horn - Turc Anglais Dictionnaire

horn

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "horn" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 129 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
horn n. boynuz
The vet cut the cow's horn to prevent it from harming its eye.
Veteriner, gözüne zarar vermesini önlemek için ineğin boynuzunu kesti.

More Sentences
General
horn n. boynuzdan yapılmış eşya
We used to use horn combs to comb our hair.
Eskiden saçlarımızı taramak için boynuzdan yapılmış taraklar kullanırdık.

More Sentences
horn n. anten
If you look close enough, you can see snail's horns.
Eğer yeterince yakından bakarsanız, salyangoz antenlerini görebilirsiniz.

More Sentences
horn n. korna
It is forbidden to use the horn in this side of town.
Şehrin bu tarafında korna çalmak yasaktır.

More Sentences
horn n. trompet
My grandfather used to play horn in a brass band.
Büyükbabam eskiden bir bandoda trompet çalardı.

More Sentences
horn n. fransız kornosu
The French horn has a complex structure.
Fransız kornosunun karmaşık bir yapısı vardır.

More Sentences
Technical
horn n. korna
Tom was honking his horn.
Tom kornasına basıyordu.

More Sentences
Textile
horn n. boynuz
Both male and female Capra Ibex have horns that curve backward.
Hem erkek hem de dişi Capra Ibex'in geriye doğru kıvrılan boynuzları vardır.

More Sentences
Automotive
horn n. korna
I beeped the horn.
Kornaya bastım.

More Sentences
Art
horn n. korno
He plays horn in a local orchestra.
Yerel bir orkestrada korno çalıyor.

More Sentences
General
horn n. duyarga
horn n. boru
horn n. klakson
horn n. (böcekte) duyarga
horn n. şeytan boynuzu
horn n. ilahi güçlere atfedilen boynuz
horn n. tırnak veya pençe benzeri keratinli doku
horn n. boynuzdan yapılmış ok ucu
horn n. boynuzdan yapılan bardak
horn n. viking bardağı
horn n. boynuz bardağında içilen içecek
horn n. hilalin kıvrımlı kenarları
horn n. hilal boynuzu
horn n. yüksek eyer kaşı
horn n. kadın eyeri çıkıntısı
horn n. savunma aracı
horn n. güç kaynağı
horn n. güç
horn n. zafer
horn n. onur
horn n. dezavantajlı durum
horn n. ikilemin yol açtığı dezavantajlı durum
horn n. korna sesi
horn n. alarm cihazı
horn n. boynuzdan yapılan kutu
horn v. boynuzlamak
horn v. toslamak
horn v. korna ile sürmek
horn v. çat kapı gitmek
horn v. davetli olmadığı yere gitmek
horn v. boynuz sağlamak
horn v. boynuz oluşturmak
horn v. boynuz veya diş ile parçalamak
horn v. boynuz veya diş ile delmek
horn v. boynuz veya diş saplamak
horn adj. boynuza ait
horn adj. boynuza benzer
horn adj. boynuzdan oluşan
horn adj. boynuza benzer maddeden üretilen
horn adj. boynuza benzer maddeden oluşan
Colloquial
horn n. burun
horn n. telefon
horn v. burnundan uyuşturucu çekmek
horn v. uyuşturucu koklamak
Technical
horn n. boynuz anten
horn n. püskürtme hunisi
horn n. yeke
horn n. (demirci örsü veya teneke presi gibi) cihaz veya mekanizmanın boynuz şeklindeki bölümü
horn n. ayakkabı makinesinde ayakkabının yerleştirilerek işlendiği yer
horn n. hoparlörün korna bölümü
horn n. (saatte) şase
horn v. (metali) örsün sivri kısmı ile düzlemek
horn v. örsün sivri kısmı ile dövmek
Architecture
horn n. amalthea boynuzu
horn n. zeus'un süt annesi amalthea'nın boynuzlarını taşıyan dekor
horn n. iyonik volüt
horn n. antik mimaride iyonik kıvrım
horn n. (kapı veya pencere çerçevesinde) uzayan pervaz bölümü
Automotive
horn n. jant flanşı
horn n. karbüratör boğazı
horn n. klakson
Railway
horn n. düdük
Aeronautic
horn n. uçak kontrol boynuzu
Marine
horn n. gurcatanın dış uçlarından her biri
horn n. gemi gizi veya sereninin uçlarından her biri
horn v. (gemi sereni veya direğini) bağlamak
horn v. sıkıştırmak
horn v. (gemi karinasını) omurgaya oturtmak
Mining
horn n. boynuz kap
horn n. altın madenciliğinde yıkama işleminde kullanılan ve inek boynuzundan elde edilen küçük kap
Physiology
horn n. boynuz biçimli şey
horn n. boynuz şeklinde vücut bölümü
horn n. iki boynuzlu rahim
horn n. hyoid kemik boynuzu
horn n. omurilik boynuzu
Marine Biology
horn n. balık boynuzu
horn n. balık yüzgecinin önünde bulunan sivri kemik
horn n. balık anteni
Zoology
horn n. gergedan boynuzu
horn n. ossikon
horn n. zürafa boynuzu
horn n. geyik boynuzu
horn n. kuş gagası
horn n. kuş kafası üzerindeki tüy öbeği
horn n. salyangoz anteni
Botanic
horn n. ipek otunun çiçeklerinde bulunan kıvrık tırnak
Linguistics
horn n. ayırıcı im
horn n. fonetik işaret
horn n. diyakritik
Religious
horn n. (incil'de) güç, zafer ve başarı sembolü
horn n. kurtuluş boynuzu
horn n. kurbanın yakılarak sunulduğu yahudi sunağının dört köşesindeki kıvrımdan her biri
Geography
horn n. menderes
horn n. boynuz şekilli su veya kara kütlesi
horn n. sarp dağlık bölgede sert zirve
horn n. izlanda'nın kuzeybatısında kuzey kutup dairesi'nin güneyinde bir burun
horn n. şili'de yer alan horn adası'na ait bir burun
horn n. afrika boynuzu
horn n. afrika'da bir yarımada
horn n. afrika boynuzu'nu kapsayan ülkeler
Music
horn n. boru
horn n. şofar
horn n. hayvan boynuzundan yapılan müzik aleti
horn n. bakır üflemeli çalgı
horn n. çocuk oyuncağı olarak kullanılan imitasyon üflemeli çalgı
horn n. caz orkestrasında kullanılan üflemeli çalgı
Engineering
horn n. havalı korna
horn n. gramofon boynuzu
Ornithology
horn n. kulak tüyü
Slang
horn n. kalkmış penis
horn n. aldatılma
horn n. boynuzlanma
horn n. telefon
horn n. hoparlör
horn n. telsiz
horn n. radyotelefon
horn v. aldatmak
horn v. boynuz takmak
British Slang
horn n. ereksiyon

Sens de "horn" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 357 résultat(s)

Anglais Turc
General
french horn n. korno
Do you know what they call a French horn in French?
Fransızcada Fransız kornosuna ne dediklerini biliyor musun?

More Sentences
fog horn n. sis düdüğü
Tom heard a fog horn in the distance.
Tom uzakta bir sis düdüğü duydu.

More Sentences
car horn n. araba kornası
Can't you hear all the car horns beeping behind us?
Arkamızdaki arabaların korna seslerini duymuyor musun?

More Sentences
shoe horn n. ayakkabı çekeceği
Tom put his shoes on with his shoe horn.
Tom ayakkabılarını ayakkabı çekeceğiyle giydi.

More Sentences
english horn n. ingiliz kornosu
Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
Tom, Fransa'da bir Çin restoranında İngiliz kornosuyla bir İspanyol halk ezgisi çaldı.

More Sentences
honk the horn v. kornaya basmak
Tom honked the horn impatiently.
Tom sabırsızca kornaya bastı.

More Sentences
Politics
horn of africa n. afrika boynuzu
I want to make this point about the Horn of Africa.
Afrika Boynuzu ile ilgili olarak şu noktaya değinmek istiyorum.

More Sentences
Music
french horn n. fransız kornosu
Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn.
Tom, Fransız kornosu çalmayı öğrenmek için çok zaman harcadı.

More Sentences
General
horn antenna n. koni anten
air horn n. korna
powder horn n. korno
horn of plenty n. bolluk
the golden horn n. haliç
horn of plenty n. bereket boynuzu
logarithmic horn n. logaritmik boru
horn loudspeaker n. koni hoparlör
powder horn n. barutluk
french horn n. daire şeklinde çalgı borusu
powder horn n. barut mahfazası
horn-rimmed glasses n. kemik çerçeveli gözlük
hunting horn n. av borusu
battle horn n. savaş borusu
war horn n. savaş borusu
shoe horn n. kerata
rhino horn n. gergedan boynuzu
saddle horn n. kovboyların kullandığı eyerlerin, hayvanı durdurmak için kullanılan ipi tutması için tasarlanmış olan çıkıntılı kısmı
golden horn bridge n. haliç köprüsü
drinking horn n. boynuzdan yapılmış kadeh
bugle horn n. borazan
bugle horn n. boynuzdan yapılmış içecek kabı
horn of a dilemma n. çıkmaz durum
horn of a dilemma n. iki arada bir derede olma
horn of a dilemma n. boşa koysan dolmaz doluya koysan almaz durum
horn block n. dayanak
horn of a dilemma n. garip durum
horn-rims n. kemik çerçeve ile ilgili
horn-rims n. kemik çerçeveli (gözlük)
horn of a dilemma n. nahoş durum
horn of a dilemma n. sıkıntılı durumda olma
horn block n. pedestal
horn block n. temel
horn-rims n. kemik çerçeveli gözlük
morsing horn n. barut koymak için kullanılan boynuz veya şişe
slug-horn n. slogan
sound the horn v. korna çalmak
sound one's horn v. korna çalmak
toot the horn v. korna çalmak
blow a horn v. korna çalmak
horn in on v. burnunu sokmak
blow one's own horn v. böbürlenmek
blow horn v. boru çalmak
horn in v. burnunu sokmak
blow one's own horn v. yüksekten atmak
blow the horn v. kornaya basmak
sound the horn v. kornaya basmak
toot the horn v. kornaya basmak
toot one's own horn v. kendini övmek
horn [dialect] [uk] v. gevezelik etmek
horn [dialect] [uk] v. laf ebeliği yapmak
horn [dialect] [uk] v. dedikodusunu yapmak
horn [dialect] [uk] v. yaymak
horn-shaped adj. boynuz biçimli
horn-shaped adj. boynuz şeklinde
horn-shaped adj. boynuz gibi
horn-mad adj. gözü dönmüş
horn-mad adj. delirmiş
horn-rimmed adj. kemik çerçeveli (gözlük)
horn-mad adj. çıldırmış
horn-rimmed adj. kemik çerçeve ile ilgili
Phrasals
horn in on (something) v. (bir şeye) burnunu sokmak
Colloquial
horn in v. maydanoz olmak
have the horn [dated] v. sertleşmek
have the horn [dated] v. azmak
have the horn [dated] v. ereksiyon olmak
have the horn [dated] v. cinsel duyguları kabarmak
have the horn [dated] v. şehvetlenmek
on the horn expr. telefonda
on the horn expr. telefonda biriyle görüşüyor/konuşuyor
Idioms
chrome horn n. tamponu yolu tıkayan araca dokundurmak ya da vurmakta kullanıldığında aldığı isim
chrome horn n. krom korna
horn in v. burnunu sokmak
horn in v. lafa karışmak
horn in on v. bir işe burnunu sokmak
blow one's own horn v. kendini övmek
horn in v. salça olmak
come out the little end of the horn v. çok kaybetmek
come out of the little end of the horn v. iflasın eşiğine sürüklenmek
come out the little end of the horn v. iflasın eşiğine sürüklenmek
come out of the little end of the horn v. çok kaybetmek
blow one's own horn v. böbürlenmek
toot one's own horn v. böbürlenmek
toot one's own horn v. yüksekten atmak
blow one's own horn v. yüksekten atmak
raise the horn v. kendini yüceltmek
take a horn v. (sarhoş edici) içki içmek
raise the horn v. kibirli davranmak
go around the horn v. daha zor, uzun olan yolu seçmek
get on the horn [dated] v. azmak
get on the horn [dated] v. penisi kalkmak
get on the horn [dated] v. penisi sertleşmek
get on the horn [dated] v. çadırı kurmak
get on the horn [dated] v. ereksiyon olmak
give (someone) the horn v. (birini) azdırmak
give (someone) the horn v. (birinin) cinsel dürtülerini harekete geçirmek
give (someone) the horn v. (birini) cinsel olarak heyecanlandırmak
make a spoon or spoil a horn v. bir şeye ulaşmak için azimle uğraşmak
make a spoon or spoil a horn v. bir şeye ulaşmak için her yolu denemek
make a spoon or spoil a horn v. ne pahasına olursa olsun her şeyi yapmak
make a spoon or spoil a horn v. gözünü karartmak
make a spoon or spoil a horn v. bir şeye ulaşmak için her şeyi göze almak
be on the horn v. telefonda konuşmak
be on the horn v. telefonda olmak
be on the horn v. telefonda konuşuyor olmak
blow one's own horn v. böbürlenmek
blow one's own horn v. kendini övmek
blow own horn v. kendi çığırtkanlığını yapmak
blow one's own horn v. kendi reklamını yapmak
blow one's own horn v. kendi çığırtkanlığını yapmak
blow own horn v. kendi reklamını yapmak
blow own horn v. böbürlenmek
blow own horn v. kendini övmek
blow your own horn [us] v. kendi reklamını yapmak
toot your own horn v. kendi çığırtkanlığını yapmak
blow your own horn [us] v. kendi çığırtkanlığını yapmak
blow your own horn [us] v. böbürlenmek
blow your own horn [us] v. kendini övmek
toot your own horn v. kendini övmek
toot your own horn v. kendi reklamını yapmak
toot your own horn v. böbürlenmek
around the horn adv. uzun yoldan
around the horn adv. zor yoldan
around the horn adv. dolambaçlı yoldan
Trade/Economic
horn effect n. halo etkisi
horn effect n. hale etkisi
Tourism
golden horn bridge n. haliç köprüsü
Technical
mount kit air horn n. montaj kiti havalı korna
horn loudspeaker n. hunili hoparlör
horn unit n. sinyal tertibatı
electromagnetic horn n. elektromanyetik huni
horn valve n. korna valfi
electropneumatic horn n. hava basınçlı korna
air horn n. havalı korna
horn button n. korna düğmesi
electric horn n. elektrikli korna veya klakson
alarm horn n. alarm sireni
horn antenna n. huni anten
loud horn n. yüksek tonlu korna
electropneumatic horn n. elektro pnömatik korna
air horn kit n. havalı korna kiti
horn ring n. korna halkası
horn feed n. huni besleme
small control horn n. küçük kumanda yekesi
horn button n. korna kapağı
compressor horn n. kompresör kornası
acoustic horn n. akustik korna
exponential horn n. üstel horn
exponential horn n. üstel huni
horn button n. klakson düğmesi
warning horn n. ikaz kornası
switch horn n. anahtar çubuğu
horn press n. boynuz baskaç
horn spacing n. boynuz aralığı
horn silver n. boynuz gümüşü
horn lead n. boynuz kurşunu
hand horn n. borazan
motor horn n. klakson
anvil horn n. örsün boynuzu andıran sivri görünümlü ön ucu
horn drum n. su çarkı
Electric
electromagnetic horn n. elektromanyetik huni
horn loudspeaker n. hunili hoparlör
horn feed n. huni besleme
horn antenna n. huni anten
arcing horn n. ark boynuzu
Mechanic
horn press n. mahmuzlu pres
trailing horn n. motor veya dinamonun bobindeki tellerin geçtiği parçasının kenarı
Textile
horn button n. boynuz düğme
Architecture
horn of plenty n. bereket boyunuzu
Automotive
auxiliary horn n. yardımcı korna
horn slip ring n. korna segmanı
alarm system horn n. alarm sistemi sireni
horn relay n. korna rölesi
security alarm horn n. alarm sireni
horn button n. korna butonu
security alarm horn relay n. güvenlik alarm korna rölesi
fanfare horn n. havalı korna
carburettor air horn n. karbüratör jikle gövdesi
impact horn n. darbeli elektromanyetik etkili korna
air horn n. hava kanalının girişi
horn subsystem n. klakson tali sistemi
electric horn relay n. elektrikli klakson rölesi
horn switch n. klakson anahtarı
horn button relay n. koma kontak rölesi
electropneumatic horn n. hava basınçlı koma
triple tone horn n. üç tonlu koma
horn control valve n. korna kumanda supabı
electropneumatic horn n. elektropnömatik korna
electropneumatic horn n. hava basınçlı korna
horn button relay n. korna kontak rölesi
triple tone horn n. üç tonlu korna
horn bracket n. korna braketi
air cleaner horn n. hava giriş borusu
air horn n. havalı korna
two-tone horn n. iki tonlu korna
air horn n. karbüratör boğazı
air horn baffle n. karbüratör boğazı deflektörü
horn button n. korna butonu
horn boss n. korna düğmesi
horn ring n. korna halkası
horn relay n. korna rölesi
dual tone horn n. çift tonlu korna
automobile horn n. araba kornası
Traffic
no horn expr. sesli ikaz cihazlarının kullanılması yasaktır
Railway
pantograph horn n. pantograf başlığı
Aeronautic
horn balance n. denge boynuzu
warning horn n. iniş takımı uyarı kornası
Marine
signal horn n. sinyal düdüğü
signal horn n. işaret düdüğü
Medical
ram's-horn nail n. dış katmanlarının aşırı artması ve uzaması sonucunda tırnağın anormal biçimde kalınlaşması
occipital horn syndrome n. oksipital boynuz sendromu
cutaneous horn n. kütanöz boynuz
Anatomy
ventral horn n. omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri
ventral horn n. spinal sinirin ön kökü
anterior horn n. omurilikten karna doğru ilerleyen ve motor liflerden oluşan iki omur sinirinin iki kökünden biri
anterior horn n. spinal sinirin ön kökü
dorsal horn n. dorsal kolon
dorsal horn n. dorsal boynuz
dorsal horn n. omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü
dorsal horn n. posterior kolon
dorsal horn n. posterior boynuz
posterior horn n. dorsal boynuz
posterior horn n. omuriliğin her bir lateral kesitinin dorsal bölümünde yer alan gri maddenin boylamsal alt bölümü
posterior horn n. posterior boynuz
posterior horn n. posterior kolon
posterior horn n. dorsal kolon
Dentistry
pulp horn n. pulpa boynuzu
Pathology
horn pox n. su çiçeğinde olanlara benzer döküntülere yol açan bir abortif çiçek hastalığı
Optics
cutaneous horn n. cilt boynuzu
Veterinary
horn distemper n. boynuz hastalığı
horn distemper n. sığırlarda görülen ve boynuzun iç yapısını etkileyen bir hastalık
Gastronomy
horn shell n. şeytan minaresi
Physics
folded horn n. katlanmış horn
logarithmic horn n. logaritmik boru
Chemistry
horn quicksilver n. natif kalomel
horn silver n. izomorf gümüş halojenür grubu
horn silver n. gümüş klorür içeren ve ışığa maruz kalması ile kararan beyaz-soluk sarı veya gri mineral
horn mercury n. tatlısülümen
horn mercury n. cıva klorür minerali
horn mercury n. kalomel
horn quicksilver n. cıva biklorür
Biology
anterior horn cells n. ön boynuz hücreleri
anterior horn cell n. ön boynuz hücresi
horn cell n. boynuz hücresi
Marine Biology
golden horn n. haliç
cape horn current n. boynuz burnu akıntısı
orbital horn n. göz dikeni
triton's horn n. denizde bulunan büyük karındanbacaklı yumuşakçanın kabuğu
triton's horn n. büyük ağır ve uzun konik biçimli kabuğu olup denizde bulunan karındanbacaklı yumuşakça
horn shell n. deniz salyangoz kabuğu
horn pout n. kedi yayın balığı
horn pout n. boynuzlu yayın balığı
horn shark n. boynuzlu köpekbalığı
stag-horn coral n. staghorn mercanı
stag's-horn coral n. staghorn mercanı
Zoology
long-horn beetle n. uzun antenli kınkanat
wiltshire horn n. ingiltere'ye özgü uzun ve spiral boynuzları olan beyaz koyun ırklarından biri
horn [obsolete] n. boynuzlu hayvan
horn [obsolete] n. antenli hayvan
spindle horn n. ata benzer boynuzlu bir hayvan
spindle horn n. keçi ve inek karışımı yabanı bir hayvan
Botanic
horn poppy n. sarı boynuzgelincik
horn poppy n. sarı haşhaş
stag's-horn clubmoss n. kurt pençesi
stag's-horn clubmoss n. kibrit otu
french horn mushroom n. kral mantarı
horn of plenty n. karaborazan mantarı
ram's horn n. şeytan pençesi
ram's horn n. abd'nin güneyinden meksika'ya kadar olan bölgede yetişen, mor ve uzun kıvrımlı ağzı ve büyük sarımsı çiçekleri olan yıllık bitki
huntsman's horn n. abd'nin güneydoğusunda yetişen, geniş trompet şekilli ağzı olan sarı renkli bir suibriği
huntsman's-horn n. abd'nin güneydoğusunda yetişen, geniş trompet şekilli ağzı olan sarı renkli bir suibriği
buck's horn n. abd'ye özgü dar yapraklı ve küçük, beyazımsı çiçekli bir sinirotu
buck's horn plantain n. abd'ye özgü dar yapraklı ve küçük, beyazımsı çiçekli bir sinirotu
buck's horn n. coronopus cinsi tere
buck's horn n. boğaotu
buck's-horn n. boğaotu
buck's horn plantain n. boğaotu
buck's horn plantain n. dar yapraklı sinirotu
buck's horn n. cotula coronopifolia bitkisinin altın sarısı çiçek başları
buck's horn n. dar yapraklı sinirotu
powder horn n. boynuzotu
stag-horn sumac (rhus typhina) n. amerikan sumağı
stag's horn n. kurt pençesi
stag-horn fern (platycerium alcicorne) n. avustralya ve batı afrika'ya özgü bir eğrelti
Breeding
horn meal n. boynuz unu
dorset horn n. dorset horn koyunu
dorset horn n. boynuzlu evcil bir koyun ırkı
Religious
ram's horn n. musevilerin roş aşana ve yom kippur günlerinde çaldığı, koç veya keçi boynuzundan yapılmış boru
Geography
horn lake n. mississippi eyaletinde şehir
van horn n. teksas eyaletinde şehir
elk horn n. iowa eyaletinde şehir
horn of africa n. somali yarımadası
horn of africa n. afrika boynuzu
cape horn n. horn burnu
cape horn n. güney amerika'nın en güney ucu
horn cape n. şili'nin en güneyinde yer alan bir burun
horn slate n. gri bir silis taşı
little horn n. abd'de bir nehir
Meteorology
horn card n. horn kartı
Military
horn collector n. ses toplama borusu
chemical horn n. kimyasal başlık
chemical horn n. cam tüp içerisindeki elektroliti ince metal levha ile korunan, bataryalı mayın başlığı
hertz horn n. cam tüp içerisindeki elektroliti ince metal levha ile korunan, bataryalı mayın başlığı
Sport
around the horn n. beyzbolda topu üçüncü kaleden ikinciye, oradan birinci kaleye atma
Art
english horn n. korangle
principal horn n. korno grup şefi
stag's horn n. (oyma gereçler için kullanılan) geyik boynuzları
Music
english horn n. korangle
bass horn n. bas sesli üflemeli çalgı
basset-horn n. alto klarnet
hunting-horn n. avda haberleşme amacıyla kullanılan boru
alpine horn n. alp dağları'nda çiftçilerin kullandığı üç metrelik geleneksel çalgı
alto horn n. alto saksafon
alto horn n. nefesli bir çalgı
baritone horn n. pirinçten yapılmış ikinci en pes sesli üflemeli müzik aleti
hunting horn n. pirinçten yapılmış eski bir müzik aleti
gems-horn n. bir borulu org düğmesi
post horn n. posta borusu
french horn n. borumsu bir özellik gösteren armonyum tuşu
Ornithology
horn-billed puffin n. gergedan dalıcımartı
Reptiles
horn-billed lizard n. çam kertenkelesi
horn-billed lizard n. gri kertenkele
horn-billed lizard n. kuzey çit kertenkelesi
horn-billed lizard n. doğu çit kertenkelesi
horn-billed lizard n. çayır kertenkelesi
Entomology
horn fly n. küçük ve koyu gri renkli, kuzey amerika'ya avrupa'dan taşınmış iki kanatlı bir sinek
horn fly (haematobia irritans) n. boynuzsineği
Slang
horn dog n. abazan
buck horn n. sert sarılmış sigara
the horn n. telefon
horn maker n. birinin birlikte kocasını boynuzladığı kimse
get on the horn v. telefonu kullanmak
get on the horn v. telefon etmek
be on the horn [dated] v. ereksiyon olmak
be on the horn [dated] v. çadırı kurmak
be on the horn [dated] v. penisi kalkmak
be on the horn [dated] v. azmak
be on the horn [dated] v. penisi sertleşmek
get on the horn [dated] v. ereksiyon olmak
get on the horn [dated] v. azmak
on the horn [dated] expr. penisi sertleşmiş
on the horn [dated] expr. penisi kalkmış
on the horn [dated] expr. ereksiyon olmuş
on the horn [dated] expr. çadırı kurmuş
on the horn [dated] expr. azmış
British Slang
get the horn v. azmak
Star Wars
battle horn-class bulk cruiser n. savaş boynuzu-sınıfı cüsse kruvazörü
broken horn syndicate n. kırık boynuz çetesi
kloo horn n. kloo borusu