bir taraftan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bir taraftan



Sens de "bir taraftan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

Turc Anglais
General
bir taraftan in one sense adv.
bir taraftan on the one hand adv.
bir taraftan on one hand adv.
bir taraftan obliquely adv.
bir taraftan side adv.
Idioms
bir taraftan ot1h (on the one hand) expr.

Sens de "bir taraftan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 39 résultat(s)

Turc Anglais
General
bir taraftan manevi vasıflardan ve diğer taraftan biçimlenmiş cisimlerden ayrışan fiziksel madde matter n.
diğer taraftan çıkmak (bir taraftan giren şey) come through v.
bir taraftan öteki tarafa geçerek ulaşmak make v.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jibe v.
bir taraftan bakılınca ayna, tersinden bakılınca pencere işlevi gören (cam) one-way adj.
bir taraftan öbür tarafa geçen cross adj.
bir taraftan da on the other hand adv.
bir taraftan da in the meantime adv.
diğer bir taraftan on the other hand adv.
bir taraftan diğer tarafa widthwise adv.
bir taraftan da again adv.
diğer bir taraftan again adv.
Phrasals
bir taraftan sokup diğerinden çıkarmak thrust through v.
Colloquial
bir taraftan diğerine from side to side adv.
bir taraftan diğer tarafa from side to side adv.
Idioms
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have (one's) bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak have your bread buttered on both sides v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak want (one's) bread buttered on both sides v.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da büyük miktarda israf veya savurganlık yapmak spare at the spigot and spill at the bung v.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da kontrolsüzce büyük miktarda para harcamak spare at the spigot and spill at the bung v.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) para kazanmak/çıkar sağlamak butter (one's) bread on both sides v.
ortalığı alevlendirmeden konuşup bir taraftan da hazırlanmak walk softly and carry a big stick v.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak walk softly and carry a big stick v.
ortalığı alevlendirmeden konuşup bir taraftan da hazırlanmak speak softly and carry a big stick v.
barışçıl müzakereleri yürütüp bir taraftan da mücadeleye hazırlanmak speak softly and carry a big stick v.
Law
iki taraftan hangisinin üçüncü tarafın mülkiyetine sahip olma hakkına sahip olduğunu belirlemek için üçüncü bir taraf adına açılan dava interpleader n.
Technical
(perçin) tek bir taraftan takılıp sabitlenebilen blind adj.
bir taraftan diğer tarafa thru adv.
bir taraftan diğer tarafa through adv.
Marine
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirme jibe n.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer n.
yelkenin bir taraftan diğer tarafa çevrilmesini önleyen halat preventer stay n.
başka bir gemiye rüzgarın estiği taraftan yaklaşmak gain the wind v.
(yelkeni) bir taraftan diğer tarafa çevirmek jib v.
Medical
yılanvari kıvrımlarla bir taraftan diğer tarafa uzanan oluşum serpiginous n.
Botanic
iki taraftan çıkan yaprakları ve küçük çiçekleri olan tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins tournefortia n.
Sport
(bovlingde) çim topu oyununda kullanılan iki taraftan basık bir top kitty n.
kanonun iki taraftan kürek çekilerek ilerletildiği bir kürek çekme sporu skull n.