Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | başlangıçta olan | opening adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | başlangıçta var olan | primordial adj. |
General | başlangıçta var olan | primordiate adj. |
General | (fiyat) başlangıçta sabit olan | starting adj. |
Idioms | ||
Idioms | başlangıçta kötü sonrasında iyi olan şey | blessing in disguise n. |
Idioms | başlangıçta iyi olup sonradan ciddi sorunlara neden olan şey | a poisoned chalice n. |
Religious | ||
Religious | (teolojide) adem ve havva'nın cennet bahçesi'ndeki yasaklı meyveyi yemesi sonucu insanlığın başlangıçta var olan masumiyetini ve mutluluğunu kaybetmesi | fall n. |