basık - Turc Anglais Dictionnaire

basık

Sens de "basık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

Turc Anglais
Math
basık oblate adj.
The Earth is an oblate spheroid.
Dünya basık bir küredir.

More Sentences
General
basık frowsty adj.
basık overcast adj.
basık depressed adj.
basık callow adj.
basık frowzy adj.
basık low adj.
basık flattened adj.
basık stuffy adj.
basık sunken adj.
basık camous adj.
basık leaden adj.
basık broody adj.
basık lowery adj.
basık pokey adj.
basık squab adj.
basık square-built adj.
basık strangulate adj.
basık frouzy adj.
Technical
basık flat adj.
Computer
basık engraved adj.
Architecture
basık surbased adj.
Geometry
basık subterete adj.
Marine Biology
basık compressed adj.
Astronomy
basık eccentric adj.
Tobacco
basık squashed adj.

Sens de "basık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 80 résultat(s)

Turc Anglais
General
basık kemer flat arch n.
basık kemer drop arch n.
ucu kalkık basık burun pug nose n.
basık kemer depressed arch n.
basık sivri kemer drop arch n.
basık sivri kemer equilateral arch n.
basık sivri kemer four-centered arch n.
basık kısım depression n.
basık şey pug n.
basık burun pug n.
basık ve geniş burunlu (hayvan) platyrrhinian adj.
basık ve çirkin (bina) squatty adj.
basık burunlu pug-nosed adj.
basık burunlu pug-nose adj.
basık bir halde compressedly adv.
basık bir şekilde callowly adv.
Politics
basık maden bölgelerinin geliştirilmesi ve yeniden düzenlemesi için fon sağlayan ab programı rechar n.
Technical
kutupları basık sferoit oblate spheroid n.
basık kiriş shallow beam n.
kutupları basık elipsoit oblate ellipsoid n.
ahşap basık yaymakas belfast truss n.
basık kesitli pissu borusu depressed sewer n.
basık tonoz drop vault n.
basık kemer drop arch n.
basık kemer segmental arch n.
Computer
basık etki sunken effect n.
Architecture
basık kemer depressed arch n.
basık kemer drop arch n.
basık kemer obtuse arch n.
basık kemer surbased vault n.
basık kemer flat arch n.
basık kemer jack arch n.
basık kemer segment n.
basık kemer skene arch n.
Traffic
basık sivri kemer lowered pointed arch n.
Medical
basık dil stammering n.
basık dil lisp n.
basık dil lisping n.
Anatomy
basık ve geniş burunlu platyrrhine adj.
basık ve geniş burunlu platyrrhinic adj.
basık ve geniş burunlu platyrhinian adj.
Statistics
basık eğri kurtic curve n.
çok basık dağılımlar leptokurtic distributions n.
tümü basık allokurtic adj.
çok basık leptokurtic adj.
ne çok basık ne de az basık olan mesokurtic adj.
Biology
bazı deniz kestanelerinin ambulakrumunda genişlemiş ve basık ağız ucu phyllode n.
Marine Biology
çok sayıda basık halkaları olan, boylamasına uzun bir karındanbacaklı telescope shell (cerithium telescopium) n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı spoonbill catfish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı shovelnose catfish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı goujon n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı flathead fish n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı yellow cat (pylodictus olivaris) n.
basık bir kafası ve çıkık çenesi olan büyük bir kedi balığı mudcat n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık black bream [africa] n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık galjoen n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık dichistius capensis n.
sığ sularda görülen basık bir av ve spor balığı blackfish (dichistius capensis) n.
cerrah balıklarından oluşan acanthuridae familyasına mensup, vücudu yanlardan basık ve keskin kuyruklu küçük tropikal balıklara verilen ad medico n.
yüksek, basık kafası ve uzun kuyruklu gövdesi olan bir balık holocephalian n.
yüksek, basık kafası ve uzun kuyruklu gövdesi olan bir balık holocephalian n.
yüksek, basık kafası ve uzun kuyruklu gövdesi olan bir balık holocephalan n.
çeşitli basık ve kısa gövdeli, gümüşi veya sarımsı deniz balıklarına verilen ad moonfish n.
kuzey ve güney amerika'nın sıcak sahil sularında yaşayan, istavritgiller familyasına mensup çeşitli kısa ve basık gövdeli gümüşi balıklara verilen ad moonfish n.
uzun ve basık yapılı deniz balığı ribbon fish n.
cepola cinsinde yer alan küçük, basık bir deniz balığı ribbon fish n.
sığ sularda yaşayan uzun ve basık gövdeli balıkları içine alan bir balık familyası family pempheridae n.
sığ sularda yaşayan uzun ve basık gövdeli balıkları içine alan bir balık familyası pempheridae n.
Zoology
basık ayaklara sahip çift kabuklu yumuşakçaları kapsayan bir alt takım veneracea n.
küçük ve basık suratlı bir amerikan terrier ırkı boston terrier n.
küçük ve basık suratlı bir amerikan terrier ırkı boston bull n.
Botanic
basık koniye benzer şekli olan ağaç mantarı tree bracket n.
basık yüzeyi bulunan complanate adj.
Linguistics
basık dağılım platokurtic distribution n.
Geology
çökmüş veya basık bir jeolojik oluşum natural depression n.
Sport
(bovlingde) çim topu oyununda kullanılan iki taraftan basık bir top kitty n.
(çim topu oyununda) sahada sabit duran, iki tarafından basık bir top mark n.
Ornithology
yeni zelanda'ya özgü uzun basık gagalı bir papağan kaka (nestor meridionalis) n.
Slang
basık araba low-rider n.
basık araba lowrider n.