Historique

(bir şeye) girmek

Sens de "(bir şeye) girmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeye) girmek	enter into (something) v.
2	Phrasals	(bir şeye) girmek	enter in (something) v.

Sens de "(bir şeye) girmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 99 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Phrasals
1	Phrasals	bir şeye girmek/girişmek/başlamak	lead in v.
2	Phrasals	(bir şeye/döneme) girmek	fall upon (someone or something) v.
3	Phrasals	(bir şeye/döneme) girmek	fall on (someone or something) v.
4	Phrasals	(bir şeye/bir yere) girmek	swerve into (from someone or something) v.
5	Phrasals	dönüp (bir şeye/bir yere) girmek	swerve into (from someone or something) v.
6	Phrasals	(bir şeye/bir yere) girmek	get into (someone or something) v.
7	Phrasals	(bir yere/şeye) girmek	go into (something) v.
8	Phrasals	birine/bir şeye girmek	go through someone or something v.
9	Phrasals	(bir şeye/yere) girmek	move in (to something) v.
10	Phrasals	kayıp (birine/bir şeye) girmek	slide into (someone or something) v.
11	Phrasals	kayıp (bir şeye/yere) girmek	slide into (something) v.
12	Phrasals	(bir şeye) fazla çaba sarf etmeden/kolayca girmek	slide into (something) v.
13	Phrasals	(bir şeye) sessizce girmek	slink into (something) v.
14	Phrasals	(bir şeye) sessizce girmek	slink in (something) v.
15	Phrasals	grupça (bir şeye/yere) girmek	troop into (something or some place) v.
16	Phrasals	topluca (bir şeye/yere) girmek	troop into (something or some place) v.
17	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek	troop into (something or some place) v.
18	Phrasals	topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek	troop into (something or some place) v.
19	Phrasals	grupça (bir şeye/yere) girmek	troop in (something or some place) v.
20	Phrasals	topluca (bir şeye/yere) girmek	troop in (something or some place) v.
21	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek	troop in (something or some place) v.
22	Phrasals	topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek	troop in (something or some place) v.
23	Phrasals	grupça (bir şeye) girmek	troop into (something) v.
24	Phrasals	topluca (bir şeye) girmek	troop into (something) v.
25	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye) girmek	troop into (something) v.
26	Phrasals	topluluk halinde (bir şeye) girmek	troop into (something) v.
27	Phrasals	grupça (bir şeye) girmek	troop in (something) v.
28	Phrasals	topluca (bir şeye) girmek	troop in (something) v.
29	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye) girmek	troop in (something) v.
30	Phrasals	topluluk halinde (bir şeye) girmek	troop in (something) v.
31	Phrasals	(bir şeye/yere) kıvrılarak girmek	wriggle into (something or some place) v.
32	Phrasals	(bir şeye) kurnaz bir şekilde girmek	wriggle into (something) v.
33	Phrasals	(bir şeye/yere) akın akın girmek	stream into (something or some place) v.
34	Phrasals	yüzerek bir şeye girmek	swim into something v.
35	Phrasals	hızla (bir şeye/yere) girmek	stumble into (something or some place) v.
36	Phrasals	heyecanla (bir şeye/yere) girmek	stumble into (something or some place) v.
37	Phrasals	(bir şeye) yürüyerek girmek	walk into (something) v.
38	Phrasals	yürürken (bir şeye) girmek/bindirmek	walk into (something) v.
39	Phrasals	zıplayarak (bir şeye) girmek	bounce into (something) v.
40	Phrasals	sekerek (bir şeye) girmek	bounce into (something) v.
41	Phrasals	sekip/zıplayıp (bir şeye) girmek	bounce into (something) v.
42	Phrasals	(bir şeye/duruma) girmek	run into (something) v.
43	Phrasals	birine/bir şeye bahse girmek	bet on someone or something v.
44	Phrasals	sekip (bir şeye) girmek	bounce into (something) v.
45	Phrasals	(bir şeye/yere) zorla girmek	break in (to something or some place) v.
46	Phrasals	(bir şeye/yere) izinsiz girmek	break in (to something or some place) v.
47	Phrasals	(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek	break in (to something or some place) v.
48	Phrasals	(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek	break in (to something or some place) v.
49	Phrasals	güm diye bir şeye girmek/çarpmak	bulldoze into something v.
50	Phrasals	bodoslama bir şeye girmek/çarpmak	bulldoze into something v.
51	Phrasals	parayla (bir şeye) girmek	buy (one's) way in (something) v.
52	Phrasals	(bir şey) için bir şeye/yere girmek	come in for (something) v.
53	Phrasals	(bir şeye/yere) girmek	come into (something or some place) v.
54	Phrasals	(bir yere/şeye) emekleyerek girmek	crawl into (some place or thing) v.
55	Phrasals	(bir yere/şeye) emekleyerek girmek	crawl to (some place or thing) v.
56	Phrasals	(araçla) birine/bir şeye girmek	drive into someone or something v.
57	Phrasals	(bir şeye/bir yere) girmek	file into (something or some place) v.
58	Phrasals	(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek	file into (something or some place) v.
59	Phrasals	(bir şeye/bir yere) girmek	file in (something or some place) v.
60	Phrasals	(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek	file in (something or some place) v.
61	Phrasals	(bir şeye) çarpıp girmek	go in off (of) (something) v.
62	Phrasals	(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek	go in with someone (on something) v.
63	Phrasals	bir şeye girmek/başlamak	go on something v.
64	Phrasals	(bir şeye/yere) düz/ön ön girmek	head in (to something) v.
65	Phrasals	(bir şeye) klavye aracılığıyla yazmak/girmek	key into (something) v.
66	Phrasals	(bir şeye/duruma) girmek	lapse into (something) v.
67	Phrasals	(bir şeye bir şey yaparak) girmek/giriş yapmak	preface (something) by (doing something) v.
68	Phrasals	(bir şeye bir şey yaparak/bir şeyle) girmek/giriş yapmak	preface (something) with (doing something) v.
69	Phrasals	kayarak (birine/bir şeye) girmek/toslamak	skid into (someone or something) v.
70	Phrasals	(bir şeye) izdiham halinde girmek	stampede in (something) v.
71	Phrasals	(bir şeye) akın akın girmek	stampede in (something) v.
72	Phrasals	hızla (bir şeye) girmek/girişmek	swing into (something) v.
73	Phrasals	(bir şeye/bir yere) girmek istemek	want into (something or some place) v.
Phrases
74	Phrases	dar (bir şeye/yere) debelenerek girmek	worm into (something or some place) v.
75	Phrases	dar (bir şeye/yere) büzüşerek girmek	worm into (something or some place) v.
76	Phrases	(bir şeye/yere) kurnazlıkla girmek	worm into (something or some place) v.
77	Phrases	(bir şeye/yere) sinsice girmek	worm into (something or some place) v.
78	Phrases	(bir şeye/yere) alavere dalavereyle girmek	worm into (something or some place) v.
Colloquial
79	Colloquial	(bir şeye/bir yere) izinsiz girmek	lie (one's) way into (something or some place) v.
80	Colloquial	bir amaç uğruna bir şeye girmek	be in it for v.
81	Colloquial	bir şey için bir şeye girmek	be in it for v.
Idioms
82	Idioms	(bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmek	be in on the ground floor v.
83	Idioms	bir işe/şeye baştan girmek	get in on the ground floor v.
84	Idioms	bir şeye uzun vadeli olarak girmek	be in something for the long haul v.
85	Idioms	parayla (bir şeye) girmek	buy (one's) way into (something) v.
86	Idioms	(birine/bir şeye) tekme tokat girmek	fight (someone or something) tooth and claw v.
87	Idioms	(bir şeye) çıkıp çıkıp girmek	go in and out (of something) v.
88	Idioms	bir şeye/bir yere girmek/gitmek	set foot in/on something v.
89	Idioms	(bir şeye/bir yere) girmek/gitmek	set foot on (something or some place) v.
90	Idioms	konuşup ikna ederek bir şeye müdahil olmak/bir yere girmek	talk (one's) way into (something or some place) v.
91	Idioms	(bir şeye/bir yere) kıvrılarak/eğilip bükülerek girmek	work (one's) way into (something or some place) v.
92	Idioms	(bir şeye/bir yere) sürünerek girmek	worm (one's) way into (something or some place) v.
93	Idioms	dar/sıkışık (bir şeye/bir yere) zorla girmek/sığışmak	worm (one's) way into (something or some place) v.
94	Idioms	(bir şeye/bir yere) kurnazlıkla girmek	worm (one's) way into (something or some place) v.
95	Idioms	(bir şeye/bir yere) sinsice girmek	worm (one's) way into (something or some place) v.
96	Idioms	(bir şeye/bir yere) kıvrılarak girmek	wriggle (one's) way into (something or some place) v.
97	Idioms	(bir şeye/bir yere) kıl payı girmek	wriggle (one's) way into (something or some place) v.
98	Idioms	(bir şeye/bir yere) zar zor girmek/sızmak	wriggle (one's) way into (something or some place) v.
Wagering
99	Wagering	(bir şeye karşı) bahse girmek	buck v.