır değildir
425
Proverb
only dead fish swim with the stream
sadece ölü balıklar akıntıya kapılır
426
Proverb
only dead fish swim with the stream
sadece ölü balıklar akıntıya kapılır
427
Proverb
a live dog is better than a dead lion
tilkinin dirisi, aslanın ölüsünden yeğdir
428
Proverb
a dead clock is correct twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
429
Proverb
a dead clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
430
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time
geç olsun da güç olmasın
431
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time
hiç olmamasındansa geç olması daha iyidir
432
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time
hiç varamamaktansa geç varmak daha iyidir
433
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time
zamanında olması için hayati risk almaktansa geç olması daha iyidir
434
Proverb
(it's) better to be late than be dead on time
zamanında varmak için hayatını riske atmaktansa geç varmak daha iyidir
435
Proverb
(it's) better to be a live dog than a dead lion
yaşayan bir köpek ölü bir aslandan iyidir
436
Proverb
(it's) better to be a live dog than a dead lion
yaşayan bir korkak olmak ölü bir kahraman olmaktan iyidir
437
Proverb
let the dead bury the dead
geçmişe sünger çek
438
Proverb
let the dead bury the dead
geçmişi arkanda bırak
439
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölenin arkasından konuşulmaz
440
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşulmaz
441
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söylenmez
442
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşma
443
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söyleme
444
Proverb
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söyleme
Colloquial
445
Colloquial
dead heat
n.
aynı anda bitirme
446
Colloquial
a dead duck
n.
başarılı olamamış/olamayacak tasarı
447
Colloquial
dead of night
n.
gecenin ilerlemiş saati
448
Colloquial
a dead loss
n.
etkisiz
449
Colloquial
a dead giveaway
n.
foyasını meydana çıkaran şey
450
Colloquial
dead of night
n.
gece yarısından sonraki zaman
451
Colloquial
a dead letter
n.
geçerliliği kalmamış kanun
452
Colloquial
dead of night
n.
gecenin yarısı
453
Colloquial
a dead letter
n.
evrak-ı metruke
454
Colloquial
dead of night
n.
gecenin körü
455
Colloquial
a dead loss
n.
gereksiz şey
456
Colloquial
a dead loss
n.
gereksiz kişi
457
Colloquial
a dead letter
n.
hükmü kalmamış anlaşma
458
Colloquial
a dead duck
n.
işe yaramaz değersiz kimse
459
Colloquial
drop dead gorgeous
n.
ilk bakışta insanı çok etkileyen kimse veya şey
460
Colloquial
a dead giveaway
n.
kendini ele veren/maskesini düşüren şey
461
Colloquial
a dead letter
n.
kullanılmayan şey
462
Colloquial
dead meat
n.
ölü
463
Colloquial
a dead duck
n.
ölü doğmuş (plan/proje)
464
Colloquial
drop-dead date
n.
son teslim tarihi
465
Colloquial
drop-dead date
n.
son mühlet
466
Colloquial
drop-dead date
n.
son gün
467
Colloquial
drop-dead date
n.
sürenin bitiş tarihi
468
Colloquial
a dead duck
n.
umutsuz vaka
469
Colloquial
dead battery
n.
ölü pil/akü
470
Colloquial
dead battery
n.
bitmiş pil/akü
471
Colloquial
dead issue
n.
bitmiş gitmiş mesele
472
Colloquial
dead issue
n.
kapanmış mesele
473
Colloquial
dead issue
n.
artık bir önemi/etkisi kalmamış şey/mesele
474
Colloquial
dead letter
n.
artık önemi olmayan şeyler
475
Colloquial
be brain dead
v.
beyni ölmüş olmak
476
Colloquial
be brain dead
v.
beyin ölümü gerçekleşmiş olmak
477
Colloquial
be brain dead
v.
komaya girmek
478
Colloquial
knock somebody dead
v.
aklını başından almak
479
Colloquial
drop dead
v.
aniden ölmek
480
Colloquial
be the dead spit of somebody
v.
birisine çok benzemek
481
Colloquial
be half-dead
v.
çok yorgun olmak
482
Colloquial
leave for dead
v.
ölü sanılıp bırakılmak
483
Colloquial
play dead
v.
ölü taklidi yapmak
484
Colloquial
drop dead
v.
tahtalıköyü boylamak
485
Colloquial
knock somebody dead
v.
(birinin) başını döndürmek
486
Colloquial
knock 'em dead
v.
(performansıyla/başarısıyla) birilerini soluksuz bırakmak
487
Colloquial
knock somebody dead
v.
(birisini) alt etmek
488
Colloquial
knock them dead
v.
(performansıyla/başarısıyla) birilerini soluksuz bırakmak
489
Colloquial
knock somebody dead
v.
(birisini) büyülemek
490
Colloquial
knock somebody dead
v.
(birini) müthiş etkilemek
491
Colloquial
be half-dead
v.
yarı ölü gibi olmak
492
Colloquial
somebody wouldn't be seen/caught dead...
v.
(bir şeyi) hayatta yapmamak
493
Colloquial
somebody wouldn't be seen/caught dead...
v.
(bir şeyi) ölürüm de yapmam/ölür de yapmaz
494
Colloquial
somebody wouldn't be seen/caught dead...
v.
bir şeyi hayatta yapmam/yapmaz
495
Colloquial
cut a person dead
v.
görmezden gelmek
496
Colloquial
cut a person dead
v.
yüz çevirmek
497
Colloquial
dead-smooth
adj.
çok pürüzsüz
498
Colloquial
dead-smooth
adj.
dümdüz
499
Colloquial
dead broke
adj.
beş parasız
500
Colloquial
dead serious
adj.
çok ciddi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of #dead
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy