bağlı olmak - Turc Anglais Dictionnaire

bağlı olmak

Sens de "bağlı olmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 59 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bağlı olmak depend v.
Would you like to go out this Sunday?' 'It depends. Where would we go?'
"Bu Pazar dışarı çıkmak ister misin?" "Duruma bağlı. Nereye gideriz?"

More Sentences
General
bağlı olmak interconnect v.
There is an interconnected path in the forest.
Ormanda bağlı bir patika bulunuyor.

More Sentences
bağlı olmak depend upon v.
Who would believe that their renewal would depend upon the Council's agreement to Mugabe visiting Paris!
Onların yenilenmesinin Konsey'in Mugabe'nin Paris'i ziyaret etmesini kabul etmesine bağlı olduğuna kim inanır!

More Sentences
bağlı olmak hang v.
On our success will hang the future of the European social model too.
Avrupa sosyal modelinin geleceği de bizim başarımıza bağlı olacaktır.

More Sentences
bağlı olmak rest on v.
Okay, you're saying this whole thing rests on Joel's decision.
Tamam, her şeyin Joel'in kararına bağlı olduğunu söylüyorsun.

More Sentences
bağlı olmak be based on v.
Not everything should be based on money.
Her şey paraya bağlı olmamalı.

More Sentences
Trade/Economic
bağlı olmak depend v.
The level of commitments will depend mainly on the results of the programming exercise in our partner countries.
Taahhütlerin düzeyi esas olarak ortak ülkelerimizdeki programlama çalışmasının sonuçlarına bağlı olacaktır.

More Sentences
Technical
bağlı olmak depend on v.
The system you use will depend on the journal.
Kullandığınız sistem dergiye bağlı olacaktır.

More Sentences
General
bağlı olmak pivot v.
bağlı olmak pay homage to v.
bağlı olmak hinge on v.
bağlı olmak contingent upon v.
bağlı olmak be subject to v.
bağlı olmak be contingent upon v.
bağlı olmak adhere v.
bağlı olmak belong to v.
bağlı olmak turn on v.
bağlı olmak be bound up with v.
bağlı olmak hang on v.
bağlı olmak reside v.
bağlı olmak be affiliated with v.
bağlı olmak be attached to v.
bağlı olmak cleave v.
bağlı olmak appertain v.
bağlı olmak relate v.
bağlı olmak consist in v.
bağlı olmak consist v.
bağlı olmak be linked v.
bağlı olmak subjected to v.
bağlı olmak sit under v.
bağlı olmak connect v.
bağlı olmak reside in v.
bağlı olmak adhere to v.
bağlı olmak be interdepend v.
bağlı olmak gear to v.
bağlı olmak subject to v.
bağlı olmak be tied to v.
bağlı olmak hinge v.
bağlı olmak be bound up v.
bağlı olmak rely to [obsolete] v.
bağlı olmak turn v.
bağlı olmak ride v.
bağlı olmak pend [dialect] v.
bağlı olmak follow v.
bağlı olmak subscribe v.
bağlı olmak stay [obsolete] v.
Phrasals
bağlı olmak dwell in v.
bağlı olmak dwell on v.
bağlı olmak lie on v.
bağlı olmak rest with v.
bağlı olmak pivot around (something) v.
bağlı olmak affiliate with v.
bağlı olmak ride on v.
Idioms
bağlı olmak come down to something v.
bağlı olmak have under the girdle v.
Trade/Economic
bağlı olmak be bound v.
bağlı olmak be affiliated to v.
Medical
bağlı olmak cleave into v.
Archaic
bağlı olmak long v.

Sens de "bağlı olmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 129 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug v.
General
şansa bağlı olmak depend on luck v.
Binary options trading is very different from gambling where most people depend on luck.
İkili opsiyon ticareti, çoğu insanın şansa bağlı olduğu kumardan çok farklıdır.

More Sentences
birbirine bağlı olmak intertwine v.
The intertwined projects are going very well.
Birbirine bağlı projeler gayet iyi gidiyor.

More Sentences
(yaratıcıya, orduya) sadakatle bağlı olmak love v.
The old veteran always loved the army and served the country.
Yaşlı gazi her zaman orduya sadakatle bağlı olmuş ve ülkesine hizmet etmiştir.

More Sentences
Phrasals
(birine/bir şeye) bağlı olmak depend on (someone or something) v.
The rate of integration into the European Union will obviously depend on the countries themselves.
Avrupa Birliği'ne entegrasyonun hızı elbette ki ülkelerin kendilerine bağlı olacaktır.

More Sentences
General
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland n.
tarikata bağlı olmak be a dedicated follower of a cult v.
yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart v.
birine fazla bağlı olmak be tied to someone's apron strings v.
yürekten bağlı olmak be bonded at the heart v.
tarikata bağlı olmak be a member of a religious order v.
bağlı olmak (birine) be up to v.
birine yürekten bağlı olmak be bond with somebody at heart v.
bağlı olmak (hatıra vb'ne) cling v.
geçmişine bağlı olmak cling v.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by v.
başı bağlı olmak be tied down v.
başı bağlı olmak be dependent v.
yakından bağlı olmak be closely linked with v.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak be unduly attached to one's own opinions v.
gönülden bağlı olmak carry a torch v.
derinden bağlı olmak be deeply loyal to v.
derinden bağlı olmak be deeply attached v.
derinden bağlı olmak be deeply committed to v.
derinden bağlı olmak be deeply bound up with v.
şansa bağlı olmak be dependent on luck v.
şansa bağlı olmak be contingent upon a future event v.
şansa bağlı olmak be occasional v.
şansa bağlı olmak be depending on luck v.
şansa bağlı olmak depend on chance v.
şansa bağlı olmak be aleatory v.
şansa bağlı olmak be dependent on chance v.
şarta bağlı olmak be dependent on a condition v.
şarta bağlı olmak be conditioned v.
-e bağlı olmak hinge upon v.
-e bağlı olmak hinge on v.
sıkı sıkıya bağlı olmak be tight-knit v.
limite bağlı olmak be bound at the limit v.
seruma bağlı olmak be on a drip v.
vatana bağlı olmak be loyal to the country v.
ülkeye bağlı olmak be loyal to the country v.
ön şartına dayanmak/bağlı olmak presuppose v.
birine bağlı olmak depend on someone v.
son derece bağlı/sadık olmak be fiercely loyal v.
bir kişiye veya gruba bağlı olmak belong v.
yanlış şekilde bağlı olmak misrelate v.
kötü şekilde bağlı olmak misrelate v.
körü körüne bağlı olmak fanaticise v.
körü körüne bağlı olmak fanaticize v.
bir önceki olaya bağlı olmak supervene v.
bir dizi olguya bağlı olmak supervene v.
Phrasals
sıkı sıkıya bağlı olmak anchor in v.
(insanlar için) birbirlerine bağlı olmak belong together v.
-e bağlı/tabi olmak ride on something v.
birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda) rest upon v.
(bir şeye) bağlı olmak come down v.
(biriyle veya bir şeyle) ortak olmak/bağlı olmak affiliate (someone or something) with (someone or something) v.
(birine) bağlı olmak lie with (one) v.
(birinin) kararına bağlı olmak lie with (one) v.
birine/bir şeye bağlı olmak/çalışmak report to someone or something v.
bir plana, inanca, davranış biçimine bağlı kalmak/olmak adhere to (something) v.
duygusal olarak bağlı olmak attach to v.
(bir şeye) bağlı olmak consist in (something) v.
(belli koşullara) bağlı olmak depend on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) bağlı olmak depend upon (someone or something) v.
(belli koşullara) bağlı olmak depend upon (someone or something) v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge on someone or something v.
birine/bir şeye bağlı olmak hinge upon someone or something v.
birine/bir şeye bağlı olmak hinge on someone or something v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge upon someone or something v.
birbirine bağlı olmak knot together v.
(biriyle/bir şeyle) birbirine bağlı olmak link together (with someone or something) v.
(birine/bir şeye) bağlı olmak link together (with someone or something) v.
(bir şeye) dayanmak/bağlı olmak pivot on (something) v.
(bir şeye) bağlı olmak rest upon (something) v.
(bir şeye) bağlı olmak rest on (something) v.
-e ait/bağlı olmak reside with v.
(birine/bir şeye) bağlı olmak rest with (someone or something) v.
Colloquial
(mecaz) eli kolu bağlı olmak hamstrung v.
-e bağlı olmak be on v.
'-e bağlı olmak answer to v.
(bir şeye) bağlı olmak be down to something v.
bir şeye bağlı olmak have something to do with something v.
bir şeye bağlı olmak not have anything to do with something v.
bir şeye bağlı olmak have to do with something v.
Idioms
pamuk ipliğiyle bağlı olmak hang on by one's eyelids v.
eli kolu bağlı olmak have one's hands tied v.
eli kolu bağlı olmak be bound hand and foot v.
eli kolu bağlı olmak be tied hand and foot v.
birisine aşırı bağlı olmak be tied to someone's apron strings v.
pamuk ipliğine bağlı olmak be on a knife edge v.
ilkelerine bağlı olmak live up to one's principles v.
ilkelerine bağlı olmak stick to one's principles v.
prensiplerine bağlı olmak live up to one's principles v.
prensiplerine bağlı olmak stick to one's principles v.
birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olmak be joined at the hip v.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang on by a hair v.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang on by a thread v.
(davanın sonucu) birinin iyi haline bağlı olmak be upon one's good behavior v.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang by the eyelids v.
(birine) aşırı bağlı olmak be tied to something's apron strings v.
(birine) aşırı bağlı olmak be tied to (something's) apron strings v.
katolikliğin kurallarına gerekenden daha fazla bağlı olmak be more catholic than the pope (himself) v.
-e bağlı olmak lie in v.
bir düşünceye/inanca bağlı olmak be a great/firm believer in something v.
bir düşünceye/inanca bağlı olmak be a firm believer in (something) v.
pamuk ipliğine bağlı olmak hang by a hair v.
pamuk ipliğine bağlı olmak have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
(tamamen) bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak be (all) a matter of something/doing something v.
bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak be a matter of something/doing something v.
(bir şey yapmaya) bağlı olmak be a matter of (doing something) v.
(birinin) iznine bağlı olmak be on (one's) say-so v.
(birinin) sözüne bağlı olmak be on (one's) say-so v.
(birinin) sözüne bağlı olmak be on the say-so of (someone) v.
(birinin) iznine bağlı olmak be on the say-so of (someone) v.
kendi alışkanlıklarına/fikirlerine bağlı olmak be set in your ways v.
eli kolu bağlı olmak have hands tied v.
(bir şeye) sıkı sıkı bağlı olmak hold firm (to something) v.
bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak hold fast to something v.
akıbeti (bir şeye) bağlı olmak stand or fall by (something) v.
başarısı veya başarısızlığı (bir şeye) bağlı olmak stand or fall by (something) v.
(bir şeye) bağlı olmak be wedded to (something) v.
Law
bir şarta bağlı olmak be subject to a condition v.
Politics
koşuluna bağlı olmak be conditional upon v.
Marine
güvertenin üzerindeki kalasta gözleri bağlı olarak yürümeye mecbur olmak walk the plank v.
Linguistics
(ağaç diyagramı düğümü) alt daldaki kelimeye bağlı olmak dominate v.
Religious
(yaratıcıya, orduya, vb.) sadakatle bağlı olmak love v.
Philosophy
ortak bir evrensel önermeye bağlı olmak communicate v.
Slang
kıçların bağlı/yapışık olmak be attached at the hip v.