be at (something)

Sens de "be at (something)" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Colloquial
1	Colloquial	be at (something) v.	(belli bir saatte) olmak
2	Colloquial	be at (something) v.	(belli bir zamanda) olmak
3	Colloquial	be at (something) v.	(bir şey) üzerinde çalışıyor olmak
4	Colloquial	be at (something) v.	(bir şey) üzerinde yoğunlaşmış olmak
5	Colloquial	be at (something) v.	(bir şey) üzerinde azimle çalışıyor olmak
6	Colloquial	be at (something) v.	(bir şey) üzerinde ısrarla çalışıyor olmak
7	Colloquial	be at (something) v.	(bir şey) üzerinde bıkmadan usanmadan çalışıyor olmak

Sens de "be at (something)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 149 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Colloquial
1	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) tamamen hemfikir (olmak)
In that respect, we are totally at one with the Commission. Bu bakımdan Komisyon ile tamamen hemfikiriz. More Sentences
General
2	General	be at something v.	meşgul olmak
3	General	be at the bottom of something v.	başının altından çıkmak
4	General	be furious with somebody at something v.	öfkelenmek
5	General	be at something v.	başında olmak
6	General	be a dab hand at something v.	uzmanı olmak
7	General	be vexed at something v.	bir şeye canı sıkılmak
8	General	be a dab hand at something v.	erbabı olmak
9	General	be alarmed at something v.	endişeye kapılmak
10	General	be an old hand at something v.	(bir işin) kurdu olmak
11	General	be good at something v.	bir şeyde iyi olmak
12	General	be bad at something v.	bir şeyde kötü olmak
13	General	be poor at something v.	...i zayıf olmak
14	General	be poor at something v.	....i yeterli olmamak
15	General	be gifted at something v.	bir şeyde doğuştan yetenekli olmak
16	General	be poor at something v.	içeriği yeterli olamamak
17	General	be excellent at something v.	bir şeyde harika olmak
18	General	be brilliant at something v.	bir şeyde harika olmak
19	General	be disappointed at someone or something v.	birine/bir şeye kırılmak
20	General	be disappointed at someone or something v.	biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak
21	General	be disappointed at someone or something v.	biri/bir şey karşısında hüsrana uğramak
22	General	be disappointed at someone or something v.	birine/bir şeye bozulmak
Colloquial
23	Colloquial	be at (someone, something or somewhere) v.	(birinde/bir şeyde/bir yerde) bulunmak
24	Colloquial	be at (someone, something or somewhere) v.	(birinde/bir şeyde/bir yerde) olmak
25	Colloquial	be in at something v.	bir şey olurken orada olmak
26	Colloquial	be in at something v.	bir şeye şahit olmak
27	Colloquial	be in at something v.	bir şeyle alakası olmak
28	Colloquial	be in at something v.	bir şeyde bulunmak
29	Colloquial	be in at something v.	bir şeyde yer almak
30	Colloquial	be in at something v.	bir şeyde olmak
31	Colloquial	be in at something v.	bir şeye tanıklık etmek
32	Colloquial	be in at something v.	bir şeye karışmış olmak
33	Colloquial	be at (someone or something) v.	(birinde/bir şeyde) olmak
34	Colloquial	be at (someone or something) v.	(birinde/bir şeyde) bulunmak
35	Colloquial	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
36	Colloquial	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
37	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) uyum içinde (olmak)
38	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) tamamen aynı fikirde (olmak)
39	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) tamamen uzlaşmış (olmak)
40	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) tamamen mutabık (olmak)
41	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) bütünlük içinde (olmak)
42	Colloquial	(be) at one (with somebody/something) expr.	(biriyle/bir şeyle) bir olmak
Idioms
43	Idioms	be at pains to do something v.	bir şeyi yapmak için helak olmak
44	Idioms	be at pains to do something v.	bir şeyi yapmak için çok çaba harcamak
45	Idioms	be at the bottom of something v.	temelinde yatmak (neden vb.)
46	Idioms	be at odds with something v.	-den farklı olmak
47	Idioms	be at odds with something v.	-ile çelişmek
48	Idioms	be/lie at the bottom of something v.	(neden olarak) temelinde yatmak
49	Idioms	be past master at something v.	işin erbabı olmak
50	Idioms	be past master at something v.	işin ustası olmak
51	Idioms	be past master at something v.	işin kaşarı olmak
52	Idioms	be at the point (of doing something) v.	(bir şeyi yapma) noktasında olmak
53	Idioms	be at the sharp end of something v.	topun ağzında olmak
54	Idioms	be at odds over something v.	bir konuda ihtilaf içinde olmak
55	Idioms	be at odds over something v.	bir konu üzerinde anlaşmazlık içinde olmak
56	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) sürtüşme içerisinde olmak
57	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) anlaşmazlık içerisinde olmak
58	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) birbirine düşmek
59	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) papaz olmak
60	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) arası açık olmak
61	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde olmak
62	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) uyuşmazlık içerisinde olmak
63	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) arası bozuk olmak
64	Idioms	be at loggerheads with (one) (over something) v.	(biriyle bir konuda) kavgalı olmak
65	Idioms	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.	bir şeyde/bir şeyi yapmakta usta olmak
66	Idioms	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.	bir şeyin/işin ustası olmak
67	Idioms	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.	bir şeyin/işin erbabı olmak
68	Idioms	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.	bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak
69	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
70	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	ana baba günü olmak
71	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) ihtilafa düşmek
72	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	adım atacak yer olmamak/kalmamak
73	Idioms	be at the mercy of (something) v.	(bir şeyin) merhametinde/merhametine kalmış olmak
74	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	iğne atsan yere düşmemek
75	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	ana baba günü olmak
76	Idioms	be at the mercy of (something) v.	(bir şeyin) elinde/ellerinde olmak
77	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	çok kalabalık olmak
78	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) dolup taşmak
79	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşamamak
80	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
81	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle) uyuşmamak
82	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	adım atacak yer olmamak/kalmamak
83	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşmazlığa düzmek
84	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) mağduru olmak
85	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) dolup taşmak
86	Idioms	be at (great) pains to do something v.	bir şeyi yapmak için helak olmak
87	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak
88	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(birbiriyle/bir şeyle) eşleşmemek
89	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) dolup taşmak
90	Idioms	be at (great) pains to do something v.	bir şeyi yapmak için göbeği çatlamak
91	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
92	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	iğne atsan yere düşmemek
93	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
94	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
95	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak
96	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	çok kalabalık olmak
97	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) dolup taşmak
98	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
99	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) hedefinde olmak
100	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(birbirine/bir şeye) uymamak
101	Idioms	be at (great) pains to do something v.	bir şeyi yapmak için paralanmak
102	Idioms	be at (great) pains to do something v.	bir şeyi yapmak için (büyük) çaba harcamak
103	Idioms	be at odds (with somebody/something) (about/over something) v.	(birbirine/bir şeye) aykırı olmak
104	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
105	Idioms	be at the mercy of (something) v.	(bir şeyin) vicdanına/insafına kalmış olmak
106	Idioms	be bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
107	Idioms	be bursting at the seams (with something) v.	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
108	Idioms	be no slouch (at something/at doing something) v.	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) başarılı olmak
109	Idioms	be no slouch (at something/at doing something) v.	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) eline su dökülmemek
110	Idioms	be no slouch (at something/at doing something) v.	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) iyi olmak
111	Idioms	be no slouch (at something/at doing something) v.	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) üzerine olmamak
112	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini eleştirmek
113	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
114	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini üstelemek
115	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
116	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
117	Idioms	be on at somebody (to do something) v.	(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
118	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) mağduru olmak
119	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) olumsuz sonuçlarına maruz kalmak
120	Idioms	be at the receiving end (of something) v.	(bir şeyin) hedefinde olmak
121	Idioms	be at somebody/something hammer and tongs v.	birbirine girmek
122	Idioms	be at somebody/something hammer and tongs v.	bağırış çağırış kavga etmek
123	Idioms	be at somebody/something hammer and tongs v.	saç saça baş başa birbirine girmek
124	Idioms	be at somebody/something hammer and tongs v.	birine/bir şeye dalmak
125	Idioms	be at somebody/something hammer and tongs v.	birbiriyle dalaşmak
126	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) tıklım tıklım dolu olmak
127	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) hıncahınç dolu olmak
128	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) dolup taşmak
129	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	iğne atsan yere düşmemek
130	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	çok kalabalık olmak
131	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	ana baba günü olmak
132	Idioms	be bursting/bulging at the seams (with something) v.	(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
133	Idioms	wouldn't be caught dead at (something) v.	(bir şeyde) asla bulunmamak
134	Idioms	wouldn't be seen dead at (something) v.	(bir şeye) ölse/hayatta girmemek
135	Idioms	wouldn't be caught dead at (something) v.	(bir şeye) asla girmemek
136	Idioms	wouldn't be seen dead at (something) v.	(bir yerde) ölse/hayatta bulunmamak
137	Idioms	wouldn't be caught dead at (something) v.	(bir şeye) ölse/hayatta girmemek
138	Idioms	wouldn't be seen dead at (something) v.	(bir şeyi) ölse/hayatta giymemek
139	Idioms	(be at) the cutting edge (of something) adj.	(bir şeyin) en yenisi (olmak)
140	Idioms	(be at) the cutting edge (of something) adj.	(bir şeyin) en ileri teknolojisi (olmak)
141	Idioms	(be at) the cutting edge (of something) adj.	(bir şeyin) en gelişmişi (olmak)
142	Idioms	(be at) the cutting edge (of something) adj.	(bir şeyin) en son çıkanı (olmak)
143	Idioms	(be at) the cutting edge (of something) adj.	(bir şeyin) en çağdaşı (olmak)
144	Idioms	(be) at the mercy of somebody/something expr.	birinin/bir şeyin insafında (olmak)
145	Idioms	(be) at the mercy of somebody/something expr.	birinin/bir şeyin kontrolünde (olmak)
146	Idioms	(be) at the mercy of somebody/something expr.	birinin/bir şeyin elinde (olmak)
147	Idioms	(be) at the mercy of somebody/something expr.	birinin/bir şeyin insafına/merhametine (kalmak)
148	Idioms	(be) at the mercy of somebody/something expr.	birinin/bir şeyin merhametinde (olmak)
Speaking
149	Speaking	at that point we started to think there may be something in this expr.	o noktada bunda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladık