parçalamak - Turc Anglais Dictionnaire

parçalamak

Sens de "parçalamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 117 résultat(s)

Turc Anglais
General
parçalamak crumble v.
Where did you crumble them?
Onları nerede parçaladın?

More Sentences
parçalamak rend v.
She is rending old pictures of herself.
Eski fotoğraflarını parçalıyor.

More Sentences
parçalamak dismember v.
In June 1874, the dismembered body of a female was discovered in the River Thames at Putney.
Haziran 1874'te Putney'deki Thames Nehri'nde parçalanmış bir kadın cesedi bulundu.

More Sentences
parçalamak break up v.
It threatens to break up families.
Aileleri parçalamakla tehdit ediyor.

More Sentences
parçalamak mangle v.
His body was crushed and mangled under the car.
Cesedi arabanın altında ezilerek parçalanmıştı.

More Sentences
parçalamak split v.
Who first split the atom?
Atomu ilk kim parçaladı?

More Sentences
parçalamak break down v.
These peptides inhibit all the enzymes that break down collagen in your skin.
Bu peptitler cildinizdeki kolajeni parçalayan tüm enzimleri inhibe eder.

More Sentences
parçalamak tear to pieces v.
It was my book that your child tore to pieces.
Senin çocuğun parçaladığı benim kitabımdı.

More Sentences
parçalamak shred v.
She shredded the document as soon as she read it.
Belgeyi okuduktan hemen sonra parçaladı.

More Sentences
parçalamak break v.
They secrete extra hormones and enzymes to break the food down.
Yiyecekleri parçalamak için ekstra hormonlar ve enzimler salgılarlar.

More Sentences
parçalamak dismantle v.
The forces of modernity would begin to dismantle the medieval tradition.
Modernitenin güçleri ortaçağ geleneğini parçalamaya başlayacaktı.

More Sentences
parçalamak rip v.
I can rip you apart with my bare hands.
Seni çıplak ellerimle parçalayabilirim.

More Sentences
parçalamak tear v.
Two terrible world wars tore our Continent apart.
İki korkunç dünya savaşı kıtamızı parçaladı.

More Sentences
Phrasals
parçalamak rip apart v.
The house was ripped apart by the tornado.
Ev kasırga yüzünden paramparça olmuş.

More Sentences
parçalamak chew up v.
The dog chewed up my boot.
Köpek botumu parçaladı.

More Sentences
Technical
parçalamak shatter v.
She shattered the mirror with a hammer.
Aynayı çekiçle parçaladı.

More Sentences
parçalamak smash v.
Who was the king who smashed the Nehushtan?
Nehuştan'ı parçalayan kral kimdi?

More Sentences
Automotive
parçalamak break v.
Break it down.
Onu parçala.

More Sentences
General
parçalamak crash v.
parçalamak bash in v.
parçalamak break up with v.
parçalamak tear down v.
parçalamak take to pieces v.
parçalamak tatter v.
parçalamak laniate v.
parçalamak lacerate v.
parçalamak pull to pieces v.
parçalamak disintegrate v.
parçalamak part v.
parçalamak break into pieces v.
parçalamak break something down v.
parçalamak smash in v.
parçalamak break something up v.
parçalamak dash v.
parçalamak unmake v.
parçalamak hackle v.
parçalamak disjoint v.
parçalamak cut something asunder v.
parçalamak cut into parts v.
parçalamak comminute v.
parçalamak splinter v.
parçalamak spall v.
parçalamak cut up v.
parçalamak disrupt v.
parçalamak smash up v.
parçalamak bust v.
parçalamak chop v.
parçalamak rip up v.
parçalamak digest v.
parçalamak wreck v.
parçalamak savage v.
parçalamak break asunder v.
parçalamak abscise v.
parçalamak chap [scottish] v.
parçalamak chatter [dialect] v.
parçalamak elide v.
parçalamak uncreate v.
parçalamak unfurnish v.
parçalamak knap v.
parçalamak enrive v.
parçalamak unmantle v.
parçalamak pull v.
parçalamak uptear v.
parçalamak bemangle v.
parçalamak beshiver v.
parçalamak mammock [dialect] v.
parçalamak waffle v.
parçalamak masticate v.
parçalamak moulter [dialect] v.
parçalamak deintegrate v.
parçalamak murl v.
parçalamak rive v.
parçalamak disshiver v.
parçalamak distrain [obsolete] v.
parçalamak crase [obsolete] v.
parçalamak discerp v.
parçalamak discind [obsolete] v.
parçalamak pluck v.
parçalamak screed v.
parçalamak section v.
parçalamak founder v.
parçalamak smithereen v.
parçalamak spalt [dialect] v.
parçalamak stitch [obsolete] v.
parçalamak rupture v.
Phrasals
parçalamak bung up v.
parçalamak bung something up v.
parçalamak chew someone or something up v.
parçalamak rip away v.
parçalamak hack up v.
parçalamak break away v.
parçalamak bring down v.
parçalamak chip at v.
parçalamak chip away v.
parçalamak smash down v.
parçalamak splinter up v.
Colloquial
parçalamak rip in half v.
Idioms
parçalamak rip (someone or something) apart v.
Technical
parçalamak fragment v.
parçalamak decompose v.
parçalamak scrap v.
parçalamak chop v.
parçalamak degrade v.
Computer
parçalamak segment v.
Textile
parçalamak mangle v.
Automotive
parçalamak cannibalize v.
Aeronautic
parçalamak sever v.
Mining
parçalamak buck v.
Medical
parçalamak digest v.
Chemistry
parçalamak lyse v.
Literature
parçalamak abscind v.
Archaic
parçalamak reave v.
parçalamak unmechanise v.
parçalamak unmechanize v.
parçalamak harrow v.
parçalamak dispart v.
Slang
parçalamak scronch [dated] v.

Sens de "parçalamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 107 résultat(s)

Turc Anglais
General
(vahşi hayvan) parçalamak savage v.
He was severely savaged by a bear.
Bir ayı tarafından feci şekilde parçalanmış.

More Sentences
edebiyat parçalamak talk or write in purple prose v.
yüreğini parçalamak harrow v.
makinede parçalamak (kağıt vb) devil v.
parçalamak (hayvan) savage v.
edebiyat parçalamak talk or write bombastically v.
yüreğini parçalamak rend the heart v.
yırtarak parçalamak tear up v.
eklem yerlerinden parçalamak disarticulate v.
atomu parçalamak split the atom v.
kalbini parçalamak rip someone's heart out v.
makinede parçalamak (kağıt vb) shred v.
(toprak) yüzeyini parçalamak hack v.
el yazmasını parçalamak hack v.
kesici darbelerle parçalamak hack v.
arka arkaya vurarak parçalamak hack v.
dişleriyle parçalamak maul v.
yüreğini parçalamak harrowed v.
(kütük) ucundan parçalamak broom v.
(kaba malzemeyi) parçalamak hog v.
(atık odunu) makineyle parçalamak hog v.
boynuz veya diş ile parçalamak horn v.
ağızda parçalamak mouth v.
(mısır, buğday) ezerek parçalamak crack v.
(kazmak, çukur açmak veya parçalamak için) pençe ya da pati kullanmak scratch v.
dişleyerek parçalamak seize with teeth v.
keserek parçalamak shear [obsolete] v.
keser gibi parçalamak shear [obsolete] v.
sivri bir alet ile parçalamak stick v.
hayvanların yiyeceklerini parçalamak için kullandıkları dişlerle ilgili laniary adj.
Phrasals
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak crush (someone or something) to (something) v.
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak crush (someone or something) into (something) v.
(birini veya bir şeyi) parçalamak rot away at (someone or something) v.
(bir şeyi) parçalamak tear through (something) v.
-i parçalamak tear through v.
(bir şeyi) parçalamak rend (something) in (something) v.
bir şeyi parçalamak break something in v.
(bir şeyi) parçalamak chip (away) at (something) v.
bir şeyi parçalamak crack something up v.
birini/bir şeyi parçalamak crunch someone or something up v.
(yenmesi için öldürülen bir hayvanın) etini parçalamak dress out v.
kuvvetle parçalamak bust up v.
bir şeyi kesip parçalamak hack something up v.
bir şeyi parçalamak hack something up v.
(bir şekilde) kesip parçalamak hack to v.
(bir şeyi) kesip parçalamak hack at (something) v.
kesip parçalamak hack at v.
(bir şeyi) parçalamak rend (something) to (something) v.
testereyle keserek parçalamak saw up v.
Colloquial
kendini parçalamak/helak etmek bust (one's) hump v.
bir şeyi vurarak parçalamak pound something up v.
vurarak parçalamak pound up v.
Idioms
yüreğini parçalamak tear one's heart out v.
yürek parçalamak pull on the heartstrings v.
iç parçalamak pull on the heartstrings v.
yüzünü gözünü parçalamak scratch somebody's eyes out v.
edebiyat parçalamak wax eloquent v.
yüreğini parçalamak tear your heart out v.
içini yakmak/parçalamak tear your heart out v.
ciğerini yakmak/parçalamak tear your heart out v.
yüreğini parçalamak cut someone to the bone v.
ciğerini yakmak/parçalamak cut someone to the quick v.
içini yakmak/parçalamak cut someone to the bone v.
yüreğini parçalamak cut someone to the quick v.
içini yakmak/parçalamak cut someone to the quick v.
ciğerini yakmak/parçalamak cut someone to the bone v.
birini/bir şeyi parçalamak rip somebody/something to bits v.
birini/bir şeyi parçalamak rip somebody/something apart v.
(birini/bir şeyi) parçalamak rip (someone or something) to bits v.
birini/bir şeyi parçalamak rip somebody/something to shreds v.
(birinin) kafasını parçalamak smash (one's) head in v.
(birini/bir şeyi) parçalamak tear (someone or something) in half v.
(birini/bir şeyi) parçalamak rip (someone or something) in half v.
(birinin) kafasını parçalamak smash in (one's) head v.
(bir şeyi) yırtmak/parçalamak tear (something) to ribbons v.
(birinin) içini parçalamak tear (someone) in two v.
(birinin) yüreğini parçalamak cut (one) to the quick v.
birinin yüreğini parçalamak cut somebody to the quick v.
(birinin) ciğerini yakmak/parçalamak cut (one) to the quick v.
birinin ciğerini yakmak/parçalamak cut somebody to the quick v.
ciğerini yakmak/parçalamak cut to the bone v.
içini yakmak/parçalamak cut to the bone v.
Law
çalıntı otoları parçalamak ve çenç yapmak break up stolen vehicles for their parts v.
Politics
ülkeyi parçalamak split the country v.
(imparatorluğu) parçalamak dismember v.
Industry
(odunu) parçalamak hog v.
Textile
tırmıkla parçalamak brake v.
Construction
aşınmış veya bozulmuş kaldırımları parçalamak için kullanılan yol makinesi ripper n.
Marine
(geminin) omurgasını parçalamak break the back v.
fıçıyı parçalamak shake a cask v.
(yelkeni) parçalamak split v.
Physics
tüm atomları parçalamak için gereken sürelerin ortalaması average life n.
(atom çekirdeğini) parçalamak disintegrate v.
(atom veya atom çekirdeğini) yapay olarak parçalamak split v.
Chemistry
(maddenin) moleküllerini parçalamak reform v.
su ile bileşik parçalamak hydrolise v.
su ile bileşik parçalamak hydrolize v.
su ile bileşik parçalamak hydrolyse v.
(kimyasal bileşik) parçalamak crack v.
Biochemistry
yapısındaki proteinleri parçalamak proteolyse v.
yapısındaki proteinleri parçalamak proteolyze v.
Zoology
hayvanların yiyeceklerini parçalamak için kullandıkları dişlerle ilgili laniary adj.
Agriculture
toprağı düzleştirmek ve parçalamak için kullanılan tarım makinesi roller n.
Hunting
(trapı) parçalamak smoke v.
Archaic
iğne batırarak opak kitleyi parçalamak suretiyle yapılan katarakt ameliyatı keratonyxis n.
(balığı) parçalamak gobbet v.
Slang
kendini parçalamak bust [us] v.