Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Traduction
Synonymes
Phrases
Outils
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Traduction
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
meraklı bir tavırla
düşman çevre
id card
espacio zonulares
background studies
cultural affinity
kamu hizmeti cezası
versicherung gegen kriegsgefahr
üretebilme
londra'nın kuzeydoğusunda bir semt
ahlaka ve hukuka uygun
eşler arasındaki mal ortaklığı
die hard
cojollito
opium war
proximity of blood
alternatif sinyal
distingué
kanada konsolosluğu
n unit
bolivar peninsula
canadian dollars
kör talihlilik
ikinci supap iticisi
tolstoy'un tarzına yakın
(yüzey) düz
Historique
Phrases
Sens de
"(yüzey) düz"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
(yüzey) düz
flat
adj.
Sens de
"(yüzey) düz"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 41 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
düz (yüzey)
plane
n.
2
General
düz yüzey
flat
n.
3
General
mücevherdeki düz üst yüzey
table
n.
4
General
değerli taş kesiminde üstteki düz yüzey
table
n.
5
General
düz yüzey
level
n.
6
General
düz yüzey
li bella
n.
7
General
düz ve parlak yüzey
glaze
n.
8
General
maden işletmeciliğinde faydalanılan neredeyse yatay olan düz yüzey
seat
n.
9
General
düz yüzey
slob
n.
10
General
(konteyner, kutu) düz yüzey yaratmak
panel
v.
11
General
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak
shape
v.
12
General
engebeli/düz olmayan (yüzey)
ragged
adj.
13
General
(yüzey) düz ve pürüzsüz
out of twist
adj.
14
General
düz yüzey anlamına gelen ön ek
pedi-
pref.
15
General
düz yüzey anlamına gelen ön ek
pedio-
pref.
Industry
16
Industry
düz ve pürüzsüz yüzey elde etmede kullanılan sert çelik keski
flat chisel
n.
Technical
17
Technical
düz yüzey
surface plate
n.
18
Technical
düz yüzey
level surface
n.
19
Technical
küçük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
coaxial double ring test on flat specimens with small test surface areas
n.
20
Technical
büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas
n.
21
Technical
düz yüzey
pane
n.
22
Technical
büyük yüzey alanlı düz deney numunesi
flat specimen with large test surface area
n.
23
Technical
küçük yüzey alanlı düz deney numunesi
flat specimen with small test surface area
n.
24
Technical
(camda) kırılma sonucu oluşan düz ve pürüzsüz yüzey
cleave
n.
25
Technical
bir tarafı düz, diğer tarafı 24 üçgen yüzey şeklinde kesilmiş elmas
rose diamond
n.
26
Technical
(taşı) düz çizgiler ve düz yüzey oluşturacak şekilde kırmak
pitch
v.
Architecture
27
Architecture
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey
merus
n.
28
Architecture
triglifin olukları arasında yer alan düz yüzey
meros
n.
29
Architecture
vitrin üzerindeki düz yüzey
fascia
n.
Construction
30
Construction
düz yüzey oluşturmak için baca deliklerini alçı ile kaplama
pargeting
n.
Aeronautic
31
Aeronautic
uçağın manevra yapabilmesi için kullanılan sertleştirilmiş düz yüzey rampa
apron
n.
Printing
32
Printing
düz yüzey baskısı
surface printing
n.
Math
33
Math
düz çizginin izlediği yüzey
cylinder
n.
Geometry
34
Geometry
düz bir çizginin her yöne rastgele hareketi ile tanımlanan yüzey
twisted surface
n.
35
Geometry
düz yüzey veya boşluktan oluşan geometrik düzlem
homaloid
n.
36
Geometry
düz bir çizginin hareket ettirilmesi ile oluşturulmuş koni ve silindir benzeri yüzey
ruled surface
n.
37
Geometry
iki düz çizginin kesişmediği yüzey
skew surface
n.
Hunting
38
Hunting
falya etrafındaki düz yükseltilmiş yüzey
vent field
n.
Printery
39
Printery
basım veya tarama için kağıt gibi malzemenin üzerine yerleştirildiği geniş ve düz yüzey
flatbed
n.
Archaic
40
Archaic
düz yüzey
plat
n.
Reptiles
41
Reptiles
kaplumbağa çenesinin kenarındaki düz yüzey
alveolar surface
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (yüzey) düz
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy