buck - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

buck

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "buck" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 86 résultat(s)

Anglais Turc
General
buck n. tavşan
buck n. erkek geyik
buck n. dolar
buck n. erkek hayvan
buck n. antilop
buck n. sıçrayan hayvan
buck n. pokerde kağıt dağıtma sırası
buck n. sorumluluk
buck n. erkek kızılderili
buck n. papel
buck n. geyik derisi ayakkabı
buck n. güçlü adam
buck n. enerjik genç adam
buck n. (at) zıplayıp biniciyi düşürmek
buck v. itiraz etmek
buck v. canlandırmak
buck v. sıçrayıp binicisini düşürmek
buck v. itaatsizlik etmek
buck v. sıçramak
buck v. karşı gelmek
buck v. kütüklere ayırmak
buck v. boynuzlarıyla vurmak
buck v. sarsılmak
buck v. ayak diremek
buck v. darılmak
buck v. alınmak
buck v. (ağır nesneleri) mekanik aletle taşımak
buck v. (ağır nesneleri) mekanik aletle yüklemek
buck v. ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek etkisiz hale getirmek
buck v. ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek cezalandırmak
buck v. elden ele geçirmek
buck v. eğilmek
buck v. bükülmek
buck v. iterek çıkarmak
buck v. iterek atmak
buck adj. züppe
buck adj. erkeklerle ilgili
buck adj. erkeklere özel
buck adv. tamamen
buck adv. katıksız
Colloquial
buck n. bir milyon dolar
buck n. bir avro
buck v. direnmek
buck v. karşı gelmek/koymak
buck v. kafa tutmak
buck v. sebat göstermek
buck v. görevi başkasına paslamak
buck v. neşelendirmek
buck v. cesaretlendirmek
Technical
buck n. antilop
buck n. erkek geyik/tavşan/sıçan
buck n. iskele sıpası
buck n. sehpa
buck n. tezgah
buck n. dökme cam rafı
buck n. özellikle uçak montajında kullanılan büyük bir alet
buck n. inşaatta kullanılan kaba bir kapı çerçevesi
buck n. giysi pres makinesinin dolgulu bölümü
buck v. bir elektrik potansiyeli veya alanını nötralize etmek için bir diğerine karşı tutmak
buck v. (perçinleme) titreşimi azaltıp genleşmeyi artırmak için takviye aletini perçine bastırmak
Mining
buck v. parçalamak
buck v. toz haline getirmek
Zoology
buck n. geyik derisi
Fishery
buck n. (somon veya tirsi gibi) bazı av balıklarının erkeği
Military
buck n. deniz subay salonunda ilk hizmet edilecek subayın yerini işaretlemek için kullanılan küçük bir nesne
buck v. elleri bağlayıp dizlerin üstünden geçirme cezası vermek
buck adj. belirli bir askeri kategorinin en düşük rütbesinde olan
Sport
buck n. atlama beygiri
Football
buck n. top taşıyan rakibin çizgisine yapılan hücum
buck v. top taşıyan rakibin çizgisine hücum etmek
Card
buck n. potta kazanana sırası geldiğinde yapması gereken bir şey olduğunu hatırlatan işaret
Wagering
buck v. (bir şeye karşı) bahse girmek
buck v. (bir şeye karşı) risk almak
Archaic
buck n. eskiden kızılderililerle yapılan ticarette takas birimi olarak kabul edilen geyik derisi
Slang
buck n. ev yapımı alkol
buck n. para
buck n. yüz
buck n. zenci erkek
buck n. zenci herif
buck n. zenci erkek
buck n. yüz dolar
buck n. yuvarlanmış büyük miktarda para
buck n. saatte yüz mil
buck n. yüz sterlin
buck n. yüz birim
buck v. ateş etmek

Sens de "buck" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 262 résultat(s)

Anglais Turc
General
buck private n. er
buck bean n. suyoncası
buck fever n. heyecan
rough buck n. körkasa
door buck n. kapı kasası/çerçevesi
buck private n. deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker
a buck of the first head n. olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
buck [south africa] n. güney afrika randı
buck [dialect] [uk] n. küllü veya sabunlu yıkama suyu
buck [dialect] [uk] n. küllü veya sabunlu suya basılan kıyafetler
buck [uk] n. yılan balığı yakalama sepeti
buck [uk] n. yılan balığı yakalama sepetlerini tutan bir çerçeve
buck [dialect] [uk] n. değirmen gövdesi
buck–and–wing n. bir tür step dansı
buck dance n. bir tür step dansı
buck fever n. beklenmedik bir durumda sergilenen aşırı gerginlik
buck party n. erkek partisi
buck party n. erkeklerin bekarlığa veda partisi
buck-basket n. çamaşır sepeti
buck basket n. çamaşır sepeti
young buck n. delikanlı
young buck n. ergen erkek
young buck n. genç yetişkin erkek
fast buck n. uğraşmadan kazanılmış para
fast buck n. kolay para
quick buck n. uğraşmadan kazanılmış para
quick buck n. kolay kazanılmış para
quick buck n. kolay para
quick buck n. hızlı kazanılmış para
make the big buck v. çok para kazanmak
buck up v. acele etmek
make buck v. para kazanmak
buck at v. sıçramak
buck up v. canlanmak
buck up v. çabuk olmak
make the big buck v. parsayı götürmek
pass the buck v. sorumluluğu başkasına yüklemek
pass the buck v. suçu başkasının üzerine atmak
buck up v. neşelenmek
buck for v. zam almaya çalışmak
buck up v. keyiflenmek
buck up v. neşelendirmek
buck for v. terfi kazanmaya çalışmak
pass the buck v. sorumluluğu başkasının üzerine atmak
pass the buck v. suçu başkasına yüklemek
pass the buck v. bir başkasını sorumlu tutmak
buck for v. elde etmeye çalışmak (zam/terfi vb'ni)
pass the buck v. sorumluluğu başkasına atmak
make a buck or two v. birkaç kuruş para kazanmak
make a fast buck v. hızlı para kazanmak
make a buck v. para kazanmak
buck (up) v. çekiçleme kuvvetine direnmek için bir aleti perçine karşı tutmak
buck [dialect] [uk] v. küllü veya sabunlu suda ıslatmak veya kaynatmak
buck [dialect] [uk] v. (kıyafetleri) küllü veya sabunlu suda taşa vurarak yıkamak
buck [india] v. gevezelik etmek
buck [india] v. konuşmak
buck naked adj. tamamen çıplak
buck-naked adj. tamamen çıplak
buck-toothed adj. dişlek
buck-naked adj. anadan üryan
buck-naked adj. çırılçıplak
buck-toothed adj. tavşan dişli
buck-eyed adj. kötü gözlü
buck-eyed adj. benekli gözlü
Phrasals
buck against v. direnmek
buck against v. karşı gelmek
buck against v. karşı koymak
buck someone off v. sırtından atmaya çalışmak
buck someone off v. (at) sırtından atmak
buck for v. için gayret etmek
buck for v. -i hedeflemek
buck for v. -e oynamak
buck for (something) v. (bir şey) için gayret etmek
buck for (something) v. (bir şeyi) hedeflemek
buck for (something) v. (bir şeye) oynamak
buck for (something) v. (bir şeyi) kazanmaya çalışmak
buck for (something) v. (bir şeyi) elde etmeye çalışmak
buck for (something) v. (bir şeyi) almaya çalışmak
buck for something v. bir şey için hırsla çalışmak/uğraşmak
buck for something v. bir şeyi hırs yapmak
buck off v. (at) sırtından atmak
Phrases
the buck stops here expr. nihai sorumluluk benimdir
Colloquial
double saw(buck) n. yirmilik (dolar)
double saw(buck) n. iki onluk (dolar)
quick buck n. kolay kazanılmış para
quick buck n. çabuk kazanılan para
fast buck n. kolay kazanılmış para
fast buck n. çabuk kazanılan para
buck passer n. başkasına yükleyerek sorumluluktan kaçan kimse
buck-passing n. sorumluluğu başkasına yükleme
buck-passing n. suçu başkasına yükleme
fast-buck adj. kolay/hızlı para peşinde koşan
fast-buck adj. ahlaksızca para kazanmaya çalışan
no bucks, no buck rogers expr. para yoksa uzay yolculuğu da yok
Idioms
an honest buck n. dürüstçe yapılan iş
an honest buck n. namusuyla/alın teriyle yapılan iş
an honest buck n. alın teri dökerek/alnının akıyla yapılan iş
an honest buck n. bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla kazanılan para/yapılan iş
an honest buck n. helal para/iş
bang for the buck n. harcanılan paranın karşılığı
buck passing n. sorumluluğu başkasına yükleme
buck never stops n. sorumluluğu başkasına yükleme
passing the buck n. sorumluluğu başkasına yükleme
an honest buck [us] n. yasal iş/kazanç
a bigger bang for (one's) buck n. (birinin) harcadığı/verdiği paranın fazlasıyla karşılığı
bang for the buck n. yatırımın/çabanın karşılığı
bang for the buck n. yatırımın/çabanın hakkı
bang for one's buck n. yatırımın/çabanın karşılığı
bang for one's buck n. yatırımın/çabanın hakkı
a bigger bang for the buck n. verilen/harcanan paranın karşılığının fazlası
a bigger bang for the buck n. verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı
a bigger bang for the buck n. verilen/harcanan para için çok iyi
a bigger bang for the buck n. bu fiyata/bu fiyat için çok iyi
buck fever n. acemi bir avcının ilk kez av gördüğünde duyduğu heyecan
buck fever n. acemi bir avcının ilk av denemesi esnasındaki heyecanı
buck fever n. ilk avcılık heyecanı
a fast buck n. kolay para
earn an honest buck v. dürüstçe/namusuyla para kazanmak
earn an honest buck v. alın teriyle/alın teri dökerek para kazanmak
earn an honest buck v. bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
earn an honest buck v. dürüstçe/namusuyla ekmeğini kazanmak
earn an honest buck v. alın teriyle/alın teri dökerek çalışıp geçinmek
make an honest buck v. dürüstçe/namusuyla para kazanmak
make an honest buck v. alın teriyle/alın teri dökerek para kazanmak
make an honest buck v. bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
make an honest buck v. dürüstçe/namusuyla ekmeğini kazanmak
make an honest buck v. alın teriyle/alın teri dökerek çalışıp geçinmek
buck one's ideas up v. aklını başına toplamak
buck the tide v. durdurmak
buck the trend v. genel eğilimin tersinde olmak
buck the trend v. genel gidişatın tam tersi bir özellik göstermek
buck the tide v. engellemek
buck the tide v. ile baş etmek
make a quick buck v. kısa yoldan (özellikle yasa dışı biçimde) zengin olmak
make a fast buck v. kısa yoldan (özellikle yasa dışı biçimde) zengin olmak
bang for your buck v. paranın karşılığını almak
more bang for your buck v. parasının karşılığını fazlasıyla vermek
bang for the buck v. paranın karşılığını almak
a bigger bang for your buck v. parasının karşılığını fazlasıyla vermek
pass the buck v. sorumluluğunu başkasına yüklemek
buck the system v. sistemle mücadele etmek
pass the buck v. topu başkasına atmak
more bang for your buck v. verdiği paranın karşılığını fazlasıyla almak
earn an honest buck v. meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek
earn an honest buck v. helal para kazanmak/kazanç sağlamak
bang for one's the buck v. parasının karşılığına almak
bang for one's the buck v. harcadığı paranın karşılığını almak
bang for one's the buck v. harcadığı para için iyi bir karşılık/hizmet almak
bang for one's the buck v. harcadığı paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak
bang for one's the buck v. verdiği paranın hakkını/karşılığını fazlasıyla almak
bang for the buck v. paranın karşılığına almak
bang for the buck v. harcanan paranın karşılığını almak
bang for the buck v. harcanan para için iyi bir karşılık/hizmet almak
bang for the buck v. harcanan paranın üstünde bir karşılık/hizmet almak
bang for the buck v. verilen paranın hakkını/karşılığını fazlasıyla almak
break the buck v. amerikan para piyasası fonlarında bir şirketin değeri bir doların altına düşmek
break the buck v. değeri bir doların altına düşmek
buck (one's) ideas up v. aklını başına toplamak
buck (one's) ideas up v. aklını başına almak
buck (one's) ideas up v. kendini toparlamak
buck the system v. sisteme karşı çıkmak
buck the system v. sisteme başkaldırmak
buck the system v. kuralları yıkmak
buck the trend v. öngörülemeyen şekilde ilerlemek
buck the trend v. beklenmedik şekilde/yönde gelişmek
buck the trend v. şaşırtıcı şekilde gelişmek/ilerlemek
buck up (one's) ideas v. aklını başına toplamak
buck up (one's) ideas v. aklını başına almak
buck up (one's) ideas v. kendini toparlamak
break the buck v. değeri bir doların altına düşmek
go to buck v. (dişi tavşan) çiftleşmek
buck the board v. demiryollarında kısmi zamanlı çalışmak veya ekstra yapmak
buck the tiger v. faro banka karşı oynamak
cut the buck v. elinden geleni yapmak
cut the buck v. beklentiyi karşılamak
cut the buck v. etkili hareket etmek
cut the buck v. hemen aksiyon almak
bigger bang for the buck adj. verilen/harcanan paranın karşılığının fazlası
bigger bang for the buck adj. verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı
bigger bang for the buck adj. verilen/harcanan para için çok iyi
bigger bang for the buck adj. bu fiyata/bu fiyat için çok iyi
the buck stops here expr. iş bende biter
the buck stops here expr. olay bende biter
buck stops here expr. tüm sorumluluk bende (yapılanların sorumluluğunu başkasının üzerine atmayacağım)
a bigger bang for your buck expr. verdiği paranın karşılığını fazlasıyla almak
the buck stops with (one) expr. esas sorumluluk (birinde)
the buck stops with (one) expr. iş (birinde) biter
the buck stops with (one) expr. olay (birinde) biter
the buck stops with (one) expr. nihai sorumluluk (birinde)
the buck stops with (one) expr. tüm sorumluluk (birinde)
buck stops here expr. nihai sorumluluk benimdir
buck stops here expr. iş bende biter
buck stops here expr. olay bende biter
buck up your ideas expr. aklını başına topla
buck up your ideas expr. aklını başına al
buck up your ideas expr. kendini toparla
buck your ideas up expr. aklını başına topla
buck your ideas up expr. aklını başına al
buck your ideas up expr. kendini toparla
more bang for the buck expr. parasının karşılığından fazlası
more bang for the buck expr. verdiği/verilen paranın karşılığından fazlası
more bang for one's buck expr. parasının karşılığından fazlası
more bang for one's buck expr. verdiği/verilen paranın karşılığından fazlası
Trade/Economic
breaking the buck n. bir şeyin değerinin 1 doların altına düşmesi
Technical
buck transformer n. düzenleyici transformatör
rough buck n. kör kasa
saw buck n. testere tezgahı
buck saw n. yaylı testere
buck up v. acele etmek
buck up v. geliştirmeye çalışmak
Electric
buck transformer n. düzenleyici transformatör
Automotive
buck regulator n. düşürücü regülatör
buck-boost regulator n. yön çeviren regülatör
Railway
buck plate n. destek levhası
Gastronomy
buck rabbit [uk] n. galler'e özgü bir tür tavşan yemeği
buck rarebit [uk] n. galler'e özgü bir tür tavşan yemeği
Marine Biology
eel-buck n. pinter
eel-buck n. venter
Zoology
black buck n. kara antilop
black buck n. üst kısmı siyah olup sarmal boynuzları olan yaygın bir hint antilobu
black buck (hippotragus niger) n. doğu ve güney afrika'da görülen nesli tükenmekte olan büyük bir antilop
black buck (hippotragus niger) n. samur antilobu
blue buck n. mavi antilop
bush buck n. büyük kudu
buck [us] n. koç
buck teeth n. tavşan dişi
gray buck n. hindistan'a özgü bir ceylan
gray buck n. dört boynuzlu antilop
Botanic
buck [scotland] n. kayın ağacı
buck mast n. kayın palamudu
buck bay vygie n. buzçiçeğigillere ait, güney afrika'ya özgü bir çiçek cinsi
Agriculture
buck rake n. bir tür ot tırmığı
Geography
buck grove n. iowa eyaletinde şehir
Military
buck sergeant n. askeriyede en düşük rütbeli çavuş
Football
cross buck n. futbolda bir hücum oyunu
Art
buck and wing [us] n. bir tür step dansı
Engineering
buck in v. bir aleti iki işarete göre ayarlamak
Slang
a buck apiece n. adam başı bir dolar
bang for the buck n. paranın meydana getirdiği etki
buck horn n. sert sarılmış sigara
get bang for buck v. emeğinin karşılığını almak
make a fast buck v. kolay yoldan parayı bulmak
make a quick buck v. kolay yoldan voliyi vurmak
make a quick buck v. kolay yoldan parayı bulmak
make a fast buck v. kolay yoldan voliyi vurmak
get bang for buck v. yatırımının karşılığını almak
buck-naked adj. anadan doğma
knuck if you buck expr. erkeksen gel
knuck if you buck expr. gardını al
knuck if you buck expr. dışarıya gel
knuck if you buck expr. dışarıda görüşelim
throw in a buck expr. bir dolar at
British Slang
buck naked adj. anadan doğma
buck naked adj. anadan üryan
buck naked adj. çırılçıplak
buck naked adj. cıscıbıl
Modern Slang
a buck fitty n. bir dolar elli sent
a buck fitty n. 1.50 dolar
a buck fifty expr. doğru
a buck fifty expr. dobra
a buck fifty expr. dürüst
a buck fifty expr. açık sözlü