Historique

bir şeyde olmak

Sens de "bir şeyde olmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Colloquial
1	Colloquial	bir şeyde olmak	be in at something v.

Sens de "bir şeyde olmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 213 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bir şeyde biriyle ortak olmak	go in with someone on v.
2	General	bir şeyde önemli bir rolü olmak	feature v.
3	General	bir şeyde başarılı olmak	be good at v.
4	General	bir şeyde uzman olmak	be well-versed in v.
5	General	bir şeyde iddialı olmak	be assertive about something v.
6	General	bir şeyde iyi olmak	be good at something v.
7	General	(bir şeyde) birisiyle eşit olmak	be equal someone in something v.
8	General	bir şeyde kötü olmak	be bad at something v.
9	General	bir şeyde başarısız olmak	fail at something v.
10	General	bir şeyde uzman olmak	be an expert on a field v.
11	General	bir şeyde mükemmel olmak	be excellent at v.
12	General	bir şeyde doğuştan yetenekli olmak	be gifted at something v.
13	General	bir şeyde cömert olmak	be generous with something v.
14	General	bir şeyde harika olmak	be excellent at something v.
15	General	bir şeyde harika olmak	be brilliant at something v.
Phrasals
16	Phrasals	(bir şeyde) başarısız olmak/gümlemek	flop as (something) v.
17	Phrasals	(bir şeyde) başarısız olmak/gümlemek	flop as something v.
18	Phrasals	(bir şeyde) başarısız olmak	fail in (something) v.
19	Phrasals	bir şeyde biriyle aynı seviyede olmak	match someone or something in something v.
20	Phrasals	bir şeyde biriyle eşit olmak	match someone or something in something v.
21	Phrasals	bir şeyde birine denk olmak	match someone or something in something v.
22	Phrasals	bir şeyde iyi olmak	excel at v.
23	Phrasals	bir şeyde başarılı olmak	excel at v.
24	Phrasals	kökü/kökeni bir şeyde olmak	rest in something v.
25	Phrasals	(bir şeyde) ısrarcı olmak	stick with (something) v.
26	Phrasals	bir şeyde birinden bir şeyden daha iyi olmak	surpass someone or something in something v.
27	Phrasals	(birinde/bir şeyde) birlik olmak	unite in (someone or something) v.
28	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) göstergesi olmak	represent (someone or something) in (something) v.
29	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) temsilcisi olmak	represent (someone or something) in (something) v.
30	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) avukatı olmak	represent (someone or something) in (something) v.
31	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) savunucusu olmak	represent (someone or something) in (something) v.
32	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) vekili olmak	represent (someone or something) in (something) v.
33	Phrasals	bir şeyde birinin temsilcisi olmak	represent someone in something v.
34	Phrasals	bir şeyde birinin avukatı olmak	represent someone in something v.
35	Phrasals	bir şeyde birinin savunucusu olmak	represent someone in something v.
36	Phrasals	bir şeyde birinin vekili olmak	represent someone in something v.
37	Phrasals	bir şeyde izdihama sebep olmak	stampede someone or something into something v.
38	Phrasals	(bir şeyde bir şeye) neden olmak	visit (something) on (something) v.
39	Phrasals	(bir şeyde bir şeye) neden olmak	visit (something) upon (something) v.
40	Phrasals	birinin bir şeyde sonu olmak	wash someone up v.
41	Phrasals	(bir şeyde/yerde) herkesin dilinde olmak	resound throughout (something or some place) v.
42	Phrasals	bir şeyde yardımcı olmak	assist in something v.
43	Phrasals	(bir şeyde) başarısız olmak	bomb out on (something) v.
44	Phrasals	(bir şeyde) farklı olmak	differ in (something) v.
45	Phrasals	bir şeyde birine/bir şeye eşit olmak	equal someone or something in something v.
46	Phrasals	bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı seviyede olmak	equal someone or something in something v.
47	Phrasals	bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı olmak	equal someone or something in something v.
48	Phrasals	(bir şeyde) çok iyi olmak	excel at (something) v.
49	Phrasals	(bir şeyde) çok başarılı olmak	excel at (something) v.
50	Phrasals	(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak	excel at (something) v.
51	Phrasals	(bir şeyde) çok iyi olmak	excel in (something) v.
52	Phrasals	(bir şeyde) çok başarılı olmak	excel in (something) v.
53	Phrasals	(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak	excel in (something) v.
54	Phrasals	(bir şeyde) önemli bir etken olmak	figure into (something) v.
55	Phrasals	(bir şeyde) önemli bir etken olmak	figure in (something) v.
56	Phrasals	(bir şeye/şeyde) ortak olmak	go in on (something) v.
57	Phrasals	(biriyle bir şeyde) ortak olmak	go in with someone (on something) v.
58	Phrasals	(bir şeyde) azimli/kararlı olmak	keep on with (something) v.
59	Phrasals	(bir şeyde) becerikli olmak	know about (something) v.
60	Phrasals	(bir şeyde) ısrarcı olmak	persist with (something) v.
61	Phrasals	(bir şeyde biriyle/bir şeyle) rekabet edebilecek olmak	rival (someone or something) in (something) v.
62	Phrasals	(bir şeyde birinin/bir şeyin) dengi olmak	rival (someone or something) in (something) v.
63	Phrasals	(bir şeyde biriyle/bir şeyle) kıyaslanabilir/mukayese edilebilir olmak	rival (someone or something) in (something) v.
64	Phrasals	(bir şeyde) payı olmak	share in (something) v.
65	Phrasals	(bir şeyde) pay sahibi olmak	share in (something) v.
66	Phrasals	(birinde/bir şeyde) yayılmasına sebep olmak	spread over (someone or something) v.
67	Phrasals	(bir şeyde/bir yerde) başarısız olmak	strike out at (something or some place) v.
68	Phrasals	(bir şeyde) başarılı olmak	succeed at (something) v.
69	Phrasals	(bir şeyde) başarılı olmak	succeed in (something) v.
70	Phrasals	(bir şeyde) etkili olmak	work for (something) v.
71	Phrasals	(bir şeyde) iyi olmak	shine at v.
Colloquial
72	Colloquial	bir şeyde iyi olmak	have game v.
73	Colloquial	bir şeyde uzman/usta olmak	have game v.
74	Colloquial	(bir şeyde) birinden/bir şeyden çok daha iyi olmak	have it (all) over someone or something (in something) v.
75	Colloquial	(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak	have it (all) over someone or something (in something) v.
76	Colloquial	(bir şeyde) tecrübe sahibi olmak	know your way about/around (something) v.
77	Colloquial	(birinde/bir şeyde/bir yerde) olmak	be at (someone, something or somewhere) v.
78	Colloquial	(bir şeyde) çok başarılı olmak	ace (something) v.
79	Colloquial	(birinde/bir şeyde) olmak	be at (someone or something) v.
80	Colloquial	(bir şeyde) mutabık olmak	be down with (something) v.
81	Colloquial	(bir şeyde) payı olmak	be in on (something) v.
82	Colloquial	bir şeyde/bir şeyi yapmada iyi olmak	be one for something/for doing something v.
83	Colloquial	aklı fikri (bir şeyde) olmak	be riddled with (something) v.
84	Colloquial	(bir şeyde) bir şey olmak	be something to (something) v.
85	Colloquial	(bir şeyde) doğruluk/gerçeklik payı olmak	be something to (something) v.
86	Colloquial	bir şeyde ısrarcı olmak	plug v.
Idioms
87	Idioms	bir şeyde üstün olmak	bear away the bell v.
88	Idioms	(bir şeyde) bilgili/becerikli olmak	know (one's) beans v.
89	Idioms	(bir şeyde) uzman/ biri olmak	be (a) one for (something) v.
90	Idioms	(bir şeyde) uzman olmak	get (something) under (one's) belt v.
91	Idioms	(bir şeyde) usta olmak	get (something) under (one's) belt v.
92	Idioms	(bir şeyde) uzman olmak	have (something) under (one's) belt v.
93	Idioms	(bir şeyde) usta olmak	have (something) under (one's) belt v.
94	Idioms	(bir şeyde birinden) daha başarılı olmak	make a better fist of (something) v.
95	Idioms	(bir şeyde birinden) daha iyi olmak	make a better fist of (something) v.
96	Idioms	aklı başka bir şeyde olmak	have one's mind on other thing v.
97	Idioms	aklı fikri bir şeyde olmak	be consumed with something v.
98	Idioms	bir şeyde payı olmak	have a hand in something v.
99	Idioms	bir şeyde parmağı olmak	have a part in something v.
100	Idioms	bir şeyde eli olmak	have a part in something v.
101	Idioms	bir şeyde gözü olmak	have an eye to v.
102	Idioms	bir şeyde parmağı olmak	get a hand in something v.
103	Idioms	bir şeyde (teknolojide/konforda) son nokta olmak	be the last word in something v.
104	Idioms	bir şeyde çok iyi olmak	be a dab hand v.
105	Idioms	bir şeyde payı olmak	get a hand in something v.
106	Idioms	bir gözü başka bir şeyde olmak	have half an eye on v.
107	Idioms	bir şeyde payı olmak	get a part in something v.
108	Idioms	bir şeyde eli olmak	get a hand in something v.
109	Idioms	bir şeyde parmağı olmak	get a part in something v.
110	Idioms	bir gözü başka bir şeyde olmak	keep half an eye on v.
111	Idioms	bir şeyde başarılı olmak	bring home the bacon v.
112	Idioms	bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak	keep one eye on something v.
113	Idioms	bir şeyde rolü/yeri/payı olmak	have a place in something v.
114	Idioms	bir şeyde eli olmak	get a part in something v.
115	Idioms	bir şeyde payı olmak	have a part in something v.
116	Idioms	bir şeyde yeni olmak	be new to the game v.
117	Idioms	bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak	have one eye on something v.
118	Idioms	(bir şeyde) söz sahibi olmak	have a voice in something v.
119	Idioms	(bir şeyde) gözü olmak	have an eye to v.
120	Idioms	(alıştırma/egzersiz yaparak) bir şeyde iyi olmak	get one's eye in v.
121	Idioms	(bir şeyde) söz sahibi olmak	have a say in something v.
122	Idioms	(bir şeyde) önceliği olmak	get the first crack at (something) v.
123	Idioms	(bir şeyde) önceliği olmak	have (the) first crack at (something) v.
124	Idioms	(bir şeyde) önceliği olmak	want the first crack at (something) v.
125	Idioms	(bir şeyde) söz sahibi olmak	get a say (in something) v.
126	Idioms	(bir şeyde) söz hakkı olmak	get a say (in something) v.
127	Idioms	(bir şeyde) etkisi olmak	get a say (in something) v.
128	Idioms	(bir şeyde) söz sahibi olmak	get a voice (in something) v.
129	Idioms	(bir şeyde) söz hakkı olmak	get a voice (in something) v.
130	Idioms	(bir şeyde) etkisi olmak	get a voice (in something) v.
131	Idioms	(bir yerde/bir şeyde) saygı duyulan biri olmak	have a good name (somewhere or in something) v.
132	Idioms	(bir yerde/bir şeyde) saygın olmak	have a good name (somewhere or in something) v.
133	Idioms	(bir yerde bir şeyde) itibarlı olmak	have a good name (somewhere or in something) v.
134	Idioms	(bir yerde/bir şeyde) hatırı sayılır olmak	have a good name (somewhere or in something) v.
135	Idioms	(bir yerde/bir şeyde) saygıdeğer olmak	have a good name (somewhere or in something) v.
136	Idioms	bir şeyde yer almamış olmak	play/take no part in/of something v.
137	Idioms	(bir şeyde) kişisel menfaati olmak	have a vested interest (in something) v.
138	Idioms	(bir şeyde) küçük bir rolü olmak	play a bit role (in something) v.
139	Idioms	(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak	play a bit role (in something) v.
140	Idioms	(bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak	play a bit role (in something) v.
141	Idioms	(bir şeyde) küçük bir rolü olmak	play a small part (in something) v.
142	Idioms	(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak	play a small part (in something) v.
143	Idioms	(bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak	play a small part (in something) v.
144	Idioms	bir şeyde başarılı olmak	make inroads into something v.
145	Idioms	bir şeyde piyasaya hakim olmak	corner the market on something v.
146	Idioms	bir şeyde piyasaya hakim olmak	corner the something market v.
147	Idioms	(bir şeyde) çok becerikli olmak	be death on (something) v.
148	Idioms	(bir şeyde) usta/uzman olmak	be death on (something) v.
149	Idioms	(bir şeyde) birinden ya da bir şeyden çok iyi olmak	have it (all) over someone or something (in something) v.
150	Idioms	bir şeyde/bir şeyi yapmakta uzman biri olmak	be (a) one for something/for doing something v.
151	Idioms	sonuna kadar bir şeyde var olmak	be in something for the long haul v.
152	Idioms	bir şeyde iyi olmak	be strong on something v.
153	Idioms	bir şeyde başarılı olmak	be strong on something v.
154	Idioms	(bir şeyde) payı/etkisi olmak	play a role in v.
155	Idioms	bir şeyde/bir şeyi yapmakta usta olmak	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.
156	Idioms	bir şeyde/bir şeyi yapmakta çok iyi olmak	be a dab hand at something/at doing something [uk] v.
157	Idioms	(bir şeyde) yaygın olmak	be in the mainstream (of something) v.
158	Idioms	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) iyi olmak	be no slouch (at something/at doing something) v.
159	Idioms	(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) başarılı olmak	be no slouch (at something/at doing something) v.
160	Idioms	bir şeyde uzman olmak	be well in v.
161	Idioms	(bir şeyde) uzman olmak	be well versed in (something) v.
162	Idioms	(bir şeyde) başarılı olmak	come through (something) with flying colors v.
163	Idioms	(bir şeyde) muzaffer olmak	come through (something) with flying colors v.
164	Idioms	(bir şeyde) çok başarılı olmak	come through (something) with flying colors v.
165	Idioms	(bir şeyde) muvaffak olmak	come through (something) with flying colors v.
166	Idioms	(bir şeyde) piyasaya hakim olmak	corner the market (in something) v.
167	Idioms	(bir şeyde) piyasanın hakimi olmak	corner the market (in something) v.
168	Idioms	bir şeyde eli olmak	get (one's) hand in (something) v.
169	Idioms	bir şeyde parmağı olmak	get (one's) hand in (something) v.
170	Idioms	bir şeyde payı olmak	get (one's) hand in (something) v.
171	Idioms	(alıştırma/egzersiz yaparak) bir şeyde iyi olmak	get your eye in [uk] v.
172	Idioms	(bir şeyde) usta/yetenekli olmak	have (got) a knack for (something) v.
173	Idioms	(bir şeyde) maharetli olmak	have (got) a knack for (something) v.
174	Idioms	(birinde/bir şeyde) gözü olmak/kalmak	have (got) an eye on (someone or something) v.
175	Idioms	(birinde/bir şeyde) gözü olmak/kalmak	have (got) (one's) eye on (someone or something) v.
176	Idioms	bir şeyde payı olmak	have one's hand in something v.
177	Idioms	aklı/kalbi/gönlü bir şeyde olmak	have one's heart set on something v.
178	Idioms	aklı (bir şeyde) olmak	have (one's) mind on (something) v.
179	Idioms	bir şeyde doğuştan yetenekli olmak	have a flair for something v.
180	Idioms	(bir şeyde) görevi/sorumluluğu/üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)	have a part to play (in something) v.
181	Idioms	(bir şeyde) oynayacak/alacak bir rolü olmak	have a part to play (in something) v.
182	Idioms	(bir şeyde) payı olmak	have a role in (something) v.
183	Idioms	bir şeyde iyi olmak	have an eye for something v.
184	Idioms	birinde/bir şeyde gözü olmak	have designs on someone or something v.
185	Idioms	bir şeyde gözü olmak	have designs on something v.
186	Idioms	(birinde/bir şeyde) gözü olmak	have eyes for (someone or something) v.
187	Idioms	bir kulağı (başka birinde/bir şeyde) olmak	have half an ear on (someone or something) v.
188	Idioms	dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak	have half an ear on (someone or something) v.
189	Idioms	bir gözü (başka birinde/bir şeyde) olmak	have half an eye on (someone or something) v.
190	Idioms	dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak	have half an eye on (someone or something) v.
191	Idioms	bir şeyde parmağı/rolü olmak	have one's hand in something v.
192	Idioms	bir gözü/dikkati başka (birinde/bir şeyde) olmak	have one eye on (someone or something) v.
193	Idioms	bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak	have one eye on something v.
194	Idioms	bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak	have half an eye on something v.
195	Idioms	aklı başka bir şeyde olmak	have your mind on other things v.
196	Idioms	bir şeyde/bir şey yapmada payı olmak	have/take a hand in something/in doing something v.
197	Idioms	bir şeyde/bir şey yapmada parmağı olmak	have/take a hand in something/in doing something v.
198	Idioms	bir gözü başka (birinde/bir şeyde) olmak	keep half an eye on (someone or something) v.
199	Idioms	bir gözü (birinde/bir şeyde) olmak	keep one eye on (someone or something) v.
200	Idioms	dikkatinin yarısı (birinde/bir şeyde) olmak	keep one eye on (someone or something) v.
201	Idioms	(bir şeyde) başarılı olmak	make (one's) way in (something) v.
202	Idioms	(bir şeyde) kendi çabalarıyla başarılı olmak	make (one's) way in (something) v.
203	Idioms	(birinde/bir şeyde) bir değişikliğe neden olmak	make a difference in (someone or something) v.
204	Idioms	bir şeyde başarılı olmak	make your way in something v.
205	Idioms	(bir şeyde) gönülsüz olmak	not have (one's) heart in (something) v.
206	Idioms	(bir şeyde) isteksiz olmak	not have (one's) heart in (something) v.
207	Idioms	(bir şeyde) büyük bir rolü olmak	play a big role (in something) v.
208	Idioms	(bir şeyde) büyük bir etkisi olmak	play a big role (in something) v.
209	Idioms	(bir şeyde) küçük bir rolü olmak	play a bit part (in something) v.
210	Idioms	(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak	play a bit part (in something) v.
211	Idioms	(bir şeyde) küçük bir rolü olmak	play a small role (in something) v.
212	Idioms	(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak	play a small role (in something) v.
Slang
213	Slang	herhangi bir şeyde sonraki düzeyde olmak	gekyume v.